Tuzla Piyade Okul Komutanlığı'nda yaşanan olay sonrası MSB'den son dakika kararı!
MSB, Tuzla Piyade Okul Komutanlığı'nda yaşanan olaya sebebiyet veren personel hakkında geçici görevden uzaklaştırma kararı alındığını duyurdu.
ABONE OLSon dakika haberi... Milli Savunma Bakanlığı'ndan Tuzla Piyade Okulu'nda yaşananlara ilişkin açıklama yapıldı. Açıklamada, "Olaya sebebiyet veren personel hakkında Geçici Görevden Uzaklaştırma Kararı alınmıştır. Bu olayla ilgili olarak kamuoyuna yansıtılmaya çalışılan durumun aksine, henüz tesis edilmiş nihai bir disiplin işlemi bulunmamaktadır" denildi.
MSB'den Tuzla Piyade Okulu'nda yaşananlara ilişkin yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ülkemize yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve sınır ötesinde üstlenmiş olduğu tüm görevleri büyük bir azim, kararlılık ve başarıyla yerine getirmektedir.
Binlerce yıllık köklü bir geçmişe ve geleneğe sahip kahraman ordumuzun ve askerliğin temeli disiplin üzerine kurulmuştur.
Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu Madde 13’te belirtildiği üzere “Disiplin: Kanunlara, nizamlara ve amirlere mutlak bir itaat ve astının ve üstünün hukukuna riayet demektir. Askerliğin temeli disiplindir.”
Önceliği müesses disiplini muhafaza etmek olan Türk Silahlı Kuvvetlerimizde; temel değerlerini sarsacak, disipline aykırı ve askerî hiyerarşiyi bozan, bozabilecek hiçbir kişi, olay ve duruma müsamaha gösterilmeyeceğinden en ufak bir şüphe duyulmamalıdır.
Cumhuriyetimizin kurucusu ve ebedî başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, sonsuzluğa uğurlanışının 85’inci yıl dönümünde Piyade Okul Komutanlığında vuku bulan hadiseye ilişkin, disipline aykırı her olay ve durumda olduğu gibi, adli soruşturmaya ilave olarak derhâl idari soruşturma başlatılmıştır.
İlgili mevzuat çerçevesinde millî anma ve kutlama günleri, tören ve bayramlarda günün anlam ve önemine uygun şekilde davranmak disiplinin bir gereğidir. Mevzuata uygun davranmamak nasıl disiplinsizlik ise buna karşı görev, yetki ve sorumluluğu dışında suç teşkil edecek nitelikte müdahale etmek ya da davranışta bulunmak da disiplinsizliktir.
Bu kapsamda, Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu Madde 29’daki “Disiplinsizlik veya suç teşkil edebilecek bir fiili nedeniyle hakkında yapılan inceleme ve araştırmanın emniyetli ve sıhhatli olarak devam etmesi amacıyla, görevi başında kalmasında sakınca görülecek subay, astsubay, uzman erbaş veya sözleşmeli erbaş ve erler idari izinli sayılarak görevinden geçici olarak uzaklaştırılabilir.” amir hükmü uyarınca, olaya sebebiyet veren personel hakkında Geçici Görevden Uzaklaştırma Kararı alınmıştır.
Bu olayla ilgili olarak kamuoyuna yansıtılmaya çalışılan durumun aksine, henüz tesis edilmiş nihai bir disiplin işlemi bulunmamaktadır. Yüksek Disiplin Kurulu süreci ve adli soruşturma tamamlanıncaya kadar bu konuyu farklı noktalara çekmek, eğer bilgisizlikten kaynaklanmıyorsa, kamuoyunda olumsuz algı yaratarak Türk Silahlı Kuvvetlerine zarar verme amacı taşımaktadır."
YAŞAR GÜLER'DEN TUZLA PİYADE OKULU AÇIKLAMASI
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler yaşanan olaya ilişkin gazetecilere şunları söylemişti:
"Tuzla Piyade Okulu’ndaki olay 10 Kasım’da meydana gelen bir hadise. Bir tane öğrenci subayımız, yakasına takması gereken fotoğrafı takmıyor ve “toplu iğnem yok onun için takamadım” gibi bir gerekçe ortaya sürüyor. Ona tepki gösteren başka öğrencilerle aralarında tartışma yaşanıyor. Bu olay sonucu hepsi geçici olarak görevden uzaklaştırıldı. Bu olayla ilgili mahkeme ve Yüksek Disiplin Kurulu’nda verilecek kararları duyuracağız. Sorumlu görülen yöneticiler de görevden uzaklaştırıldı. Bu aşamada olayı yanlış yerlere götürecek yorumlardan kaçınmalı ve adli sürecin sonuçlanması beklenmelidir."
Ali İhsan Karahasanoğlu "İddia ne, yazılan senaryo ne? Kemalist teğmenler!" başlıklı yazısında Tuzla Piyade Okul Komutanlığı'nda yaşananları köşesinde taşımıştı.
İşte Ali İhsan Karahasanoğlu'nun o yazısı;
İddia, Tuzla Piyade Okulu’nda, kendi istekleri ile namazlarını kılmak isteyen bazı teğmenlerin engellendikleri, tahkir edildikleri.
Cevap ne? Cumhuriyet gazetesindeki, odatv’deki, t24’teki cevap şöyle:
“Teğmenlere kumpasın sebebi bu video. İşte o cemaat evi..”
Cemaat evi var ise.. O evde suç niteliğinde bir şey yapılıyorsa, savcıya gidersin..
Askeriye içinde, yanlış bir uzantı iş yapılıyorsa, komutanına gidersin..
Bu kemalist geçinen arkadaşlar ne yapıyorlar?
İddiadan aktaralım:
“Cumhuriyet karşıtı imamlar asıldığı gibi, sizi de sallandıracağız!”
Kemalist teğmenler, “Yok, haşa. Biz öyle şey der miyiz” cevabı veriyorlar mı?
Kemalist medya organlarından cevabı aktaralım:
“Atatürkçü subaylara kumpas kurulmasının nedeni ortaya çıktı. Ulaşılan video görüntüsünde, TSK içerisinde cemaat sohbetlerine katılan subaylara ilişkin bilgiler yer aldı. Ayrıca Odatv, idari soruşturma dosyasına giren, cemaatçi subayların toplandıkları evin görüntüsüne ulaştı.”
İddia şu.. İki kemalistten biri, diğerini pohpohlayarak, dindar teğmenleri hedefe koyarak şöyle diyor:
“İnşallah Suriye’ye bizim tabura gelir birisi. Tam kim vurduya gidecek yer burası.”
Diğer kemalist geçinen teğmen ise, şöyle katkı sunuyor:
“Suriye’ye filan gerek yok. Gördüğün yerde dalacan, fişleyecen p... (küfür)”
Fişlemeyi bir yerlerden hatırlıyorsunuz değil mi?
Hani dindar geçinen, ama tam da CIA’nin kucağında oturduğu ortaya çıkan FETÖ’cüler de, 28 Şubatçılar da, aynı suçun failleri idi..
Şimdi yeni yetme kemalist teğmenler de, “kim vurduya götürmek”ten bahsediyor.
“Gördüğü yerden dalmak”tan bahsediyor.
“Fişlemek”ten bahsediyor..
İddia ne, savunma ne?
İddia kemalist teğmenin, diğerini şunları yazdığı:
“Bugün devletin imkanları arkanızda olabilir ama ilk fırsatta sizi yok edeceğiz.”
Peki böyle bir yazışma yapıp yapmadıkları konusunda, karanlık odada, Cumhuriyet gazetesinde, t24’de cevaplanıyor mu?
Hayır.
Cevap şöyle:
“Teğmenler henüz Harbiye’de iken 22 Nisan 2022’de tarihinde kayda alınan videoda yakasına Atatürk rozeti takmayan teğmene tepki gösteren teğmenlerle bir alt devre teğmenin arasında geçen konuşma şöyle: ..”
Biz ne soruyoruz, onlar ne anlatıyorlar..
İddia bu, savunma ne?
Kemalist internet siteleri savunmayı şöyle hazırlayıp, sunmuşlar:
“Tuzla Piyade Okulu’nda Atatürk rozeti takmayı reddeden ve sonradan cemaat sohbetlerine katıldığı ortaya çıkan teğmenle onu uyardığı için okuldan uzaklaştırılan teğmenin konuşması ortaya çıktı.”
Arkadaş, lagaluga yapmayın..
“Kim vurduya götürecen” dedin mi, demedin mi?
Diğeri de berikine, “gördüğün yerde dalacan” diye, bir teğmen için bu ifadeyi kullandı mı, kullanmadı mı?
Fişlemekten bahsetti mi, bahsetmedi mi?
Sizi gidi odatv’ciler sizi.. Sizi gidi Cumhuriyet marksistleri sizi..
Sizi gidi, liberal geçinen kemalist t24’çüler sizi..
İddia şu.. Bir kemalist teğmen, diğer kemalist teğmeni gazlayarak, dindar teğmenlere yapılması gerekeni söylüyor:
“P...n (küfür) yemeğine ufak ufak siyanür katacaksın, yavaş yavaş ölecek p...”
Bekliyorsunuz ki, kemalist geçinen teğmen, “Bu ifade bana ait değildir. Biz silah arkadaşlarımıza saygılı, suç işlemeyen, işlenmesini önermeyen temiz aile çocuklarıyız” desinler..
Bunu demiyorlar..
Karanlık odaya bir video ulaştırıyorlar..
“Biz kimsenin yemeğine siyanür karıştırılmasını önermedik, düşünmedik” demiyorlar..
“Bak bak, cemaat evi işte orada” diyorlar.
“Bak bak, o evin penceresi var. Camı çerçevesi var.. Bak bak.. Tülü var, perdesi var” diyorlar..
İddia şu.. Kemalist teğmenlerden biri, kankası kemalist teğmene diyor ki:
“Kanka üstten bir tepki yok, halktan bir tepki yok, ne yapacağız, okulun verdiği kılıçlarla keselim adamları o zaman başka çözüm kalmadı.”
Cevabı; bu ülkenin MİT mensubu şehid olduğunda, bu ülkenin askeri Libya’da şehid olduğunda..
“Mezar taşı bile yok” diyerek, şehidlerin ailelerine “Niye çocuklarınızı askeriyeye verdiniz ki?. Niye çocuklarınızı MİT’e verdiniz ki?” diyen karanlık oda şöyle veriyor:
“Atatürk rozeti takmayan teğmenle aynı koğuşta kalan bir başka teğmenin alt devrelerini cemaat sohbetlerine çağırdığı görüldü.”
Seni cemaat evine çağıran adama, “Ben gelmek istemiyorum” dersin, olur biter..
Cemaat evinde, suç niteliğinde bir şeyler yapıldığından şüpheleniyor isen, savcılığa suç duyurusu yaparsın, olur biter..
Silah arkadaşını vurup, kim vurduya götürecek kadar hain isen.. Bu ülkenin teğmenlerini, siyanürle öldürecek kadar gözün kara ise..
Çağrılan cemaat evine gidip, komutanla yaptığın görüşmeyi kayda aldığın gibi, ordaki konuşmaları da kayda alacaksın.
Sonra karanlık odaya yollayıp, yayınlatacaksın.
Bakalım, cemaat evi denilen yerde, FETÖ’vari bir yapılanma mı var?
Devlete sızmayı amaçlayan bir gizli örgüt mü var?
CIA’den emir alan kuklalar mı var?
Yoksa..
İslam’ı öğrenmek ve öğretmek isteyenler mi var?
Peşinen söyleyeyim.
Ben şahsen, “cemaat evi” denilen evin, kime ait olduğunu bilmiyorum..
Derin bir yapılanma mı, yoksa dini amaçlarla toplanılan bir yer mi, ayrıntılı bilgim yok.
Dolayısı ile tartışmanın bir tarafı hakkında, olumlu-olumsuz bir şey demeyi erken buluyorum..
Ama kemalist geçinen teğmenlerin, “vurmak, kesmek, zehirlemek, fişlemek” ve bunlar eşliğinde ettikleri küfürlerden vardığım sonuç, TSK’ya yakışmayan kişiler olduğudur..
Hele hele, ses kaydı alıyorlarsa.
Bunları, kendilerine yakın medyaya yolluyorlarsa..
Bunlar tam FETÖ’vari taktiklerdir..
Suçladıkları kişiler değil, kendileri FETÖ’cü olma ihtimalleri daha muhtemeldir.
Bu noktada, özellikle nurcuları, Yeni Asya grubunu gözlerim arıyor!
Niye ki, kemalist teğmenlerin bu hırçınlıklarına bir cevap vermiyorlar!
Destekledikleri CHP’nin yaygın organı Cumhuriyet gazetesine, “Siz hâlâ hangi kafayı yaşıyorsunuz” itirazında bulunmuyorlar?