Gerçek Hayat ne yapmaya çalışıyor: Provokasyona tepkiler
Gerçek Hayat dergisi, Ayasofya'nın açılmasından hemen sonra çıkardığı 27 Temmuz tarihli sayısında "Şimdi değilse ne zaman" ve "Hilafet için toparlanın" yazılı bir kapakla okuyucularının karşısına çıktı. Bir provokasyon olarak kabul edilen bu kapak büyük tepki topladı. Cumurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İletişim Başkanı Fahrettin Altun başta olmak üzere pek çok isim Gerçek Hayat dergisinin provokasyonunu eleştirdi
ABONE OLAyasofya'nın açılması geçmişten günümüze bir çok Müslümanın hayaliydi. 24 Temmuz tarihinde kılınan ilk Cuma namazıyla resmen açılan Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi, büyük mutluluğa sebebiyet verdi. Gazeteler, dergiler bu unutulmayacak günün ardından tarihi manşetler ile okurlarının karşısına çıkarken, Gerçek Hayat Dergisi ilginç ve bir o kadar da provokasyonlara sebebiyet veren bir kapak ile okurlarıyla buluştu.
Derginin kapağında, "Şimdi değilse ne zaman, sen değilsen kim? Hilafet için toparlanın" sözlerine yer verildi. Kapakta ise Hilafetin sembolü olan kırmızı renkli sancağa yer verildi. Pek çok kişi tarafından tepkiyle karşılanan bu durum bir provokasyon olarak yorumlanırken, tepki gösterenlerin arasında Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da yer aldı. Eleştiriler "Gerçek Hayat Dergisi ne yapmak istiyor" sorularını da beraberinde getirdi.
"ANLAMSIZ VE BEYHUDE"
İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun Akşam gazetesine verdiği röportajda konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Altun, bu tartışmaları anlamsız ve beyhude bulduklarını ifade ederken, Türkiye siyasetinde de bu tarz tartışmaların karşılığının bulunmadığını ifade etti.
Altun şu cümleleri kullandı:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın siyaset tarzı radikalizmi dışlar. Radikalizmin her türüne karşıyız. Ayasofya bağlamında ortaya atılan hilafet tartışmalarını da anlamsız ve beyhude buluyoruz. Bunun Türkiye siyasetinde bir karşılığı da yoktur
REJİM TARTIŞMALARI
Ayasofya Camii kararı sonrasında rejim tartışması başlatmaya çalışanlar, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz hatırası üzerinden toplumun bir kesimini kışkırtmak için uğraşıyorlar. Kaybettikleri imtiyazlarını “Cumhuriyet” ya da “Atatürk” kılıfı ile tekrar sağlamak hedefindeler.
"BU OYUNLARA ARTIK GELMEYİZ"
Türkiye’nin farklı din, kültür ve inançtan insanların bir arada huzur içinde yaşayabildiği ender ülkelerden biri olması tarihsel bir gerçektir ve tesadüf değildir. Yıllardır hedef alınan da bizim bu değerimizdir. Dediğim gibi, toplumun tüm kesimleri artık daha uyanıktır. Bu oyunlara artık gelmeyiz.
"SUNİ BİR GÜNDEM"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Prof. Dr. İbrahim Kalın da Gerçek Hayat adlı derginin 27 Temmuz tarihli sayısında 'hilafet' çağrısı yapmasının ardından başlayan tartışmalarla ilgili yorumda bulundu.
Katıldığı bir televizyon programında Kalın, “Hilafet tartışmaları üzerinden bir rejim tartışması başlatmak suni bir gündemdir. Türkiye'nin böyle bir gündemi yok. Bizim amacımız halkın demokratik iradesine dayalı tam bağımsız, 2023'te Türkiye'yi olması gereken yere getirmek olmalıdır. Bunlar suni tartışmalardır. 'Atatürk'e dil uzatıldı' demek, 'Hilafete gidelim' demek, bu başarıyı gölgelemek olur. Hayırlı bir iş yapıldı, bizi buluşturan bir sembol olsun Ayasofya" diye konuştu.
"CUMHURİYET İLELEBET PAYİDAR KALACAK"
Gerçek Hayat dergisinin provokasyon kokan kapağına ilişkin AK Parti adına en net cevabı AB eski Bakanı ve Parti sözcüsü Ömer Çelik verdi. Çelik “Cumhuriyetimiz tüm nitelikleriyle gözbebeğimizdir. Sosyal medyada siyasal rejimimizle ilgili ortaya çıkan sağlıksız tartışma ve kamplaşma, Türkiye’nin gündemi değildir” dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in sözleri şu şekilde:
“Türkiye’nin siyasal rejimiyle ilgili siyasal kamplaşma üretmek yanlıştır. Cumhuriyetimiz tüm nitelikleriyle gözbebeğimizdir. Dünden beri sosyal medyada siyasal rejimimizle ilgili ortaya çıkan sağlıksız tartışma ve kamplaşma, Türkiye’nin gündemi değildir. Türkiye Cumhuriyeti güçlü ve büyük bir devlet olmasının yanı sıra, tüm dünyada ‘bilhassa kimsesizlerin kimsesidir.’ Sorumluluğumuz ahlaki ve siyasidir. Siyasal temeli olmayan kamplaşmalar yerine ortak ideallerimizle geleceğe yürümeliyiz. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. Milletimizin duası ve desteğiyle, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülkemiz ve insanlık için erişilmez denilen hedeflere yürüyoruz. Cumhuriyetimiz parlamaya devam edecektir. Milletimizin tüm fertleri bu gelecekte pay sahibidir."
"TARTIŞMALAR YANLIŞTIR"
AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal, "hilafet" kapağıyla çıkan Gerçek Hayat dergisine tepki gösterdi. TRT’de konuşan Ünal, Ayasofya’nın cami olarak açılmasının ardından "Hilafet için toplanın" çağrısı yapan Gerçek Hayat ve tartışmalarla ilgili şunları söyledi:
"Ayasofya sadece bizim için değil tüm İslam dünyası için önemlidir. Buradan Cumhuriyet'in kazanımlarına dönük tartışmalar yanlıştır. Türkiye demokratik, laik ve hukuk devletidir. Tartışma gereksizdir. Türkiye'nin gündeminde şu anda bunlar yok. Türkiye egemenlik hakkının bir gereği olarak büyük bir simgesel değeri olan Ayasofya Camii'ni ibadete açmıştır."
"SİYASİ SABOTAJ"
Gerçek Hayat'ın provokasyonuna tepki gösterenlerden biri de AK Parti eski milletvekili Mehmet Metiner oldu. Metiner Ayasofya'nın ibadete açılması sonrasında ortaya çıkan bu söylemlerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik siyasi sabotaj olduğunu ifade etti. Metiner sosyal medya hesabı üzerinden Gerçek Hayat'ın skandal ve provokatif kapağını şu şekilde değerlendirdi:
"Ayasofya’nın açılışından sonra bizim mahalleden birilerinin hilafeti bu şekilde gündemleştirmesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasetine yönelik bir siyasi sabotaj demek. Hilafet; dinsel değil tarihseldir. Demokratik Cumhuriyet tercihinden şaşmamak lazım. Sonuç hüsran olur."
"SUNİ REJİM KRİZİ"
Ayasofya'nın ibadete açılmasından hemen sonraki sayısında böyle bir kapakla çıkan Gerçek Hayat dergisine gazetecilerden de tepkiler geldi.
Hürriyet Gazetesi yazarlarından Abdülkadir Selvi, kaleme aldığı yazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın rahatsız olduğunu yazdı. Selvi, "Vesayetle savaşarak gelen Erdoğan, suni rejim krizleri üzerinden yeni vesayet odakları oluşturulmasına izin vermez" düşüncesini dile getirdi.
"GÜNDEMİ ZEHİRLEMEK İÇİN ÜRETİLMİŞ"
Selvi, Gerçek Hayat provokasyonunu eleştirdiği yazısında şu ifadelere yer verdi:
"Ayasofya’nın açılışı ile milletimizin 86 yıllık hayalini gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, suni rejim krizi oluşturma çabalarına nasıl baktığını merak ediyordum. O nedenle doğrudan işin kaynağına, yani İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun’a sordum. 'Cumhurbaşkanımızın gözünde bu tartışmalar, gündemi zehirlemek için üretilmiş hükümetimizin son dönemde elde ettiği başarıları gölgelemek üzere sahaya sürülmüş suni ve bir o kadar da sorunlu tartışmalardır' dedi. Erdoğan’ın bu tür tartışmalardan rahatsız olduğunun farkındaydım."
"YENİ VESAYET ODAKLARINA İZİN VERMEZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açık siyaset yaptığını belirten Selvi, "Fahrettin Altun işte o noktaya dikkat çekti, 'Cumhurbaşkanımızın tavrı açık ve nettir. Ne yazık ki Cumhurbaşkanımızın siyaseti ile açık ve net kavramlar ve hedefler üzerinden rekabet edemeyenler, bu ülkede yıllar yılı yapay rejim krizleri üretmeye çalışmışlardır. Bu son tartışmalar da bu rejim krizi üretmek isteyen vesayet sevdalılarına malzeme oluşturmak arzusundan başka bir şey değildir. Gel gelelim bunların Türkiye sosyo-politik gerçekliğinde bir yeri yoktur. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın gündeminde de hiç ama hiç yer tutması da söz konusu değildir' diye konuştu. Bir de benden uyarı. Vesayetle savaşarak gelen Erdoğan, suni rejim krizleri üzerinden yeni vesayet odakları oluşturulmasına izin vermez." ifadesini kullandı.
"ZEVZEKLİĞİN LÜZUMU YOK"
Gerçek Hayat dergisinin provokasyonuna Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan Coşkun da tepki gösterdi. Hakan, gazetenin köşesinde yazdığı yazısında bu durum İslam aleminin daha da fazla bölünmesine yol açacağını belirtirken, "Dünya Müslümanlarının daha da bölünüp parçalanmasından başka bir işe yaramaz. Zevzekliğin lüzumu yok yani." dedi.
Ahmet Hakan'ın da Gerçek Hayat provokasyonuna yanıtı şu şekilde:
"Diyelim ki hilafeti getirdik.Ve diyelim ki bir halife çıktı Türkiye’den. Ne olur? Şunlar olur: Suudi Arabistan’ın kıtır kıtır gazeteci kestiren meşhur 'prensi' var ya... Kesin 'Siz de kimsiniz, esas ben halifeyim' diye çıkar ortaya. Birleşik Arap Emirlikleri’nin Türkiye’ye düşman kesilen antipatik 'emiri' durur mu? O da 'Halife benim' diye salınır ortalıkta. Sisi var ya Sisi... Onun da biti kanlanır... 'Halife olacaksa Mısır’dan olmalı' diye Trump’a koşup 'Beni destekle mister presedent' der. O kadar ki... Bizi her dönemde destekleyen kadim dostumuz Pakistan’dan bile hilafet makamına talip çıkar."
"DAHA DA BÖLÜNÜP PARÇALANMASINDAN BAŞKA BİR İŞE YARAMAZ"
"Uzatmaya gerek yok. Velhasıl-ı kelam... Dünya Müslümanlarının bölünmüşlüğüne çare olarak akla getirilen hilafet kurumu... Dünya Müslümanlarının daha da bölünüp parçalanmasından başka bir işe yaramaz. Zevzekliğin lüzumu yok yani. Babadan oğla mı geçecek halifelik? Eğer böyle olacaksa... Son halifenin torununun torunlarından mı çıkacak halife? Yoksa seçimle mi gelecek? Eğer seçimle gelecekse... Kimler aday olabilecek, kimler oy kullanacak? Mısır, Suudi Arabistan falan ahalileri de seçme ve seçilme hakkına sahip olacak mı? Halife, tüm dünya Müslümanlarının halifesi mi olacak? İyi ama tüm dünya Müslümanları halifeyi tanımazsa ne olacak?"