Haber7 Hatay’da! Depremzededen bazı partilere sitem: Bu yaptıkları 7,7’den daha çok sarstı
İlk ekibin ardından ikinci Haber7 ekibi de deprem bölgesindeki ziyaretlerini tamamladı. Bölgedeki gelişmeleri anbean aktaran editörlerimizin son durağı Hatay oldu. Bölge halkıyla röportajlar gerçekleştirildi.
ABONE OLÖzel Haber – Hatay
Kahramanmaraş merkezli şiddetli depremlerin yıkıma yol açtığı kentlerdeki temaslarına devam eden Haber7 ekibinin son durağı Hatay oldu. Bölgedeki depremzedelerle konuşan ekibimiz, insanların acılarına ortak oldu.
İlk depremden sonra enkazdan kaynı tarafından çıkartılan bakkalcı Abdullah Boz, “Birinci blokta, birinci katta oturuyordum. Depremde beton üzerimizde kaldı. Bizi beş altı saat sonra çıkardılar. Anlatmak güç… Allah herkese sabır versin” dedi.
İkinci depreme hastanede yakalandıklarını ve şu an için ileriye dönük herhangi bir planı olmadığını kaydeden Boz, ailesini İstanbul’a gönderdiğini kendisinin şu anda köy evinde kalmak durumunda olduğunu söyledi.
“Hiçbir planım yok şu anda. Sadece aileme kavuşmak istiyorum. İstanbul’dalar. Çocuklarım oraya gitti… Hastanedeler. Durumları iyi.”
Devletin deprem bölgesindeki çalışmalarına değinen depremzede, “Devletin yardımları çok iyi. İlgi çok. ‘Yok’ dersek nankörlük olur. Allah razı olsun ilgilenenlerden. Yardım çok geldi” şeklinde konuştu.
Editörümüzün, “Başka yakınınız, akrabanız var mı enkaz altında kalan?” sorusuna, “Var. Kardeşimin hanımıyla çocuğu gitti. Üst sitede bacımın oğlu vardı. Hanımı çocuğuyla o gitti. Ağabeyim vardı, o gitti. Zaten burası benim ailem gibiydi. Herkesi tanıyorum” diye cevap verdi.
Depo çalışanı Mustafa Gündüz ise, “O sabah yaşadığımızı bir biz biliriz, bir Allah bilir. Üst üste iki deprem yaşadık. Çoğu anne ailesini kaybetti. Çoğu baba ailesini kaybetti. Allah bize mahşeri yaşattı desem yeridir. Benim sabah 8 akşam 7’lere kadar günlerim burada geçti. Her gün sabah akşam selamlaştığımız insanlar. Birbirimizi çok iyi biliriz. Çocuklarımı başka bir yere yerleştirdim. Köyde amcamın yanındalar. Ben buradayım. Belki bir şeyler bulurum diye. Bir şeyler yapmaya çalışıyoruz kendimizce. Belki burada birine bir faydam dokunur… Yine buradan ayrılmıyorum, sürekli buradayım. Çünkü hepsi bildiğim, tanıdığım insanlar” dedi.
“Yaşadığımız acı çok zor. Bu görünen tarafı. İçimiz görünmeyen tarafı” diyen Gündüz, “Kendimizi sahipsiz hissettik diyenler oldu. Siz ne diyorsunuz?” sorusuna, “Hayır. Kendini yalnız hisseden insanlar kesinlikle yalan söylüyor. Olayın ilk gününden beri devletimizden Allah razı olsun, bizi kim görürse görsün; hangi güvenlik görevlisi gördüyse, hangi AFAD personeli gördüyse hepsi elimizden tuttular. Aracımıza yakıt temin ettiler. Yiyecek ekmeğimizi, suyumuzu temin ettiler. Elimizden tuttular, Allah razı olsun. Kelimeler düğümleniyor bazen. Yardım eden her insandan, her kuruluştan, devletimizden Allah razı olsun. Bunları da aşacağız, hayatımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz” şeklinde cevap verdi.
Bölgede, özellikle de ilk gün yağma olaylarının yaşandığını kaydeden Gündüz, “Belki olayın olduğu gün akşama kadar böyle şeyler oldu, şahit olduk. Dışarıdan gelenler oldu. İkinci günden itibaren her cadde, mahalle, sokakta güvenlik görevlileri canımızı, malımızı korudular. Yağma yapmaya çalışanları da kelepçeleyip götürdüler. Aşağıda mağazamız vardı, orada gördüm” dedi.
Yıkımın boyutuna dikkati çeken Gündüz ayrıca, “İnsanlar, cenazelerini aldığı zaman üzülmüyorlar artık bir mezarları olduğu için sevinmeye başladılar. Çünkü enkaz o kadar çok” ifadelerini kullandı.
Galerici olduğunu ifade eden Mustafa Korkmaz da “Burada mobilyacı ve tamircilerin olduğu sanayi sitesi vardı, yaklaşık 20 bin kişi çalışıyordu. Şu an sanayinin tamamı enkaz altında. Buraların bir an önce ayağa kaldırılması lazım. Hatay çöktü. Bir an önce bu bölgenin ayağa kaldırılması lazım. Ev de önemli ama iş olmazsa olmaz” dedi.
Depremin ilk iki günü yağma olaylarına şahit olduğunu söyleyen Korkmaz, gelen yardımlara da değinerek, “Yardımlardan dolayı Türkiye’deki tüm kardeşlerime sesleniyorum, onlardan Allah razı olsun. Bizim insanımız merhametlidir. Bizi sahiplendiler. Kötü insanlar yok mu var. Ben onları görmek istemiyorum. Yağma deprem günü ve ertesi gün oldu. Hatay halkı yapmadı bunu. Bazı kendini bilmez insanlar buraya yardım bahanesiyle geldiler, tanımıyoruz çünkü. Yabancı plakalı araçlar gelmiş. ‘Ne yapıyorsun’ deniyor ‘ben yardıma geldim’ diyor. Zaten biz kendimizde değiliz, ayrı bir şoktayız, maalesef sanayiyi yağmaladılar. Ama devletimizin askerleri hemen buraya geldi. O konuda rahatız. Bize bile kimliklerimizi soruyor, mutlu hissediyoruz kendimizi, güvende hissediyoruz” ifadelerini kullandı.
Depremde galeri dükkanındaki tüm araçlar kullanılamaz hale gelen depremzede, “Ailenizden çok can kaybı var mı” sorusuna “Var. Kuzenlerim var. Bir kuzenim yetim büyümüştü, Allah ona rahmet eylesin. O da vefat etti, çocukları da yetim kaldı. Diyecek bir şey bulamıyorum. En çok ona üzüldüm… Elhamdülillah eşi ve bir çocuğu kurtulmuş. Kendi kucağındaki çocuğuyla vefat etti. Arkadaşlarımı yakınlarımı arıyorum. Kaldıramıyorum bunu artık. Gözyaşı zaten nasıl akıyor, bilmiyorum… Yaşamak lazım derler ya, tam da bu işte” diye yanıtladı.
“SANKİ ŞEHRİ SAVAŞ TAHRİP ETMİŞ GİBİ”
Basın organlarında çıkan dezenformasyona da değinen Korkmaz, “Televizyonlarda şunu sürekli söylüyorlar: Hatay’da büyük bir deprem bekleniyor. Zaten bizim psikolojimiz darmaduman. Biz zaten yaşayan ölüleriz. Bu bizi daha derin yaralıyor. Biraz önce Halk TV’de aynı röportajı verdim ve onlardan şunu rica ettim: Lütfen bu röportajı yayınlayın. Bir şeyim kalmadı benim. Benim dükkanımın sınırı çiçekliğin olduğu yer, komşumun dükkanı 4 metre sağa gelmiş, benim dükkanımı bu hale getirmiş. Ona da üzülmüyorum artık. Tekrar çalışırım. Allah ne verdiyse binlerce şükürler olsun” dedi.
Hatay’ın ıssız bir şehir haline geldiğini söylenen depremzede, “Sanki savaş tahrip etmiş bir şehir haline geldik. Ben de ailemi şehir dışına yerleştirdim ama iki gün sonra hemen Hatay’a geldim, memleketimin başındayım” diye konuştu.
“TÜM SİYASİ PARTİLERE SESLENİYORUM”
Depremden hemen sonra, daha enkazlar yerdeyken muhalefet tarafı seçimin ertelenmemesini gündeme getirilmişti. Bu duruma değinen Korkmaz, “Tüm siyasi partilere sesleniyorum: Gün, birlik olma günü, dayanışma günü, kucaklaşma günü. Sosyal medyada gördüm. Olay çok büyütülüyor, seçim niye ertelenecek gibisinden. Bunlar bizi 7,7’den daha çok etkiledi. Biz orada hayatta kalma mücadelesi verirken bugün seçim konuşulması ne kadar doğru? Seçim bir yıl sonra olsa ne olur, iki yıl sonra olsa ne olur? Bugün birlik olalım. Ne yapabiliriz? Tüm partiler birleşin. Yaşayan ölüleri nasıl canlandırabiliriz? Seçim konusunu kapatıp, bir şekilde iptal edip bu şehirleri nasıl ayakta tutacağımızı düşünmemiz lazım. Bugün seçim günü değil, yaraları sarma günü. Biraz önce Halk TV’ye de söyledim. Belki kalbindeki merhamet duygusu ortaya çıkar. Buraya gelip 5-6 saat durduktan sonra sıcak evine gidiyor, duş alıyor. Ben geçen hafta duş aldım. Duş alamıyorum. Seçimin konuşulması bizde güvensizlik oluyor. Biz ne haldeyken, ne düşünülüyor…” ifadelerini kullandı.
“MUHTAÇ DURUMA DÜŞTÜM”
“Ben Suriye’ye yardım gönderen bir insandım. Şu an ben muhtaç durumdayım. Elhamdülillah, milletimizden Allah razı olsun” diyen Mustafa Korkmaz, başından geçen bir olayı şu sözlerle anlattı:
“Yolda Alanya’ya giderken bir şey yaşadım, onu anlatayım size. Oradaki yörük halkından Allah binlerce kez razı olsun. Önümüzü kestiler, çorba ikram ettiler, canlarını kattılar. Mutlu oluyorsun. Yolda dururken bir arkadaş geldi, ‘eksiğiniz var mı?’ diye sordu. ‘Allah razı olsun’ dedim. Bana dedi ki ‘ben birine para vereceğim, sana vermek istiyorum’. ‘Ağabey Allah aşkına böyle konuşma, sen lütfen bunu başkasına ver’ dedim. Benim varlığım vardı, durumum iyiydi. Her şey geçer. Devletin eli burada. Hissediyoruz bunu. Cumhurbaşkanımızdan Allah razı olsun. Allah onu da başımızdan eksik etmesin” dedi.
Hatay Reyhanlı’da depremi yaşayan evleri hasar alan 3 arkadaş da hemşehrilerinin yardımına koşan yiğit delikanlılardan. Adları; Cuma Yurdakul, Ahmet Kocaman, Veteriner Muhammed.
Devlet memuru olduğunu söyleyen Cuma, “Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde yaşıyoruz. Buraya gönüllü olarak geldik. Biz paramedik mezunuyuz. Başka bir kurumda devlet memuruyum. İnsanlara yardım etmek için geldik. Yaklaşık 10 günden beri buradayız. Enkaz çalışmalarına katıldık. Şimdi de sağlık çalışmasına katıldık. Bizim de binalarımızda hasar var ama burası gibi değil. Dolayısıyla burada daha çok ihtiyaç var” dedi.
Veteriner Muhammed de geçen gün iki kulağı kesik bir tavşanı tedavi etmiş. Muhammed, sokaktaki kedi ve köpeklerin de tedavilerini yapıyormuş.