Amerikalı sufi, Şeyh Ragıp
Musevi olarak doğan ve yıllar sonra Müslüman olan Robert Frager'ın eşi Türk, kendisi Amerikalı, hem psikoloji profesörü hem de sufi... 'Ben ötesi psikoloji' üzerine çalışmalar yapıyor ve 20 yıldır Cerrahi tarikatı üyesi.
ABONE OLEşi Türk, kendisi Amerikalı, hem psikoloji profesörü hem de sufi... Kulağa oldukça karışık geliyor ama Prof. Dr. Robert Frager, yani buradaki adıyla Şeyh Ragıp, Kaliforniya'daki 'The Institute Of Transpersonal Pyschology/ Ben ötesi Psikoloji Enstitüsü'nün kurucusu ve bir Cerrahi şeyhi. Stanford Üniversitesi'nin karşısında bulunan enstitüyü 1975'de kuran Frager, Harvard'da sosyal psikoloji üzerine doktora yapmış. Ardından yine Harvard ve UC Berkeley'de psikoloji dersleri vermiş. Aynı zamanda Aikido'da 7. derece siyah kuşak sahibi olan Şeyh Ragıp, şimdi Amerika'da hem psikoloji çalışmalarına devam ediyor, hem tekkede tasavvufu anlatıyor, hem de Aikido hocalığı yapıyor. Yılın belli günlerinde İstanbul'daki evinde kalan Frager'le, ilginç hayat öyküsünü konuştuk.
* Öncelikle 'Ben ötesi psikoloji' ne demek, klasik psikolojiyle arasında ne fark var anlatır mısınız? Ben ötesi psikoloji, psikoloji biliminde 'dördüncü ekol' olarak kabul edilir. İnsanın varolabilmesi için temel ihtiyaçlarından birinin de kendi potansiyelini, yaratıcılığını kullanmak olduğunu savunur. Örneğin, bir kuş uçtuğu sürece kuştur.
* İnsanların kendilerinden daha güçlü bir varlığa ya da Tanrı'ya inanıp inanmamaları psikolojilerini nasıl etkiliyor? Ben kendimden daha güçlü bir varlığa inanıyorum. Çünkü gerçek şu ki biz de düşündüğümüzden çok daha güçlü varlıklarız. Dünya gizemli şeylerle dolu. Açıklayamadığımız, bilmediğimiz çok şey var. Bunları görmezden gelir ve kendimizi modern biyolojinin söylediği gibi 'sadece bir beden'den ibaret görürsek, çok kısıtlanmış bir hayat olur bu. 'Bu dünyaya böyle geldik ve
* Peki bu psikolog-hasta ilişkisine nasıl yansıyor? Bizim enstitümüz insanların sorunlarına inançları doğrultusunda eğilmenin önemi ve yöntemleri üzerinde çalışıyor. Bu bir anlamda da manevi rehberlik. Bunun için Musevi, Hıristiyan, Budist ya da Müslüman olmanız hiç farketmez. Ben ötesi psikoloji, inançlarının insan psikolojisi üzerindeki öneminin asla gözardı edilmemesi gerektiğini savunuyor. Çünkü diyelim siz Tanrı'ya inanan bir hastasınız ama psikoloğunuz Tanrı'ya inanmıyor. Bu noktada size yardımcı olabilmesi mümkün olmaz..
* Siz aynı zamanda bir Cerrahi şeyhisiniz. Tasavvufla ne zaman ve nasıl tanıştınız? Ben 11-12 yıl süreyle Budizm, yoga ve meditasyon üzerine eğitmenlerle çalıştım. Kaliforniya'daki enstitümüze her dinden ve inançtan
* Neydi onda sizi bu denli etkileyen? Hayatımda o güne kadar Hindistan, Japonya gibi birçok yerde, çok sayıda ruhani liderle tanıştım ama onun gibisine rastlamadım. Öncelikle kişiliğine, insanlığına aşık oldum. Konuşmalarını dinledim, anlattıkları çok etkileyici, sofistike şeylerdi. Bir de onu diğerlerinden ayıran; sizin benim gibi normal bir hayat süren, çoluk çocuğu olan, üstelik hayatını kitap satarak kazanan bir insan olmasıydı. Yani bu kadar özel bir insan olması için kendini bir tapınağa ya da bir mağraya kapatması gerekmemişti.
* Siz daha önce dindar biri miydiniz, nasıl Müslüman oldunuz? İşin ilginç tarafı
* İslam dinini tanıyor muydunuz? Hayır, açıkcası ben yavaş yavaş Müslüman oldum. Kuran'ı ve İslam'ı sonradan tanıdım.
* Şeyh Muzaffer'in kitap sattığını söylediniz... Nerede, ne kitabı satıyordu? İstanbul'da Sahaflar Çarşısı'nda bir kitap dükkkanı vardı. Kapalı Çarşı'nın arkasındaki camiide hocaydı aynı zamanda. Babası da bir şeyhmiş, öleli tam 20 yıl oldu.
* Tasavvufla insanlar nasıl tedavi ediliyor,
Söyleşi: İlknur K. Akman