Kurtlar Vadisi Necati Şaşmaz hangi rolde kamera önünde yer alacak?
Uzun yıllar boyunca Kurtlar Vadisi adlı yapıtta Polat Alemdar karakteriyle özdeşleşen profesyonel oyuncu Necati Şaşmaz yepyeni bir projede yer alacak. Necati Şaşmaz'ın senaryosunu kendi yazdığı uluslararası bir dizide Şems karakterine hayat vereceği ortaya çıktı. Kurtlar Vadisi'nin efsane isminin yeni projesi hakkında en son gelişmeler!
ABONE OLMilyonları ekrana kilitleyen Kurtlar Vadisi adlı projede Polat Alemdar rolünü canlandırarak gönüllerde taht kuran isim Necati Şaşmaz'dan müjdeli bir haber geldi. Usta oyuncu Necati Şaşmaz, Kurtlar Vadisi dizisindeki fenomen haline gelen Polat Alemdar rolü dışında yepyeni ve farklı bir projede yer alacağının açıklamasını gerçekleştirdi.
Necati Şaşmaz'ın izleyici kitlesini heyecanlandıran açıklamaları doğrultusunda, senaryosunu bizzat kendi kaleme aldığı uluslararası bir dizi projesinde Şems karakterini canlandıracağının duyurusunda bulundu. Böylece Necati Şaşmaz uzun yılların ardından ilk kez Kurtlar Vadisi dizisinde Polat Alemdar rolü dışında bambaşka bir rol üstlenmeye hazırlanıyor. Öte yandan kurtlar Vadisi dizini yayınlanması için sabırsızlık içerisinde geri sayıma başlayan izleyiciler için de, televizyon kanallarıyla görüşmelerin şu an için devam ettiğinin ve dizinin önümüzde sezon başlayabileceğinin açıklamasında bulundu.
ŞEMS-İ TEBRİZİ KİMDİR?
Şems-i Tebrizi, 1185 tarihinde Tebriz’de doğmuştur. Esas adı, Mevlana Muhammed olan Tebrizi, Melik Dad oğlu Ali isminde bir zatın oğludur.Dinin güneşi anlamı taşıyan Şemseddin lakabıyla anılan Tebrizi, ufak yaşlarda manevi ilimleri tahsilde gösterdiği kabiliyetle tüm dikkatleri üzerinde toplayan önemli bir isim haline gelmiştir. Din ilimleri tahsilden sonra, genç yaşlarında Tebrizli Ebubekir Sellaf`a mürid olmuş, ününü duyduğu bütün meşhur şeyhlerden feyz almaya çalışmış ve bu nedenle diyar diyar dolaşmıştır.Bu gezginliğinden ötürü kendisine "Şemseddin Perende" yani uçan Şemseddin adı verilmiştir. Aynı zamanda Tebriz`de tarikat pirleri ve hakikat arifleri ona "Kamil-i Tebrizi" adını vermişlerdir.
Hz. Muhammed (S.A.V.)'in ahlakını daima kendisine örnek alan Şemseddin-i Tebrizi, hayatı boyunca sürekli bir arayış halinde olmuş, manevi bir işaret üzerine de Hz. Mevlana'yı arayıp bulmuştur. Dünyaya, kılık ve kıyafet gibi maddi ve somut şeylere önem vermeyen Şems, Mevlana ile 3-3,5 yıl kadar devam eden beraberliği sayesinde onun hayatında yeni ufukların açılmasına vesile olmuş, onun ilahi aşkın potasında eriterek, kamil bir Hak aşığı yapmaya muvaffak olmuştur.
Şems-i Tebrizi Şam'a döndüğünde, Mevlana Celaleddin için onun yokluğu dayanılmazdır. Şems'in varlığını kabullenememiş kimseler, Mevlana Celaleddin'e ileri geri laflar etmişlerdir. Mevlana'nın bu kimselerden birine verdiği cevap şöyledir: "Onun ışığı vurmazdan önce ölü bir nakıştım sadece taş duvarlarınızda. O, elindeki yay ile vurmazdan önce tellerime; hep aynı nameyi çalıp söyleyen, kendi sesine yabancı bir kuru rebaptım. Ben onun avucunda bağlar, bahçeler ağaçlar görür; deryalar gibi geniş, deryalar kadar berrak sular görürüm. Onun avucunda çıkan ağaçların gölgesinde dinlenirim. Lâkin siz bunların hiçbirini göremezsiniz." der.