'Savcılar tahrifat yaptı' iddiasına inceleme

Deniz Feneri e. V. soruşturmasını yürüten savcılar hakkında HSYK inceleme başlattı. İddialari araştıran müfettişler dosyalara el koyarken 2 tutuklama kararı daha çıktı.

ABONE OL
GİRİŞ 05.08.2011 21:45 GÜNCELLEME 05.08.2011 21:45 Deniz Feneri e.V Gerçekleri
'Savcılar tahrifat yaptı' iddiasına inceleme

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 3. Dairesi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü Almanya'daki ''Deniz Feneri e.V.'' bağlantılı soruşturma kapsamında tutuklanan Zahid Akman ve Zekeriya Karaman'ın avukatının soruşturmayı yürüten savcılar hakkında yaptıkları şikayet üzerine konuyla ilgili 2 müfettiş görevlendirdi.

Müfettişler inceledikleri dosyalara el koydu.

Alınan bilgiye göre, Akman ve Karaman'ın avukatı ''Savcıların mahkeme kararında tahrifat yaptıkları'' gerekçesiyle şikayette bulunmuştu. Şikayeti görüşen HSYK 3. Dairesi, konuyla ilgili 2 müfettiş görevlendirdi.

Müfettişlerin bu sabah saatlerinden itibaren Ankara Adliyesine gelerek soruşturmaya ait dosyaları inceledikleri öğrenildi.

Üç savcı, 'usulsüz işlem yapmak, resmi evrakta tahrifat ve görevi kötüye kullanmak'la suçlanıyor.

Deniz Feneri e.V davasından tutuklanan eski RTÜK Başkanı Zahid Akman ve Kanal 7 Televizyonu hissedarlarından Zekeriya Karaman, soruşturmayı yürüten üç savcıyı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) şikayet etmişti.

Akman ve Karaman, savcılar Nadi Türkaslan, Mehmet Tamöz ve Abdulvahap Yaren'in Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi kararı üzerinde tahrifat yaparak, ortak oldukları şirketlerin mal varlıklarına haksız şekilde tedbir uyguladığı iddia edilmişti.

BUGÜNE GELEN SÜREÇTE NELER YAŞANDI?

Buna göre savcılar 1 Haziran 2009'da Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi'ne başvurarak, aralarında Akman ve Karaman'ın da olduğu 18 şüphelinin tüm mal varlıklarına tedbir konulmasını istedi. Ayrıca şüphelilerin 'ortağı bulundukları şirketlere ait tüm mal varlıklarına ve bu şirketlerin tüzel kişilik olarak ortak olduğu diğer şirketlerdeki ortaklık paylarına' da tedbir konulmasını talep etti. Mahkeme, savcıların talebini aynı gün karara bağladı. Talepteki ilk maddeyi kabul ederek, 18 kişinin tüm taşınmazları, araçları ve ortak olduğu şirketlerdeki hisselerine "tedbir konulması" kararı verdi.

HAKİM KARARINA RAĞMEN

18 kişinin ortak olduğu şirketlerin, gayrimenkulleri, araçları ve diğer şirketlerdeki hisselerine de tedbir konulması kararını ise reddetti. Hakim, zaten hisselerine el konulan şirketlerin varlıklarına tedbir konulması talebini "kanunda belirtilmeyen şekilde talep" olarak niteledi. Ancak bu karara rağmen, savcılar mahkeme kararı üzerinde tahrifat yaparak şirketlere ait mal varlıklarına tedbir koymak amacıyla işlem yaptı.

GÖZALTI SÜRESİ AŞILDI

Öte yandan, Akman ve Karaman başvurularında gözaltında kaldıkları sürenin kanunda belirtilen 4 tam günlük süreyi geçtiğini, tutuklama talebinin kanuni dayanağı olmadığını ifade etti.

 

Dilekçede şöyle denildi: "Zahid Akman 4 Mayıs 2009'da davetinize icabet etti. Daha sonra 4 kez dilekçe ve şifai beyanla soruşturma kapsamında yer alan iddialarla ilgili savunma yapmak istediğini savcılığa iletti. Savcılık bilirkişi incelemesi yapıldığını, bu süreç sona ermeden ve rapor şüphelilere tebliğ edilmeden hiçbir şüpheliyi ifadeye davet edemeyeceklerini beyan etti. Ancak yakalama işlemi yapıldı. Bu şartlar altında yetki kötüye kullanılmıştır."

HSYK, MÜFETTİŞ GÖREVLENDİRDİ

 Zahid Akman’ın avukatı Hakan Yıldız konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, savcıların soruşturma kapsamında bazı kişilerin malvarlığını tedbir konulmasını ve aynı zamanda hissedar olduğu şirketlerin de malvarlığına tedbir konulmasını talep ettiğini söylemişti.

Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nin ise kararında şirketler yönünden malvarlığına tedbir konulması talebini reddettiğini belirten Av. Yıldız şu görüşü savunmuştu; “Bunun anlamı şu mesela; Kanal 7’nin malvarlığına tedbir konulamaz. Mahkeme bunu reddetmişti ancak savcılık bu kararı her nasılsa infaz ederken, bu kişilerin şirketlerindeki mal varlığına tedbir konulmasını istedi. Karara baktığımızda da söz konusu kısmın tahrif edildiğini, kapatıldığını gördük. Bu konuda HSYK’ya şikayette bulunduk. HSYK, müfettiş görevlendirecek ve müfettişlerin raporuna göre kararını verecek. Disiplin cezası mı uygular veya hata yoktur mu diyecek bilmiyoruz”

“SAVCILARIN, TOPLADIĞI DELİLLERİN HİÇBİR KIYMETİ KALMAZ”

Yaşanan bu durumun davayı etkileyebileceğini ifade eden Av. Hakan Yıldız sözlerini şöyle sürdürmüştü: “Tahrifat işlemini savcılar yaptıysa savcıların tarafsızlığı ortadan kalkmış demektir. Savcı tarafsız olmak zorundadır. Savcılar yaptıysa savcıların bu dosyada herhangi bir işlem yapmaması gerekir. Çünkü şüphelilerin aleyhine soruşturulacak şekilde mahkeme tahrifatı belgelenirse bu dosyada yer almamaları gerekir. Savcıların, topladığı delillerin hiçbir kıymeti kalmaz.”

ŞEN: HUKUKA AYKIRILIKLARI HSYK’YA YANSITMAK İSTEDİK

Zekeriya Karaman’ın avukatı Ersan Şen de, Karaman ve Akman’ın 3 yıldır devam eden soruşturmada, yakalamadaki, gözaltına almadaki, arama ve tedbir koymadaki bazı hukuka aykırılıkları HSYK’ya yansıtmak istediğini söylemişti.

İDDİALAR YAZILI BASINDA DA GENİŞ YER BULMUŞTU

Milliyet, Vatan, Yeni Şafak, Star ve Yeni Akit gazetelerinde yer alan haberlerde, Deniz Feneri e.V. davasının savcıları, 18 kişi hakkında mahkemenin verdiği kararın bir bölümünü yok sayıp, işlem yaptıkları gerekçesiyle HSYK’ya şikayet edildiğine vurgu yapılmıştı.

Savcılara üç ayrı suçlama var. Uzmanlara göre böyle bir tahribatı savcılar ya da polisin yapması mümkün.

İddiaya göre, mahkeme kararının aslı yukarıdaki gibi (solda), ancak savcılar ya da polis tarafından mı yapıldığı tam olarak bilinmeyen bir şekilde ilgili bölümler (sağda) yok edilerek yeni kopyayla işlem yapıldı.

SON GELİŞME

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü Almanya'daki ''Deniz Feneri e.V.'' bağlantılı soruşturma kapsamında gözaltına alınanlardan Harun Kapuyoldaş ve Muzaffer Şafak tutuklanırken, Mustafa Bölükbaşı ise serbest bırakıldı.