Mehmet Acet yazdı: Ekonomi matematik gibi değildir, Cevdet Bey haklı çıktı
Kur korumalı TL mevduatı düzenlemesiyle birlikte Türk Lirası, ABD Doları karşısında yüzde 30'dan fazla değer kazandı. Gazeteci Mehmet Acet, Cevdet Yılmaz'ın açıklamaları ışığında yeni ekonomi modelini değerlendirdi.
ABONE OLKur korumalı TL mevduatı düzenlemesinin ardından dolar, TL karşısında büyük değer kaybetti. Kanal7 Ankara Temsilcisi ve Yeni Şafak Yazarı Mehmet Acet, bugünkü köşesinde yeni ekonomi modelini değerlendirdi. Ekonominin matematik, fizik gibi olmadığını vurgulayan Acet'in, "Cevdet Bey haklı çıktı" başlıklı yazısı şöyle:
Rivayet o ki…
Amerika’da ekonomi zor duruma düşünce Başkan, sözüne güvenilen ekonomistleri Beyaz Saray’a davet eder.
Gelen herkes eteğindeki taşları döker ve ortaya şu türden bir tablo çıkar:
-Şöyle olursa, bunun şöyle artıları olur, ama öbür taraftan da şu türden olumsuz sonuçları karşımıza çıkar.
-O modeli seçerseniz, işin şu kısmı düzelir ama öbür taraftan şöyle bir başka problemle karşılaşabilirsiniz.
-Beri taraftan böyle yaparsanız şu şu rakamlar iyileşir ama diğer taraftan öbür rakamlarda bozulma olur.
EKONOMİ MATEMATİK GİBİ, FİZİK GİBİ DEĞİLDİR
İngilizcede düz çevirince içinde ‘hand/el’ ifadesi geçen “on the one hand, on the other hand” diye bir kalıp vardır.
Bizim Türkçeye bu, “bir taraftan, öbür taraftan” diye çevrilir bu kalıp.
Amerikalı ekonomistler, başkanın huzurunda bildikleri iktisat teorilerini anlatırken, her teorinin artılarının yanında, eksilerinin de olduğunu belirtmek üzere bu kalıp üzerinden konuşunca, başkan bir süre sonra dayanamaz ve şöyle der:
“Bana tek elli bir ekonomist bulun getirin.”
Bu hikâyeyi son bir ay içinde uzun soluklu iki televizyon programında bir araya geldiğimiz Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Cevdet Yılmaz anlatmıştı.
Anlatış gerekçesi de şuydu:
“İktisatta tek bir model yoktur. Matematik, fizik gibi düşünmemek lazım.”
Şimdi soralım:
Günün sonunda Cevdet Bey’in söyledikleri doğru çıkmış olmuyor mu?
Günlerdir televizyon kanallarında, gazete köşelerinde “Ekonomi bilimi şöyle diyor, böyle diyor” diye hava atan iktisatçılar, kurun başka başka yöntemlerle de düşürülebileceği görüldükten sonra çuvallamış olmuyor mu?
“Genel kabul görmüş iktisat bilimi kurallarına hızla dönülmeli” diye açıklama yapan TÜSİAD ters köşe olmuş olmuyor mu?
Demek ki, ekonomi Cevdet Bey’in dediği gibi tartışılmaz bir alan değilmiş. Ekonomide evet yerleşik görüşler mutlaka ciddiye alınmalı ama bu görüş sahipleri “Bu işin bilimi budur arkadaş” diye de dayatmamalı imiş.
İTO Başkanı Şekip Avdagiç’e kulak verelim
İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekip Avdagiç’i bir süredir izliyorum.
Ekonominin gidişatını, iş dünyasının talep ve beklentilerini dengeli ve gayet güzel bir üslûpla anlatmasını, kritik zamanlarda yapıcı bir rolle hareket etmesini dikkat çekici buluyorum.
İyi günde de, kötü günde de bu yapıcı rolüne şahit olduğumuz bir isim Avdagiç.
Dün, son gelişmelerle ilgili kendisini arayıp mini bir mülâkat yaptım.
İşte Şekip Bey’in söyledikleri:
-Son iki ayda çok anlamlandıramadığımız ve gerçekçi bulmadığımız döviz kurlarındaki bu hızlı artışın dün açıklanan paketle daha makul ve yönetilebilir bir seviyeye geliyor olması, iş dünyası için çok önemli ve hayati bir adım olmuştur.
-Bir ayda döviz fiyatının neredeyse ikiye katlanmasının hiçbir rasyonel açıklaması yoktu. Türkiye’deki makroekonomik hareketlerin hepsinin çok makul ve iyi olduğu bir dönemde bunu yaşamamız için rasyonel bir sebebimiz yoktu. Dolayısıyla bunu daha sağlıklı bir kulvara sokmak için gerekli adımlar atıldı.
-Bunun ilk olumlu yansımasını döviz kurlarında daha normal bir seviyeye doğru hızlı bir dönüş olarak gördük. Ümit ediyoruz ki bu bir iki gün içerisinde yeni oluşan döviz seviyesinin nerede olduğu netleşecektir. Dalga boyları azalacaktır, dolayısıyla firmalar döviz kuru yukarı doğru yükselirken hem döviz kuru yükselmesine bağlı olarak oluşan ilave maliyeti fiyatlara yansıttılar hem de döviz kurunun gidişatı ile ilgili öngörülebilirlik konusunda oluşan sıkıntılardan dolayı bir risk eklediler fiyatlara. Şimdi belli bir normalleşme oldu, buna bağlı olarak öngörülebilirlik arttı ve artacak.
-Tüketicilerimize de çağrımız var. Tüketicilerin de bu konuda hızlı adım atan şirketlere yönelmesi. Çünkü tüketicinin tüketim gücü çok önemli bir güç. Piyasada hâkim 5 marketten 2’si bu fiyatlarla ilgili uyarlamayı hemen yapıyor, 3’ü ayak sürüyorsa o zaman tüketici alışverişini hızlıca bu konuda duyarlılık gösterenlere yönlendirmeli ve onları ödüllendirmeli.
Enflasyon da düşer mi?
Kesinlikle. Örneğin inşaat dünyasında demir-çelik gibi, çimento gibi bazı temel ve ithalata dayalı emtia’ların fiyatları da ağırlıklı olarak dövizle belirlendiği için buralarda da geriye dönüş olacak, belirsizlik ortadan kalkacak.