Eski KKTC Cumhurbaşkanı Talat:
Eski KKTC Cumhurbaşkanı ve Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler (CTP-BG) Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, enerji kaynaklarının, Türkiye ve Yunanistan'ın yakınlaşmasının çözüm sürecine yardımcı olacağını söyledi.
ABONE OLTalat, Adnan Menderes Üniversitesinde Genç Liderler Topluluğu tarafından düzenlenen "Kıbrıs Sorunu" konferansına konuşmacı olarak katıldı. Talat, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda alınan mesafeyi ve devam eden çözüm arayışlarını anlatıp, öğrencilerin sorularını yanıtladı.
Talat, bir öğrencinin, "Enerji kaynakları, Rum tarafının yaşadığı ekonomik sıkıntılardan çıkışı için çözüm sürecine katkı sağlar mı?" sorusu üzerine, Rumların doğal gaz kaynaklarının ortaya çıkması üzerine bunun Türkiye üzerinden Avrupa'ya bağlanabileceğini gördüklerini ve bu gelişmelerin Rum tarafındaki havayı değiştirdiğini anlattı.
Rum tarafının Kıbrıs adasında çözümün bulunmasıyla ekonomisinin rahatlayacağını bildiğini anlatan Talat, "Bu şekilde çökmüş olan ekonomilerini ayağa kaldırabilecekler, yabancı yatırımcı çekebilecekler. O yüzden şartlar değişti. Enerji kaynakları, Türkiye ve Yunanistan'ın yakınlaşması çözüm sürecine yardımcı olacaktır. Bugün çözüm süreci müzakerelerini yöneten Cumhurbaşkanlığıdır ama hükumet de tabii etkiler. Hükumet krizinin çok uzun sürmeyeceğini düşünüyorum, bugün yarın hükumet kurulur diye düşünüyorum ya da erken seçime doğru sürüklenir öyle görünüyor. Bizde ciddi bir yapısal sorun var. 5 yılda bir seçim yapılır 20 yılda 18 hükumet kuruldu. Bu kaldırılabilecek bir yük değil. Tabii bunu kendi siyasetimizin çözmesi lazım." dedi.
- "(Başkanlık sistemi) Biz de kendi içimizde tartışacağız"
Talat, "Türkiye'de başkanlık sistemi tartışmalarını nasıl görüyorsunuz?" sorusu üzerine, bu durumun Türkiye'nin kendi içindeki bir mesele olduğunu söyledi.
KKTC'de seçim barajının yüzde 5, Türkiye'de ise yüzde 10 olduğunu anımsatan Talat, şöyle konuştu:
"Biz 2005'de 45,5 oy aldık, mecburen koalisyona gittik. AK Parti yüzde 35 oy aldı tek başına hükumet kurdu bir yıl önce. Yani sistemlerimiz farklı olduğu için Türkiye'de daha istikrarlı hükümetler kurulabiliyor. İşin kötü tarafı Güney'de başkanlık sistemi olduğu için onlar bize karşı üstünlük sağlıyor. Biz de kendi içimizde tartışacağız. Bunu tartışmamız lazım. Zaten olası bir çözümde iki tarafta da aynı sistem olacak, onu anlaştık. Biz Rum tarafını da düşünmek zorundayız. Bizim tartışmamızın Türkiye ile bir ilgisi yok tabii. Benim partimin eski bir kararı var, 'başkanlık sistemine karşıdır' diye. Dolayısıyla bunların yeniden ele alınması gerekiyor."
Talat bir öğrencinin, "Türkiye ve KKTC birbirine bağlı olması gerekirken, Ada'da Türk kimliğine karşı bazı olumsuz ifadeler eylemler gözlemliyoruz, Rumlarda da böyle bir durum var mı?" sorusu üzerine, Rum halkının Yunanistan'a karşı silahlı savaştığını, Rum Cumhurbaşkanı'nın BM güvenlik konseyi toplantısında Yunanistan Kıbrıs'ı işgal etiğini söyleyerek yardım çağrısında bulunduğunu ve 1974 darbesinden sonra Kıbrıslı Rumlar ile Yunanistan'ın arasının hiç iyi olmadığını anlattı.
Türkiye'nin Ada'ya hiç böyle bir eylem yapmadığı için ciddi bir sıkıntı yaşanmadığını aktaran Talat, "Kıbrıs'ta her görüşten insan görürsünüz, münferit küçük grupları görürsünüz. Kıbrıs'ta demokrasi var kimse kusura bakmasın KKTC'de Türkiyeyi sevmeyen insanlar da eylem yapacaksa yapar. Burada bir sorun yok. Önemli olan bunun toplumda yaratacağı etkidir. Zaman zaman Türkiye'den gelen hatalı çıkışlar oluyor, o çıkışlar da bazı tepkiler topluyor. Biz de hatalı şeyler oluyor. O da Türkiye'de tepki topluyor ama bunlar konuşma, tartışma düzeyinde. Bunlar ciddi bir çelişki değil diye düşünüyorum. Türkiye ile Kıbrıslı Türklerin ilişkilerini ciddi bir şekilde bozacak, yaralayacak ciddi bir olay şu ana kadar olmamıştır." diye konuştu.
Talat, "Ada'da tamamen çözüm sürecinin tıkanması durumunda ana vatana bağlanma gibi bir durum olabilir mi?" sorusu üzerine Türkiye'ye bağlanma ihtimalinin kendi düşüncesine göre olmadığını söyledi.
İlhak durumunun dünyada kabul görmediğini ifade eden Talat, "Rusya'nın Kırım'ı ilhakını kimse tanımadı. 1984 yılında Güvenlik Konseyi 'Maraş'ı iskan edemezsiniz' dedi. Biz hala Maraş'ı telleri kapalı tutuyoruz, iskan bile edemiyoruz. Başka alternatifler o gün tartışılır ama bizim önümüzdeki süreç çözümdür, olmazsa yine tartışacağız. Tabii bizi tek destekleyen ülke olan Türkiye ile işbirliği içinde bazı adımlar atacağız." dedi.