Macron'dan kaos çıkartacak NATO planı! Türkiye-Yunanistan krizini maşa olarak kullanıyor
Haber7 yazarı Taha Dağlı "Kriz çözülmezse yarayı NATO alır" adlı köşe yazısında, Macron'un Atina-Ankara gerilimi üzerinden NATO'yu yıpratma çabasını kaleme aldı. Daha önce "NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti" ifadelerini kullanan Macron, Almanya'nın örtülü desteğini alarak "Avrupa Ordusu" fikrini ortaya atmıştı. Bu nedenle Dağlı yazısında, "Türkiye-Yunanistan krizini çözme meselesi NATO için asli vazifedir" dedi.
ABONE OLİşte Taha Dağlı'nın yazısının tamamı;
Yunanistan, NATO'nun çözüm önerisine sıcak bakmıyor. Peki bu durum tam olarak ne anlama geliyor?
Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerilimin çözümü için NATO devreye girmiş, Yunanistan burun kıvırmıştı.
NATO'nun planı siyasi müzakere değil askeri ve teknik bir masa kurup, iki taraf arasındaki sorunu haritalarla çözüme kavuşturmak.
Böyle bir durumda Türkiye'nin eli çok kuvvetli.
Ortada adalar üzerinden verilmiş ve Türkiye'nin tezlerini hukuki olarak haklı çıkaran çok sayıda emsal karar var.
Yunanistan bu nedenle, teknik masaya oturmayı istemiyor.
Yunanistan'ı o masaya oturmaması için cesaretlendiren taraf ise hiç kuşkusuz Fransa.
Bu ikili, gerilimin sonuna kadar tırmandırılmasından yanalar.
Hatta Türkiye'nin ilk yumruğu atan taraf olması için ellerinden gelen provokasyonu yapıyorlar.
NATO'nun planı bu çerçevede, gerilimi daha büyümeden önleyebilir.
Türkiye ister siyasi olsun ister askeri-teknik olsun her türlü müzakereye açık.
Ama karşı taraf öyle değil.
Yunanistan'ın NATO önerisine burun kıvırmasının birinci nedeni, dediğimiz gibi, Türkiye'nin tezlerinin haklı çıkacak olmasından endişeliler.
İkincisi ve daha derin olan sebep ise direkt Fransa ile NATO arasındaki bir problem.
Türkiye ile Yunanistan, ikisi de NATO üyesi.
O nedenle AB'den önce bu meseleyi çözme görevi NATO'nun.
Fransa ise bunu istemiyor.
NATO'yu devre dışı bırakıp Türkiye'yi AB masasına çekmeye zorluyorlar.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un son 2 yıldaki hamlelerine bakınca, NATO'yu kafaya taktığını çok net şekilde görebiliyoruz.
NATO'ya karşı bir "Avrupa Ordusu" kurma fikri Fransa’ya aitti. Tabi Macron bu fikri tek başına değil Almanya'dan aldığı sufleyle dile getirdi.
Macron daha sonra NATO için "beyin ölümü gerçekleşti" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin Libya ve Doğu Akdeniz'deki faaliyetleri, Macron'un NATO takıntısını daha belirgin hale getirdi.
Doğu Akdeniz'de "Türk gemileri bizi tehdit etti" diyerek Ankara'yı NATO'ya şikayet etti.
NATO'ya da "ittifakın bir üyesi diğerine saldırmaya kalktı, bu sorunu çöz, Türkiye'ye yaptırım uygula, beyin ölümünün gerçekleşmediğini ispat et" noktasında bir çıkışta bulundu.
NATO, Fransa'nın talebiyle yaptığı araştırmanın sonucunda Fransa'nın tezlerinin asılsız olduğunu kanısına varmıştı. Aslında bu sonuç Macron için sürpriz değildi sadece NATO ile arasının açılmasına bir bahane daha eklemek, anlamına geliyordu.
Nitekim Macron bir sonraki hamlesinde Libya'da Ruslarla ortaklığa girdi. Hatta Rusya'ya Afrika'nın kuzeyinde işbirliği teklif etti.
Fransa Cumhurbaşkanı, NATO'nun bir numaralı tehdidi Rusya'nın, Afrika'nın kuzeyinde yani Avrupa kıtasının güney sınırındaki varlığını, bizzat desteklemeye başladı.
Bu durum Macron'un Afrika'daki emellerini riske atan Amerika'nın dikkatinden elbette kaçmadı.
CENTCOM ile AFRICOM son birkaç ayda birden fazla rapor yazarak, Fransa'nın Rusya ile girdiği işbirliğini eleştirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı da bu duruma dikkat çekti.
Netice itibariyle Macron'un derdi NATO'yu mümkün olduğunca zor durumda bırakmak.
Trump, ABD başkanı olduğu sürece bu niyetinden vazgeçecek gibi de değil.
Bu nedenle gerek Libya, Doğu Akdeniz gerek Ege olsun, direkt Türkiye düşmanlığı yaparak hem Türkiye'nin karşısına dikiliyor hem de NATO'nun varlığını sorgulatacak şekilde oyunbozanlıklar yapıyor.
Yunanistan konusunda da Türkiye üzerinden NATO'yu itibarsızlaştırma planı var, Macron'un.
Bu bakımdan Türkiye-Yunanistan krizini çözme meselesi NATO için asli vazifedir, çok ama çok ciddi bir sınavdır.
Eğer bu sınavı geçemezse, NATO'nun varlığı, Macron'un açık, arkasındaki gizli güç Almanya'nın da üstü örtülü faaliyetleri ile daha da sorgulanır hale gelecektir.