Nahda Partisi seçimi neden kaybetti?

Taha Dağlı'nın analizi...

Aslında Nahda için kaybedilmiş bir şey yok çünkü yine kabinede yer alacaklar üstelik seçimden birinci parti çıkmış olsalar da yine koalisyon kurulacaktı.

Tunus, Arap Baharının başladığı ülke. Demokratik geçiş sürecinde üç önemli aşama vardı. Biri sivil anayasa diğeri Parlamento seçimleri üçüncüsü ise Kasım ayı sonunda yapılması planlanan Devlet Başkanlığı seçimi.

Sivil anayasa süreci başarıyla noktalandıktan sonra yeni anayasayla ilk kez sandığa gidildi. İhvan ekolünden gelen Nahda Hareketiyle, Zeynel bin Abidin Ali döneminin önemli isimlerini bünyesinde barındıran laik Nida Tunus Hareketi seçimin favorisiydi.

Nida, birinci parti çıktı. Nahda ile aralarında yaklaşık 6 puanlık bir fark meydana geldi. Aslında böyle bir sonuç beklenmiyordu hatta Nahda’nın kazanması öngörülüyordu. 
Seçim sonucunun değerlendirmesine gelince. Nahda kaybetse de oy oranını korudu. Oy patlaması yaşayan Nida Hareketi oldu.

Nida’nın böylesine yüksek oy alması beklenmiyordu. Neden aldı sorusuna ise şu an için iki yanıt veriliyor.

Birincisi Körfez ülkelerinin seçim sürecinde Nida’yı desteklemeleri, bu yönde Körfez’den ciddi finans yardımı yapıldığı biliniyor.

Onunla birlikte önceki süreçte laik kesimden bazı kişilere yönelik yapılan saldırıların da laik duruşlu Nida Partisine oy olarak döndüğü yorumları yapılıyor.

Neticede Nahda seçimi tek başına hükümet kuracak kadar oyla kazanmış olsaydı bile koalisyon yapacaklardı. Çünkü Gannuşi önderliğindeki hareket seçim öncesi seçim vaadi olarak koalisyon kuracaklarını açıklamıştı.

Nahda burada tek başına iktidar yerine Tunus’un tamamını kapsayan bir hükümet kurulmasını istiyor.

Seçimi kaybetmiş olmalarının da bu anlamda fazla bir öneminin olmadığı düşünülüyor. Çünkü seçim öncesi tüm siyasi partiler, sandıktan hangi sonuç çıkarsa çıksın Birlik Hükümeti kurulması konusunda anlaşmışlardı. 

Bu anlaşmaya sadık kalınacağını düşünürsek Nahda Hareketi, yapılacak olan koalisyon içerisinde yer alacak ve kabinede temsil edilecek. Buradan bakıldığında Nahda’nın seçimi kaybetmesine rağmen bu kaybın çok büyük olmadığını söylemek mümkün.

Bunlarla beraber asıl önemli olan Tunus’taki demokratik geçişin başarıyla sonuçlanması. Bu konuda önümüzdeki ay yapılması planlanan Devlet Başkanlığı seçimlerinin rolü de çok büyük olacak. O seçimden de demokratik ortamda çıkılması halinde Arap Baharının ilk başladığı ülke olan Tunus, Arap Baharı sürecini tamamlama yolunda en zorlu aşamayı gerçekleştiren tek ülke olarak kayıtlara geçecek.