Yetimhanede büyüdü! Eşi, kızı ve eşinin ailesini trafik kazasında kaybedince yine yalnız kaldı
Elazığ’da henüz 1 yaşında annesi vefat eden, babası tarafından verildiği yetimhane de devlet şefkati ile büyüyen 34 yaşındaki Emrah Sesveren'in kızı, eşi ve eşinin ailesini trafik kazasında kaybederek yine ailesiz kaldı. Yaşadıklarını anlatan baba, kaza sonrası olay yerinden 6-7 defa geçtiğini ve hatta her seferinde yolunu değiştirip oraya gittiğini aktararak, orada kazanın nasıl olduğunu düşündüğünü dile getirdi.
ABONE OL34 yaşındaki Emrah Sesveren, henüz 1 yaşında annesinin vefat etmesi üzerine babası tarafından, yetimhaneye bırakıldı. Burada 18 yaşına kadar devletin şefkatiyle büyüyen Sesveren, 19 yaşında İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne atanarak önce iş sahibi ardından da 2007 yılında evlenerek 1 çocuk sahibi olmasıyla sıcak bir yuvaya kavuştu. Sesveren anne ve babasından göremediği şefkati ise eşi ve çocuğuna gösterdi. Ancak geçtiğimiz 4 Ocak'ta merkeze bağlı Kuzey Çevre Yolu Necmettin Erbakan Bulvarı'nda Ali Y. idaresindeki 23 HT 937 plakalı hafif ticari araç, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu karşı şeride geçerek Mehmet Kaya yönetimindeki 23 K 5497 plakalı otomobille çarpıştı. Kazada Emrah Sesveren'in kayınbabası Mehmet Kaya, kayınvalidesi Makbule Kaya (68) eşi Sevgi Sesveren (32) hayatını kaybetti. Kaza sonrası özel bir hastaneye ağır yaralı olarak kaldırılan 12 yaşındaki kızı Sude Sesveren ise 29 Ocak günü yaşam mücadelesini kaybetti. Sesveren şimdi yalnız başladığı hayata yalnız devam etmesinin acısını yaşarken de dua etmeyi dilinden düşürmüyor.
"Kazada vefat ettiler, Rabbim bize böyle bir imtihan sundu"
Bir yaşında annesinin vefat ettiğini ve yuvada büyüdüğünü anımsatan Emrah Sesveren, “Her şeye Rabbim ve devletin sayesinde bu duruma geldim. Devlet bizi büyüttü, baktı, işe soktu. Sonra evliliğim oldu. Eşimle 2007’de evlendim. Ondan sonra Rabbim bize bir kız nasip etti ve 12 yaşındaydı. Kazada vefat ettiler Rabbim bize böyle bir imtihan sundu. Babam var ve şuan görüşmüyorum, herhangi bir diyaloğumuz yok. Annem öldü, o da 28 yaşında vefat etmişti. Bende 1 yaşındaydım. Babam çocuk yuvasına verdi. Ondan sonra artık bir ilişkimiz olmadı. Gönül isterdi ki insanlar, oradaki kalan kişiler, anne babası ile mutu bir şekilde yaşasın. Anne, baba sevgisi ve terbiyesi almak ister. Ama Allah’a hamt olsun oradaki çalışanlar, hocalarımız, o eksikliği bize hissetmediler. Şuan bu seviyedeyiz. Bizler de bir baba olduk ve evimiz oldu. İnanın oradaki çocukların hakları daha güzel. Okulları, sosyal aktiviteler olsun evdeki çocukların öyle bir imkanları yok. Allah devletimizin eksikliğini vermesin. En çok devletin bize maddi, sosyal desteği oldu" dedi.
"Rabbim kimseyi evladı ve eşiyle imtihan etmesin"
18 yaşında yurttan çıktını dile getiren Sesveren, “19 yaşında işe girdim. Tüm ailemiz yok değil. amcamız, teyzemiz ve dayılarım var. Onların desteği ile yaşamımızı sürdürüyorduk. Ondan sonra işimize girdik. Asıl kurumum milli eğitim müdürlüğü, geçici olarak Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde çalışıyorum. Akrabalarım bize eş buldular ve yuvamız oldu. Rabbim bizi böyle bir imtihanla karşılaştırdı. Allah seven kulunu da imtihan eder. Biz iman etmişiz, her şeyin Allah’tan geldiğini biliyoruz. Şüphemiz yok. Rabbim kimseyi evladı ve eşiyle imtihan etmesin. O ağır bir imtihan. Çocuğum zaten ufaktı. Şu an tertemiz ve cennette" ifadelerini kullandı.
"Allah’ım hangi kapı hayırlı ise o kapıyı aç dedim"
O geceyi anlatan Sesveren, “Ben o gece dairedeydim. Akşam komşularım bana haber verdi. Misafirliğe gitmişlerdi, akşamda Kuzey Çevre Yolunda karşıdan gelen bir şirket aracı ile çarpıştı. Kayınpederim, kaynanam orada ölmüşler. Eşim de yolda ambulansta ölmüş. Kızım yakın zamanda rahmetli oldu. Kızım hastanede yatarken ümidimiz vardı. Allah’ım hangi kapı hayırlı ise o kapıyı aç dedim. Belki kızım yaşasaydı doktorların demesi ile yüzde 99 engelli kalacaktı. Bundan ziyade görmeyebilirdi. Hafızası gelmeyebilirdi. O bizim için daha zor olacaktı. Allah hayırlı bir kapı açtı ve yanına aldı. Ben çocuğumla iki arkadaş gibiydim. Ben baba, anne görmediğim için kızıma onu hiçbir zaman yansıtmıyordum. Zaman zaman rahmetli eşim kızıma kızdığı zaman kızmaması içi ben ona kızardım. Sevgi farklı bir şey” şeklinde konuştu.
"Kazanın olduğu yoldan 6-7 sefer geçtim, yolumu değiştiriyordum oraya gidiyordum"
Evin kapısını açtığı zamana elinin titrediğini aktaran Sesveren, “Evde beraber yaşadık, anılarımız var. Eve girdiğim zaman farklı bir atmosfer oluyor, zorlanıyorum. Çünkü 13 yıllık bir hayatımız geçti. Şuan inan ki zorlanıyorum. Allah kimsenin başına vermesin. Ağır bir imtihan. İnşallah sonumuz iyi olur Rabbim çok merhametlidir. Allah kişinin annesi ve babasından merhametlidir. Allah kimseye kaldıramayacağı yükü vermez. Demek ki biz bunu kaldıracakmışız. Kazanın olduğu yoldan 6-7 sefer geçtim. Hatta yolumu değiştiriyordum oraya gidiyordum. Bakıyordum burada nasıl kaza oldu. Gittiğim zaman için daha kötü oluyor. Yapacak bir şey yok. Bunlar hayatın gerçekleri. Allah irademizi sabrımızı daim eylesin” diye konuştu.