"Yavuz Bahadıroğlu ile Tarihe Yazılanlar" söyleşisi

Tarihçi ve yazar Yavuz Bahadıroğlu, bugün Diyarbakır'da patlayan bomba ile Sultan Abdülhamid'in camiden çıktığı sarıda önünde patlayan bomba arasında bir fark olmadığını belirterek, "Terörist dün Ermeni idi bugün DAEŞ ya da bilmem ne, hiç fark etmez. Ama ikisi de varlığımıza kastetmiş, bunu bilmemiz lazım." dedi.

ABONE OL
GİRİŞ 31.03.2016 23:31 GÜNCELLEME 31.03.2016 23:56 GÜNCEL
"Yavuz Bahadıroğlu ile Tarihe Yazılanlar" söyleşisi

Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) Zonguldak İl Müdürlüğünce "Çınaraltı Gençlik Söyleşileri Projesi" kapsamında ilçedeki özel bir otelin konferans salonunda düzenlenen söyleşide konuşan Bahadıroğlu, Türkiye’ye karşı yayınlanan haberlerle müthiş bir algı operasyonu yapıldığını söyledi.

Yalan haberlerle Avrupa insanına, Türkiye’yi yönetenlerin gaddar, diktatör, dini işkence ve baskı aracı olarak kullandığına yönelik propaganda yapıldığını anlatan Bahadıroğlu, “Ne bilir Hollanda, Fransız, İngiliz halkı. Hayır öyle değildir, bin sene Selçuklu ile birlikte Osmanlı adalet götürmüştür dünyaya, insanlık, vicdan, ahlak götürmüştür ve yönettiği milletlerin tamamı Osmanlılardan memnundur bunu bilmezler." dedi.

Dış güçler tarafından Türkiye’ye karşı uygulanmak istenen projeyi Cumhurbaşkanı ve Başbakanın da zaman zaman dillendirdiğini belirten Bahadıroğlu, şunları söyledi:

“Bu projeyi güçsüzleştirmek, defetmek için her insana her vatandaşa görev düşüyor. Bugün Diyarbakır’da patlayan bomba yüklü araç dün Sultan Abdülhamid’in camisinin önünde, arabasının yanında patlamıştı. O at arabasıydı şimdiki ise otomobil. Terörist dün Ermeni idi bugün DAEŞ ya da bilmem ne, hiç fark etmez. Ama ikisi de varlığımıza kastetmiş bunu bilmemiz lazım. Onu etkisiz kılacak tedbirleri kendimiz almalıyız. Bu tür toplantılara ara vermeyeceksiniz, sokağa çıkmaktan, planladığınız hayattan asla vazgeçmeyeceksiniz. Düğün, nişan yapacaksanız. Kalabalıksa kalabalığa gireceksiniz. Bizim hayatımızı değiştirmeye çalışanlara bu fırsatı kıyamete kadar vermeyeceğiz. 'Kahraman Türk milleti' derler ya evet kahramanlığın gösterileceği zamandır. Bizim İstiklal Marşı'mız ‘Korkma’ ile başlıyor bizi de korkutamayacaklar”

Tarihin sevgi ve nefret açısından değil bilgi ve belge üzerinden yorumlanabileceğine dikkati çeken Bahadıroğlu, sahte belgelerin havada uçuştuğunu belirtti.

Türkiye’de şehirlerin kendilerini ürünleri ile ön plana çıkarmaya çalıştığını ifade eden Bahadıroğlu konuşmasına şöyle devam etti:

“Rize’de çay, Trabzon’da ekmek, Giresun’da fındık. Peygamberler şehri diyoruz Urfa’da kebap, Adana’da da kebap, Antep’de baklava. Bütün şehirlere bir bakın. Milletler insanları ile övünür, önemli değerli insanlarını ön plana çıkartır. İnsan kıymetlidir. İnsanın kıymetini bileceksiniz, geçmiş olan insanlarının kıymetini bilmeyen milletlerin başına Allah sahte hocaları musallat eder. Fatih yürekli insan yetiştirmenin yolu, Akşemsettin Hoca’yı yeniden inşa etmektir. Şehirlerimizin aslında suçu yok. Türkiye Cumhuriyeti devleti 15 yıl öncesine kadar lokum ve şiş kebap ile tanıtılmaya çalışılıyordu. Gelenlere lokum ve şiş kebap soruluyordu. Oysa, ‘Süleymaniye, Selimiye, Sultanahmet’i gezdin mi, anlayabildin mi?’, ‘Sen Sinan’ı tanıyor musun? sorulmalıydı”

Dünyanın yeniden şekilleneceğini ve haritaların yeniden çizileceğini vurgulayan Bahadıroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Türkiye Cumhuriyeti devleti de o haritadaki yerini alır. Bugünkü Anadolu'ya bu millet sığmıyor. Misak-ı Milli sınırlarımız bizim Sivas Kongresi ve meclisin verdiği kararda Musul ve Kerkük üzerinden geçiyor. Nasıl olur ne ederiz bilmiyorum. Türkiye’nin oraya kadar gitmesi lazım, petrol yataklarından mahrum bir Türkiye’yi yönetmek çok kolay değil. Bunu faşizan bir söylem olarak algılamayın. Ben Cumhuriyet Türkiye’sinin demokratik adımlarla devam etmesini isteyen bir adamım."

Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) öğrencilerinin katıldığı söyleşinin sonunda Bahadıroğlu’na, Kredi Yurtlar Kurumu Kredi Dairesi Başkanı İlkay Atlı ile İl Müdürü Hayri Bulazar tarafından çeşitli hediyeler verildi.


KAYNAK : AA