Ahıska Türklerinin Sürgünü
20 Mart 2015 tarihinde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Ukrayna ziyâreti sebebiyle Kiev'deyiz. Kapısı ana caddeye açılan Devlet Konuk Evi'nin ardı arkası kesilmeyen ziyaretçileri arasında Ahıska Türkleri temsilcileride var.
ABONE OLAhıska'lı şâir Fuat Azgur (Ahıska Bölgesindeki Azgur Köyünden olduğu için bu soyadı kullanıyor) bir şiirinde bize şöyle seslenir :
- "Devrilesi Moskof" diye başlayan
- Bir türkü söylerdi anam eskiden
- Yanık yanık "of of" diye başlayan
- Bir türkü söylerdi anam eskiden.
- Onda bir memleket, bir vatan derdi
- Gözümden bir cihan geçer giderdi
- Her beyin sonunda "Ah Vatan" derdi
- Bir türkü söylerdi anam eskiden.
Şiir Yüreğimizin derinliklerine dokunarak devam edip gidiyor.
20 Mart 2015 tarihinde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Ukrayna ziyâreti sebebiyle Kiev'deyiz. Kapısı ana caddeye açılan Devlet Konuk Evi'nin ardı arkası kesilmeyen ziyaretçileri arasında Ahıska Türkleri temsilcileride var.
Ukrayna'da Donetsk bölgesinde yaşadıkları köylerde Rusya bombardımanından zarar gören evlerde nasıl yaşadıklarını, bâzı ailelerin ekonomik zorluklarını anlatıyorlar.
Hemen orada Cumhurbaşkanımız Ahıska Türklerine kucak açıyor ve isteyen herkes Türkiye'ye gelebilir diyor. Ukrayna'da yaşayan yaklaşık 10 bin Ahıska Türkü'nden 3 bini (677 aile) Türkiye'ye gelmek istediklerini Dünya Ahıska Türkleri Birliği'ne (DATÜB) bildirince düğmeye basılıyor.
27 Nisan 2015 tarihli Bakanlar Kurulu toplantısında karar alınıyor ve Erzincan Üzümlü ile Bitlis Ahlat'ta TOKİ konutlarına 25 Aralık'ta ilk kafilede 150 aile gelerek yerleşiyor. Daha sonraki kafilelerle gelerek Atavatanlarına kavuşan ailelerin oldukça mutlu bir hayat sürdürdüklerini zaman zaman basında çıkan söyleşilerinde görüyoruz. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere DATÜB'ün değerli yöneticilerine ve emeği geçenlere teşekkür ve duâ ediyoruz.
Ayrıca 20 Kasım'da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi kapılarını açarak, 1944 yılında yaşanan sürgünde hayatlarını kaybedenlerle, evlerini, barklarını, topraklarını kaybedenlerin hatıralarını yaşama ve yaşatmak için anma proğramı yapacak olan Cumhurbaşkanımıza bir kez daha teşekkür ediyoruz.
14 Kasım Ahıska Türklerinin sürgün edilişinin 75.yılı. Jozef
Stalin'in emriyle iki saat içerisinde yaklaşık 100.000 Ahıska Türk'ü Kazakistan,Özbekistan, Kırgızistan başta olmak üzere Sibirya içlerine kadar 279 noktaya dağıtılmak üzere hayvan vagonlarında sürgüne gönderildiler.Bu sürgün esnasında 20 bini aşkın soydaşımız hayatını kaybetti.
Buna rağmen bugün 13 ülkede 650 bin civarında Ahıska Türkü yaşamaktadır.
Gürcistanın Türkiye sınırın da 5 ilçe ve 215 köyde yaşayan Ahıska Türkleri, Türkiye sınırlarını Türklerden temizlemek için zalim Stalin tarafından sürgüne gönderilmiş, onlardan boşaltılan yerlere Ermeni ve Gürcüler yerleştirilmiş virâneye dönmüş 80 köy ise hâlen boştur.
200 bin kadarı Türkiyede yaşayan soydaşlarımızın bir kısmıda TOKİ'nin yaptığı
İzmir Menemen Koyundere de, Erzincan Üzümlü ve Bitlis'te ikamet etmektedirler.
Sürgün edilişlerinin yıldönümünde, gördükleri zulümle şehit olmuş başta Ahıska'lı soydaşlarımız olmak üzere Balkanlarda, Kafkaslarlarda, Doğu Türkistanda, bütün Türk Coğrafyasında sırf Müslüman Türk oldukları için zulme uğrayarak şehit edilen geçmişlerimize Allah'tan (c.c.) rahmet diliyorum.
Ahıska Türklerine her dâim sahip çıkan Sayın Cumhurbaşkanımızada Türk Dünyası Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı olarak şükranlarımı sunuyorum.
Geçmiş dönemlerdede sıkıntılı günler yaşayan Ahıska Türkleri, Dağıstan Türkleri (Kumuk, Avar) ile Azerbaycan Türklerine en büyük yardım III. Murad Hân zamanında Yemen ve Habeşistan Fatihi Özdemiroğlu Osman Paşa tarafından yapılmıştır.
Öyleki, Özdemiroğlu Osman Paşa kesintisiz olarak 6 yıl kaldığı Kafkasya'da Gürcistan, Azerbaycan ve Dağıstan'ı fethetmiş yaptığı fetihleri, meydan muharebelerini kendisini bizzat kabûl eden Büyük Türk Hâkân'ı III. Murad Hân'a dört saat boyunca anlatmış, Sultân büyük bir heyecanla dinlediği ve sürekli "berhûdâr ol Osman, yüzün ak olsun, aferin, Allah (c.c.) razı olsun" diyerek araya girmişti. Fakat Paşa, Meşâleler Zaferini anlatırken Türk Hâkânı birden ayağa fırlayarak belindeki çok değerli taşlarla süslenmiş kılıç ve hançerini Paşa'ya çıkartıp hediye ettiği gibi, başındaki kavuğunda bulunan yine mücevherlerle süslenmiş sorgucu çıkartıp kendisine vermiştir.
Ancak kurulan Ahıska/Çıldır Eyaleti 1828 yılının ağustos ayında Rusların eline geçti. (Yeniçeri ocağı yeni kapatılmış, donanmamız Navarin'de yakılmıştı. Ordu henüz toparlanamadan Ahıska 250 yıl sonra elimizden çıktı.)
1918 yılında 4 Haziran - 30 Ekim arasında geçici olarak bizde kaldıysada, 16 Mart 1921 Moskova Anlaşması Batum'la birlikte Ahıska'yı Anavatanın sınırları dışında bıraktı.
Bu sırada defalarca zulme ve kıyıma uğradı. İkinci Dünya Savaşı sırasında 40 Bin erkek askere alınarak cepheye sürüldü. Kalanlar 14 Kasım 1944'teki büyük sürgünle dağıtıldı.
Büyük hayat mücadeleleri verilerek hayata tutunmaya çalışarak birbirlerine umut olarak bugünlere geldiler. Fakat hâlâ bağımsız bir devlet olan Gürcistan, ilişkilerimiz çok iyi olmasına ve Avrupa Konseyine söz vermiş olmasina rağmen Ahıska Türklerinin topraklarına dönmesine müsaade etmemektedirler.
Sadece DATÜB' ün organizasyonlarıyla orada kalan akrabalarını ziyaret edebilmektedirler.
Duâmız kanayan yara Ahıska sürgünü artık sonlandırılmalı değişik ülkelerde yaşayan soydaşlarımız insan haklarından azâmi derecede yararlandırılmalıdır. Onların hak ve hürriyetlerinden dün olduğu gibi bugünde sorumlu olduğumuz unutulmamalıdır.
Halit Kanak..