Sert sözler: Hatırlayın darbe seviciler, Tekdal’ın da milletvekilliği düşürülmüştü!
CHP'li Berberoğlu ve HDP'li iki ismin milletvekilliğinin düşürülmesi gündemdeyken, Yeni Akit Yazarı Ali Karahasanoğlu dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Darbe sevicilere seslenen Karahasanoğlu, "Millet iradesi imiş! Geçin beyler, geçin bunları!" ifadelerini kullandı.
ABONE OLYeni Akit Gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu, geçtiğimiz günlerde vefat eden eski Refah Partisi'nin kurucu genel başkanı Ahmet Tekdal'ın zamanında milletvekilliğinin düşürüldüğünü hatırlattı. Karahasanoğlu'nun "Hatırlayın darbe seviciler, Tekdal’ın da milletvekilliği düşürülmüştü!" başlıklı yazısı şöyle:
Milli Görüş çizgisine ömrü boyunca hizmet etmiş olan Ahmet Tekdal abimiz vefat etti..
Allah rahmet eylesin.
Mütevazı kişiliği ile, egosuz tavırları ile..
Emanete hıyanet etmeyen kimliği ile..
“Yumuşak üslubu” ile..
“Allah, sayılarını artırsın” duası ettiğimiz nadir bulunan siyasetçilerden birisi idi..
Ahmet Tekdal abimize, Allah’tan rahmet dilemekle yetinmeyelim..
Yaşadığı haksızlıkları da hatırlatalım..
O haksızlıklardan birisi ne idi?
Refah Partisi kapatılırken, Ahmet Tekdal gibi munis, mütevazı, yumuşak üsluplu birisinin de milletvekilliğinin düşürülmesi ve siyasetten 5 yıl yasaklanması idi..
Evet, yanlış okumuyorsunuz..
Ahmet Tekdal gibi, karıncayı incitmekten çekinen bir siyasetçinin..
Sesini yükselttiğine hiç kimsenin şahit olmadığı pırlanta gibi bir hukukçunun..
Bu ülkenin Anayasa Mahkemesi kararı ile, milletvekilliği düşürüldü..
Üstüne bir de, siyasetten men cezası verildi..
Konuşması da, partisinin kapatılması için gerekçe yapıldı..
“Milletvekilliğinin düşürülmesi” ifadesini, dün akşamdan itibaren, televizyon ekranlarında, sosyal medya hesaplarında yapılan açıklamalarda, gazete manşetlerinde bol bol görüyorsunuz, değil mi?
Evet, evet..
CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun, onun yanı sıra HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven ve HDP Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları’nın da milletvekilliği dün TBMM’de yapılan oylama ile düşürüldü..
Ahmet Tekdal abimizin milletvekilliği, TBMM’deki oylama ile değil..
İkisi subay olan 11 Anayasa Mahkemesi üyesinden 9’unun oyları ile düşürülmüştü..
Dünkü milletvekilliğinin düşürülmesi ise..
Kesinleşmiş mahkeme kararı sonrasında, TBMM oylaması ile gerçekleştirildi..
Hey gidi hey..
Bir yanda, 28 Şubat sürecinde milletvekilliği hukuksuz şekilde düşürülen Ahmet Tekdal..
Bir yanda..
Ahmet Tekdal’ın milletvekilliği düşürülürken, darbecilerin amiral gemisi olarak yayın yapan Hürriyet’te kendisine verilen görevi hakkı(!) ile yerine getiren Enis Berberoğlu’nun, içinde casusluk, gizli belge ifşası gibi isnatların olduğu bir dava sonrasında milletvekilliğinin düşürülmesi..
Ve..
Enis Berberoğlu’nun iki HDP’li ile birlikte milletvekilliği düşürülünce..
Muhalif medyada bir afra.. Bir tafra..
CHP çizgisindeki siyasetçilerde bir isyan, bir karşı çıkış..
Ne imiş, “Demokraside böyle şeyler olmamalı” imiş.
Ne imiş?
“Millet iradesine tecavüz” imiş.
Ne imiş?
“Ne milletin ne de milletin oylarının zerre bir değeri olmadığı ortaya çıkmış” imiş.
Ne imiş?
“Sadece Enis Berberoğlu’nun vekilliği değil, aynı zamanda milletin iradesinin de, milletin oylarının da düşürülmesi” imiş..
Hatta..
“Bu tamı tamamına, dört dörtlük bir darbe” imiş.
Muhalif kesimin başındaki Kemal Kılıçdaroğlu’ndan aktaralım:
“İçinde yaşadığımız 20 Temmuz sivil darbe sürecinin bir sonucu” imiş..
“Millet iradesinin yok sayılması” imiş..
Şimdi bu demokrasi kahramanlarına sorsam..
“Millet iradesi” dediğiniz.
“Millet oyları” dediğiniz..
“Darbe” dediğiniz milletvekilliğinin düşürülmesi olayının bir benzerinin yaşandığı 28 Şubat sürecinde, siz nerelerde idiniz?
Hem size isnat edilen suçlarla kıyaslamaya kalksak..
Sizin destek verdiğiniz Tekdal’ın milletvekilliğinin düşürülmesine gerekçe yapılan fiillerle bir karşılaştırma yapacak olsak..
Eğer varsa, utancınızdan yerin dibine girmeniz gerekir..
Abartmıyorum..
Abartmadığımı ispat için, buyrun Tekdal’ın milletvekililğinin düşürülmesine gerekçe yapılan fiilleri Anayasa Mahkemesi kararından aktarayım:
“ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 1997/1 (Siyasî Parti Kapatma)
Karar Sayısı : 1998/1
Karar Günü : 16.1.1998
DAVACI : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
DAVALI : Refah Partisi
DAVANIN KONUSU : Refah Partisi’nin lâiklik ilkesine aykırı eylemlerin odağı haline geldiği savıyla kapatılması istemidir.”
Diyeceksiniz ki, “Refah Partisi’nin kapatılma davasını biliyoruz, ama Tekdal’ın milletvekilliğinin düşürülmesini hatırlayamadık.. Sen onu anlat..”
Haklısınız, Anayasa Mahkemesi kararından aktaralım..
Bakın gerekçe ne imiş:
“d- Ahmet Tekdal’ın Konuşması
İddianamede Refah Partisi Ankara Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Tekdal’ın 1993 yılında Hac’da yaptığı ve 24.11.1996 günü Kanal D televizyonunda görüntülü olarak verilen konuşmasında,
‘Parlamenter sistemin hakim olduğu yerlerde, eğer bir millet gerekli şuuru göstermez, hak nizamının tesisi sadedinde gayret sarfetmez ise kendisini iki bela karşılayacaktır. Bunlardan bir tanesi bütün münkerler karşısına gelecek, zulüm görecek ve zulmün neticesinde de helak olup gidecektir. Bir diğeri mükellef olduğu hak nizamının tesisi için çalışmadığı için cenabı hakka hesabını veremeyecektir ve bu takdirde de yine zelil olacaktır. İşte değerli kardeşlerim, bu hassasiyetlere dikkat etmek suretiyle hak sistemini tesis etmek isteyen ve bu uğurda mücadele eden topluluklara elden gelen gayretin gösterilmesi elbetteki vazifemizdir. Türkiye’de hak nizamı tesis etmek isteyen siyasal kadronun adı Refah Partisidir’ dediği ve böylece de lâikliğe aykırı davrandığı ileri sürülmüştür. (..)
Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Tekdal’ın bu konuşmasını 1993 yılında Hac ziyaretinde yaptığı dosyada bulunan ve montaj olmadığı bilirkişi incelemesinde belirtilen video banttan ve çözümünden anlaşılmıştır. Konuşmada, hak nizamının kurulması için yaptığı çağrı ile şeriata dayalı devlet düzeni amaçlandığı sonucuna varılmıştır. Bu söylem ve amacın lâiklik karşıtı olduğu açıktır.”
Vay canına sayın seyirciler..
Bu konuşmanın bir de bant çözümünü yapıp, bilirkişiye sormuşlar, “Montaj mı?” diye..
Allahım, sen benim aklımı koru..
Ve.. Bu konuşma sebebi ile, bakın Anayasa Mahkemesi ne karar vermiş:
“Açıklanan nedenlerle, (..) Ahmet Tekdal’ın 1993 yılında Hac’ta yaptığı ve 24.11.1996 günü Kanal-D televizyonunda görüntülü olarak verilen konuşması; 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanunu’nun 78., 84. ve 87. maddeleri ile Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasında öngörülen ve Cumhuriyetin temel niteliklerinden olan ‘lâiklik ilkesi’ne aykırılık oluşturduğundan ..”
Daha ne yazayım?
En iyisi..
28 Şubatçılara “Utanın” diyerek bitireyim..
Millet iradesi imiş!
Geçin beyler, geçin bunları!