Kısırlığı yenmenin 10 altın kuralı

Kadın Doğum Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Hakan Çoksüer, kısırlığı yenmenin 10 altın kuralını açıkladı.

ABONE OL
GİRİŞ 11.02.2015 14:22 GÜNCELLEME 11.02.2015 14:22 Aile
Kısırlığı yenmenin 10 altın kuralı

Özellikle kadınlar için önerilerde bulunan Çoksüer, masaj, aşırı diyetten uzak durma, düzenli ilişki, ağrı kesicilerin düzensiz kullanılmaması gibi çeşitli faktörler kısırlık riskini azalttığını vurguladı.

"KARIN VE PELVİK BÖLGEYE MASAJ YAPIN"

Çoksüer, kadınların kısırlığı yenmeleri için karın ve pelvik bölgelerinde her gün düzenli bir şekilde masaj yapması gerektiğini ifade ederek, "Karın ve pelvik bölgeye her iki elimizle sirküler tarzda masaj yapmak önemlidir. Masaj yapıldığında hem rahim hem de yumurtalığın kanlanmasını arttırarak gebelik şansını yükseltir" dedi.

"AŞIRI DİYET YAPMAYI BIRAKIN"

Kısırlık riskini arttıran etkenler arasında yer alan aşırı diyete dikkat çeken Çoksüer, aşırı diyetten uzak durulması gerektiği belirterek, şunları söyledi:

"Çok düşük kalorili beslenmek kısırlık için önemli bir risk faktörüdür. Özellikle erkeklerin düşük kalorili beslendiklerinde seks yapma yeteneklerinde azalma, sperm hareketliliğinde ise düşüklük olduğu yönünde çalışmalar bulunmaktadır. Erkeklerde testosteron kadınlarda östrojen hormonu düzeyinde düşüklük yaparak gebelik şansını azaltır."

"BESLENME ŞEKLİNİZE DİKKAT EDİN"

Beslenme şekillerinin önemine de vurgu yapan Çoksüer, kadınlar için C ve E vitamini önerisinde bulundu. Çoksüer, "Aldığınız besinlerin içinde folik asit, çinko, selenyum, E vitamini olmasına özen gösterin. Aynı zamanda B6 vitamini ve magnezyum da olmalı. Demir seviyenizin de sağlıklı bir sınırda olması gerekir. Ayrıca, aldığınız besinlerde C vitamini de olmalıdır. C vitamini ve E vitamini, sperm kalitesini arttırır ve kadınlarda hormon düzensizliğini giderir. Çinko ve selenyum, testosteron ve sperm sayısının artması için önemli bir vitamindir. B6 vitamini, adet düzensizliğini gidererek hormonal dengeyi sağlar" diye konuştu.

"ALKOL VE SİGARAYI BIRAKIN"

Sigara ve alkol kullanımı kadınlarda olduğu kadar erkeklerin üreme sistemine de olumsuz etki eden bir faktör olduğunu dile getiren Çoksüer, "Spermlerin sayısı sigara kullanımının sıklığına göre azalır, sperm hareketliliği düşer ve şekillerinde, fonksiyonlarında anormal durumlar gözlenebilir, mutasyonlar meydana gelebilir. Bu sebeple çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerde hem kadın hem de erkek mutlaka sigara ve alkolden uzak durmaları gerekir" şeklinde konuştu.

"ANTİBİYOTİK VE AĞRI KESİCİ GİBİ İLAÇLARI BİLİNÇSİZCE KULLANMAYIN"

Çoksüer, düzensiz tüketilen antibiyotik ilaçlar kısırlığa neden olabileceğinin uyarısında bulanarak, şöyle konuştu:

"Birtakım ağrı kesiciler yumurtlama döneminde kullanıldığında kadın vücudundaki prostaglandin hormonu baskılanır. Buda gebelik şansını azaltır. Bilinçsiz antibiyotik kullanımı da, kadınlarda vagen florasını bozarak mantar enfeksiyonuna zemin hazırlar, bu da vagenin içinde spermin hareket kabiliyetini azalttığı ve buna bağlı olarak spermin yumurtayı dölleme kabiliyeti de azalmış olur."

"DÜZENLİ OLARAK CİNSEL İLİŞKİ YAŞAYIN"

Kısırlığı yenmede en önemli faktör olarak değerlendirilen düzenli cinsel ilişkinin önemini de anlatan Çoksüer, düzenli ilişkinin hamile kalma şansını artırdığını vurguladı. Çoksüer, "Düzenli seks hayatı tam yumurtlama döneminizde spermlerle yumurtanızı bir araya getirme şansınız artıracak. Ne kadar çok düzenli cinsel ilişki yaşarsanız hamile kalma şansınız o kadar fazla olacak" dedi.

"STRESE ENGEL OLUN"

Stresi çağımızın baş belası olarak yorumlayan Çoksüer, evli çiftlerin yaşadığı stresin doğurganlığa engel olabileceğinin uyarısında bulundu. Çoksüer, "Infertilite tedavisi gören hastalarda yoğun stres yaşarlar. Tedavi gören infertil çiftler, eğer tedavi başarısız sonuçlanırsa yaşadıkları hayal kırıklığı nedeniyle her ay kronik bir stres süreci yaşarlar. Akupunktur, yoga ve meditasyon, masaj, derin nefes egzersizleri, dua etmek ve vizüalizasyon (hayalinde canlandırma) stresi yenmenizde, yardımı çok büyük olacaktır. Bunların yarattığı en belirgin duygu rahatlama hissidir. Yoga ve meditasyonun yanında da benzer etkiyi yaratacaktır. Müzik dinlemek, uzun yürüyüşlere çıkmak, spor yapmak, temiz havada gezmek ya da sizi iyi hissettirecek ne varsa onu yapmak stresi yenmenize yardımcı olacaktır" diye konuştu.

"DÜZENLİ UYKUYA ÖZEN GÖSTERİN"

Düzensiz uyku uyuyan kişilerde melatonin hormonunun azaldığını belirten Çoksüer, melatonin hormonu hem antioksidan etkisi vardır hem de üreme fonksiyonları üzerine pozitif etkisinin olduğunu aktardı. Çoksüer, "Düzensiz uyuyan kişilere melatonin salgısı az olduğu için kadınlarda doğurganlık kapasitesi azalır. Hamile kalmaya çalışırken hayatınızda bir rutin oluşturmanız çok önemli. Her gün aynı saatte yatıp aynı saatte kalkmalısınız. Gebelik şansını arttırmak için en az 8 saat uyumalısınız" şeklinde konuştu.

"KARİYER İÇİN ANNE OLMAYI ERTELEMEYİN"

35 yaşından önce gebelik planının yapılması gerektiğini anlatan Çoksüre, ileri yaş infertilite için önemli bir risk faktörü olarak değerlendirdi. Çoksüer, "Doğurganlığın en iyi olduğu dönem 18 yaş ile 30 yaş arasıdır. 35 yaşından sonra kadınlarda doğurganlık kapasitesi azalmaya başlar. Eğitim, kariyer, ekonomik nedenler ve evlilik anlayışındaki değişiklikler gibi faktörlerle son 30 yılda kadınlarda ilk doğum yaşı giderek artış göstermiştir. Yaş ilerledikçe canlı doğum oranı anlamlı şekilde azalmaktadır" ifadelerini kullandı.

"ÇEVRESEL ZARARLI MADDELERDEN UZAK DURUN"

Çevresel birçok kimyasal maddenin doğurganlık, gebelik kayıpları ve kusurlu bebek doğurma ile ilişkili olduğu gösterdiğini belirten Çoksüer, "Pestisit (tarım zehiri), plastikler, temizlik maddeleri ve makyaj malzemeleri allerjiden, hormon bozukluğuna, doğurganlık sorunlarından kansere kadar birçok rahatsızlığa neden olabildiğini ve kadınlarda hormon bozukluğuna neden olduğu için kısırlık riskini de arttırabilir" dedi

KAYNAK : İHA