Bahçeli Haber 7'ye rekor kırdırdı
Birçok kişinin sıkılarak izlediği grup konuşmaları Haber 7'de ayrı bir heyecanla bekleniyor. Dün yapılan konuşmalardan biri Haber 7'ye 2010'un yorum rekorunu kırdırdı. Haber 7'deki 'salı' psikolojisi ve yorum rekoru...
ABONE OLParti grup toplantıları televizyon izleyicisi için ne kadar sıkıcıysa Haber 7 okurları için aynı oranda eğlenceli geçiyor. Salı günleri grup konuşmaları başladığı anda Haber 7’de de bir hareketlenme başlıyor. Hatta editör arkadaşlarımız yemek saatlerini Baykal’a, Bahçeli’ye, Erdoğan’a göre ayarlıyor.
6 Nisan’da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli konuşmasını yaparken “Milliyetçi Hareketin hiçbir mensubu, aziz milletimizin helal süt emmiş hiçbir ferdi; Habur’da terörist karşılarken ve kucaklarken gördüğü, başımıza çuval geçirilirken suskunluğuna şahit olduğu, katile sayın, şehide kelle diyen bir zihniyetin yanında kesinlikle yer almayacaktır.” cümlelerini sarf ettiği anda bu sözlerin büyük gürültü koparacağını en başta konuşmayı takip eden editörümüz Ersin Çelik söyledi. ‘Helal süt emen AKP’ye destek olmaz’ başlığıyla verilen habere rekor yorum geldi. Yorumların büyük bir kısmı Bahçeli’yi eleştirirken, bir kısmı da destek veriyordu. Bu habere gelen çok sayıda yorum da kurallara uymadığı için yayınlanamadı.
Haber bu kadar çok yorum alınca, acaba 2010’un en çok yorumlanan haberleri hangileri diye merak ettim? 7 Nisan tarihi itibariyle 2010’un en çok yorumlanan 5 haberi sıralaması şöyle olmuş;
'Helal süt emen AKP'ye destek olmaz' VİDEO 1,797
Genel Kurul'da yumruklu görüşme - VİDEO 812
Ayakkabıyla türbanı, camiyle GATA'yı kıyasladı 744
Öğretmen adayı feryadını müziğe döktü 740
Bugün seçim olsa MHP sürprizi - ANKET 668
2010’un ilk yorum rekoruna da Bahçeli’nin grup konuşması üzerine imza atmış olduk. Bu haberlere bakarak okur kitlemizin siyaseti yakın takip ettiğini söyleyebiliriz.
İLGİNÇ BİR TEKZİP VAKASI…
Vakit gazetesinin 30 Mart tarihli sayısında ‘TRT’yi Paşalar kuşatmış’ başlıklı bir haber yayınlandı. Haber 7 haberi ‘Fişlemeci paşa akrabalarının TRT aşkı’ başlığıyla kullandı. TRT’de her dönem iktidar sahiplerinin kadroları doldurduğu yönünde tartışmalar sıkça yapılır. Bu tartışmaların ortasında Vakit gazetesi, güzel ama eksik bir gazetecilik sergileyerek topa girdi.
Haberde bir bölüm şu cümlelerle veriliyor; “İlginç bir tesadüf; Yücel Yener’in oğlunun isminin geçtiği olayın kahramanı Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Erdal Şenel’in kızını, bir arkadaşının yardımı ile TRT’de bulduk!.. İsmi Pınar Şenel. Sicil Numarası 133... TRT Dış Yayınlarda Prodüktör. (…)” Haberde Pınar Şenel’in bir de fotoğrafı bulunuyordu.
Ertesi gün Haber 7’ye Pınar Şenel’den bir açıklama geldi. Açıklamada özetle şunlar var: “Vakit gazetesinden alarak dün (30.3.2010) yayınladığınız ‘Fişlemeci Paşa Akrabalarının TRT Aşkı’ başlıklı haberde, Erdal Şenel’in kızı ben olmadığım ve kendisiyle hiç bir akrabalık bağım bulunmadığı halde bana ait fotoğraf ve meslek bilgilerinin kullanılmasıyla mağdur edildim.”
Haber 7 bu açıklamayı haberi kullandığı yerde yayınladıktan sonra bir açıklama da Vakit’ten geldi; “Gazetemizdeki söz konusu haberde yer alan generalin kızı Pınar’a ait olduğu belirtilen fotoğrafın, bir başka Pınar Şenel’e ait olup, yanlışlıkla kullanıldığı gazetemizin bugünki sayısında zikredilmiş ve TRT’de çalışan Pınar Şenel isimli iki personel bulunmasından kaynaklanan karışıklıktan dolayı söz konusu şahıstan özür dilenmiştir. Fakat internet sitelerinde yeralan haberde, sanki “TRT’de Erdal Şenel’in bir kızının çalışmadığı Vakit’in haberinin gerçekdışı olduğu” havası oluşturulmaya çalışılmaktadır.
Oysaki Erdal Şenel’in kızı Pınar (Şenel) Onart. 28 Şubat sürecinin en etkin olduğu günlere denk gelen 1998 yılında TRT Televizyon Dairesi, Dış Yapımlar ve Satımlar Müdürlüğü’ne mütercim olarak işe alınmıştır. Yücel Yener’in genel müdürlük zamanında işe alınan paşa kızı halen TRT Haber Dairesi’nde araştırmacı olarak çalışmaktadır. Dolgun bir maaşa sahip olan sözkonusu kişinin sicil numarası 12850’dir ve KESK’e bağlı Haber-Sen üyesidir.”
Bunun üzerine birinci Pınar Şenel açıklamasına bir ekleme yaparak, “Benim tekzip metnimde yer alan cümle ‘bunun bir isim benzerliği olduğunu ve konunun benimle ilgisi olmadığını’ söylüyor. ‘Kurumda benden başka Pınar Şenel çalışmıyor’ demiyor.
Benim diğer Pınar Şenel'in kurumdaki mevcudiyetine ilişkin bilgi verme sorumluluğum olmadığı gibi, bu bilgiyi edinmesi ve doğrulaması gereken gazetenin haber üreten birimidir.
Benim tekzip metnimde yalnızca kendime ilişkin hususlara yer vermem doğaldır.”
Vakit’in haberi doğru fakat kullandığı fotoğraf ve bahsettiği kişi yanlış. Haber ne kadar doğru olursa olsun, ortada mağdur edilen bir şahıs var. Pınar Şenel’in açıklamasının bizde yayınlanması Vakit’i de rahatsız etmiş görünüyor. Belki bu mağduriyeti Vakit ikinci gün net bir şekilde giderseydi, bu karmaşanın içinde hiçbirimiz kalmaz ve kimseyi mağdur etmeden oluşan mağduriyeti de giderebilirdik.
İKİ EZELİ REKABET
‘Baykal: Polis bana Van’da tuzak kurdu’ başlıklı habere gelen bir yorum spordaki rekabetin siyasete yansımasına güzel bir örnek oluşturabilecek cinsten. Bir yorumcumuz bu habere şu yorumu yapmış: “Ne zaman ki, Cimbom Feneri yener, Baykal o zaman istediği yerde rahatça gezer...”
İki alandaki ezeli rekabetin tek bir yorumda toplanması hoş olmuş. Yorum hoş ancak bir parti liderine yapılan bu saldırıyı hoş görmemiz mümkün değil. Ki CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın ortaya attığı iddialar da oldukça vahim. Kendisini taşlayanların AK Partili olduğu, polisin kendisini tuzağa düşürdüğü gibi iddialar var. Dileğimiz, iddiaların araştırılıp, gerçeğin ortaya çıkarılması ve suçluların cezalandırılmasıdır.
BAŞLIK OLMADI
Başlığımız ‘Sorumsuz baba, kızını ölüme gönderdi!’ Eyvah ne oldu yine derken spotu okuyoruz: “Antalya'da babası anahtarı evde unuttuğu için evine yan dairenin penceresinden girmeye çalışırken iki daire arasındaki pervazda asılı kalan 13 yaşındaki kız çocuğunun kurtarılması büyük heyecana sahne oldu.” Hımm kurtarma diyor.
Emin olmak lazım, bir de habere bakalım… Ölüm yok şükür, babanın cehaleti var ama küçük kız kurtulmuş. Peki, neden başlık ‘ölüme gönderdi?’… Sevgili gece editörümüz, biraz ağır kaçmamış mı?
31 MART- 05 NİSAN HAFTASININ EN ÇOK OKUNAN 10 HABERİ:
Berbat şaka: Ben ölmedim diye yalvardı 92,958
Tüzmen, 'acı gerçeği' canlı yayında açıkladı 68,946
Star TV, A.Necdet Sezer'i konuşturdu! 61,041
Ak Parti'den 50 vekil imzasını çekti 58,404
Karaca: Coca Cola içen katildir 55,694
Kontörden kuruşa geçişteki oyun 53,054
Duble yollarda hız limitleri değişti! 52,474
G.Saray, Sivas deplasmanında yıkıldı! 50,935
Arda: Erdoğan 'bağırmak istediklerimi' söyledi 50,316
Eski Bakan ve bir vekil Saadet'e katıldı 49,924
***
Bu haftaki konuk yazarımız Tayyar Yıldırım:
Ey Büyük Allah’ım!
Uğruna seve seve canımı feda etmekten çekinmeyeceğim Aziz Vatanımın Değerli İnsanları. Hiçbir ferdinin üzerine, bir zerre dahi olsa toz konmasına rıza göstermediğim, tek bir tanesinin bile tırnağına dahi zarar gelmesini istemediğim Asil Milletim! Her bir karışı şehit kanlarıyla sulanmış topraklar üzerinde; huzur ve mutluluk içinde yaşamasını arzu ettiğim Anadolu İnsanım! Senden bir ricam olacak. Rica ne kelime… Senden istirham ediyorum, arz ediyorum sana:
Gel 2011 seçimlerinde “Yeni Bir Parti”yi iktidar eyle. “Yeni Bir Parti” deyince belki anlamazsın. “Cehaletini” yüzüne vurmuş gibi, “göbeğini kaşırken” seni rahatsız etmiş gibi olmayayım ama “bidon kafanın” içine iyice yerleştireyim ki unutmayasın. “Seçmesini bilmediğini” sana bir daha söylemeliyim ki beni daha iyi anlayıp bir kez daha yanlış yapmayasın. Demokrasinin “D”sinden anlamadığın çok belli… Bunu da öğreteyim sana.
“Yeni Bir Parti de neymiş ki?” diye sorar gibisin. “Yeni bir parti”; % 47’yi beğenmeyenlerin, bu oranı hor görenlerin, 47 sayısından nefret edenlerin ortalamasının partisidir. Gel önümüzdeki seçimlerde “Yeni Bir Partiyi”, hem de ne eksik ne fazla tam tamına % 47 ile iktidar eyle.
Sana da yalvarıyorum Ey Büyük Allah’ım!
Sen çok yücesin. Sen her şeyin en iyisini bilensin. Senin yaptıklarından sual sorulmaz. Ne yapıyorsan en iyisini yaparsın. Tekrar tekrar yalvarıyorum. Şimdi, % 47’yi beğenmeyen kullarına, 367 âşıklarına, milleti gerim gerim gerenlere, “% 97 de alsanız yapamazsınız” diyenlere… “Demokrasi, demokrasi” deyip belden aşağı vuranlara; uzun ömürler ihsan eyle, uzun ömürler ihsan eyle, uzun ömürler ihsan eyle…
Eyle ki 2011 seçimlerinde % 47’lik “muhteşem bir zaferle” iktidara gelen “Yeni Bir Parti” için ve Ülkemiz için yapılacak düğün ve derneklere ulaştır bizi. Bizleri o ihtişamlı eğlence törenlerinden mahrum eyleme. Sen onlara uzun ömürler ver ki, bizleri, Türk Milleti’nin fertlerini refaha ve huzura bir an önce kavuştursunlar. Devri iktidarlarında bütün dünyaya, “% 47’nin ihtişamlı gücünü”, “Türk Milleti’nin ne kadar da seviyeli, kaliteli, bilgili, bir seçim yaptığını” haykırsınlar. Milletimizin; “Yeni Bir Parti”yi ezici bir çoğunlukla iktidara taşıdığı için, örnek olacak demokrasi kahramanlığını yedi düvele haykırsınlar.
Sen onlara uzun ömürler ver ki; geçtiğimiz 8 yılda her şeye karşı olanların nasıl da her şeyin yanında yer alıvereceklerinin örneklerini göstersinler bize. 367’nin matematikten nasıl çıkarıldığını, “47’nin aslında; ne kadar da güzel, ihtişamlı, zarafet sembolü bir rakam olduğunu”, “47 rakamının aslında milletimizin demokrasi anlayışının bir ölçüsü olduğunu” beyinlere kazısınlar. “Türkiye’de her şeyin hukuksal çerçevede geliştiğine, Ülkemizde kanunların hâkim olduğuna, bütün kurum ve kuruluşların uyum içinde çalıştıklarına, milletin her ferdinin bolluk içinde yaşadığına” dair anlatılanlara, şimdi “akların kara, karaların da kara olduğu” seslendirmelerinin, o zaman nasıl da yerli yerine oturuverdiğine, memleketimizin kısa sürede “gülistana döndürülüverdiğine” şahitlik edelim.
Ne “mahalle baskısı” kalsın, ne “İran’a benzeme” ihtimali… Ne “Malezya’dan rejim ithal etme korkusu” olsun ne “irticadan” dem vurulsun, ne “bağımlı yargıdan” söz edilsin. Ne fakir kalsın etrafımızda ne rüşvet yenilsin ne trafik kazaları olsun ne sel felaketleri… Ne, “iki kilogram pirince, yarım kilogram bulgura muhtaç ne bir tane bile aç ne bir fukara” kalsın yanı başımızda… Ne kömür karası sokaklar görelim gezdiğimiz şehirlerde…
“Yeni Bir Parti” iktidarında Anayasa Mahkememiz rahat bir nefes alsın. “Katsayı zulmüne” bir nokta konulsun, “başörtüsü sorunu” her mekânda olmak kaydıyla sorun olmaktan çıkartılsın. Herkes bu ülkede mutlu ve müreffeh bir hayat sürsün. Kır çiçekleri açsın sokaklarda. Fesleğenler yeşersin kaldırımlarda. Ne korku kalsın içimizde ne terörden eser… Ne “topraklarımızı peşkeş çeken vatan hainleri” yaşasın bu ülkede.
İşsizlik sona ersin, üniversite bitiren herkese iş, fakire aş bulunsun. Herkes taksın sevgilisini koluna, caddelerde şarkılar söylesinler seke seke…
Televizyonlarda mutluluk şarkıları çalınsın 24 saat. Kurtuluşumuzun muştularını anons etsinler gün boyu. “Oh be dünya varmış” şarkıları yankılansın kulaklarımızda. Her gece bulunduğumuz yerde mehtaba çıkalım. Dertlerimize bir son verilsin. Çocuklarımızın gelecek kaygıları bitsin. Statlarımızda; çoluklu çocuklu, kadınlı erkekli maçlar izlensin. Sevgililer gizemli sokaklarında gezmek için İzmir’den Hakkâri’ye, İstanbul’dan Diyarbakır’a taşınsınlar akın akın. Fabrika bacaları yükselsin Şırnak Dağları’nda, Siirt Yolları’nda.
Asgari ücret 1500, kişi başına düşen milli gelir 30 bin, iç borç, dış borç sıfır olsun. TEKEL işçileri eylemlerine bir son versinler. En az 2500 lira olsun maaşları ve güle oynaya çocuklarının yanlarına dönsünler. Emekliler bir maaşlarıyla, Havai’de bir ay tatil yapacak güce ulaşsınlar. Bütün dünya insanları akın akın Ülkemizi ziyarete gelsinler. Turizm dedin mi “Türkiye” akla gelsin “Yeni Bir Parti” iktidarında.
Ey Büyük Allah’ım! Eğer mutlu olacaksak; sen bu Asil Millete; % 47’lik bir oy oranıyla “Yeni Bir Parti”nin iktidarını çok görme. Biz bu tabloları çok özledik, susadık biz bu nimetlere, sağlık ve afiyete.
Âmin!
Tayyar YILDIRIM -tyildirim62@hotmail.com
***
İhsan AYDIN - Haber 7
Okur Temsilcisi
ihsan.aydin@haber7.com