Adalarda gezilecek yerler...

Şarkılara konu olmuş, sakin yaşamı ve güzel doğası ile pek çok kişi tarafından ziyaret edilen Adalar hakkında hem şaşırtıcı hem de aydınlatıcı bilgilere sahip olmak istiyorsanız bu haber tam size göre...

ABONE OL
GİRİŞ 02.04.2018 07:04 GÜNCELLEME 14.04.2018 17:28 Yaşam
Adalarda gezilecek yerler...

İstanbulluların çok ziyaret ettikleri gerek yerli gerekse yabancı turistlerin akın ettikleri Adaları sevmeyen yoktur. Yan yana dizilmiş tam yedi adadan oluşan Adalar Takımı'nın İstanbul'a en yakın olanı Kınalı Ada en uzak olanı ise Tavşan Adası'dır. 

TARİH BOYUNCA FARKLI İSİMLERLE ANILDILAR

Adalar, geçmişten günümüze çok farklı isimlerle anılmışlardır. Bizans döneminde soyluların ve prenslerin sürgün yeri olduğu için Avrupalılar adalara "Prens Adaları" ismini vermiştir. Adalar'dan Osmanlı Devleti "Kızıl Adalar" olarak bahsederken halk "Cin Adaları" ismini vermiştir. Ünlü felsefeci Aristoteles ise adalara "Kadiköy Adaları" demiştir. 

İŞTE ADALAR HAKKINDA BİLİNMEYENLER 

Bunların dışında Adalar, pek çok tarihi ve ilginç olaya tanıklık etmişlerdir. Çok eski tarihlerden beri yerleşim yeri olarak kullanılan Adalar'da toplam 899 adet tarihi yapı bulunmaktadır. 

Malazgirt savaşında Alparslan'a yenilen 4. Romanus Diyojen'e Adalar adeta mezar olmuştur. Ardılı 7. Mikhail Dukas tarafından gözlerine mil çekilen Dyojen, Kınalı Ada'da bulunan Metamorfoz Manastırı'na sürgüne yollanır ve burada ölür. 

1930 yılında yapılan bir araştırma sonucu Büyük İskeder'in babası ikinci Filip döneminde kullanılan sikkeler Büyükada'da bulunmuştur. 

Adalara ilk kez vapurlu sefer 1946 yılında başlamıştır. Vapurlu seferlerin yapılmaya başlamasıyla Adalar'a olan merak ve ilgi artmıştır. 

BÜYÜKADA RUM YETİMHANESİ HAKKINDA ŞAŞIRTAN İDDİA

Uzun yıllardan beri halk arasında bir söylence olarak dolaşan bu iddiaya göre; dünyanın en eski ahşap yapılarından biri olan Rum Yetimhanesi, faaliyette olduğu dönemlerde çok büyük bir yangın çıkar.

Bu yangın sırasında çocuklardan biri bahçede bulunan kuyuya düşer ve ölür. Ada halkının anlattıklarına göre; bu olayın ardından geceleri Rum Yetimhanesi'nin önünden geçerken çocuk çığlıkları duyulur. Günümüzde de bu seslerin hala duyulduğunu pek çok Adalı söylemekte ve bizzat şahit olduklarını ifade etmektedir.