Savcılar HSYK'ya şikayet edildi
Deniz Feneri e.V. davasının savcıları, 18 kişi hakkında mahkeme kararının bir bölümünü yok sayıp, işlem yaptıkları gerekçesiyle HSYK'ya şikayet edildi. Üç ayrı suçlama var.
ABONE OLDeniz Feneri e.V davasından tutuklanan eski RTÜK Başkanı Zahid Akman ve Kanal 7 Televizyonu hissedarlarından Zekeriya Karaman, soruşturmayı yürüten üç savcıyı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) şikayet etti. Üç savcı, ‘usulsüz işlem yapmak, resmi evrakta tahrifat ve görevi kötüye kullanmak’la suçlanıyor.
Vatan ve Milliyet gazetelerinde yer alan haberlere göre, Zahid Akman ve Zekeriya Karaman, savcılar Nadi Türkaslan, Mehmet Tamöz ve Abdulvahap Yaren’in Ankara 3’üncü Sulh Ceza Mahkemesi kararı üzerinde tahrifat yaparak, ortak oldukları şirketlerin mal varlıklarına haksız şekilde tedbir uygulandığını iddia etti.
Kanunda belirtilmeyen talep
Buna göre savcılar 1 Haziran 2009’da Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi’ne başvurarak, aralarında Akman ve Karaman’ın da olduğu 18 şüphelinin tüm mal varlıklarına el konulmasını istedi.
Ayrıca şüphelilerin ‘ortağı bulundukları şirketlere ait tüm mal varlıklarına ve bu şirketlerin tüzel kişilik olarak ortak olduğu diğer şirketlerdeki ortaklık paylarına’ da el konulmasını talep etti.
Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi hakimi Dr. Afak İlleez, savcıların talebini aynı gün karara bağladı.
Talepteki ilk maddeyi kabul ederek, 18 kişinin tüm taşınmazları, araçları ve ortak olduğu şirketlerdeki hisselerine “el konulması” kararı verdi.
18 kişinin ortak olduğu şirketlerin, gayrimenkulleri, araçları ve diğer şirketlerdeki hisselerine de el konulması kararını ise reddetti. Hakim, zaten hisselerine el konulan şirketlerin varlıklarına el konulması talebini “kanunda belirtilmeyen şekilde talep” olarak niteledi.
Ancak bu karara rağmen, savcılar mahkeme kararı üzerinde tahrifat yaparak şirketlere ait mal varlıklarına el koymak amacıyla işlem yaptı.
4 GÜNLÜK SÜRE AŞILDI
Akman ve Karaman ayrıca gözaltında kaldıkları sürenin kanunda belirtilen 4 tam günlük süreyi geçtiğini, tutuklama talebinin kanuni dayanağı olmadığını iddia ediyor.
Akman, haksız yere tutuklandığını da öne sürüyor. Dilekçede şöyle deniyor: “Zahid Akman 4 Mayıs 2009’da davetinize icabet etti. Daha sonra 4 kez dilekçe ve şifai beyanla soruşturma kapsamında yer alan iddialarla ilgili savunma yapmak istediğini savcılığa iletti. Savcılık bilirkişi incelemesi yapıldığını, bu süreç sona ermeden ve rapor şüphelilere tebliğ edilmeden hiçbir şüpheliyi ifadeye davet edemeyeceklerini beyan etti. Hukuki süreç böyle devam ederken, 6 Temmuz 2011’de yakalama işlemi yapılmıştır. Burada suç üstü yoktur. Yakalama emri için de yeterli neden yoktur. Bu şartlar altında yekti kötüye kullanılmıştır.” Vatan / Milliyet