Çok çarpıcı iddia: Kazakistan'da ABD ve Rusya ortak mı hareket etti? Hedef Çin mi?
Haber7 yazarı Taha Dağlı, "Kazakistan Rusya için Belarus mu yoksa Kafkas Baharı mı olacak?" başlıklı köşe yazısında, Kazakistan'da yaşananları kaleme alarak, olayların perde arkasındaki güç mücadelelerini ve senaryoları yazdı.
ABONE OLYazısında Belarus örneğini vererek Putin'in bu ülkeyi kendi çizgisine nasıl çektiğini hatırlatan Dağlı, Kazakistan'da da benzer bir durumun olabileceğini söyledi.
ABD'nin 16 Aralık 2021 tarihinde, "Kazakistan'da olaylar patlak verecek" uyarısını da gündeme getiren Dağlı, olası "Kafkas Baharı" iddialarını ve ABD tezlerini değerlendirdi.
Dağlı çok farklı bir ihtimali de şu cümlelerle anlattı:
"ABD'nin uyarısı 16 Aralık ve sonrası içindi. 16 Aralık'ta Kazak muhalif partilerin böyle bir gösteri girişimi oldu. Oradan bir şey çıkmadı. Ancak yeni yılın ikinci gününden itibaren Kazakistan karıştı. Şayet bu işin arkasındaki güç ABD ise o zaman Kafkas Baharının fitili de yakılabilir. Veya bir ihtimal daha var, o da ABD, sonunda Rusya'nın kazanacağı bir eylemi başlatarak, Çin'e karşı Moskova ile ortak bir hamle de yapmış olabilir."
İşte Dağlı'nın yazısının tamamı:
Kazakistan’daki ayaklanmanın arkasında Rusya var diyenler de var, ABD diyenler de.
Gelinen noktada Rusya, bu işin kazananı olmaya yakın ama ABD büyükelçiliğinin 16 Aralık’taki uyarısını, bilhassa da CIA ile Soros faktörünü de es geçmemek lazım.
Öncelikle Kazakistan’ı tanımlayalım.
Elbette Rusya ile çok yoğun bağları olan bir ülke olduğunu ilk sırada saymalıyız.
Rusya’nın yanı sıra Çin’le çok gelişmiş ilişkileri var.
Çin’in aradığı her şey neredeyse tek başına Kazakistan’da mevcut.
Yakın zamanda geniş tarım alanları Çin tarafından kiralandı.
Kazakistan’ın enerji kaynakları ve yer altı zenginlikleri Çin’in takibinde, Pekin’le aralarında önemli enerji anlaşmaları var.
Çin’in kuşak-yol projesinde Kazakistan belki de olmazsa olmaz bir ayak, güzergahın 2.500 kilometresi Kazakistan topraklarından geçiyor.
Kazakistan, Türk Devletler Teşkilatı için çok önemli bir aktör.
Türkiye ile gelişen ilişkileri dikkat çekici.
Özellikle askeri alanda çok sayıda anlaşma ve tatbikat gerçekleştirildi.
Kazakistan Sovyetlerden sonra Rusya’yla bağlarını hiç koparmadı.
Kazakistan kısa süre önce Rusça kullanımını bazı yerlerden çıkardı.
Bununla birlikte son dönemde Çin’le aşırı yakınlaşma ve Türk devletler teşkilatındaki rolü ile Türkiye ile yakın ilişkileri Moskova’yı tedirgin etmiş olabilir.
Böyle bir olasılık varsa, Rusya Türkiye’ye karşı ve belki Çin’e karşı bir dengeleme faaliyeti yürütüyor olabilir.
Kazakistan’daki ayaklanmanın arkasında Rusya mı var, bilemeyiz. Ancak gelinen noktada Kazakistan’ın Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütünden askeri yardım istemesi, direkt Rusya’ya yarayacak.
Kazakistan sıkıştığı anda Moskova devreye giriyor.
Bu durum da Kazakistan’ın Rusya’ya çok daha fazla bağlanmak zorunda kalmasıyla sonuçlanaca.
Tıpkı Belarus örneğinde olduğu gibi.
Belarus ABD ile yakınlaştıktan sonra 1,5 yıl önceki seçimin ardından batı destekli bir ayaklanmanın hedefi olduğunda Belarus lideri Lukaşenko, Putin’den yardım istemiş, Putin o talebi karşılıksız bırakmamış, Lukaşenko’yu koruma altına almış ancak bedel olarak da Belarus’u Moskova hizasına geri getirmişti.
Sovyetler Birliği bakiyesindeki ülkelerde bu tarz hareketlilikler olduğunda elbette ilk akla gelen Batı olur. Gürcistan, Ukrayna, Belarus örnekleri var yakın zamanda.
Batı’nın Avrupa kanadı şu an içinde bulunduğu sıkıntılar nedeniyle Kazakistan’da böyle bir ayaklanmayı organize ve finanse etmekten uzak görünüyor.
Ancak ABD’yi unutmamak gerek.
Karadeniz’de, Ukrayna konusu 1 yıldır çok sıcak.
Biden yönetimi Rusya’ya karşı caydırıcı olamamakla eleştiriliyor.
Rusya ile bu ay ABD’nin, NATO’nun ve AGİT’in güvenlik garantileri toplantıları yapılacak.
ABD yönetimi Kazakistan’daki ayaklanmanın arkasındaki güç olabilir.
Bu durum Rusya’ya karşı bir yanıt olmakla birlikte, Çin’e de bir misilleme olacaktır.
Biden yönetiminin mevcut dış politika problemleri arasında Rusya’nın arka bahçesinde böyle bir kışkırtmayı hayata geçirecek gücü elbette var.
Unutmayalım ki Biden yönetimiyle birlikte CIA’in başına Rusya’yı çok ama çok yakından tanıyan William Burns geçti.
Ayrıca Soros’un Kazakistan’daki faaliyetleri de dikkat çekici.
Son 25 yılda burs verdiği öğrenciler, finanse ettiği gazeteciler ile STK’ların sayısı bir hayli fazla.
Kazakistan’daki ayaklanmanın arkasındaki aktör ABD’dir tezini savunanların ellerinde bir de ipucu var.
Faruk Önalan Twitter’da hatırlattı.
ABD’nin Kazakistan Büyükelçiliğinin 16 Aralık’ta yaptığı bir uyarı son derece dikkat çekici.
ABD elçiliği o uyarıda "16 Aralık’tan itibaren Kazakistan’da geniş çaplı gösteriler başlayacak, bu gösterilerde çatışmalar meydana gelebilir" diyerek Kazakistan’daki Amerikan vatandaşlarını uyarmıştı.
Üstelik ABD elçiliğinden yapılan ikazda, şehir şehir adresler bile verilmişti.
ABD’nin uyarısı 16 Aralık ve sonrası içindi.
16 Aralık’ta Kazak muhalif partilerin böyle bir gösteri girişimi oldu.
Oradan bir şey çıkmadı.
Ancak yeni yılın ikinci gününden itibaren Kazakistan karıştı.
Şayet bu işin arkasındaki güç ABD ise o zaman Kafkas Baharının fitili de yakılabilir.
Veya bir ihtimal daha var, o da ABD, sonunda Rusya’nın kazanacağı bir eylemi başlatarak, Çin’e karşı Moskova ile ortak bir hamle de yapmış olabilir.