Taşeronda kıdem tazminatlarını kim ödeyecek?

Yıllardır tartışılan ve yüz binlerce kişiyi ilgilendiren taşeron düzenlemesine ilişkin Hizmet Sektörü İşveren Sendikası Başkanı İbrahim Doğan Salman'dan kritik uyarılar geldi.

ABONE OL
GİRİŞ 16.12.2017 14:40 GÜNCELLEME 19.12.2017 12:47 Türkiye Ekonomisi
Taşeronda kıdem tazminatlarını kim ödeyecek?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde açıkladığı ve yaklaşık 1 milyon çalışanı ilgilendiren taşeron yasası gündemi meşgul etmeye devam ediyor. Hizmet Sektörü İşveren Sendikası Başkanı İbrahim Doğan Salman, ayrıntıları yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlayan taşeron düzenlemesi ile ilgili çekincelerini paylaştı. Taşeron düzenlemesinden 17 bine yakın şirketin ciddi şekilde etkileneceğine dikkat çeken Salman, düzenlemeyle birlikte en iyimser tahminle 500 bin kişinin işsiz kalacağı uyarısında bulundu. "Gerek işten ayrılacak personel gerekse devam edeceklerle ilgili kıdem tazminatlarını kamunun üstlenmesi gerekir diye düşünüyoruz” diyen Salman, firmaların bundan sonraki süreçte nasıl bir yol izleyeceklerini bilmesi açısından kamunun biran önce hizmet alımlarını nasıl bir model üzerinde gerçekleştireceğini belirlemesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

 

Taşeron düzenlemesinin sadece çalışanlar üzerinden tartışılmaması gerektiğini dile getiren Salman, bu alanda 35-40 yıllık kamu-özel sektör hizmet alım tecrübesi  sahip şirketler ve bu şirketlerdeki uzman personelin geleceğinin de dikkate alınması gerektiğine vurgu yaptı. Salman, Bu şirketlerin kayda değer bir kısmı organizasyon, uzmanlık ve teknoloji imkanlarına sahip şirketler. Ortadoğu’ya, Afganistan’a, Pakistan’a ve Körfez bölgesine hizmet ihracatı gerçekleştiriyorlar. Taşeron yasasıyla birlikte bu şirketler hasar alacaklar. Bu hasarın kamu tarafından nasıl telafi edileceğinin bilinmesi gerekiyor. Bu şirketlere belediye alacakları, banka kredileri borçları ve kendilerini farklı iş alanlarına yönlendirebilecekleri bir zaman ve imkan sağlanmalı. Bu nedenle borç ve yükümlülüklerinin ötelenmesi konusunda bir çalışma olmalı. Öte şirketlerle birlikte bu şirketlerin merkezlerinde çalışan yetkin ve tecrübeli personelinde geleceğinin yasama organı tarafından göz önünde bulundurulması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

500 BİN KİŞİ İŞSİZ KALACAK

İbrahim Doğan Salman, hizmet alımlarına yönelik istekli olarak faaliyetlerini sürdürmekte olan 17 bin şirketin olduğuna aktararak, “Bahse konu şirketlerdeki ortaklık yapıları iki ortaklı şekilde olup toplamda 34 bin kişilik bir müteşebbis topluluğu ortaya çıkıyor. Ortalama her şirketin şirket merkezinde 5 kişilik bir çalışan gurubu toplamda 85000 kişiye tekamül edeceği ve bu durumda şirket ortakları ile çalışanlarının toplamının 119 bin kişiye ulaşacağı açıktır. Bu çalışma gurubunun geçindirmekle yükümlü olduğu aile bireylerini de düşünürsek asgari 357 bin kişiye tekamül ediyor. Taşeron işçilerin;  özel statü ile kamu kurum ve kuruluşlarında kadroya alınması sonucunda bu kapsamda hizmet veren özel sektör firmalarının ticari yaşamı sonlanmasıyla birlikte en iyimser tahminle 500 bin kişi işsiz kalacak” uyarısında bulundu

HİZMET ALIMLARINDA MODEL BELİRLENMELİ

Türkiye’nin bundan sonraki süreçte nasıl bir yol izleyeceğini merak ettiklerini de aktaran Salman, “Kamu bundan sonra hizmet alımlarını nasıl bir modelle gerçekleştireceğine karar vermeli. Bu konuda gelişmiş ülkelerdeki modeli mi uygulayacağız yoksa tamamen kamu personeli ile mi yapacağız. Bunun bir an önce belirlenmesi gerekiyor. Yani üyelerimiz bundan sonraki süreçte nasıl bir yol izleyeceklerini bilmeleri gerekiyor. Belirli bir ekonomik değeri olan ve bu ülkenin milli serveti sayılacak firmalarımız ve bu firmalarda çalışan yetişmiş insan gücümüz var. Bu şirketler bir anlamıyla batma noktasına da gelebilirler. Firmalarımıza sahip çıkılmalı. Bir anlamda bu firmaları devlet te alabilir. 30 yıllık bir şirket bu yasayla birlikte yok olmamalı” ifadelerini kullandı.

EK PERSONEL İSTİHDAMI ORTAYA ÇIKACAK

Taşeron düzenlemesinde sadece mevcut alt işverenlerin istihdam ettiği çalışanların ihtiyaç ve beklentileri üzerinden tartışılmaması gerektiğine dikkat çeken Salman, sektörde faaliyet gösteren firmaların yok sayılmaması gerektiğini ifade etti. Salman, “Firmalar kamu hizmet alımları tecrübesinde ortaya koydukları katma değer, sağladıkları fayda konuşulmaktan ziyade firmaların bu sistem içerisinde maliyet oluşturulan yönleri ön plana çıkarılıyor” dedi. Kamu İhale Kurumu’nun son 4-5 yıllık verilerine bakıldığında personele dayalı kamu hizmet alımlarında yüzde 97-98 oranında işçilik değerlerine yakın gerçekleşmeler olduğu bilgisini veren Salman, “Yani yüzde 1-2 kar marjı ile bu hizmet veriyorlar. Dolayısıyla bu firmalar sistem içerisinde düşünüldüğü gibi maliyetleri artıran fonksiyonları bulunmuyor. Çalışanların ücret şartlarını idare belirliyor. Bu ücretleri firmalar belirliyor olsaydı bu tartışma firmalar üzerinden yapılabilirdi. Bütün şartname ve sözleşme hükümleri kamu idareleri belirliyor. Çalışanların bundan sonraki şartlarının geliştirilmesi yine kamu idareleri tarafından yapılacak” dedi. Salman, firmaların mevcut hizmetlerini minimum sayıdaki merkez personeli ile yaptıklarını aktararak, bu personel devlete geçtiğinde, bunların sevk ve idaresi için istihdam edilen personelin en az yüzde 10’u kadar bir personel alımı daha yapmak zorunda kalınacağını sözlerine ekledi.

KIDEM TAZMİNATLARI KİMİN TARAFINDAN ÖDENECEK?

Taşeron yasası ile birlikte belli kriterlere uyan çalışanların kadroya alınacağını, kriterlere uymayan ve kadroya alınmayan bir çalışan kesimin ortaya çıkacağına dikkat çeken Salman, “Bu personelin durumuna dair (işe iade davaları, emsal davaları vb. sorunlara dair) bir yaklaşım geliştirilmelidir. Aynı zamanda tüm personelin (kamuya alınacak ve alınmayacak) kıdem tazminatları vb haklarının nasıl verileceği netleştirilmeli, bu konuda ilgili hizmet şirketi ve personel mağdur edilmemeli. Mevcut ihale sistemine göre kıdem tazminatları alt işveren tarafından devletten alınan bir maliyet değil. Dolayısıyla bu kıdem tazminatlarının kimin tarafından ödeneceği konusunda kanuna bir hüküm konması gerekiyor. 2014 yılında çıkarılan yasayla alt işverenin bunu almadığı ve istese de ödeyemeyeceği bir hüküm vardı. Gerek işten ayrılacak personel gerekse devam edeceklerle ilgili kıdem tazminatlarını kamunun üstlenmesi gerekir diye düşünüyoruz” dedi.