Nedim Şener'den dikkat çeken yazı: HDP'ye verdiğin oy askerime sıkılan kurşun gibi!
HDP'nin terör örgütü PKK'yla yakın ilişkisi yeniden gündemdeyken, Hürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener, HDP seçmenlerine yönelik dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. "Buldan'ın, 'HDP'nin PKK ile hiçbir ilişkisi yoktur' sözüne kargaların bile güleceğini" belirten Şener, HDP'ye bilerek verilen oyların askere sıkılmış kurşun gibi olduğunu belirterek, "6 milyon değil 60 milyon olsa ne olur?" ifadelerini kullandı.
ABONE OLPKK'nın Gara'da 13 vatandaşımızı alçakça şehit etmesinin ardından tüm Türkiye terörü lanetlerden muhalefet partilerinden devleti suçlayan açıklamalar geldi. HDP'den yapılan açıklamalarda ise PKK kınanmadı, 13 şehidin sorumlusunun devlet olduğu öne sürüldü. Hürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener, HDP'ye oy veren seçmenlere 'neden oy veriyorsunuz' diye sordu. İki ihtimal olduğunu yazan Şener'in, dikkat çeken tespitlerle dolu yazısı şöyle:
HDP seçmeni olmak zor iş!
Demokrasi adına, hukuk içinde siyaset yapsın diye oy verdikleri parti, terör örgütü ile ilişki içinde.
Yalnız yurtiçinde değil, tüm dünyada oy verdikleri partinin milletvekilleri, on binlerce insanı katleden PKK en ağır insanlık suçlarını işlerken ona “terör örgütü” dahi deyip kınayamıyor.
CNN Türk’te ‘Tarafsız Bölge’ programında HDP’nin, Türk-Kürt ayırmadan masum insanları katleden ve on binlerce insanın canına kıymış PKK’nın siyasi sözcüsü olduğunu bile bile oy vermeyi, “askerimize sıkılan kalaşnikof kurşunu”na benzetmemi çarpıtan ve kızanlar oldu.
Çarpıtma şuydu: Sadece terör örgütü PKK ve onun siyasi ayağı HDP ile oy verenlerinden söz etmeme rağmen, küçük beyinleriyle sözlerimi çarpıtıp “Kürt düşmanı” ilan etmeye kalktılar.
Terörist PKK’ya onun siyasi uzantısına laf söyleyince “Kürt düşmanı ilan etmek” eski taktikleridir.
Öte yandan, sosyal medyada edilen küfürler, ahlaken çürümüş bir kısım HDP seçmenin gerçek yüzünü bir kez daha gösterdi. Diğerlerinin payına da kendilerini beraberce oy verdikleri bu küfürbazlarla eşitlemek kaldı.
SORUMLU YURTTAŞLIK
Ama asıl kızdıkları, kafalarının içindeki cevabını veremedikleri şu soruydu: Sorumlu bir yurttaş olarak PKK terör örgütü ile böylesine ilişkisi olan bir partiye oy vermeli miyim?
Buna iki cevap üretilebilir.
Birincisi, Pervin Buldan’ın söylediği yalan gibi, “HDP’nin PKK ile hiçbir ilişkisi yoktur, olmamıştır, o yüzden oyumu veriyorum” diyebilirsiniz. Ama buna kargalar bile gülmez.
İkinci cevap ise “Evet, HDP’nin PKK ile ilişkisini biliyorum ve buna rağmen oyumu veriyorum.”
Ben de diyorum ki PKK terör örgütü ile ilişkisini bile bile HDP’ye oy veriyorsan, senin oyun, askerime sıkılan kurşun gibidir. Bile bile böyle kullanılan oy 6 değil 60 milyon olsa ne olur?
Sözümün hiçbir yerinde Kürt kelimesi geçmedi, yalnızca terör örgütü PKK ile siyası kolu HDP’den ve seçmenlerinden söz ediyorum.
Oy verenler arasında “Terörle ilişkiliyse devlet kapatsın o zaman” diyenler de var.
HDP’nin terörist PKK ile ilişkisine rağmen kapatılmamış olması yurttaş olarak kimsenin sorumluluğunu yok etmez.
Topluma karşı sorumlu yurttaş, siyasi tercihini de ona göre kullanmalı; oy tercihi terör örgütü PKK’nın siyasi kolu için dolgu malzemesi olmamalı. PKK ve HDP ilişkisine meşruiyet katacak bir oy tercihi yapmamalı. Yapıyorsa da eleştiriyi kabul etmeli.
OY VERDİKLERİNİZ NE YAPIYOR BAKIN
Her şeye rağmen, tüm iyi niyetinizle oy verdiniz. O zaman da TBMM’ye gönderdiğiniz milletvekillerinin ne gibi faaliyetler yaptığını bilme hakkınız var değil mi?
Sizden demokratik siyaset için oy isteyen milletvekili ne yapıyor, biliyor musunuz peki?
Ağrı milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir’in ne yaptığını önceki gün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu şöyle anlattı: “2017 yılında PKK’ya katılan bir kişi, bundan kısa bir süre önce bizim iknamız sonucu geldi, teslim oldu. Terör örgütünün en büyük korkusu bizim teslim olanlarla yaptığımız mülakatlar.
TERÖR KAMPINDA HDP MİLLETVEKİLİ
Bunların içinde, bizim daha önceden tespit ettiğimiz ve teslim olan kişinin anlattıklarıyla teyit ettiğimiz bir süreç oluşuyor.
Teslim olan kişi, 2017 yılında önce Nusaybin ve Kızıltepe’ye geliyor. 2017 yılı başında sosyal medyadan tanıştığı birinin kendisini ikna etmesiyle birlikte terör örgütüne katılmayı kabul ediyor. Ardından kendisine bir telefon numarası veriliyor. Kendisine verilen telefon numarası sahibi de eski bir HDP milletvekili. Eski HDP Siirt Milletvekili Hatice Kocaman.
Telefon numarasını alıyor, onu arıyor, diyor ki ‘Ben terör örgütüne katılmak istiyorum, sizin telefonunuzu bana verdiler.’ Söylediği cümle şu: ‘Benim başımı belaya mı koyacaksın, telefonda böyle şeyleri konuşma, şuraya gel.’ Onun evinde biraz kalıyor ve ardından onun yol göstermesiyle terör örgütüne katılıyor. Zaten birçoğunun böyle olduğunu, bu yöntemlerle, ya ilçe başkanları ya il başkanları, il yöneticileri, ya belediye başkanları ya belediye meclis üyeleri, bunlarla beraber, açık alan yapılanmalarıyla bunu gerçekleştiriyorlar.
Ardından Gara’da eğitimlerini alıyor. Bazen Mahmur’a gidiyor, bazen geliyor. En nihayetinde Gara’dan Mahmur’a gidileceği söyleniyor.
BAŞKA MİLLETVEKİLLERİ DE VAR
Sivil kıyafetli olan ve birkaç zamandır da orada kaldığını gördüğü birisiyle beraber arabaya biniyorlar Gara’da. İşte ne kadar kaldığını söyledikten sonra yanındaki ‘Bunu tanıdın mı?’ diyor. ‘Hayır, tanımadım’ diyor. ‘Bu Dilan Dirayet Taşdemir’ diyor. ‘HDP Ağrı Milletvekili.’ Gara’ya geliyor. Gara’da kaldıktan sonra Mahmur’a geçiyor. Mahmur’a da bu arabayla beraber gidiyorlar.
Tarihini de biliyoruz da orada yaptığımız birtakım işler var, onları da devam ettiriyoruz. 2019 sonrası. Daha yeni. Buradaki muradım şu: Ben orada ‘Gara’yı siz iyi bilirsiniz’ dediğimde, aslında orada bildiğimiz başka milletvekilleri de var, oralara giden, oralarla iş tutan, karşıya geçen, mesaj alan, mesaj götüren, mesaj veren, politika belirleyen, politika taşıyan var.”
Yazık ki HDP milletvekillerinin çoğu PKK’lılarla yakın ilişkide, seçmeni de bunu biliyor. Bilmeyenler ise Dilan Taşdemir’e şunu sorsun, “Sen Ağrı milletvekilisin, Ağrı’nın sorunları ile ilgileneceğine ne işin var terör kampında, söyle bakalım Ağrı nire Gara nire...”