Lukaku'nun yoksulluktan zirveye çıktığı hayat hikayesi!

Inter'in Belçikalı yıldızı Romelu Lukaku, çocukken yoksullukla mücadele ettiği ve çok zor şartların kendisini futbolcu olmaya ittiği söyledi.

ABONE OL
GİRİŞ 22.02.2021 23:56 GÜNCELLEME 23.02.2021 11:05 AVRUPA LİGLERİ
Lukaku'nun yoksulluktan zirveye çıktığı hayat hikayesi!
Lukaku'nun yoksulluktan zirveye çıktığı hayat hikayesi!

Eski bir profesyonel futbolcunun oğlu olarak Romelu Lukaku, çocukken sütü bile suyla karıştırarak içmek zorunda kaldığını ve kablolu televizyonları olmadığı için futbol maçlarını izleyemediği ifade etti.

Romelu Lukaku’nun “The Players Trıbune” dergisine verdiği röportaj şöyle:

"Beş parasız olduğumuzu anladığım anı tam olarak hatırlıyorum. Annemin yüzündeki ifadeyi hala unutamıyorum. Altı yaşındaydım ve okul molası sırasında öğle yemeği için eve geldim. Annemin menüsünde her gün aynı şey vardı: “Ekmek ve süt."

"Çocukken aklından bile geçirmiyorsun. Ama sanırım buna gücümüz yetti. Sonra bir gün eve geldim ve mutfağa gittim. Annemi her zamanki gibi bir kutu sütle birlikte bir şeyler karıştırırken gördüm. Her şeyi sallıyordu, Neler olduğunu anlamadım."

"Bütün hafta yetecek kadar paramız yoktu"

"Sonra öğle yemeğimi bana getirdi ve her şey yolundaymış gibi gülümsüyordu. Süte su karıştırıyordu. Bütün hafta yetecek kadar paramız yoktu. Beş parasızdık. Sadece fakir değildik. Babam profesyonel bir futbolcuydu ama kariyerinin sonundaydı ve paranın tamamı gitmişti"

"Ocakta çaydanlıkta su ısıtırdı"

"İlk giden şey de kablolu TV oldu. Gece eve gelirdim ve ışıklar kapanırdı. Bir seferde iki, üç hafta elektrik yok. O zaman banyo yapmak isterdim ama sıcak su olmazdı. Annem ocakta çaydanlıkta su ısıtırdı duşta başımın üstüne ılık suyu bir fincanla sıçratırdım. Hatta annemin sokağın aşağısındaki fırından ödünç ekmek aldığı zamanlar oldu. Mücadele ettiğimizi biliyordum. Ama suyla sütü karıştırdığında, bittiğini anladım. Bu bizim hayatımızdı."

"Annemi ağlarken bulurdum"

"Ama yemin ederim ki o gün kendime bir söz verdim. Sanki biri parmaklarını şıklattı ve beni uyandırdı. Tam olarak ne yapmam gerektiğini biliyordum. Kardeşim ve annemle karanlıkta söylediğimiz duaları ve inancımızı, hatırladım. Kendime verdiğim sözü bir süre içimde tuttum. Bazı günler okuldan eve gelir ve annemi ağlarken bulurdum. Sonunda ona bir gün dedim ki, "Anne, bu değişecek. Göreceksin. Anderlecht için futbol oynayacağım ve bu yakında olacak. İyi olacağız. Artık endişelenmenize gerek yok.

"Her vuruşumda topun kapağını koparmaya çalışırdım"

"Babama "Ne zaman profesyonel futbol oynamaya başlayabilirim?" Diye sordum. “On altı dedi” "Tamam, on altı o zaman" dedim. Size bir şey söyleyeyim, Oynadığım her maç Finaldi. Parkta oynadığım zaman finaldi. Anaokulunda mola sırasında oynadığımda, Finaldi. Kesinlikle ciddiyim. Her vuruşumda topun kapağını koparmaya çalışırdım. Tam güç. R1'e basmadım çünkü FIFA'ya sahip değildim. Playstation'ım yoktu. Büyümeye başladığımda, bazı öğretmenler ve ebeveynler beni strese sokmuştu."

"Yetişkinlerden biri "Hey, kaç yaşındasın?" Dediğini ilk duyduğum anı asla unutmayacağım. Hangi yılda doğdun?" 11 yaşındayken Lierse genç takımında oynarken ve diğer takımın ebeveynlerinden biri sahaya çıkmamı engellemeye çalıştı. “Bu çocuk kaç yaşında? Kimliği nerede? O nereli? Nereliyim diye düşündüm. Antwerp'te doğdum. Belçikalıyım. Babam orada değildi, çünkü deplasman maçlarıma gelecek arabası yoktu. Yapayalnızdım ve kendimi savunmam gerekiyordu. Gittim ve kimliğimi aldım. Belçika tarihinin en iyi futbolcusu olmak istedim. Amacım buydu.”

"Bir çok şey yüzünden çok öfkeyle oynadım"

"İyi değil. Harika değil. En iyisi. Bir çok şey yüzünden çok öfkeyle oynadım. Evimizde dolaşan fareler yüzünden... Şampiyonlar Ligi'ni izleyemediğim için... Ebeveynlerin bana nasıl baktığını gördüğüm için. 12 yaşımdayken 34 maçta 76 gol attım. Hepsini babamın ayakkabılarıyla yaptım"

"Bir gün dedemi aradım. Hayatımdaki en önemli insanlardan biriydi. Annem ve babamın geldiği Kongo ile olan bağlantımdı. Ona telefonda "Evet, 76 gol attım ve ligi kazandık. Büyük takımlar beni fark ediyor." Ve genellikle, her zaman futbolumu duymak isterdi. Ama bu sefer garipti" Bana; 'Evet, Rom.bu harika. Ama bana bir iyilik yapar mısın?' 'Evet, nedir büyükbaba?' Diye sordum. 'Kızıma bakabilir misin lütfen?'. 'Bana söz verebilir misin? Kızıma göz kulak ol. Benim için ona göz kulak ol, tamam mı?' 'Evet, büyükbaba. Anladım. Sana söz veriyorum.' dedim"

"O konuşmadan sonra kafam çok karışmıştı ne olduğu anlayamamıştım. Beş gün sonra vefat etti. Ve sonra gerçekten ne demek istediğini anladım. Düşünmek beni çok üzüyor, keşke Anderlecht için oynadığımı görmek için dört yıl daha yaşayabilseydi. Sözümü tuttuğumu görmek için"

"İlk paramla hemen FIFA oyunu ve bir kablolu tv satın almıştım"

"Anneme 16'da başaracağımı söylemiştim 11 gün geciktim. 24 Mayıs 2009. Playoff finali. Anderlecht’le Standard Liege'e karşı. Anderlecht ile profesyonel sözleşmemi 13 Mayıs doğum günümde imzaladım. İlk paramla hemen yeni bir FIFA oyunu ve bir kablolu tv paketi satın almıştım."

"İşler iyi gittiğinde Belçikalı kötü gittiğinde..."

"İşler iyi gittiğinde, gazeteler bana Belçikalı forvet Romelu Lukaku diyorlardı. Kötü gittiğinde de bana Kongo asıllı Belçikalı golcü Romelu Lukaku diyorlardı. Oynama şeklimden hoşlanmıyorsanız, sorun değil. Ama ben burada doğdum. Antwerp, Liege ve Brüksel'de büyüdüm."

"Anderlecht için oynamayı hayal ettim. Vincent Kompany olmayı hayal ettim. Fransızca olarak bir cümleye başlayıp Felemenkçe bitireceğim ve geldiğim yere bağlı kalarak biraz İspanyolca, Portekizce veya Lingala konuşacağım diye hayal ettim. Ben Belçikalıyım. Kendi ülkemdeki bazı insanların neden başarısız olduğumu görmek istediklerini bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum. Chelsea'ye gittiğimde ve oynamadığımda bana güldüklerini duydum. West Brom'a kiralık gönderildiğimde bana güldüklerini duydum."

"“Ama harika. Bu insanlar mısır gevreğimize su döktüğümüzde yanımda değildi. Hiçbir şeyim yokken yanımda olmayanlar, beni gerçekten anlayamazlar. Çocukken 10 yıl Şampiyonlar Ligi izleyemedim. Okulda bütün çocuklar final hakkında konuşurken ve ne olduğu hakkında fikrim olmazdı."

"Ayağımda delikler olurdu"

"Neden bahsettiklerini biliyormuş gibi davranmak zorunda kaldım. 2002 yazında Ronaldo Fenomeno'yu Dünya Kupası Finalinde izlerken ayakkabılarımda delikler olduğunu hatırlıyorum. Büyük delikler. On iki yıl sonra Dünya Kupası'nda oynadım."

"Sadece gerçekten büyükbabamın bunlara şahit olmasını isterdim. Premier Lig'den bahsetmiyorum. Manchester United değil. Şampiyonlar Ligi değil. Dünya Kupaları değil. Demek istediğim bu değil. Keşke büyükbabam şu an sahip olduğumuz hayatı görebilseydi. Keşke onunla bir kez daha telefonla görüşebilseydim ve ona haber verebilseydim... “Sana söylemiştim. Kızınız iyi. Dairede daha fazla fare yok. Artık yerde uyumak yok. Artık stres yok. Artık iyiyiz. Kimliğini kontrol etmeleri gerekmiyor. artık. Adımızı biliyorlar."

Röportajı çevirerek Twitter hesabında paylaşan: Harun Gündüz

YORUMLAR 16 TÜMÜ
  • basak 3 yıl önce Şikayet Et
    bu dünyada zirve diye bir şey yok. zirve ahirette ve hesap gününde olur yaptığın amel ile .
    Cevapla
  • Mustafa 3 yıl önce Şikayet Et
    Eyvallah kardeşim..doğru söyledin
    Cevapla
  • gökhan 3 yıl önce Şikayet Et
    babasıda topcuymus.suan 1 yıl çalısan bir topcu ömrünce yiyebıleceği parayı kazanıyo bu nasıl iş.
    Cevapla
  • Adnan 3 yıl önce Şikayet Et
    Her futbolcu başarılı olamıyor, ayrıca birikim yapmamış anlaşılan, günü birlik yaşamış.
    Cevapla
  • fth 3 yıl önce Şikayet Et
    Babası Gençlerbirliğide oynamıştı.
    Cevapla
  • yazık 3 yıl önce Şikayet Et
    1000 tl 1500 tl emekli maaşı bağlanan ülkede zirveye çıkmak bu işte. tanzanyada zimbabwede, surinamda, moritanyada bile insan daha değerli.
    Cevapla
  • Ümit 3 yıl önce Şikayet Et
    O zaman git seni tutan mı var?
    Cevapla
  • Roj Ali 3 yıl önce Şikayet Et
    gitsene bi o ülkelere elektrik suyun olmadığı yerler yazık senin kafana
    Cevapla
  • Murat 3 yıl önce Şikayet Et
    Herkes zirveye çıkıyor sanki.
    Cevapla
  • Öztürk 3 yıl önce Şikayet Et
    tutan mı var, gidebilirsin
    Cevapla
  • osman 3 yıl önce Şikayet Et
    zaten belçikalı alman ingiliz fransız italyan yok...sömürgeciler var...
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR