9 asırdır çürümeyen beden artık görülemeyecek

Kastamonu’da yaklaşık 9 asırdır Aşıklı Sultan’ın teşhir edildiği çürümeyen bedeni, ziyarete kapatıldı.

ABONE OL
GİRİŞ 18.12.2014 14:24 GÜNCELLEME 18.12.2014 16:15 Arkeoloji
9 asırdır çürümeyen beden artık görülemeyecek
9 asırdır çürümeyen beden artık görülemeyecek

12. yüzyıl başlarında Kastamonu Kalesi'nin fethi sırasında şehit olan Aşıklı Sultan için yapılan türbedeki çürümemiş bedenin ziyareti vatandaşlara kapatıldı. Honsalar Mahallesi Kümbet Sokak üzerinde yer alan ve türbeye de adını veren Aşıklı Sultan'ın camekan içerisinde çürümeyen bedeninin gösterilmesi, dinen uygun olmadığı gerekçesiyle ziyarete kapatıldı.

"9 ASIRDIR ÇÜRÜMEYEN BEDEN, ZİYARETE GELENLERE İBRET VESİKASI OLUYORDU"

Türbeye de adını veren Aşıklı Sultan'ın bu kadar çok ziyaret edilir kılan sebebinin bu zatın bedenin çürümemiş olmasının yattığını ifade eden Aşıklı Sultan Türbesi Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı Nihat Sofuoğlu, "Gerçekten de on yıllardır, camekan içerisinde teşhir edilen ve insanlara ibret olması umulan Aşıklı Sultan'ın aşık kısmı etiyle, kemiğiyle asırlardır durmaktadır. Aşıklı Sultan, Kastamonu'nun fethi için buralara gelen Selçuklu ordusundaki komutanlardan birisidir. 1185-1200 yılları arasında cereyan eden fetih mücadelesi esnasında şehit düşmüş ve şehit olduğu yere defnedilmiştir. Bedeni tam 9 asırdan fazla zamandır hiç çürümeden durmakta ve adeta kendisini ziyarete gelenlere ibret vesikası olmuştur" dedi.

Geçtiğimiz yıl türbede yeni bir dizayna gidildiğini aktaran Sofuoğlu, "Bununla birlikte türbede dizayn bakımından Kastamonu'da en güzel mekanlardan biri haline geldi. Fakat restorasyon çalışmalarının hemen akabinde zatların toprağa defnedilmesi gündeme geldi. Daha öncesinden Aşıklı Sultan'ın yattığı sandukanın ayak kısmında camekan içerisinde zatın çürümeyen ayak kısmı görülebiliniyordu. Fakat ayaklarının görünme kısmının teşhir konumuna geleceği ve dinimize uygun halde toprağa defnedilmesi gündeme geldi. Bunun ise, bir doktorumuzun facebookta yazı yazması üzerine ortaya çıktığını öğrendik. Bunun üzerine Vakıflar Bölge Müdürlüğümüzden, dernek başkanı olarak beni çağırdılar ve bana 'ne yapmamız' gerektiği yönünde soru sordular. Aşıklı Sultan, 1116 yılından bu yana bu şekilde geldi. Biz, 1116 yılından bu yana olan bir hadiseyi bugün değiştirmenin yanlış olacağına inanıyoruz. 

"BU ZATI GÖRENLER DEĞİŞİYOR, BUNUN DEVAM ETMESİNİ İSTİYORUZ"

Aşıklı Sultan Türbesini ziyaret edenlerin çürümeyen bedeni gördükten sonra farklı davranışlar gösterdiklerine şahit olduklarını vurgulayan Nihat Sofuoğlu, "Buraya türbeyi görmeye gelenler bilhassa Aşıklı Sultan'ın çürümeyen ayaklarına bakmak isteyenler, burada ilham alarak inanılmaz şekilde insanların değişiklik gösterdikleri ve olumlu davranış içerisinde bulunduklarına şahit olduk. Bu yüzden bu güzel olayın devamının bu açıdan son derece önemli ve yaralı olduğunun kanaatindeyim. Yetkililerde bu konuda gerekli çalışmaları yapacağına inanıyoruz. İnşallah olması gereken şeklinde tekrar eski haline dönüştürülür. Çünkü amaç vesiledir, amaç görevdir, amaç insanların Allah'ın 'biz öyle yaptık, böyle yaptık, böyle oldu' şeklinde kısaca belirttiği ayetlerde 'bu böyledir' Yoksa insanların kendi mücadelesi içerisinde bunu başarmasının mümkün olamayacağı kesindir, alenidir ve nettir" şeklinde konuştu.

"AŞIKLI SULTAN'IN AYAĞI, BİLGİSAYAR ORTAMINDA GÖSTERİLECEK"

Vakıflar Bölge Müdürü Yavuz Yücebıyık ise Aşıklı Sultan'ın ayağının gösterilmesiyle ilgili olarak kurumlarına çok fazla şikayetlerin geldiğini anlatarak, "Ayağının gösterilmesinin doğru olmadığını hatta bilgi edinmeye sürekli mailler atıldı. Bunun üzerine bir araştırmaya gidildi. Bu konu hakkında bizim yeterli bilgiye sahip olmadığımız için İl Müftülüğümüze görüşü soruldu. İl Müftülüğümüzde, Diyanet İşleri Başkanlığına yazdılar. Oradan gelen cevapta, kapatılmasının doğru olacağını ve İslam dini açısından gösterilmesinin uygun olmayacağını belirttiler. Dolayısıyla biz, buranın sandukanın açık olan bölümünü kapatıp aynı şekilde yine türbenin içerisine ziyaretler devam ediyor" ifadelerini kullandı.

"TOPRAKTAN GELDİK, TOPRAĞA GİDERİZ"

Kastamonu İl Müftüsü Osman Aydın, Vakıflar Bölge Müdürlüğünün vatandaşlardan gelen şikayet ve istek üzerine kendilerine uzman görüşü sorduğunu belirterek, "Biz de, konuyu Diyanet İşleri Başkanlığına sorduk. Diyanet İşleri Başkanlığımız da, konunun hassasiyeti bakımından fetvaya sordu. Fetva da, 'Topraktan yaratılan insanın öldüğünde yine toprağa verilmesi İslami bir esastır. Cenazenin kabre defnedilmeyip teşhiri şeklindeki uygulama, İslam'ın cenazelerin defni ile ilgili hükümlerine aykırıdır' şeklinde görüş bildirdi. Bunun üzerine bizde, Vakıflar Bölge Müdürlüğümüzü fetvanın verdiği cevabı üst yazıyla bildirdik" dedi.

KAYNAK : İHA
YORUMLAR 3
  • kerem 9 yıl önce Şikayet Et
    Ne zaman ki muslumanlar bu turbelerin etkisinden kurtulsa o zaman bu ISID, ve benzeri sahte gruplar ve cemaatlar de azalir. Ne curumemesi, ayip ya, goz var nizam var. curumus, komur gibi olmus, hala kemiklere bel baglayan yurdum insani. Hem o kadar dindar olsalardi bilinirdi ki tabuta degil yeraltina gomulmesi gerektigini. ayiptir, yaziktir. dinimizi yozlastirmayin
    Cevapla
  • Akif 9 yıl önce Şikayet Et
    yerinde ve doğru bir karar. şehitin ruhuda artık biraz huzur bulur.
    Cevapla
  • abdullah ünal 9 yıl önce Şikayet Et
    vavbe benım güzel sehrim bundan 100 sene evvel evlıyalar sehri olarak bılınırdı.... bugun köcekler diyarı denılıyor .....keske su köcek denen soytarıları yasaklasalar....
    Cevapla

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR