Limon satacak savcının demek istediği
Deniz Feneri e.V soruşturmasının savcısı Mehmet Tamöz ifadesinde "“Yüreğim kırılırsa meslekte kalmaz. Limon satarım” demişti. Hasan Öztürk bu çıkışın arka planına dikka çekiyor...
ABONE OLHasan Öztürk'ün köşe yazısından ilgili bölüm:
Limon satma dürtüsü!
Sizi bilmem ama, ne zaman “işini doğru düzgün yapmayan” birinin savunmasını alsam, bana “ne yapayım, işten atarsanız ben de gider limon satarım” der.
Bunu yöneticilik yaptığım meslek hayatımın son 16 yılında o kadar sık duydum ki bilemezsiniz.
Şimdi “yüreğim kırılırsa meslekte kalmaz, limon satarım” diyen bir savcı var ortada görmüşsünüzdür.
O savcının bu sözü üzerine o kadar çok anım canlandı ki gözümde; anlatamam.
Örneğin, bir montajcımız vardı. Haberlerin montajıyla ilgilenmesi gerekirken, o sürekli başka işlerle meşgul olurdu. Çağırdım, savunmasını istedim.
Ve “seni bu yüzden işten atarım” dedim.
Yüzüme baktı baktı ve ne dedi biliyor musunuz?
“Ağabey, ne yapayım, gider ben de pazarda limon satarım”
Şimdi diyeceğim o ki, Deniz Feneri e.v soruşturmasında, evrakta sahtecilik suçlamasıyla HSYK tarafından görevlendirilen müfettişler tarafından sorgulanan savcı Mehmet Tamöz, ifadesinde, “Yüreğim kırılırsa meslekte kalmaz. Limon satarım” derken aslında ruhunun derinliklerinde, “ben öyle bir şey yaptım ki bu benim kariyerimin sonu olur. Bunun farkındayım” diyor.
Aslını sorarsanız, iddia o kadar vahim ki, savcı Tamöz’ün Deniz Feneri e.v soruşturmasından el çektirilmesi işi “devede kulak” misali..!
Bunu da bir yere not edin.