'CHP bu provokasyonu önceden planladı'

CHP'li Engin Özkoç dün Meclis'te Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret etti, ardından genel kurulda kavga çıktı. İdlib'de askerlerimiz Bahar Kalkanı Harekatı'na devam ederken ve tüm Türkiye tek yürek olmuşken, CHP'nin provokasyonu tepkiyle karşılandı. Haber7'ye konuşan siyasetçi ve gazeteciler, bu provokasyonunun zamanlamasının manidar olduğunu ve önceden planlandığını vurguladı.

ABONE OL
GİRİŞ 05.03.2020 14:24 GÜNCELLEME 05.03.2020 16:51 SİYASET
'CHP bu provokasyonu önceden planladı'

Haber7 - İbrahim Can

İdlib'den gelen acı haberler sonrasında tüm Türkiye tek ses olurken, dün Meclis'te çirkin anlar yaşandı. CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret etti, kanun görüşmeleri sırasında kavga çıktı. Özkoç'un saldırgan tavrı tüm kesimlerce tepkiyle karşılanırken, siyasetçiler ve gazeteciler Haber7'ye değerlendirmelerde bulundu. 

"GİZLİ AJANDAYA HİZMET"

AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, CHP'nin provokasyonunun zamanlaması manidar olduğunu kaydetti. Turan, şu değerlendirmelerde bulundu: 

"CHP Grup Başkanvekilinin rol aldığı senaryo, gizli ajandaya hizmet eden bir adım.

Bu senaryonun başrolü hiç kuşkusuz Kılıçdaroğlu’dur. Bir grup başkanvekili genel başkanından habersiz böyle provokatif bir eylemin içinde yer alamaz. Zamanlaması manidar, bilinçli bir provokasyonla karşı karşıyayız."

"ONAYLAMAYAN CHP'LİLERİN SES ÇIKARMASI LAZIM"

CHP'nin bu provokasyona bir süredir devam ettiğini ve şimdi Meclis'e taşıdığını kaydeden Turan şunları söyledi: 

"CHP bir süredir peşinde olduğu provokasyonu Gazi Meclis’e taşıdı. Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsında milyonlar hedef alınmıştır. Özkoç, küfür dolu sözde basın toplantısının ardından teamüle aykırı olarak, oluşan gerginliğe ve kalp pili takılması gibi ciddi sağlık sorunlarına rağmen normalde milletvekilinin konuşması gereken grup önerisi hakkında bizzat kendisi konuşuyor.

Ülkeyi neden germek istediklerini, o gerilme sonrası ne beklediklerini, kime hizmet ettiklerini iyi biliyoruz. Biz bize düşeni yaparız, hak edene hak ettiği cevabı veririz; ama ülkesini seven, bu planlı ve kirli süreci onaylamayan CHP’lilerin de bu oynanan oyuna ses çıkarması lazım.

"MAYIN EŞEKLİĞİ YAPIYOR"

CHP iktidar alternatifi, Atatürk’ün partisi olmayı çoktan bırakarak adeta kirli ellerin maşası haline gelmiştir. CHP’de kasetle sadece genel başkan operasyonu yapılmadığını bir kez daha gördük.

Taşeronluğa, maşalığa soyunan bir CHP var. CHP, ülkemiz üzerinde kirli emelleri olanların “mayın eşekliğini” yapıyor.

Ortak payda Türkiye olması gereken bir süreçte bu hadsizlik; sınır ötesinde görev yapan, moral ve destek vermemiz gereken Mehmetçiklerimize de ihanettir.
Türkiye, CHP’ye rağmen yoluna devam edecek. Çukur siyasetinden sonra ahlaksız siyaset yapanlara fırsat vermeyeceğiz.

Toplumu kutuplaştırmalarına, böylesi bir süreçte ülkeyi germelerine izin vermeyeceğiz. Özkoç’tan hukuk önünde hesap sorulacaktır. Ancak milletimiz de bu senaryonun içinde yer alanlara haddini bildirecektir."

"CHP'LİLER PROVOKASYONA HAZIRDI"

MHP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, sözlerine, "Türkiye ve Türk ordusu İdlib’de hainlere karşı mücadele ederken, askerlerimiz orada Türk milleti, Türk bayrağı için mücadele ederken, “Suriye’de ne işimiz var, İdlib’de ne işimiz var” diyerek Türkiye ve dünyayı provoke eden CHP zihniyeti maalesef provokasyonlarına en ağırlarını ekleyerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni de karıştırmıştır" şeklinde başladı. 

 

Özkoç'un hakaretlerine tepki gösteren Özkoç, "CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç değil Cumhurbaşkanı’na, değil AK Parti Genel Başkanı’na, bir insana, bir babaya söylenmeyecek en ağır sözlerle maalesef Meclis’i germiş, provokatif bir davranış sergilemiş ve CHP’liler de buna hazır olduklarını göstermişlerdir" ifadelerini kullandı. 

CHP'nin Meclis'te karışıklık çıkarmak için önceden hazırlık yaptığına vurgu yapan Enginyurt şunları söyledi: 

"Dün normal bir kanun görüşmesi olmasına rağmen, en önemli meselelerde dahi Meclis’e 50’den fazla vekil gelmezken, dün Meclis’te neredeyse CHP’li vekillerin tamamı hazır bulunduğuna göre bu provokasyon hazırlanmış, bu kavga bekleniyordu. Kavganın CHP tarafından çıkarıldığı o kadar net ki; Engin Özkoç Sayın Cumhurbaşkanı’na bu kadar ağır hakaretten sonra, ister istemez AK Parti milletvekillerinin tepki göstereceğini bilmesine rağmen, düşünecek olmasına rağmen bir de konuşma yapmak üzere kürsüye çıkarak bu tarihi provokasyona tavan yaptırmış, maalesef dün İdlib’deki askerlerimizin mücadele ettiği ortamda, hiç de hoş karşılanmayacak görüntüler meydana gelmiştir. Bunun sorumlusu Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Bunun sorumlusu Engin Özkoç’tur. Bunun sorumlusu CHP’dir. Niyetleri toplumu germektir, kaos yaratmaktır. Bunu Meclis’ten başlatmak istiyorlar. İnşallah Türk milleti bu oyuna gelmez. Yapılmak isteneni Türk milleti görecektir ve gerekli cevabı da ilk seçimde verecektir."

"HEDEFLERİ ERDOĞAN VE TÜRKİYE"

CHP'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef almasının sebepleri olduğuna dikkati çeken Enginyurt, "sözlerini şöyle tamamladı:

"Demokratik yollarla düşüremedikleri Recep Tayyip Erdoğan’ı, kaos ve kavga yaratarak, toplumu birbirine düşürerek düşürmek istiyorlar. Hedef belli. Dış güçlerin düşürmek istediği ve başaramadığı Recep Tayyip Erdoğan’ı CHP ve HDP de Türkiye içinden destek vererek antidemokratik yollarla Sayın Cumhurbaşkanı’nı düşürmek istiyorlar. Esasında hizmet ettikleri tek şey vardır, Türkiye’yi düşürmektir. Milliyetçi Hareket Partisi de Cumhur İttifakı’na sonuna kadar sahip çıkarak buna müsaade etmeyecektir."

"BUNDAN SONRA BENZİN DÖKÜP KENDİSİNİ Mİ YAKACAK?"

Akşam Gazetesi Yazarı Serkan Fıçıcı ise, "Türkiye milletini zayıflatmaya yönelik, Türkiye’yi dünyada zayıf göstermeye yönelik bir harekettir bu. Kendiliğinden ortaya çıkmış, birdenbire hesapsız plansız yapılmış bir hareket olarak görmek mümkün değil bence tabii ki" dedi. 

Engin Özkoç'un dikkat çekme çabası içinde olduğunu kaydeden Fıçıcı şunları söyledi:

"Engin Özkoç özelinde konuşmak gerekirse: Çok uzun zamandır tavırlarını izliyoruz. Tuhaf tuhaf tavırları var. İlgi çekmeye çalışan, şöhret peşinde koşan bir tarzı var. Bundan bir adım sonrası ne olacak? Soyunup sokağa mı fırlayacak dikkat çekmek için? Benzin döküp üstüne kendisini mi yakacak? Sınırı aştı. Bundan sonra ilgiyi üzerine toplayabilmesi için daha tuhaf şeyler yapması gerekecek. Psikolojik bir sıkıntı olduğu anlaşılıyor bu şahısta. Tedavi görmesi lazım. Tedavi görmezse bu tavırlar onun sağlığını daha da bozabilir. Bunları gözlemledim tavırlarında."

İdlib'de Mehmetçik'in cephede olduğu bir süreçte aynı zamanda başkomutanın hedef alındığının altını çizen Fıçıcı, "Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı hakkında hiç kimse o kelimeleri sarf edemez. Bir de bizim tarihimizde ordumuz cephedeyken, ordunun başkomutanına hakaret eden kimseyi biz bu güne kadar tarihte göremedik. CHP burada bir ilk olarak gözümüze çarpıyor" ifadelerini kullandı. 

"KASET PLANLAMASI BUGÜNLER İÇİNMİŞ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Kılıçdaroğlu'nun yeri Esed'in yanıdır" sözünü hatırlatan Fıçıcı şunları söyledi: 

"Gerçekten Kılıçdaroğlu ve ekibi bu sözü hak ediyor. Çünkü sürecin başından itibaren Türkiye'den yana değil, Esed'den yana bir pozisyonda duruyorlar. Bu Esed sevgisi nedir anlamak mümkün değil. Bunun uğruna Türkiye'yi karşılarına almayı göze alıyorlar. Anlamak mümkün değil. Akıl karı değil. Bu ne dayanışmasıdır? Bu siyasetse böyle siyaset olmaz. Türkiye'ye rağmen siyaset olmaz. Neden siyaset yapıyorsunuz? Türkiye'de bir şeyler daha iyi olsun diye siyaset yapıyorsunuz değil mi? Ama Türkiye kaybettiği zaman sevinen, kazandığı zaman üzülen bir pozisyonda duruyorsunuz. Ne uğruna? Türkiye kazanırsa iktidar da güçlenmiş olur, Türkiye kaybetsin ki iktidar da güç kaybetsin... Bu çok yanlış, çok zararlı... Sonuçta içinde bulunanı da tüketecek dar, kısır bir çember bu. CHP'nin acilen bu denklemden çıkması, kurtulması lazım. Ama kasetle dizayn edildi CHP. Yerli ve milli unsurlar CHP'nin içinden deyim yerindeyse kazınıp atıldı. O planlamalar, tasarımlar, CHP'yi bu hale getirme çabaları bugünler içinmiş."

"CHP GENEL BAŞKANI KENDİ AYAĞINA SIKTI"

Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Ali Saydam da, Özkoç'un hakaret dolu konuşmasını CHP Genel Başkanı'ndan habersiz yapamayacağını vurguladı. Saydam'ın değerlendirmeleri şöyle:

"Planlı küfür ve hakaretin siyasi iletişimdeki karşılığı, ‘ajitasyon propaganda’dır. Sovyetler Birliği Komünist Partisi tarihi ve Almanya Sosyalist Birlik Partisi tarihi incelendiğinde, ‘ajitasyon propaganda’ birliklerinin nasıl çalıştıkları daha iyi anlaşılır.

İşin ilginç yanı, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi de (Naziler olarak bilinir) bu ajitasyon propaganda birliklerinden her zaman yararlanmıştır. Bunların görevi, mücadele ettikleri zümreyi, iktidarı ve grupları tahrik etmek, kendi üstlerine saldırtmak; onlar saldırınca da gerekli propagandayla karşı tarafı antidemokratik, insan haklarına riayet etmeyen ve baskıcı unsurlar olarak tanımlamaktır. Böylece kendi doğrularını ifade etmek için gerekli zemini sağladıklarına inanırlar.

Hiçbir güç beni adı lâzım değil, o CHP’li kişinin TBMM’de basın toplantısı düzenleyip burada tekrarlamaya utanacağımız düzeyde Sayın Cumhurbaşkanı’mıza edilmiş ağır hakaretleri, Genel Başkanı’nın haberi, izni, hatta yönlendirmesi olmadan, üst yönetime bilgi verilmeksizin birbiri peşi sıra dile getirdiğine inandıramaz.

Bu küfürler, hakaretler taammüden yani planlı-programlı, hedefli yapılmıştır.

Şimdi, bu iğrenç yaratığın ve onun iplerini elinde tutan kişilerin amaçlarına ulaşıp ulaşmamalarına sağlamak AK Partililer ve bu düzeydeki siyasi iğrençliği onaylamayanların ellerindedir. Gaza gelinmemeli, karşılığı hem fikri düzeyde hem de yasalar önünde misliyle verilmelidir. Ajitasyon (kışkırtma) aslında kalkışmayı hedefleyen taktiklerin unsurlarından biridir. Fakat geçmiş biraz incelenecek olursa görülür ki; bu tür kışkırtmalar eninde sonunda buna araç olanları ve o araçların sahiplerini de dönüp vurmaktadır.

Provokasyona gelmemek, ajitasyoncuları yalnızlaştırmak ve itibarsızlaştırmak ana hedef olmalı.

Eğer bu iğrenç yaratık, partisinden derhâl ihraç edilmezse, ortaya koyduğu insanlık ve akıl dışı yaklaşımın, Genel Başkanı ve üst yönetimi tarafından da paylaşıldığının bir ispatı olarak tarihe geçecektir.

CHP Genel Başkanı, partisi içinde bu göreve geldiği (getirildiği) günden bu yana sık sık yaptığı gibi bir kez daha kendi ayağına sıkmıştır."

AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, "İstanbul bizim için neyse Şam odur,
Ankara neyse Bağdat odur, Diyarbakır Neyse İdlib odur. Çanakkaledeki şehitlikleri gezenleriniz, 7 düvele dur diyen ecdadımızla, dedelerimizle koyun koyuna yatan isimlere baktığınızda binlerce İdlib’liyi, yüzlerce Halep’liyi görmüştür" dedi. Herkesin bu gerçeği gördüğünü ancak birilerinin görmezlikten gelip, "İdlib'de ne işimiz var" sorusunu sorduğunu hatırlatan Turan şunları söyledi: 

"Daha düne kadar bizim bir parçamızdı oralar. Hala orada akrabaları, eşi dostu, kardeşleri, amcaları olanlar var.

Kimse binlerce km uzaktan orayı istila için gelen Amerika'ya, Rusya'ya, Çin'e bir şey demiyor ama aynı havayı soluyan Türkiye’ye hemde kendi içimizden birileri ne işimiz var diyor. Pes yani...

Orada milyonlarca insan kırılırken, çocuklar bu soğuk havada aç susuz ve donmakta iken orada olmayacağız da nerede olacağız?

Bize yakışan, tarihe, insanlığa, vicdanımıza sırtımız dönmek değil, tarihin bize yüklediği misyonumuzu yerine getirmektir.

Birileri hala “Türkiye-Suriye arasında savaş çıkarsa Suriye’yi tutarım” diyen, “Şehitler ölmez vatan bölünmez” sözünden tiksindiğini söyleyen, “Ezanlar yurdumun üstünde inlemesin artık” diyenleri hala partisinde tutmaya devam etsin.

33 aslanımız Esed katili tarafından şehit edilip toprağa düştüğü gece televizyon ekranında “Esed'in askerleri bizim askerleri koruyor" diyen şuursuzlar olagelsin. Hepsinin yeri zamanı gelecektir.

Elbette aziz milletimiz bunun hesabını er geç soracaktır.

Önce ABD raporu yayınlandı. Geziciler tahliye edildi. Arkasından Eski Gen Kurmay Başkanı konuştu. Arkasından CHP yakında iktidarız dedi. Kemal Kılıçdaroğlu "Esed askerlerimizi koruyor" dedi. Aynı gece şehitlerimizin haberleri geldi. Ve son olarak Engin Özkoç Sayın Cumhurbaşkanımıza hakaretler etti ve TBMM’de ortamı bilerek isteyerek gerdiler. Bunlar bir planın hesabıydı. Ama aziz milletimizin desteğiyle bu günleri de aşacağız.

Türkiye haklı mücadelesinden hiçbir zaman geri durmayacaktır. Hiçbir şehidinin kanını yerde bırakmayacaktır. Hiçbir ihaneti unutmayacaktır. Milletimiz yanımızda olduğu sürece her zorluğun üstesinden gelecek, ülkemizi köşeye sıkıştıracağını zannedenlere tarihi bir ders vereceğiz.

Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız İdlib'de yanan ateşi Suriye’de mazlumların gözyaşlarını dindirmek için gece gündüz çaba sarf ediyor. Şindi Rusya’ya hareket etti.

Görüşmeler de devam ediyor.

Bu içinde bulunduğumuz ortamı daha da sertleştirecek ve siyasetin dilini ağırlaştıracaktır.

Böyle bir ortamda devletimizle milletimizle birlik ve beraberliğimizi ortaya koyarken herkes kenetlenmişken CHP sözcülerinin adeta Türkiye’yi açıktan hedef alan düşmanların sözleriyle konuşması, sayın Cumhurbaşkanımıza ağır hakaretler etmeleri kabul edilemez.

Türkiye olarak 7 düvele karşı askerlerimiz cephede Cumhubaşkanımız, dış işlerimiz ve diplomatlarımız masada mücadele verirken CHP’nin içerde bu tür yaralayıcı ve karşı tarafa koz verecek durumlar oluşturması manidardır. 

Çok şey istemiyoruz bir kez olsun devletinin ve milletinin yanında dursunlar."

KAYNAK : Haber7 | ÖZEL