Türkiye-İran ilişkilerinin en hassas noktası

Her hafta Salı akşamları TRT Haber ekranlarına gelen Açı’da bu hafta Türkiye-İran ilişkileri değerlendirildi.

ABONE OL
GİRİŞ 19.10.2011 12:46 GÜNCELLEME 19.10.2011 12:46 Ortadoğu
Türkiye-İran ilişkilerinin en hassas noktası

İran’ın, Suudi Arabistan’ın ABD büyükelçisine suikast iddialarıyla oluşan ABD – İran gerilimi ve Dışişleri Bakanı Clinton’un ‘Türkiye’nin füze rampa sistemine dahil olması ve laik yapısı nedeniyle İran, Türkiye’ye saldırıyor’ sözleri, gözleri  yeniden Türkiye-İran ilişkilerine çevirdi.

İddiaların neyi amaçladığının ve Türkiye-İran ilişkilerinin tartışıldığı TRT Haber Açı programında etkin dış politika yorumcularından Sedat Laçiner, Beril Dedeoğlu ve Gökhan Çetinsaya Türkiye-İran ilişkilerini değerlendirdi.

ABD, İRAN'I YAKINDAN TAKİP EDİYOR

Program konuklarından Prof. Beril Dedeoğlu, ABD’nin Türkiye ile İran ilişkilerinin bozulmasını istemediğini söyleyerek, İran yalnızlaştığı takdirde Çin ve Rusya’yla daha fazla ilişkiye gireceğini biliyor. ABD’nin İran’la uğraşma sebebi İran’ın müttefikleri Çin ve Rusya’yla uğraşmakla ilgili bir durum.” Dedi

İran’ın Çin ve Rusya’yla ilişkilerini ABD’nin yakından takip ettiğini söyleyen Dedeoğlu, “Türkiye- İran ilişkileri aslında ABD’nin tercih ettiği bir diyalog. Suudi misyonuna saldırı yapılacağı söylentisi S.Arabistan’la ittifakı güçlendirirken, Türkiye’nin de adının  sıklıkla geçmesi İran’da şüphe yaratmaya yönelik bir durum. Türkiye’de şüphe yaratmaya yönelik değil.  Türkiye, İran’la PJAK, PKK konusunu konuşurken gidip diyebilir ki ‘bak ne kadar zor durumda kaldım bir yanda müttefikim bir yanda sen’ bu Türkiye’nin İran’la yeniden görüşme imkanını sağlayan bir koşul. ABD bir taraftan S.Arabistan tehdidini gösterip diğer taraftan Türkiye’ye sıkı sarılmasına uğraşıyor. Çünkü Türkiye- İran ilişkileri sanıldığı kadar yakın değil. Bir sürü sorun var.  İran’ın bu sorunları aşarak yeniden Türkiye’ye yönelik stratejik tercih yapabilmesi için başka bir şey göstermeniz lazım. Bu ‘ oyun daha büyük, büyükler tepişirken biz küçükler eziliriz’ türünden bir diyalog olması lazım.” değerlendirmesinde bulundu.

EN BÜYÜK SORUN PKK

Prof. Gökhan Çetinsaya, Türkiye’nin İran’a savaş açması için uğraşıldığını dile getirerek,

“Bu 20 yıldır söylenen bir şey. Türkiye’de İran politikası partiler üstü bir politikadır. Hangi iktidar, hangi rejim olursa olsun bir devlet politikasıdır. Böyle bir savaş kolay değildir ama tek bir şey var o da PKK. Böyle bir olay İran’ın PKK’yı desteklediği günlerde bile gerçekleşmedi ama herkesin bir eşiği var.”

“Türkiye – İran ilişkileri  son derece köklüdür ama iki tarafta birbirine asla ve kata güvenmez. Türkiye şunu bilir ki; İran’dan dost olmaz.”

SAVAŞA ZEMİN HAZIRLANIYOR

Prof. Sedat Laçiner, ABD Dışişleri Bakanı Clinton’ın açıklamalarını savaşa zemin hazırlamak olarak değerlendirdi.

Laçiner, “ABD-İran ilişkileri hep böyle, savaş oldu olacak şeklinde geçer ancak savaş olmaz. Çünkü ABD-İran ilişkilerinin gerilmesi İran’ın iç siyasetine pozitif yansıyor. Tabii ABD’nin de çok işine yarıyor çünkü ABD’nin Ortadoğu’da düzeni İran karşıtlığı üzerine kurulu. Türkiye – İran ilişkileri  son derece köklüdür ama iki taraf da birbirine asla güvenmez. Sırtlarını birbirine dönmezler. İran’da çok fazla Kürt vardır ve etnik yapısı Türkiye’yle benzeşir. İran da PKK’ya asla açıktan bir destek vermez. PKK’ya destek verdikleri dönemlerde bile Suriye gibi destek vermemiştir. Bu nedenle Türkiye-İran ilişkilerindeki dengeyi ABD’nin bozabileceği kanaatinde değilim.” yorumunda bulundu.

İRAN TÜRKİYE’Yİ KARŞISINA ALMAK İSTEMİYOR

Başbakan Erdoğan’ın Mısır’daki laiklik açıklamalarına İran’dan fazla tepki gelmediği değerlendirmesinde bulunan Laçiner şunları söyledi; “Şunu da söylemeliyiz ki İran, Türkiye’nin Mısır’daki laiklik açıklamalarına, tek devlet müttefiki Suriye’ye karşı sert tavrına karşılık bir iki açılamanın dışında bir şey yapmadı. İran, Türkiye’yi karşısına almak istemiyor. İsrail de, ABD de Türkiye’yi karşısına almak istemiyor. Türkiye bunların hepsine mahvedebilir anlamında bir şey değil bu.  Türkiye çok büyük zarar görür ama karşısına da çok büyük zararlar verir. “