Babacan: Katılım bankacılığı gerçek bir yatırım
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, katılım bankacılığı ve kira sertifikalarının gerçek bir ticaret, gerçek bir yatırım olduğunu belirtti.
ABONE OLG20 kapsamında düşünce kuruluşlarını temsilen oluşturulan T20 Türkiye'nin "Küresel Yönetişimin Dönüşümü" başlıklı açılış toplantısında konuşan Babacan, Türkiye'nin dönem başkanlığı yaptığı G20'ye yönelik düzenlenen toplantılar hakkında bilgi verdi.
Babacan, G20'de bir ilk olan enerji bakanları toplantısını yapacaklarını aktararak, T20 toplantılarının ise G20'nin önemli bir çalışma hattı olduğunu kaydetti. Son 1,5-2 yıldır Türkiye'nin uluslararası basında işleniş tarzının çok olumlu olmadığını bildiren Babacan, fazla bir haber görmediklerini, gördükleri zaman da negatif unsurları öne çıkaran bir yaklaşım olduğunu dile getirdi.
Bunu düzeltmek için G20, B20, L20 ve T20 çalışmalarının çok önemli olduğunu bildiren Babacan, "Gerçekten iyi bir performans ortaya koyabilirsek, 'Hadi öyle böyle ama Türkler güzel şeyler yaptı, o dönem başkanlığında şu projeyi gerçekleştirdiler, bu yenilik oldu' gibi şeyleri kayda geçirebilirsek, inşallah ülkemiz için bunun çok büyük faydalarını göreceğiz. Ama belki daha da önemlisi, 'Dünya ekonomik krizinin çözüme kavuşturulmasında Türkiye'nin dönem başkanlığının katkısı oldu' kanaatini yıl sonu itibariyle yerleştirebilirsek, bu ülkemiz için büyük bir başarıdır" diye konuştu.
Babacan, G20 teknik ekiplerinin çok iyi olduğunu dile getirerek, G20 dönem başkanlığı olarak kapsayıcılık, uygulama ve yatırımların öncelikleri olacağını belirtti. W20'ye de değinen Babacan, G20 ülkelerinin kadın örgütlerini en kısa zamanda bir araya getireceklerini ifade etti.
- "Ulusal egemen fonların uzun vadeli ve makul getirili yatırım yerlerine ihtiyaçları var"
Babacan, "Her yatırım harcaması ekonomiye çok faydalıdır, yeter ki para harcayalım, biraz can suyu olsun ekonomiye... Öyle değil, verimli yatırım var, verimsiz yatırım var" dedi.
Dünyada yatırım yapıldıktan sonra tamamen atıl duruma düşmüş tesislerin bulunduğunu, bir de yatırım yapıldığı anda o ülkenin ekonomisine sürekli büyük katkısı olan altyapı yatırımlarının yer aldığını anımsatan Babacan, böyle bakıldığı zaman yatırımların önceliklendirilmesi ve katkısının önemli olduğunu kaydetti.
Dünya Bankası başta olmak üzere uluslararası kuruluşlarla kamu özel sektör ortaklığını standartlaştırmayı istediklerini belirten Babacan, Dünya Bankası'ndan projelerin bazı standartları uygulayıp uygulamadığı ile ilgili bir akreditasyon mekanizması oluşturmasını istediklerini dile getirdi.
Ulusal egemen fonların uzun vadeli ve makul getirili yatırım yerlerine ihtiyaçları olduğunu vurgulayan Babacan, sigorta şirketleri ve reasürans şirketlerinin elinde çok büyük varlıklar olduğunu, ancak bu varlıkların şu anda çok düşük getirili olduğunu, hatta Avrupa Merkez Bankası'nın kararlarından sonra dünyada negatif getiri döneminin başladığını söyledi.
"Onlarla görüşüp böyle bir şeyler düşünüyoruz dediğimizde de, 'Hay Allah razı olsun, biz de böyle bir şey arıyorduk' diyorlar" ifadesini kullanan Babacan, burada uzun vadeli öngörülebilirliğin işin esası olduğunu vurguladı.
Babacan, şunları kaydetti:
"Bir kamu özel sektör ortaklığı projesi dediğinizde, projenin ilk düşüncesinden, yani çiziminden başlayıp da, yatırımının yapılması ve bunun geri dönüşümünün sağlanması en erken 15 yıl. Bazen 20, 30, 40 yıl... O kadar uzun süre içerisinde ülkelerde 10 tane hükümet, 20 tane bakan değişiyor. İşe başladığınız günkü o ülkenin genel politikası ile işin bittiği günkü politika apayrı olabiliyor. 'Biz buna nasıl güvenip de geleceğiz' diyorlar. Sağlam hukuki çerçeve gerekiyor burada. Uluslararası hukuk karşısında sapasağlam kontratlar gerekiyor."
- "IMF, İslami finans ile ilgili bu yıl 3 tane seminer yapacağını söyledi"
Babacan, standartlaşmayı sağlayabilirlerse menkul kıymetleştirme konusunda da önemli bir mesafe alabileceklerini düşündüklerini söyledi.
Dünyada varlık bazlı finansmanın önemli olduğunu ve bunu da uygulamaya başladıklarını anlatan Babacan, "Dün çok mutlu oldum. Kaç tane bakan, merkez bankası başkanı söz aldı ve varlık bazlı finansmandan söz etti" dedi.
Çok sayıda bakanın İslami finansman metotlarını kendi ülkelerinde daha çok kullanmaları gerektiğini söylediğini aktaran Babacan, hatta bu bakanların bazılarının Hristiyan demokrat politikacılar olduğunu dile getirdi.
Babacan, "Katılım bankacılığı ve kira sertifikalarında gerçek bir ticaret, gerçek bir yatırım var. O modellerde parayı para ile döndürme yok. Dün IMF, İslami finans ile ilgili bu yıl 3 tane seminer yapacağını, dünyada bu işi daha çok tanıtacağını söyledi. Özellikle kriz, volatilite dönemlerinde bu modeller çok daha güzel sonuçlar veriyor ve riski dağıtıyor" şeklinde konuştu.
G20'nin büyük ses getirdiğini belirten Babacan, "Avustralya çok uzak bir yerde olmasına rağmen, 3 bin gazeteci geldi. Biz şimdi Antalya'nın lojistiğini 4-5 bine göre ayarlıyoruz, sadece medya mensubu" dedi.
Babacan, G20'nin temsil gücü yüksek olsa da dünyanın tamamı olmadığına işaret ederek, G7 ön planda iken dışlanmışlık hissini iyi bildiklerini dile getirdi.
BM'ye bağlı 180 ülke olduğunu anımsatan Babacan, Türkiye'nin dönem başkanlığında düşük gelirli ülkelere de önem vererek gündemlerini G20'ye taşıyacaklarını anlattı. Babacan, 2 hafta önce bu ülkelerin büyükelçilerini davet ettiğini ve onlara başkentlerine "G20'den ne beklediklerini" yazmalarını söylediğini ifade etti.
Açılış konuşmalarından sonra Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Mütevelli Heyet Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ile İstanbul Ticaret Odası Başkanı (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, Babacan'a günün anısına bir tablo hediye etti. Daha sonra katılımcılarla birlikte aile fotoğrafı çektirildi.