'İmamoğlu'nun kızarmış ekmeğine yağ sürdüğünü herkes biliyor'
Ekrem İmamoğlu’nun Fatih Sultan Mehmet türbesinde elinin arkasında olmasından yola çıkılarak başlatılan incelemenin perde arkasını Ahmet Hakan anlattı.
ABONE OLFatih Sultan Mehmet türbesine elleri arkasında bağlı olarak giren CHP'li İBB Başkanı İmamoğlu'nun o görüntüleri çok konuşulmuştu. Bu olayın üzerinden uzun bir zaman geçmesinin ardından konuyla ilgili soruşturma başlatılması ise gündeme oturdu. Hürriyet Yazarı Ahmet Hakan ve Abdulkadir Selvi, köşe yazısında önemli detaylara değindi.
Ahmet Hakan'ın söz konusu köşe yazısı:
Ekrem İmamoğlu’nun Fatih Sultan Mehmet türbesinde elinin arkasında olmasından yola çıkılarak başlatılan incelemenin tüm detaylarına baktım.
Şöyle bir macera:
Vatandaşın biri, CİMER’e şikâyet ediyor.
Oradan rutin bir işlemle Cumhuriyet Savcılığı’na gidiyor.
Savcılık, İçişleri Bakanlığı’na gönderiyor.
Bakanlık, rutin incelemeye alıyor.
Müfettişler, İmamoğlu’nun savunmasını alıyor.
Falan...
Bütün bu süreçler içinde yer alan yetkililerden herhangi biri bile...
“Yahu bu ne saçmalık!” demiyor.
“Bunun ciddiye alınır bir tarafı yok!” demiyor.
“Devletin kurumları böyle bir saçmalık için meşgul edilmez!” demiyor.
“Bu şikâyetin yeri çöp kutusudur!” demiyor.
*
Peki ne oluyor?
Bu saçma şikâyet, ciddi ciddi işleme konuyor.
Ve tüm süreçler işletiliyor.
*
Öyle muazzam boyutta bir saçmalık ki bu... Türkiye’de yaşayan herkes...
Bu saçmalığın Ekrem İmamoğlu’nun kızarmış ekmeğine mis gibi tereyağı sürdüğünü anında çakıverdi.
*
Hatta hatta...
“Bu kadar kör gözüm parmağına” bir saçmalığın olabilmesine aklı kesmeyenler...
İşin arkasında olmayacak işler bile arar hale geldiler.
*
Ben onu bunu bilmem.
Bana göre bu işin sorumluları...
Bir saçmalığı çöp sepetine basket yapmak ferasetini bile gösteremeyenlerdir.
"ALGI OPERASYONU OLDUĞUNU ANLADIM"
CHP medyasının pompaladığı ve İBB Sözcüsü Murat Ongun'un 'doğrudur' dediği 'İmamoğlu'na elini arkasına bağladı soruşturması' haberini İçişleri Bakanlığı yaptığı açıklama ile boşa çıkardı. Konuya ilişkin değerlendirme yapan Gazeteci Nedim Şener, "Murat Ongun, bu bilgiler doğrudur dediği zaman şüpheye düştüm. Bunun içinde mutlaka bir yalan bir algı operasyonu var dedim" yorumunda bulundu. Hulki Cevizoğlu ise konuya farklı bir bakış açısı getirerek, "Dava açılması o kişiye inanılmaz bir puan kazandırır. Bunu yapacak kişi de ya kendileridir belki; kendi kendilerini şikayet ettiler" ifadelerini kullandı.
Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi de köşe yazısında konuyla ilgili çok çarpıcı detaylara değindi:
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu mağduriyetten beslenen, polemiklerle gündemde kalmayı seven bir politikacı. AK Parti’nin İstanbul seçimlerinde yaptığı yanlışlar İmamoğlu’nun kazanmasını sağladı. İmamoğlu 2 yıllık belediye başkanlığı süresince başarılı bir icraat ortaya koyamadı. İcraatla değil, polemiklerle anılan bir başkan olma yolunda. O nedenle de başarı grafiği aşağıya doğru iniyor.
Tam bu aşamada Ekrem İmamoğlu’na can suyu olacak bir gelişme yaşandı. İçişleri Bakanlığı ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı “ön inceleme” diyor. Ama kamuoyu, ‘Ekrem İmamoğlu’na türbeye girerken elini arkasına attığı için soruşturma açıldı’ şeklindeki açıklamayı satın aldı. Algı, olgunun önüne geçti. AK Parti’den önemli bir hukukçu “Bu işler ceza hukukunun değil, milletin ferasetinin konusudur. Ciddiye alınmayıp, inceleme konusu dahi yapılamaz” dedi.
CEZAEVİNDEN CUMHURBAŞKANLIĞINA
Siyaset, soruşturmalarla tanzim edilecek bir alan değil. Tam tersine teper. Bu ülkenin Cumhurbaşkanlığı koltuğunda şiir okuduğu için hapse atılan Recep Tayyip Erdoğan oturuyor.
‘TÜRBEDE ELİN ARKADA’ SAVUNMASI
“Elin arkada türbeye girdin” diye bir söylem, bir soruşturma konusu olur mu? Ekrem İmamoğlu yazılı savunmasında, “Fatih Sultan Mehmet’e ait türbe” dedikleri yerin Fatih Camisi haziresinde bulunan “Gülbahar Hatun” türbesinin önü olduğundan bile bihaber bu müfteri, aziz hatırasını ve emanetini korumak üzere iki yıllık İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığım süresince yaptıklarım ortadayken, Fatih Sultan Mehmet Han’a saygısızlık edebileceğimi; Gülbahar Hatun’a ya da bu dünyadan göç etmiş herhangi tarihi şahsiyete ait bir türbeye ya da hatıraya karşı özensiz olabileceğimi ima edebilecek kadar izandan yoksun birisidir. Bu nedenlerle Yüce Han’ın fethettiği; bir çağın kapanmasına, yeni bir çağın başlamasına vesile olan Dünya Kenti İstanbul’un seçilmiş bir Belediye Başkanı olarak bu yakıştırmayı şiddetle reddediyorum, iftira atanı da kınıyorum” diyor.
İMAMOĞLU’NUN HDP’Lİ BELEDİYELERİ ZİYARETİ
AK Parti, İstanbul seçimlerinde Kürt oylarını alamadığı için seçimi kaybetti. 2023 seçimlerini kazanabilmesi için Kürt oylarını alması gerekiyor. Ancak tam aksine Ekrem İmamoğlu’na, “HDP’li belediyeleri niye ziyaret ettin” diye soruluyor.
İmamoğlu, “‘Görevinden uzaklaştırılan HDP’li belediye başkanlarını’ ziyaret etmiş değilim. 31 Ağustos 2019 günü, Diyarbakır’da Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığı’nı ve Belediye Başkanı Kezban Yılmaz’ın daveti üzerine Kayapınar Belediye Başkanlığı’nı ziyaret ettim. Söz konusu ziyarette, kısa bir süre önce görevlerinden alınmış olan Diyarbakır eski büyükşehir belediye başkanı Selçuk Mızraklı ile Mardin eski büyükşehir belediye başkanı Ahmet Türk’ün de Kayapınar Belediye Başkanı Kezban Yılmaz’ın davetlisi olarak bulunmaları nedeniyle bu soruşturma açılmış ise, hatırlatmak isterim ki; bir belediye binasında, kamuoyunun gözü önünde, basın mensuplarının katılımıyla tamamen aleni bir biçimde gerçekleşmiş bir ziyaret, ancak o ziyarette söylenen sözler ve yapılan davranışlar sebebiyle soruşturma konusu haline getirilebilir” diyor.
NİYET SORGULANAMAZ
Ekrem İmamoğlu’nun savunmasında iki nokta dikkati çekiyor. İlk olarak, türbe ziyaretiyle ilgili bölümde, insanın iç dünyasının ve niyetinin sorgulanması konusunda yaptığı bir itiraz var. Hiçbir ceza yasasının konusu yapılamaz. Ayrıca AK Parti Anayasa Mahkemesi’ndeki kapatma davasındaki savunmasında, “Niyetler sorgulanamaz” diye esaslı bir eleştiri getirmişti.
İMAMOĞLU’NUN SORUSU
İkinci nokta ise İmamoğlu’nun, “Bu ziyarette benim hangi söz ya da davranışım soruşturmayı gerektirir bulunmuştur? Seçilmiş belediye başkanlarının kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmaksızın görevden uzaklaştırılmasının milli iradenin üstünlüğüne, demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine aykırı olduğunu söylemem mi? Ziyaretine gittiğim Kayapınar Belediyesi’ne Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün bir tablosunu hediye etmiş olmam mı?” sorusu.
Bu sorunun yanıtını ise İmamoğlu’na bu fırsatı verenler düşünsün.