'Spor haberciliği hayal satmaktır!'
'Trabzonspor'dan Sivasspor'a 'gol' bastı' başlıklı haber üzerinden 'Spor haberciliği hayal satmaktır' yaklaşımına ilişkin bir değerlendirme. Okurlara teşekkür ve yorumsuz bir okur görüşü.
ABONE OLBu hafta spor haberciliğine ilişkin bir değerlendirme ve ‘Trabzonspor’dan Sivas’a ‘gol’ bastı!’ başlığının gerekçesi yer alıyor. Ve ‘Haber 7’nin spora bakışına ilişkin çarpıcı bir cümle de yazımızda. Girişte ise ‘Ziyaretçi’ konusunda tatmin olmayan okurlarımıza küçük bir notum var.
SPOR HABERCİLİĞİ
Haberciliğin temel ilkelerinden biri tarafsız olmaktır. Ben tarafsızlıktan daha ziyade ‘objektiflik’ kavramının kullanılmasını tercih ediyorum. Bana göre bir konuda fikri olan bir kimse tarafsız olamaz. Konuştuğu her söz, kullandığı her kelime onu belli bir düşünce sisteminin mensubu yapar. Objektiflik ise bir konuyu aktarırken farklı görüş, düşünce, fikir, bakış açılarını da değerlendirerek, nesnel bir bakış açısıyla bunları kamuoyuna aktarmayı kapsar. Ama toplamda herkes taraftır. Zaten iletişim kuramları içinde bunu ‘tarafgirlik’ olarak adlandırılıyor.
Spor muhabirleri takip ettikleri kulübün taraftarı, sözcüsü gibi haber yapıyor. Zaten kulübün sözcülüğünü yapmayan ya da yönetimle ters düşen muhabirler tesislere zor giriyor. Bu durumda ‘taraftar’ bir habercinin verdiği haberlerle vermediği haberler de önem kazanıyor. Spor haberlerinin en büyük sorunu haberi yazan da, sayfaya koyan da taraftar gibi davranıyor. Gazetelerde her takımın (Büyüklerin) bir sayfası olduğu için, orada taraflı bir bakış açısıyla verilen haberler çok sorun olmuyor.
Belki hatırlarsınız bir dönem ‘Spor haberciliği hayal satmaktır’ diye bir tartışma vardı. Sporda haberden çok yalana yer verilmesi gerektiği tartışıldı uzunca bir süre. Hayal satan, bile bile yalan haber yapan oldukça fazla.
Sporu iyi bilen bir akademisyen spor haberciliği konusunda çarpıcı bir örnek anlatmıştı. Yeri gelmişken ben de sizinle paylaşmak isterim; “Rıdvan’ın futbol oynadığı dönemde Fenerbahçe Kızılcahamam’da kampa girer. Dönemin iki güçlü gazetesi birer muhabir görevlendirerek kampı takip etmelerini ister. Muhabirler ise uyanıklık yapıp kamp yerine tatile gider. Her iki muhabir de Rıdvan’a rica eder ‘Abi telefonla seni aradığımızda bize kampta olup biteni anlatırsın’ diye. Rıdvan ‘tamam’ der. Tabi o dönemde ne dijital fotoğraf makinesi, ne cep telefonu var! Akşam muhabirler telefonla Rıdvan’dan bilgiyi alıp, yine telefonla merkeze haber geçmektedir. Bir gün yoğun yağış nedeniyle çalışma iptal edilir. Rıdvan muhabirlere aşağı yukarı aynı şeyleri anlattı: “Çok yağmur yağdı, şimşek çakıyordu, yıldırım tehlikesi var dediler. Burası çok güzel bir yer abi ormanın içinde, kurt ulumalarını bile duyuyoruz” Rıdvan’ın anlattığı bu hikaye ertesi gün bir gazetede ‘Fenerbahçe kampına yıldırım düştü’ diğerinde ise ‘Kampı kurtlar bastı’ diye haber olur. Gazeteler muhabirlerine ‘Neden yıldırım olayını söylemedin, diğeri de neden kurt bastığını söylemedin’ diye fırça atar.
Hikaye bu şekildeydi. Zaten Acun Ilıcalı’nın ‘Evindeki doğum günü partisinden dünya kupası finali anlattığını bilenler’ konunun vahametini anlayacaktır.
Şimdi neden spor muhabirliği konusunda bu kadar uzun bir yazı yazdığıma geleyim. Bilenler bilir Sivasspor taraftarı ile Trabzonspor taraftarı arasında sanal alemde ciddi bir çekişme var. Bu Haber 7’deki yorumlara da yansıyor. Hafta sonu da iki takımın maçı vardı ve Trabzonspor 3-1 galip geldi.
Haber 7 editörü haberi ‘Trabzonspor’dan Sivasspor’a ‘gol’ bastı!’ başlığıyla duyurdu. Trabzonsporlu oyuncuların galibiyet sonrası oynadıkları Kolbastı ile 3-1’lik galibiyete gönderme yapan bir başlık olarak bunu tercih etmiş editör arkadaşımız. Açıkçası ‘zekice’ bir başlık olduğunu baştan belirmek istiyorum.
Ancak Haber 7’nin bir taraftar sayfası yok. Yanlış anlaşılabilecek, kişileri rencide edebilecek bu tür başlıkların tercih edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Sporla ilgili şikayetleri gündeme getirdiğim son toplantıda gündüz çalışan editörlerin çoğunluğunun Fenerbahçeli, gececilerin de Galatasaraylı olmasından dolayı; ‘Haber 7 gündüz Fenerbahçeli, gece de Galatasaraylı’ denilerek konu kapatıldığı için, spor konusuna çok fazla girmek istemiyorum. Fakat bu haberin başlığındaki üslubun okurumuzda rahatsızlık yarattığını da hatırlatmadan geçmek istemedim.
OKURLARA TEŞEKKÜR
Yorumların ziyaretçilere açılmasının ardından üç hafta geçti. Geçen hafta okurlardan gelen soruları Genel Yayın Yönetmeni Ünal Tanık’a ilettim, cevapları ‘Tasarım neden değişti, yorum işi ne olacak?’ başlıklı yazıdan okuyabilirsiniz. Elbette ki düzenlemeler de tüm okurları memnun etmeye yetmeyecektir. Yeni talepler gelecektir, yenilikler yapılacaktır. Bir uygulamadan rahatsız olduğunuzu bildirmeniz, tepkinizi belirtmeniz elbette ki demokratik hakkınız. Bunu yaparken olayı kişiselleştirmemek gerek. Lütfen bu noktaya dikkat edelim. Emin olun hiç kimse Haber 7’yi buradaki ekipten daha fazla düşünemez.
Görüşlerini nezaket sınırları çerçevesinde bize ileten okurlarımıza bir kez daha teşekkür edelim. Ve son olarak Ziyaretçi’lere yorum konusunu burada kapatalım.
AKIL VE VİCAN BİR ARADA OLMALI
Bir okurumuzdan gelen epostayı olduğu gibi alıntılıyorum:
“YAZIK NE YAZIK KANAL 7 FANATİĞİ OLARAK BÖYLE HABERLERİ SİZDE SİTENİZE KOYUYORSUNUZ.. EĞİTİM SİSTEMİMİZ BÖYLE HABERLER YÜZÜNDEN NE HALE GELDİ, VARSA BİR ŞİKAYETİNİZ MEB İLETİN..AMA BİR OKULU, BİR EĞİTİM CAMİASINI, BİE İDARECİYİ, BİR ÖĞRETMENLERİ ZAN ALTINDA BIRAKMAYIN, İNSANLAR BİR ÇOCUĞUNA BAKAMAZKEN, O İDARECİ NE BİNLERCE ÖĞRENCİYLE UĞRAŞIYOR, NEREDE KALDI ESKİ ÖĞRENCİLER, ŞİMDİKİ NESİL NE ANNE BABASINI,NE ÖĞRETMENİNİ, NEDE BÜYÜKLERİNİ SAYIYOR, BENCE Bİ HABERİ YAYINLARKEN ÇOK TİTİZ OLMAK LAZIM,TÜRK HALKI BU TÜR HABERLERDENBIKTI USANDI, FANATİĞİ OLDUĞUM KANAL 7 DAHA DUYARLI OLMAYA DAVET EDİYORUM..YAZIK NE YAZIK...”
Yorum yaptığı haber ise ‘Müdürden öğrencilere sıra dayağı’ haberi. Diyecek sözüm yok!
İhsan AYDIN - Haber 7
Okur Temsilcisi
ihsan.aydin@haber7.com