Libya tezkeresi neden bu kadar önemli?

Yeni haftanın öncelikli gündemi Libya tezkeresi olacak. Tezkerenin bugün Meclis Başkanlığına sunulması; Genel Kuruldaki görüşmelerinin ise Perşembe günü yapılması bekleniyor. Bu tezkere ne anlama geliyor? Neden Libya'da olmak zorundayız sorularını konunun uzmanları, siyasetçiler ve stratejistler yanıtladı.

ABONE OL
GİRİŞ 30.12.2019 16:26 GÜNCELLEME 30.12.2019 18:02 GÜNCEL
Libya tezkeresi neden bu kadar önemli?

Haber7.com / Özel 

 

TBMM'de bu hafta Libya tezkeresi mesaisi yaşanacak. Türk askerinin Libya'ya gitmesi, Meclis'te yapılacak oylama ile netleşecek.  Meclis'teki oylama öncesinde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, muhalefet partilerini bilgilendirdi.. Çavuşoğlu, CHP ve İYİ Parti genel başkanları ile bir araya geldi ve Libya tezkeresinin önemini anlattı. CHP'nin olumsuz tavrı değişmezken bu konunun neden önemli olduğunu siyasetçilere ve konunun uzmanlarına sorduk.

 

 

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan:

Bugün Libya ile ne işimiz var diyenlere, Doğu Akdeniz’de yaşananlara bakmalarını tavsiye ediyoruz. Akdeniz’e kıyısı olmayan ülkelerin neden orada olduğunu sorgulamaları gerekir. Bugün Türkiye, Doğu Akdeniz’de kendi güvenliği ve Kıbrıs’ın güvenliği konusunda önemli bir adım daha atıyor. Bununla birlikte Libya ile tarihi ve kültürel bağlarımız söz konusu. Libya bize Osmanlı’nın yadigarı. Libya’da ecdadımızın, Gazi Mustafa Kemal'in hatıraları var. Ayrıca Türkiye ile Libya arasında Akdeniz’de deniz yetki alanlarının sınırlarının belirlendiği tarihi bir mutabakatı 5 Aralık 2019’da imzaladık. Yine sonrasında iki ülke arasında Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakatı kabul edildi. Bu anlaşmaların sağlıklı bir şekilde uygulanması için orada olmamız gerekiyor.

BİZLER BM'NİN TANIDIĞI HÜKÜMETİN YANINDAYIZ

Libya’nın toprak bütünlüğünden, istikrarından ve barış ortamının tesis edilmesinden yanayız. Darbeci generalin yanında yer almıyoruz. Bizler BM’nin de tanıdığı, Libya'nın meşru hükümetinin yanında yer alıyoruz. Türkiye ilk defa başka ülkeye asker göndermiyor. Şu anda Suriye, Irak, Lübnan, Kosova gibi 12 ülkede askerimiz görev yapıyor. Kaldı ki kıyı komşumuz olan Libya’ya gidiliyor.

"MAVİ VATAN KADERİNE TERK EDİLEMEZ"

Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmeler ortada. GKRY enerji arama ve çıkarma faaliyetlerinde ABD, İtalya ve Fransa gibi bölge dışındaki aktörlerle, enerji iletimi için ise İsrail, Mısır ve Yunanistan gibi bölgedeki aktörlerle iş birliği çalışmaları yapıyor. İsrail, Mısır gibi ülkeler bölgede doğalgaz dağıtım merkezi olmayı istiyor. Doğu Akdeniz’de doğalgaz ve petrol aramaları için bulunan ülkeler, burada Türkiye’nin varlığını istemiyor. Alan hakimiyeti oluşturma çabalarına, ülkemizin ve KKTC’nin haklarının gasp edilmesine izin vermeyiz. Türkiye olarak, yarın Doğu Akdeniz’de yaşanabilecek sıkıntılara karşı stratejik tedbirler almak zorundayız. Libya’da olmak Doğu Akdeniz’deki haklarımızdan vazgeçmek ya da vazgeçmemek anlamına geliyor. Mavi Vatan kaderine terk edilemez. Tezkerenin Meclis’e gelmesi halinde tüm partilerin bu bilinçle destek vermesi gerektiği kanaatindeyim. 

"ULUSLARARASI HUKUK ÇERÇEVESİNDE HAREKET EDİYORUZ"

Türkiye Libya’da bir maceraya atılmıyor. Türkiye büyük devlet olmanın gereğini yapıyor. Önemli bir devlet tecrübesine sahibiz. Dolayısıyla sıkıntı yaşayabileceğimiz bir adım atmayız. Amacımız Akdeniz'de kimsenin hakkını hukukunu gasp etmek değil. Uluslararası hukuku gözeterek hareket ediyoruz.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kalaycı

MHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kalaycı, "Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki egemenlik hakları sonuna kadar muhafaza edilmelidir. MHP, Libya ile imzalanan anlaşmalara destek verdiği gibi Libya tezkeresini de destekleyecektir." dedi.

TÜRKİYE DOĞU AKDENİZ'DEKİ HAKLARINI SAVUNACAK

"Doğu Akdeniz'de arama yapıyorsak, egemenlik haklarımızı ve milli menfaatlerimizi korumak gayesiyledir. Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi saf dışı bırakmaya çalışanların oyunları, Libya ile imzaladığımız anlaşmalar ile bozulmuştur. Türkiye Libya'da macera peşinde değildir. Doğu Akdeniz'deki egemenlik haklarını korumanın gayretindedir. Libya bizim komşumuzdur. Nasıl ki, vatan toprağından tek bir çakıl taşı vermeyecek kararlılığındaysak aynı anlayışın 462 bin kilometrelik mavi vatan sahamızda da gözetilmesi gerekmektedir. Türk vatanının güvenliği için her türlü tedbiri planlayıp devreye almak şarttır. Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki egemenlik hakları sonuna kadar muhafaza edilmelidir. MHP, Libya ile imzalanan anlaşmalara destek verdiği gibi Libya tezkeresini de destekleyecektir."

"LİBYA KONUSU BİR HAYAT MEMAT MESELESİDİR"

Prof. Dr. Zekeriya Kurşun:

Çok net ve kesin bir cümle ile söylemek gerekirse. Türkiye’nin Libya’da bir askeri müdahaleye değil deniz güvenliğini sağlamak için asker göndermesi bir hayat memat meselesidir. Elbette burasının 100 yıl önce Osmanlı toprağının olması, bu tür faaliyetleri bir yayılmacılık olarak değerlendirecekler olacaklardır. Ama kimsenin aklına bu gelmemeli. Bu doğrudan doğruya güney sınırlarımızın aynı zamanda Batı’dan gelen olası tehditlerin engellenmesi, Anadolu’da sağlam kalabilmemiz için atılması  gerekli en önemli adımlardan bir tanesidir. Temennimiz odur ki, geçmişte buna neden ihtiyaç duyulmadı denebilir. Eğer istikrarlı bölgeler olsaydı.

"TÜRKİYE LİBYA'DA OLMAK ZORUNDADIR"

Libya’da bugün yaşananlar olmasaydı, Mısır düştüğü bu tuzağa düşmemiş olsaydı. Yunanistan ve Güney Kıbrıs Türkiye’yi Antalya Körfezi’ne sıkıştırmamış olsaydı bütün bunlar gerçekleşmemiş olsaydı, Türkiye’de tabii olarak kendi sınırları dışında asker bulundurma durumu olmazdı. TSK’nın iç yönetmenliğine göre; Türkiye içeriden ve dışarıdan gelecek tehditlere tedbir almayı öngörüyor. Varlığı bunun üzerine kurulu. Bizim açık bir şekilde bizim Akdeniz’deki güvenliğimizi tehdit eden bir durum var. Bu açıdan mutlak surette hızlı bir şekilde yeterli bir sayıdaki askeri ve donanımı buraya ulaştırılması gerekir. Orada istikrarın sağlanması için de Türkiye tarihinden gelen sorumluluk  hem de din kardeşliği ve bu bölgede yaşayan kandaşmızların yaşam alanı oluşturmayı zorunlu kılar. Her halükarda Libya’da asker bulundurması hem stratejik hem güvenlik hem de bölgenin geleceğini dizayn etmek isteyenlere karşı Türkiye varlığını orada göstermek zorundadır.

Güvenlik ve Stratejist Coşkun Başbuğ:

Tezkere Meclis’ten geçer. Tezkerede iç ve dış mihraklar ortak hareket ediyorlar. Dışarıdaki mihraklar ne diyorsa içerideki ortakları da aynı şeyi söylüyor. Bu tezkereye karşı çıkmak doğrudan vatana ihanettir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakanımızın çok önemli sözleri var. 

AKDENİZ KALKANI HAREKATI GELECEK

Ne diyorlar: Anadolu’nun savunması Misak-ı Milli’de çizilen yerlerle ölçülemez artık. Bugün Libya’da gereken hamleyi yapmazsak yarın öbür gün Mersin ve Antalya körfezinde aynı tehlikeyle karşı karşıya kalırsın. Zaten emperyalist yapının bütün amacı Anadolu. Bir kuşatmanın altındayız. Bir defa Libya çağırmasa bile sen bu duruma müdahale etmek durumundasın. Oradaki Ülkeler bu tehdidi gördükleri için Türkiye’den çekiniyorlar. Şu anda sizden yardım talep eden bir komşunuz var. Biz bu yardım talebine hemen cevap vereceğiz. Buradaki üsler hava, kara, deniz. Önce ofis açma olarak başladı. Denizaşırı ülkelere müdahale edemezsin. Bu yüzden devlet bu tedbirleri alıyor. Önceleri danışmanlık hizmeti vereceğiz. Libya hükümetinin özellikle hava kuvvetleri hususunda bir isteği var. Hafter denen kanlı örgüt kendi halkını bombaladı. O yapıların hepsi şimdi Hafter’e büyük destek verdi. Avrupa ülkeleri de hava sahasını kapatmak istiyor. Sen de buna karşı hamle yapıyorsun ve tezkere tarihini öne çekiyorsun. Muhalefetin söylediği sözlerin de dışarıdan gelen talimatla yapıldığını düşünüyorum. Şimdi Akdeniz Kalkanı harekatını başlattık. Eğer bunu yapmazsan Suriye ve Türkiye’deki kazanımlarını da kaybedeceksin.

Av. Cüneyt Toraman:

Burada devletlerarası ilişkiler önemli ve buna Meclis karar verir. Geçmiş yıllarda Suriye ve Mısır birleşti. Kimsede siz ne yapıyorsunuz demedi. Şimdi Türkiye anayasal hakkını kullanacak. Buna karar verecek olan da Meclis’tir. Siyasi partiler buna karar verecek. Yarısından bir fazlası kararıyla asker gönderir. Suriye’ye göndermedik mi? Kim itiraz etti? Sadece HDP’nin oy vermediği bir çoğunluktan bahsediyoruz. Şimdi beu tezkere Doğu Akdeniz’de hapsedilmesini de engelleyecek. Önceden Özal döneminde olmuştu.

"KARŞI ÇIKAN PARTİLER AMERİKA'NIN YANINDALAR"

Onun öncesine ‘Yurtta Sulh cihanda sulh’ diyerek dışarıdaki olaylara bakmıyorduk bile. Sizin bir iddianız varsa gerekirse Montrö’yü de tartışmaya açacaksın. 1923’te kurulan devletin ilk defa bu sınırları 2019’da konuşuyoruz. Bakın Montrö’de Japonya bile var. Japonya’nın ne işi var? Lozan’da imzalamak zorunda kaldık. Şimdi tartışmaya açalım. Şimdi Libya tezkeresine karşı çıkan muhalefet partileri Suriye tezkeresine de seçmenden çekindikleri için kerhen evet dediler. Kılıçdaroğlu, terör örgütü için “YPG bize neden saldırsın demedi mi?” Libya’da bu kadar tepki gelmeyecek diye karşı çıkıyorlar.  Bunlar dostlarının, patronlarının, Amerika’nın yanında duruyorlar.

Türkiye gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Kapan

Libya bu süreçte çok önemli bir ülke. Hem Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki durumu hem de Kuzey Afrika stratejisi açısından. Libya 357 sene bizim toprağımız oldu. 1911’den sonra elimizden çıkan bir yer. Libya’da çok sayıda Türk de var. Girit isyanında canını kurtarmak için gelenler Libya’ya geldi. Libya deyip geçmemek lazım. Bu hamleden sonra Türkiye’nin deniz sınırlandırma alanından sonra Doğu Akdeniz’de dengeler değişti. Bu durumun devam etmesi için Türkiye’nin Libya’da olması gerekli.

KAYNAK : Haber7