Hamas’ın eylemi ve özür beklentisi!

Barış görüşmelerinin devam etmemesi için sivillere yönelik gerçekleştirilen eylem meşru sayılabilir mi? Ve Haber 7 özür dilemeli mi?

ABONE OL
GİRİŞ 08.09.2010 12:04 GÜNCELLEME 08.09.2010 12:04 OKUR TEMSİLCİSİ
Hamas’ın eylemi ve özür beklentisi!

Basit bir soru; 61’den 23 çıkarsa kaç kalır?

Şişmanlatan aşı haberi üzerine bir değerlendirme.

Polise yönelik eleştirel haberler ve ‘Ben devletim’ diyen anlayış.

Başlık ve içerik uyuşmazlığı üzerine…

HAMAS’IN YAPTIĞI MEŞRU MU?

İsrail ile Filistin arasında başlayan barış görüşmelerinin pek de kolay geçmeyeceği, hatta bu görüşmelerden bir sonuç alınamayacağı tahmin ediliyordu görüşmeler başlamadan önce.

Özellikle Hamas’ın açıklamaları bu sürecin oldukça güç geçeceğinin de işaretiydi. Görüşmelerin başlayacağı gün Hamas’ın eylemleri Haber 7’de ‘Hamas’tan barışa darbe üstüne darbe’ başlığıyla yer buldu.  

Anadolu Ajansı’nın uluslararası haber ajansı Reuters’e dayandırarak verdiği habere göre Hamas yetkilileri iki gün üst üste önce iki kişinin yaralandığı bir eylemi ardından da biri  hamile dört İsraillinin öldürülme eylemini üslenmişti.

Hamas yetkilileri artından Mahmud Abbas yönetimindeki El- Fetih’in yürüttüğü barış görüşmelerini dikkate almayacaklarını ve bu görüşmelere uymayacaklarını da duyurmuşlardı.

Bizim bu gelişmeleri duyurduğumuz habere okurlarımızdan hatırı sayılır bir kesim başlığını değiştirmemizi ve özür dilememizi istedi.

Haber 7’de zaman zaman kime terörist, kime mücahit denilir yönünde tartışmalar yapılsa da Genel yayın Yönetmeni Ünal Tanık’ın bu konudaki tutumu çok nettir; ‘Sivile yönelik her türlü eylem terör eylemidir

Bu görüş Haber 7’de istisnasız kabul görmüş, sivile yönelik yapılan eylemleri terör eylemi olarak değerlendirmişizdir.

Okurlarımız, “İsrail’in sözünü tutmayacağı, İsrail’le anlaşma yapılamayacağı, İsrail’in işgalci olduğu ve bu nedenle barış yapılamayacağı, Mahmud Abbas’ın İsrail ajanı olduğu, Hamas’ın seçilmiş bir hükümet olmasına rağmen tanınmadığı” gibi haklı sayılabilecek argümanlarla itirazlarda bulunuyorlar.

Ama bunların hiçbiri sivil halka yönelik saldırıları kabul edilebilir kılmıyor.

Savaşla çözülemeyen ve çözülemeyecek bir sorunu savaşla çözmeye çalışmak ve karşı tarafın saldırılarına meşru bir zemin hazırlamak ve bunu haklı görmek anlaşılır gibi değil.

Barış görüşmelerinin başladığı bir nokta, buna destek vermek yerine engellemek için sivilleri öldüren bir örgütün eylemini hoş görmemizi bekleyenler Haber 7’yi tanımamış.

Sonuç olarak; Haber 7 sonuna kadar haberinin arkasındadır. Özür dilemesi gereken birileri varsa, ağız dolusu küfürleri pervasızca, utanmadan savuranlardır.

61’DEN 23 ÇIKARSA KAÇ KALIR?

Bazı başlıkları görünce böyle insanın kulağını tırmalar. Başlıkta aslında somut bir şey yoktur ama rahatsız edicidir. ‘61’lik Prof. Sevil Atasoy’a 31’lik koca’  başlığı da ilk gördüğümde böyle bir rahatsızlık vermişti bana. Sanki bu evlilik olmamalıydı, bu evlilikte yanlış bir şey varmış gibi hissettirdi bu başlık bana.

"Kanıt adlı televizyon dizisini sunan eski Adli Tıp Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Sevil Atasoy, üçüncü evliliğini kendisinden 23 yaş genç Hüseyin Ekinci ile yaptı.” diyor haber.

Fakat hani dedim ya somut bir hata yok ama yine de rahatsız ediyor derken aslında somut bir hata da olduğunu görüyoruz.

61 yaşındaki bir insan kendinden 23 yaş genç biriyle evlenirse evlendiği kişinin yaşı kaç olur? Bizim editörümüz 31 bulmuş. Başlığa da spota da 31 yazmış. Hadi onu da siz bulun…

YANLIŞ AŞI!

Okurumuz bize sitem ederek uyarıyor, ‘Bir yanlış aşıyla 350 kiloya ulaştı başlığıyla yayınlanan habere okurumuz sitem ediyor; “Çocuğun şişmanlaması ile aşı arasında hiç bir bağlantı olamaz. Havale geçirdikten sonra çocuğun beyni zarar görmüştür. havalenin nedeni de aşı olma ihtimali çok zayıf. Tüm ilaçların nadirde olsa yan etkileri vardır. (…)” Okurumuz bu haber yüzünden aşı yaptırmayacak çocukların sorumluluğunun da bizde olduğunu söylüyor.

Bu mail üzerine habere ve yorumlara göz attım. Yorumlar genel itibariyle yukarıdaki uyarılar paralelinde ve konuyu bilen kişilerce yapılmış yorumlardı.

Haberde ise net bir şekilde aşı nedeniyle kilo alındığı yönünde bir bilgi yok. Sadece üst üste gelen aşı ve kilo alma durumu bağdaştırılmış.

Bir haberi değerlendirirken bir kere düşünüyorsak, sağlık haberlerinde üç kere düşünmeliyiz.

Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nde Gazetecinin Doğru Davranış Kuralları içinde Sağlık başlığının bir kısmı şöyle: “Sağlık konusunda sansasyondan kaçınmalı, insanları umutsuzluk veya sahte umut verecek yayın yapılmamalıdır. (…)

Bahsettiğimiz haberin bir umutsuzluk oluşturacağından eminim.

‘BEN DEVLETİM’ DİYEN POLİS

Meslek grupları, meslektaşlarının yaptıkları hataları üzerlerine alarak topyekun bir savunmaya geçerek, kendilerini aklamaya çalıştığına hepimiz şahit olmuşuzdur.

Bazen hamamcılar kızar, bazen hemşireler, bazen polisler…

Bir hafta içinde iki polis vakası haberi yayınlanınca, polis okurlarımızdan da hatırı sayılır eleştiriler geldi. Haber 7’nin polis düşmanlığı mı kalmadı, vatan hainliği mi?

Vatandaşlar tarafından çekilen görüntülerin ilki  ‘Güvenlik görevlisine polis dayağı başlığıyla yayınlanmıştı. Tam bu olay gündemden düşmüştü ki bu sefer başka görüntüler ortaya çıktı: “Polis şiddeti bu sefer Beylikdüzü’nde… Görüntülerde orantısız güç kullanımı göze çarparken, ilk görüntüde güvenlik görevlisini gözaltına almaya çalışan polis silahını çekiyor, ikinci görüntüde olayı protesto edenleri dağıtmak için havaya ateş açıyor.

Herkes eleştirilebilmeli. Bir kurumda yanlış yapanlar vardır, bu o kurumun tüm çalışanlarını töhmet altında bırakmaz. Ancak yanlış yapanlara sahip çıkılırsa o zaman iş tehlikeli boyutta demektir.

Ülkemizde devlet kurumlarında çalışan, üst düzey bürokratlar, asker, polis ve yargıda çalışan kesimde bir anlayış var; ‘Devlet benim, bana saygı göstereceksin

Yukarıdaki haberlerden birine yapılan şu yorumu okuyun: “Ben devletin polisiyim sende sadece sivil bir vatandaşsın ben görevdeyken bana saygı duymak zorundasın. Merak etme ben görevimi layıkıyla yaparım bu polis düşmanları olsa bile çünkü ben görevliyken devletim. Sen de vatandaşsın…

Kendini devlet yerine koyan ve vatandaştan saygı bekleyen bu düşünce yapısını yanlış buluyorum. Bireyin önde olduğu, devletin bireye hizmet ettiği bir anlayış hakim olmalı.

Devleti yücelten, kutsallaştıran bu düşünce yapısı, devletin (kendilerinin) varlığını korumak için demokrasi dışı yollara başvurmaktan çekinmemektedir.

Aslında bu konuda söylenecek çok söz var da… Bayrama denk gelen yazıda canınızı fazlaca sıkmak istemiyorum.

O HABERE O BAŞLIK OLMADI

Sıkça şikayet edilen konuların başında başlığın içeriği anlatmadığı oluyor.

Ertelenen 12 sınavın yapılacağı tarih’ başlığına gittiğimizde sınav tarihlerini bekliyoruz. Ancak haberin içinde sınavların 2010 yılında yapılacağı var. Editör haberi çok okutmak adına bir şark kurnazlığı yapmış ve böyle bir başlık kullanmış. Doğru bulmadığımı belirmiştim.
Aynı durum ‘Başbakan Erdoğan’ın referandum tahmini’ başlıklı haberde de geçerli. Haberde Başbakan’ın referandum tahmini yok, anketlere yönelik bir değerlendirmesi var. 

Mutlu bayramlar…

İhsan AYDIN - Haber 7
OKUR TEMSİLCİSİ
ihsan.aydin@haber7.com