Usta yazar Rasim Özdenören'i can dostu anlattı
Usta yazar Rasim Özdenören'in bir dostu ve talebesi olan Muharrem Dinleyici, merhum edebiyatçının hayatını, şahsiyetini ve kendisiyle yaşadıkları anılarını anlattı.
ABONE OL7 Güzel Adam'ın son temsilcisi, Türk edebiyatının çınarlarından, Rasim Özdenören'in bir dostu ve talebesi olan Muharrem Dinleyici, merhum edebiyatçının hayatını, şahsiyetini ve kendisiyle yaşadıkları anıları anlattı.
"Halden anlar, kelam bilir, insan tanır, gönül hoş tutmasını becerir, küçükle küçük büyükle büyük olur insanlarda mı çekildi hayatımızdan. Kelimeler anlamını yitirdi mi ne! Gece bir başka geliyor insana.
Yola çıkmış koca yürekler dünyayla aralarına perde çekmişler. Bizden yana bakmak istemiyorlar. Gözlerinin içinin güldüğünü görürdünüz çocuksu masum ve muzipçe bakışlardan hayal hanemizde biriktirdiklerimiz kaldı. Kelimeler bir billur gibi dökülürdü dudakları arasından yorulur diye korkmanıza gerek yoktu hiçte yorulduğu vaki değildi.
Sohbet onun enerjisini artırır kelimeler ona canlılık katardı. Hayat sanki onun ayarladığı bir akıştı. Ne düşüncesinde nede tavrında uçarılık olmazdı. Dümdüz yada dosdoğru yaşayan istikametti. Öyle de yaşadı. Hiçbir zaman ümitsizliğe kapı aralamadı. Derdi vardı ama karanlık dünyaların girdabında değil aydınlık ufuklarında arar ve dahi hiç bir zaman karamsarlığa düşmezdi.
En zor gibi gelen hususları bile çok düz sehli mümteni kabilinden anlatırdı. Sözünde ve sohbetinde çok cömert bir o kadarda ikramkârdı. Gönül almayı bilir. Sohbetinde bulunanların her birini muhabbetin içine çekerdi. Yada bulunduğu sohbet ortamında dışarda kimseyi bırakmazdı. Onunla olmak insana güven verirdi.
Ara Name
(Bu alem sensiz güneşe merhaba dedi. İçimde bir boşluk oluşmuş sabah kalkınca fark ettim. İnsan nasıl yalnızlaşırmış onu fark ettim.)
Gözünün içindeki gülücükler ile etrafımızı doldurduğunu hiç unutmayacağız. Daima tebessüme dönük gülen gözlerin hiçbir zaman aklımızdan çıkmayacak. İnsanı saran sarmalayan muhabbetine denk gelen sayısız saatlerin anlamı şimdilerde kocaman yüreğime oturuyor. Müslümanca düşünmeyi ve dahi yaşamayı senin metinlerinden okuduk ama biz Müslümanca sohbet etmeyi de yaşamayı da senden öğrendik. İçinde bulunduğu ortamda herkesle aynı oranda iletişim ve temasta bulunduğuna ne kadar da çok tanıklığımız vardır. Onunla tanışıklığınız tâ kâlu beladandır. O an tecelli etmiştir. Sizi birden bire sarar sarmalar ve kendisine bağlar. Işıltılı tebessümünün gönlünüzde bir muhabbet çağıltısı açtığını fark edersiniz. Ve bir daha unutmak imkansızdır. Bu mütemadiyen böyledir.
İster bir imza için tanışmış olun isterseniz bir metninizi göstermek için yada konuşmalarından sonra ayak üstü hatırlaşmak için hiç fark etmez idi. Ya da bir röportaj teklifi için. Bazen kendisini kaptırır konuşur konuşur ta ki biz yorgunluğunu hatırlatıncaya kadar. Hayır diyebilmeyi bilmez. Çoğunlukla onun adına Asım GÜLTEKİN hayır der bazen de ben yada Nezir ERYARSOY hoca hayır der oda itiraz etmezdi. Uzadıkça uzayan gece sohbetlerimizde Ayşe teyze Muharrem hoca üstadınız yoruldu bir organize et de istirahate çekilsin derdi.
Benim için Ankara Rasim ÖZDENÖREN’e yapılan yolculuğun adı idi. Şimdilerde Eyüpsultan.
Ve Taha bu aleme ait yolculuğunu Eyüpsultan da noktaladı."