Yıldırım, iş adamlarıyla bir araya geldi

Başbakan Binali Yıldırım, "Buradan Ana Muhalefet partisine çağrı yapıyorum. Bir kez daha bu tarihi fırsatı ıskalamayın. Bu siyasete olan güvenini de sorgular. Siyaset iddia işidir. 'Başkanlık olursa biz iktidar olamayız' kabulüyle hareket edersen siyasetin içinde olamazsın. Siyasette iddia sahibi olacaksın. Kimsenin babasının malı değil başkanlık." dedi.

ABONE OL
GİRİŞ 21.10.2016 22:17 GÜNCELLEME 21.10.2016 22:21 GÜNCEL
Yıldırım, iş adamlarıyla bir araya geldi
Yıldırım, iş adamlarıyla bir araya geldi

Yıldırım, Afyonkarahi̇sar Ti̇caret ve Sanayi̇ Odasında iş adamlarına hitaben yaptığı konuşmasında, Türkiye'nin her alanda mucize gerçekleştirdiğini söyledi.

Dünyanın en büyük havalimanı yapan ülkesinin Türkiye olduğunu ifade eden Yıldırım, sırf o havalimanını ve Osmangazi Köprüsü'nü yaptırmamak, Kanal İstanbul'u geciktirmek için Gezi Olayları'nın başlatıldığını belirtti.

Yıldırım, ne yapılırsa yapılsın, bugüne kadar doğru bildikleri yoldan sapmadıklarını ve sapmayacaklarının da altını çizdi.

Farklılıkların zenginlik olarak görülmesi ve farklı düşüncelere azami ölçüde saygı duyulması gerektiğini dile getiren Yıldırım, "Din ve mezhep. Bunlar bizi ayrıştıran değil, bizi birleştiren şeyler olması lazım. Din, başımızın üzerinde erişilmez bir yerde olması lazım. Ağzımıza indi mi o zaman felaket, sorun başlar. İşte Irak'a bakın, işte Suriye'ye bakın. Öldüren de 'Allah' diye öldürüyor, ölen de 'Allah' diye ölüyor. Ölürken de 'Allah' diye bağırıyor. Bir de Müslüman olduklarını söylüyorlar. Ne Müslüman'ı? Deccal bunlar Deccal..." değerlendirmesinde bulundu.

Yıldırım, mezhep meselesinin çok tehlikeli bir iş olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

"Eğer bu mezhep işini önleyemezsek bölgede, büyük bir felaket olur. Bizim ülkemizde hiç 'Yezid' isminin kullanıldığını bilir misiniz? Hiçbir yere 'Yezid' adı verilir mi? Bizim camilerimizde bakın levhalara, 'Allah', 'Muhammed', 'Ebubekir', 'Osman', 'Ali', 'Hasan', 'Hüseyin' diye devam eder. Biz de öyle Şii-Sünni ayrımı olmaz. Bizim için Ehl-i Beyt esastır, Yara'dan esastır, Peygamberimiz esastır, onun sahabileri, Ehl-i Beyt'i esastır. Hazreti Hüseyin vakasının en büyük mağduru Müslümanlardır. Onun için bu tehlikeli ayrışmaya da asla prim vermeyeceğiz. Irak'taki bizim feryadımız da budur. Diyoruz ki, 'burada tehlikeli bir oyun oynanıyor. Burada bir mezhepsel çatışma teşvik ediliyor, bunu yapmayın.' Bunun için gayret ediyoruz, bunun için biz de orada faaliyetlerimizi sürdürüyoruz."

- "Ne o, 'AK Parti seçmesin'. Kim verdi bu yetkiyi size?"

Bugünlerde gündemde anayasa konusunun olduğuna değinen Yıldırım, salondaki işadamlarına, "'Anayasa konusunun ne faydası var iş alemine' diye düşünmeyin. En büyük faydası iş aleminedir." şeklinde seslendi.

Yıldırım, anayasada sistem sorununu çözeceklerine dikkati çekerek, mevcut anayasanın, darbelerden bu tarafa kısmi değişikliklere uğramakla beraber maalesef iş aleminin, vatandaşın, milletin beklentisini karşılamadığını dile getirdi.

Çünkü yetki alanlarında çakışmaların bulunduğunu vurgulayan Yıldırım, şunları söyledi:

"Ne kadar güçlü iktidara gelirseniz gelin, hiç hesap etmediğiniz gizli ortaklarınız çıkıyor. Ne güzel, güle oynaya geliyorsunuz Ankara'ya, 'seçim kazandık, iktidar olduk'. Ondan sonra birisi 'ben yeni ortağınız filanca'. Böyle. Görünmez ortaklar, iş aleminde de 'gizli ortaklar' diye laf vardır ya, onun gibi. Kardeşim, sen gittin sokakta terledin mi, vatandaşın derdini dinledin mi?

14 sene hem bu vesayet odaklarıyla mücadele ediyoruz hem de ülkemizi kalkındırmak için çaba gösteriyoruz. Bazen hatırlayın 27 Nisan. Elektronik muhtıra, 'cumhurbaşkanını AK Parti seçemez'. Niye seçemiyor? Şimdiye kadar böyle bir usul mü vardı? Koalisyon hükümetleri tutuyor, kendi aralarında bir adam buluyor seçiyor da zor bela, 363 milletvekiliyle iktidar olmuş bir parti niye seçemiyor? Ne o, 'AK Parti seçmesin'. Kim verdi bu yetkiyi size? Millet vermedi. İşte bu vesayet yetkisi, o vesayete biz boyun eğmedik."

- "Bu aksaklığın, yanlışlığın düzelmesi lazım"

Başbakan Yıldırım, bir yerde halkın oyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanı'nın, bir yerde de TBMM'den güç bela seçilen bir cumhurbaşkanına göre yazılmış anayasanın bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Bu aksaklığın, yanlışlığın düzelmesi lazım. Bu sefer bu noktada umut verici bir gelişme var. Çünkü bu konuyu biz, parti başkanlarıyla görüştük. Özellikle 15 Temmuz ve sonrası gelişen Yenikapı ruhu aslında bu fırsatı veriyor. Bu noktada MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli de geçenlerde bizim bu düşüncemize benzer görüşlerini kamuoyuyla paylaştı. Dediği çok basit ve net. 'Bu böyle yürümüyor, bunu Meclis'te düzeltebilirsek biz düzeltelim, düzeltemezsek vatandaşın önüne getirecek işlemleri yapalım' diyor. O da nedir? Meclis'te bu anayasa değişikliği gelsin, oylansın, gitsin millete. Millet kararını versin ve bu gündemden kalksın. Sürekli bunu konuşamayız ki.

Ama bunun arkasında birçok konuyu çözmüş olacağız. Yürütmeyi daha da güçlendireceğiz, Meclis'i daha da güçlü hale getireceğiz, ciddi denetim pozisyonuna getireceğiz. Ve Türkiye'de artık o saatten sonra hiçbir şekilde parçalı bir iktidar olmayacak. Kim gelirse gelsin, güçlü gelsin. Türkiye'de güçlü, tek başına iktidar olmazsa Türkiye çok büyük tehditlerle karşı karşıya."

Yıldırım, AK Parti'nin de bir ömrü olduğunu ifade ederek, partilere göre değil sistemin kendi içinde istikrarı devam ettirecek bir modele geçilmesi gerektiğini, bunun da başkanlık sistemiyle yapılacağının altını çizdi.

- "Kimsenin babasının malı değil başkanlık"

Başkanlık sistemi için AK Parti olarak teklifi getirecelerini ve Meclis'e sunacaklarını bildiren Yıldırım, "Yüce Meclis kararını verecek, verdiği karar herkesin, bizim kabulümüz. Biz inanıyoruz ki Yüce Meclis, bu değişikliği kabul edecek ve bu değişiklik sizlerin, milletin önüne gelecek ve millet de nasıl uygun görüyorsa o kararı verecektir." diye konuştu.

Yıldırım, Ana Muhalefet partisine de çağrı yaparak, şunları söyledi:

"Bir kez daha bu tarihi fırsatı ıskalamayın. Bu siyasete olan güvenini de sorgular. Siyaset iddia işidir. 'Başkanlık olursa biz iktidar olamayız' kabulüyle hareket edersen siyasetin içinde olamazsın. Siyasette iddia sahibi olacaksın. Kimsenin babasının malı değil başkanlık. Çıkarsın anlatırsın, vatandaş ikna olursa seni seçer. Onun için biz istiyoruz ki bütün partilerin uzlaşmasıyla, ama uzlaşamayacağımız bir parti var onu söyleyeyim. Biz onu parti olarak kabul etmiyoruz. Terörle kol kola girmiş, teröre lojistik destek yapan, her işini teröristlerle birlikte yapan, onların aklıyla hareket eden parti hariç, diğer partiler hepsi başımız gözümüz üstünde yeri var. Çünkü onlar, Türkiye'nin üniter yapısını, toprak bütünlüğünü, bayrağını, devletini, milletini kabul etmiyorlar. Etnik, siyasetin bölücü siyasetin arkasına gizleniyorlar. Onlarla bizim işimiz olmaz Anayasa konusunda.

Ne zaman çıkarlar derler ki; 'açıkça biz terör örgütünü şiddetle kınıyoruz, terör örgütünü lanetliyoruz ve PKK ile bizim işimiz olmaz. Bunlar, alçakça insanları öldürüyorlar, bunlar Türkiye'yi bölmeye çalışıyorlar'. Bunları çıkın söyleyin o zaman bu fikrimizi değiştiririz. Ama hem milletin oyunu alacaksın, 'ben artık Türkiye partisi oldum' diyeceksin, efendim her tarafa gülücükler dağıtacaksın, saz çalacaksın. Ondan sonra da bildiğini okuyacaksın. Teröristlerle kol kola resim vereceksin. Böyle yağma yok. Bu milleti bir sefer yanıltabilirsiniz. İkinci sefer yanılmadığını millet gördü ve 1 Kasım'da da gereken dersi verdi."

- "Yurdun her köşesinde, her mağarada nerede varlarsa bulup ortaya çıkaracağız"

Bölgede yapılan terörle mücadelede milletin desteğinin tam olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Yöredeki vatandaşlarımız da terör örgütünün baskısından, korkusundan kurtardı, yollarını da ayırdı. Bunu da söyleyelim. Sokağa çıkıyorlar, gösteri yapmaya çalışıyorlar, cenazeleri istismar etmeye çalışıyorlar, hiç kimseyi yanlarında bulamıyorlar. 'Gidin kardeşim' diyorlar, 'sizinle işimiz olmaz'..." ifadelerini kullandı.

Yıldırım, "Şırnak'a, Nusaybin'e, İdil'e, Silopi'ye, Sur'a, Cizre'ye, Dargeçit'e gidin. Her tarafı duman ettiler." diyerek, buraların yeniden yapılacağını, bir senede 36 bin konut yapacaklarını, yolları, binaları yeniden yaptıklarını anlatarak, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

"PKK terör örgütünün 'Kürtler' diye bir sorunu yok, Kürtlerin 'PKK terör örgütü' diye bir sorunu var. Bu sorunu da ortadan kaldıracak olan AK Parti iktidarıdır, bunun da inşallah üstesinden geleceğiz. Girilmeyen 30 yıldır yuvalarına girdik, her tarafta, yurdun her köşesinde, her mağarada nerede varlarsa bulup ortaya çıkaracağız. Bunların kirli işbirlikçilerini de dünya aleme teşhir edeceğiz. Önümüze gelip, yanımıza gelip, dost gibi davrananlar, yüzümüze gülenler arkadan bunlara silah veriyorlar, yardım ediyorlar, destek ediyorlar bunları da biliyoruz, günü gelince bunların hepsini de teker teker ortaya çıkaracağız."

Afyonkarahisar ile ilgili konuları bildiklerini ve gerekli çalışmaları da yapacaklarını belirten Yıldırım, en büyük kaynaklarının vatandaş, millet ve özgüven olduğunu söyledi.

Yıldırım, Türkiye'nin operasyonel gücünün günden güne arttığını, daha da arttıracaklarını vurguladı.

"Biz devlet olarak her işe burnumuzu sokmayacağız, güvenliği sağlayacağız, adaleti sağlayacağız, hatta eğitimi, sağlığı bile yavaş yavaş sizlere vereceğiz." diyen Yıldırım, "Bu iki alanda devlet bütün varlığı ile olacak, diğer alanlarda da sizin önünüzü açmak için ne gerekiyorsa, onu yapacak." diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Programın ardından Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Hüsnü Serteser, Başbakan Yıldırım'a mermere işlenmiş portresini hediye etti.

(Bitti)


KAYNAK : AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR