CHP'nin yalanları Halk TV'de yüze vuruldu

CHP'nin Deniz Feneri e.V soruşturmasıyla ilgili iftiraları kendi kanalında yalanlandı. Gazeteci Mustafa Ünal Halk TV'de CHP'ye salvolar sıralayıp iddiaları boşa düşürdü.

ABONE OL
GİRİŞ 15.10.2011 02:50 GÜNCELLEME 15.10.2011 02:50 Deniz Feneri e.V Gerçekleri
CHP'nin yalanları Halk TV'de yüze vuruldu

Zaman Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Ünal CHP’nin kanalı Halk TV’de CHP’nin Deniz Feneri E.v soruşturmasıyla ilgili iddia ve tezlerini tek tek çürüttü.

Eski RTÜK üyesi Şaban Sevinç’in hazırlayıp sunduğu “Basın Koridoru” programında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Deniz Fener e.V soruşturmasıyla ilgili iddialar ele alındı.

Sevinç,  Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ı Deniz Feneri e.V soruşturmasında “köstebek”lik yapmakla suçlayan Kılıçdaroğlu’nun iddialarını dile getirirken, Mustafa Ünal tüm iddiaları boşa düşürecek açıklamalar yaptı.

İşte o bölümler:




“HAKLISIN” DEYİP HAK VERDİ


Ünal’ın çıkışları, Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP’lilerin iftira ve yalanlarını dillendiren Halk TV sunucusu Sevinç’i de ikna etti. Sevinç, sözlerinin Mustafa Ünal tarafından tekzip edilmesi karşısında sık sık “haklısın”, “doğrusu öyle” ifadelerini kullandı.

MAKAMINDAN ARAMASI NEDEN ÇOK NORMAL?

Beşir Atalay’ın makamından Kırıkkale belediye başkanının aranması konusunu ele alan Mustafa Ünal Sevinç’e “Sen buraya RTÜK üyeliğinden geldin. RTÜK binasından Hürriyet gazetesini aramak gibi normal bir durum var mı? Diye sorduktan sonra, bu görüşmenin ne kadar normal olduğunu şöyle açıkladı : “Beşir Atalay Kırıkkale Milletvekili. Aradığı Kırıkkale belediye başkanı… Aralarında özel bir hukuk da var. Erzurum’dan öğrencisi. Ben gerek parlamentoda gerek Ak Parti toplantılarında Kırıkkale Belediye Başkanı ile Beşir Atalay’la birlikte çok gördüm. Bir ağabey-kardeş, öğrenci-hoca ilişkileri de var. Beşir Atalay’ın hem kendi telefonundan hem de bakanlık telefonundan Kırıkkale Belediye Başkanıyla bir defa değil sürekli telefonla görüşmesini olağan karşılıyorum. Ama bu görüşmenin içinde ‘yarın baskına gelecekler’ notu varsa bunun ortaya konulması lazım. Burada da iki üç aydır gündemde bu köstebek konusu. Sürekli ‘Açıklayacağız, az sonra açıklayacağız, grubu bekleyin’ deyip grup toplantısında dosyayı göstermesi doğru bir politika değil”

EV KONUŞMASI VAR MI?


Mustafa Ünal, Kırıkkale belediye başkanı ile Mustafa Çelik arasında görüşmenin ne kadar olağan olduğunu ise şu sözlerle yorumladı:  “Eğer o görüşmelerin tapesi var ve ‘polisler geliyor tedbirinizi alın’ dediyse bu iddiaların gerçekliği vardır. Bunlar yoksa, sadece Beşir Atalay’ın santralinden sadece Kırıkkale belediye başkanı aranmış. Kırıkkale belediye başkanı da hemen her gün görüştüğü Mustafa Çelik’i aramış ‘burada bir şey var diyorsan’ orada hiçbir şey yok. Ben tapeyi gördüm. Tek tape var. Var mı ev konuşması. Burada yok. Burada hiç köstebeklik yok.”

KÖSTEBEĞE GEREK VAR MI?


Kırıkkale Belediye Başkanı ile Mustafa Çelik arasındaki telefon görüşmesinin Ekim 2009’da yapılmasına dikkat çeken Mustafa Ünal, mahkemenin arama kararını bu görüşmeden bir gün sonra verildiğini, Almanya’daki Deniz Feneri e.V davasının 2007’de başladığını, 2008’de sona erdiğine dikkat çekerek o günlerde medyada çıkan haberlere değindi. Ünal, “Bu konuşmanın yapıldığı gazete manşetlerinde, “Kanal 7’ye niye gidilmiyor?”, “Niye Kanal 7’ye operasyon yapılmıyor?” , “Niye savcılar hızlı davranmıyor”, “Niye kaplumbağa hızıyla yürüyor” diye haberler yapılıyordu. Kanal 7’nin üzerinde karabulutlar dolaşıyor muydu, bu haberler üzerine. Yani size birinin köstebeklik yapmasına gerek var mı haberleri yaptığınız zaman? Yani havaya baktığınız zaman bütün karabulutlar üzerinize gelmiş. Telefonlarınla ilgili bir şey çıkarsa, telefonlarım dinleniyor kuşkusu taşımaz mısın? Her Türk vatandaşı gibi. Sizinle ilgili haberler hemen hergün gazetelerin ilk sayfasına taşınıyorsa, bir adamın salak olması lazım tedbir almak için. Bir yerden bilgi beklemesi için salak olması lazım. Köstebeğe ihtiyacı var mı?”

DÜŞÜNMESİ LAZIM


Ünal’ın bu sözleri e Halk TV sunucusu Şaban Sevinç hak vererek “Doğru yok yani. Yarın bir gün benim işyerimi basarlar diye düşünmesi lazım” dedi.

YALÇINKAY’NIN SAVCILARA YAZISI VAR


Mahkeme evrakında tahrifat yaptıkları için görevden alınan savcıların üç yıl bekleyerek olayı siyasallaştırdıklarını belirten Mustafa Ünal, Deniz Feneri davasından AK Parti’ye yargı yolu açılmak istendiğini, savcı ve bazı gazetecilerin heyecanlanarak “Acaba burada AK Parti’yi kapattıracak bir sonuç alınır mı” denildiğini söyledi. Ünal, o tarihlerde, kaleme alınan yazılar ve değerlendirmelere bakılması gerektiğini ve dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın üç savcıya gönderdiği yazıyı hatırlattı.

TAHRİFAT VE '1’İN HİÇ Mİ ÖNEMİ YOK

Mustafa Ünal, davayı yürüten savcıların görevden alınmasına neden olan ve kamuoyunun günlerce konuştuğu mahkeme belgesinde tahrifat yapılmasının CHP tarafından gündeme getirilmemesini de değinerek, “Mahkeme kararında tahrifat, mahkeme kararında tahrifat… Bunun hiç mi önemi yok. Sizler, CHP neden gündeme getirmez. Bilirkişi raporunda, rakamın önüne ‘bir’ konulmasının hiç mi önemi yok?” diye sorunca, Şaban Sevinç, “Olmaz olur mu çok önemli. Bunu CHP yöneticilerine sormak lazım. “ diye yanıtladı.

KAYNAK : Haber 7