Tükenmişlik sendromu evlilikleri de bitiriyor
Boşanma oranları 90'lardan itibaren hızla arttı. Bunun birçok nedeni var ama bunlardan bir tanesi de 'Tükenmişlik sendromu'.
ABONE OLEvlilik ve Aile Danışmanları Derneği Başkanı Ferhan Bıçakçılar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tükenmişlik sendromunun benzer belirtileri olduğu için yıllarca depresyonla karıştırıldığını, ancak bu sendromun belli bir spesifik sorunla ortaya çıktığını, depresyonun ise hayatın bütününe yayıldığını söyledi.
Çoğunlukla iş yaşamında kendini gösteren sendromun hayatın diğer alanlarında da yaşanabildiğini, bunlardan birinin de evlilik olduğunu dile getiren Bıçakçılar, mutsuzluk, yorgunluk ve tahammülsüzlükle başlayan, hayal kırıklıklarıyla devam eden bu durumun kişinin ruh sağlığı ile evlilikleri bozduğunu anlattı.
Bıçakçılar, evliliğin uzun süreli bir ilişki olduğunu, ilişkinin çocuk, aile, arkadaşlar, travmalar, hayattaki zorlanmalar, ekonomik sıkıntılar gibi faktörlerden etkilendiğini ifade ederek, bunların bir bütün halinde yoğunlaştığı ve kişiyi artık bir ümitsizlik duygusuna sürüklediği durumun tükenmişlik sendromu olarak tanımlandığını belirtti.
DEĞİŞEN TÜKETİM KALIPLARI
Değişen tüketim kalıpları nedeniyle evliliklerin tükenmişlik sendromu tehdidiyle daha fazla karşı karşıya bulunduğunu savunan Bıçakçılar, "Çünkü eskiye göre daha hızlı yaşıyoruz, daha hızlı tüketiyoruz ve daha fazla harcıyoruz. Bu hız evlilikleri yıpratıyor. Bu noktada tüketmeye başladığınızda birbirimizi kırmaya, birbirimize soğuk durmaya ve birbirimizle hiç ilişki kurmamaya başlıyoruz" dedi.
Bıçakçılar, evlilikteki tükenmişlik sendromuna karşı çiftlerin birbirlerini yeniden hatırlaması, birbirlerine zaman ayırması gerektiğine işaret ederek, şöyle konuştu:
EŞİNİZLE YAPTIĞINIZ AKTİVİTELERİ SÜREKLİ HALE GETİRİN
"Çiftlere tükenmişlik sendromuna karşı yeniden birbirlerini ve romantizmi hatırlamalarını öneriyorum. Baş başa bir yemeğe çıkmak, sinemaya, balık tutmaya gitmek ya da en azından birlikte yürüyüş yapmak dahi etkili olabilecektir. Eğer bir tükenmişlik çukuruna düştüğünüzü hissediyorsanız, birden ve hızlı iyileşme beklemeyin. Küçük adımlarla başlayın ve küçük hedeflerle, ulaşabileceğiniz hedeflere ulaşın. Yani 'Eşimle bir kere yemeğe çıktık, sorunu hallettik' diye düşünmeyin. Bu tür aktiviteleri sürekli hale getirin. Balkona birlikte diktiğiniz bir çiçek bile iyileştirici bir aktivitedir."
"İLİŞKİ BOZULDUKÇA ÇİFTLERİN BORÇLARI DA ARTMAYA BAŞLIYOR"
Tükenmişlik sendromu devreye girmeye başladığında insan beyninin mutsuzlaşmaya başladığına işaret eden Bıçakçılar, bu durum gelişmeye başladığında beynin mutsuzluğa karşı önlem aldığını ve haz vericileri devreye soktuğunu ifade etti.
Bunun sosyal medyaya veya anneye düşkünlük, sadece çocuklarla uğraşmak olarak görülebildiğine dikkati çeken Bıçakçılar, böyle anlarda çoğu insanın alışverişe yöneldiğini anlatarak, "Bazı küçük alışverişlere evet ama mutsuz oldukça alışveriş merkezlerinden çıkmayan çiftler görüyoruz artık.
OYSA BİRBİRLERİNİ SEVMEK İYİ GELECEK
Kendi ilişkilerinde bir keyif yaratamadıkları gibi sadece ellerini doldurdukları, beraber aldıkları alışverişlerle ilerlemeye başlıyorlar. Ve ilişki bozuldukça çiftlerin borçları da artmaya başlıyor, çünkü harcamalar da artıyor, kredikartları artıyor. Kendilerini iyi hissetmek için alışveriş yapıyorlar. Oysa birbirlerini sevmek iyi gelecek, bunu bulamadıklarında devreye tüketim giriyor. Sürekli olarak acıkmadan yiyoruz, üşümeden giyiyoruz ve düşünmeden alışveriş yapıyoruz. Böylece kendimize mutluluklar arıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.