'Köstebeği' Kemal Bey'i fena işletti
Kılıçdaroğlu'nun, 'Beşir Atalay, Deniz Feneri'nde köstebeklik yaptı' iddiasına delil gösterdiği Koruma Müdürü Karabağ'a ait telefon görüşmesinin uydurma olduğu ortaya çıktı.
ABONE OLHüseyin Likoğlu'nun haberi
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun, kendisini yanıltan 'köstebek'ten elde ettiği bilgilerle suçladığı Başbakan Yardımcısı Atalay'ın Koruma Müdürü Ali Karabağ, "İddialar ispatlansın istifa eder, yargıya teslim olurum. Şayet iddialar doğruysa ifade verdiğim savcıların beni tutuklatması gerekirdi" dedi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz salı günü partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın, Deniz Feneri soruşturmasında köstebeklik yaptığını iddia etti. Somut deliller ortaya koyamayan Kılıçdaroğlu, çareyi koruma müdürünü suçlamakta buldu.
Gizli yürütülen soruşturmayla ilgili kendisini yanıltan 'köstebek'ten elde ettiği bilgileri çarpıtarak iddialarda bulunan Kılıçdaroğlu, o dönemde İçişleri Bakanlığı'na ait olan ve genelde korumalarda bulunan cep telefonu ile Kırıkkale Belediye Başkanı Veli Korkmaz arasında gerçekleşen görüşmeyi delil gösterdi. Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından bir gün sonra kameralar karşısına geçen CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Atalay'ın Koruma Müdürü Ali Karabağ ile Kırıkkale Belediye Başkanı Veli Korkmaz arasında, "Eyvah, baskın olacak, organize işler çözülüyor, önlem alın" konuşmaları geçtiğini öne sürdü.
İSPATLANSIN, İSTİFA EDERİM
Yakın çevresinden edinilen bilgilere göre Karabağ, "Sözü edilen telefon görüşmesini benim yaptığım ve o görüşmede söz konusu soruşturmayla ilgili değil ihbar, imada bulunduğum ispatlansın mesleği bırakır gider savcıya teslim olurum. Ben konuyla ilgili savcıların sorduğu tüm sorulara cevap verdim. İfadem sırasında bana herhangi bir ses kaydı veya tapeden bahsedilmedi" diye konuştu.
Ancak Tekin'in açıkladığı görüşmenin dosyada olmadığı anlaşıldı. Soruşturmada Karabağ'ın dinlenmediği ancak geriye dönük telefon trafiğinin incelemesinde bakanlığa ait söz konusu numaranın tespit edildiği öğrenildi. Bu nedenle telefonu kullanan Karabağ'ın ifadesine de başvuruldu. Karabağ'ın yakın çevresine "İfadede bana herhangi bir tapeden bahsedilmedi. Kimin elinde ses kaydı varsa açıklasın" dediği belirtildi.
ONURUM VE İSTİKBALİMLE OYNANIYOR
Karabağ, "Olayla ilgili hiçbir bilgim ve ilgim yok. Siyasi tartışmalar içine çekilmek istenmem doğru değil. Benim onurum ve istikbalimle oynanıyor" dedi. Karabağ, "Eğer öyle söylediğime dair savcıların elinde bir delil varsa beni ifademden sonra tutuklamaları gerekirdi. Çünkü bu sözü söyleyen kişi köstebek değil, işin içindedir demektir" dedi.
İddianame her şeyi ortaya çıkaracak
Soruşturmanın gizliliği ve devlet memuru olması nedeniyle kendisi hakkındaki iddialara cevap veremediğini dile getiren Karabağ, "İddianame açıklanınca her şey ortaya çıkacak. Savcıya verdiğim ifadeleri çarpıtıp kamuoyuna yalan yanlış aktaranların gerçek yüzü ortaya çıkacak. Bütün bu iddia ve iftiralara karşı yasal haklarım saklıdır. Zamanı gelince hepsi hukuk karşısında karşılığını bulacaktır" dedi.
Eşim her gün ağlıyor
Atalay'ın Koruma Müdürü Karabağ'ın, önceki gün Habertürk'te yakın çevresine dayanarak verdiği haberde de "100 yıl önce bile böyle bir bilgi vermiş olsam, tarihini, saatini belki hatırlamam, ancak böyle bir görüşme yaptığımı hatırlarım. İki çocuğum var, eşim her gün ağlıyor. Yaşadıklarımı bir ben bir Allah biliyor. Hasta yatağında annemin olanlardan haberi yok. Ona bir şey olsa hesabını kim verecek? Kardeşlerim arıyor, 'İzlerken üzülüyoruz. Sen ne yapıyorsun?' diye soruyorlar" dediği belirtildi.