İHH yardım için İsrail’e başvurmuştu
‘Alex namaz kılanı aşırı dinci gördü’ başlığa çıkınca Alex de hedef tahtasına konmuş olunuyor. Bu başlık ağır kaçtı...
ABONE OLFarklı bir pencereden bakarken eksik bilgi nedeniyle yapılan bir hata. İHH, İsrail’e başvurmalıydı derken İHH’nın 1,5 yıl önce başvuru yaptığı gözden kaçtı. Düzeltilmesi elzem bir yanlış…
Haberler neden yoruma kapatılıyor? Önceki açıklamalara ek…
ALEX’İN PENCERESİNDEN BAKSAK
Fenerbahçeli futbolcu Alex de Souza’nın Brezilya gazetesi Folha’ya verdiği röportajı Milliyet gazetesi çevirerek Mehmet Çiftçi imzasıyla haberleştirmiş. Çeviri habere imza atılması da ayrı bir konu.
Haber Milliyet’te ‘Alex çok konuşulacak’ başlığıyla yayınlanmış. Röportajın akışı içerisinde önce “Dini konular nasıl, seni şaşırtıyor mu?” sorusu geliyor. Alex’in cevabı, “Başlangıçta evet şaşırdığım oldu ama artık alıştım.”
Ardından ikinci soru geliyor, “Kulüpte, takım arkadaşların arasında aşırıcı dinci olan var mı?”
Bu sorunun ardından gelen cevap ise şöyle, “Bazı oyuncular namaz kılmak istiyor. Teknik direktörlerden antrenmanları namaz saatine göre ayarlanması bile isteniyor.”
Bunu gören Haber 7 editörü de durur mu? Haberin Haber 7’deki başlığı “Alex, namaz kılanı ‘aşırı dinci’ gördü!”
Her ne kadar ‘aşırı dinci’ sorusuna verilen cevap bu olsa bile röportajın doğal akışı içerisinde dinle ilgili şaşırtan durumdan sonra gelen bir soruya verilen cevap olarak değerlendirilebilecek bu açıklamaya, Alex’in gözünden baktığınızda çok da yadırgamamanız gerekiyor.
Ancak fırsatı kaçırmak istemeyen editör attığı başlıkla şimşekleri Alex’in üzerine çekmeyi başarıyor. İncir çekirdeğini doldurmayacak bir konudan ‘İslam düşmanı Alex’ portresini çıkartmak, eleştirilmeyi hak ediyor.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Gazeteciler Hak ve Sorumluluk bildirgesinde “Gazetecinin temel görevleri ve ilkeleri” başlığında yer alan madde şöyle: “Gazeteci; başta barış, demokrasi ve insan hakları olmak üzere, insanlığın evrensel değerlerini, çok sesliliği, farklılıklara saygıyı savunur. Milliyet, ırk, etnisite, cinsiyet, dil, din, sınıf ve felsefi inanç ayrımcılığı yapmadan tüm ulusların, tüm halkların ve tüm bireylerin haklarını ve saygınlığını tanır. İnsanlar, topluluklar ve uluslar arasında nefreti, düşmanlığı körükleyici yayından kaçınır. Bir ulusun, bir topluluğun ve bireylerin kültürel değerlerini ve inançlarını (veya inançsızlığını) doğrudan saldırı konusu yapamaz. Gazeteci; her türden şiddeti haklı gösterici, özendirici ve kışkırtan yayın yapamaz.”
EKSİK BİLGİYLE YAPILAN ELEŞTİRİ
Geçen haftanın tartışılan konularının başında Gazze’ye giden yardım gemilerine yapılan baskın ve yansılamaları yer alıyordu.
Haber 7 Genel Yayın Yönetmeni Ünal Tanık da farklı bir bakış açısıyla konuyu değerlendirip, 9 insan ölmeden de bu eylemin yapılması gerektiğini yazdı.
Ünal Tanık’ın yazısındaki birçok noktaya katılsam da, maddi bir hata nedeniyle yapılan haksız bir eleştiriye katılmıyorum.
Ünal Tanık’ın ‘Bir farklı bakışla yardım gemisine saldırı olayı’ başlıklı yazısından bir bölüm; “Fethullah Gülen’in, ‘yola çıkmadan İsrail makamlarından izin alınmalı idi’ sözlerine İskele Sancak’ta Bülent Yıldırım’ın verdiği cevabı dinlediğimde şoke oldum.
‘Müracaat ettiğimizde izin vereceklerini mi sanıyorlardı’ diyor. Hayır, izin vermezlerdi ama sen prosedürü yerine getirmiş olarak elini daha da güçlendirmiş olurdun.
Nasıl böyle bir mantık olabilir. Olumlu cevabı vermeyen onlar olsun. Kimse sana, ‘izin alma başvurusunda bulunmadı’ suçlamasında bulunmasına izin verme.”
Bülent Yıldırım tam da Ünal Tanık’ın bu dediğini yaptığını zaten söylemişti. İsrail’e 1,5 yıl önce müracaat ettiklerini ama hiçbir şekilde cevap alamadıklarını Bülent Yıldırım farklı platformlarda dile getirdi.
Ünal Tanık’ın yazısından İskele Sancak’ta bu bilginin tekrar verilmediği anlaşılsa da, o köşede bu konuda bir düzeltme yapılması gerektiğini düşünüyorum.
YORUMA KAPATILAN HABERLER
Geçen hafta bize en çok sorulardan biri de bazı haberlerin neden yoruma kapatıldığıydı. Bu konuda daha önce iki sefer açıklama yapmıştım. Yoruma açmadığımız haberler nedeniyle gelen telefon ve mailler haberleri yoruma açmamakta ne kadar haklı olduğumuzu gösteriyor. Belli gruplar arasındaki çekişme/rekabet her ne derseniz sanal ortama kin ve öfke olarak yansıyor. Bu sadece belli gruplar arasında da olmuyor. İsrail saldırısı sonrası, yorum ilkelerinde ‘din, ırk, mezhep, kavim nedeniyle bir ırkı ve topluluğu aşağılamanın’ yasak olduğunu söylesek de gündemin gazıyla ‘lanetli kavim’ içerikle çok sayıda yorumun yayınlandığına da şahit olduk. Önemli olan fırtınada dik durmak. Biz henüz bunu başaramıyoruz.
Haberlerin yoruma kapatılmasını daha önce ele aldığımızda bu konuda geliştirilmiş doğru davranış kuralları olmadığını belirtmiş ve hangi durumlarda haberlerin yoruma kapatıldığını açıklamıştık. Umarım bu konuda net ve kesin kurallar oluşturulur.
OYBİRLİĞİ
Oyçokluğu, oybirliği karmaşası devam ediyor. “(…) İsrail'e karşı bir üye hariç tüm üye ülkeler İsrail'i kınanırken, nükleer silahlar ve İsrail'in işgal topraklardan çekilmesi istedi.” Başlık ise “Oybirliği ile kınama”… Bir üye hariç denilen bir haberde ‘oybirliği’ nasıl oluyor? Neyse ki başlık; “CICA'da İsrail'e karşı 21 ülkeden tepki” olarak düzeltildi.
İhsan AYDIN - Haber 7
Okur Temsilcisi
ihsan.aydin@haber7.com