Eroğlu'ndan kızına "tıbbi ve aromatik bitki" danışmanlığı

Türkiye coğrafyasındaki canlı türlerine ait bilimsel verilerin girilmesi amacıyla Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünce yürütülen "Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesi" kapsamında "Nuh'un Gemisi" veri tabanını kuran Eroğlu, şu ana kadar 1 milyon 300 bini aşkın türün sisteme kaydedildiği bu projenin yanı sıra Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi bünyesinde Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Merkezinin kurulmasına öncülük etti.

Eski bakan Eroğlu, tıbbi bitkiler alanında tez hazırlayan kızı Ayşenur'a da tecrübeleri ile yol gösteriyor.

- "Çocukluğumda doktora gittiğimi hatırlamıyorum"

AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Veysel Eroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, halk arasında "şifalı bitkiler" olarak bilinen tıbbi ve aromatik bitkilerin Türkiye için çok önemli olduğunu söyledi.

İlaç sektörünün de etkisiyle bu bitkilerin zaman içerisinde "karı koca ilaçları" denilerek önemsizleştirilmeye çalışıldığını belirten Eroğlu, "Ben çocukluğumda doktora gittiğimi hatırlamıyorum. Soğuk algınlığı olduğu zaman hemen büyüklerimiz, dedelerimiz, ninelerimiz bir karışım hazırlardı. Hiçbir şey yoksa nane limon içer, hastalığı atlatırdık. Antibiyotik aldığımı da hatırlamıyorum." diye konuştu.

Günümüzde ilaç sektörünün çok büyüdüğünü, Sağlık Bakanlığı bütçesinin büyük kısmının ilaca ayrıldığını anlatan Eroğlu, "Şu anda Türkiye'deki sağlık sistemi Amerika'dan, Avrupa'dan çok daha ileri noktada." ifadelerini kullandı.

- "Değişik iklimlerin kesiştiği nokta"

Eroğlu, Türkiye'nin endemik türler ve tıbbi bitkiler açısından önemli bir coğrafyada olduğuna işaret ederek şöyle konuştu:

"Özellikle Afyonkarahisar tıbbi bitkiler açısından çok önemli. Orman ve Su İşleri Bakanlığı dönemimde Afyonkarahisar'daki bütün biyolojik çeşitliliği tespit ettik, şu ana kadar 7 bin 927 adet çok önemli bitki türü, Nuh'un Gemisi veri tabanına işlendi. Bunların arasında sadece Afyonkarahisar'da olan, dünyada başka yerde bulunmayan 725 endemik tür var. Burada biyoçeşitlilik, şifalı bitkiler gerçekten çok fazla."

Bölgede yerli ilaç üretimi alanında gerekli adımların atılacağını vurgulayan Eroğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Bolvadin ilçesinde alkaloid fabrikası var, ayrıca tıbbi aromatik bitkilerin paketlenmesi, kullanılması, neye faydalı olduğu gibi hususlar ele alınıyor. Şu ana kadar 16 kitapçık hazırladık. Dünyada trend, tıbbi bitkilerden yana. Artık kimse kimyasal ilaçları almak istemiyor. Her ilacın mutlaka yan etkileri var. Her tıbbi bitki her şeye şifadır demek de doğru değil çünkü bunun ölçüsü var. Fazlası zarar verebilir. Ne kadar nasıl kullanılacak bunların da bilinmesi, bu konuda çalışılması gerekir."

- "Pazar, yıllık 115 milyar dolar"

Bu alanda kızının bazı çalışmalar yaptığına işaret ederek Eroğlu, şunları söyledi:

"Diyetisyen kızım Ayşenur'a dedim ki 'Bu konuda çalış.' Fitoterapi alanında yüksek lisans tezine başladı. Afyonkarahisar'da bütün dağları, taşları gezerek özellikle bunların neye faydalı olduğunu halktan, yaşlı kişilerden, ninelerden, dedelerden soruyor. Şu ana kadar tıbbi açıdan faydalı 60 şifalı bitkiyi toparladık. Bu, gerçekten çok önemli. İnşallah bunları kitap haline getirecek. Dünyada tıbbi aromatik bitkilerle ilgili pazar, yıllık 115 milyar dolar. Biz çok büyük gayretle geçen yıl 600 milyon dolarlık ihracat yapabildik. Halbuki bizdeki flora bütün kıta Avrupa'sından çok daha fazla. Türkiye'de 3 bin 600 endemik tür var. Bunların pek çoğu da şifalı bitki."

Ayşenur Eroğlu da Yeditepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Fitoterapi Bölümü'nde "Afyonkarahisar'da etnobotanik" konusunda çalışma yaptığını aktardı.

Araştırmasında en büyük desteği babasından aldığını vurgulayan Eroğlu, şunları kaydetti:

"Babam Afyonkarahisar'ı çok iyi bildiği için beni yönlendiriyor ayrıca bakanlığı döneminde ilimizin biyoçeşitlilik envanteri de çıkarılmıştı. Dolayısıyla alan tarama konusunda desteği oluyor. Çalışmamın amacı, Afyonkarahisar çevresinde atalarımızdan beri kullanılan tıbbi bitkilerin faydalarını, nasıl kullanıldığını kayıt altına almak. Böylece bu bilgilerin zamanla unutulup yok olmasını önlenmek. Köylülerden elde edilen bu bilgiler bilimsel olarak kanıtlanıp bitkisel kökenli ilaç yapımı konusunda adım atılmasını sağlayacaktır."