Şükrü Erbaş kimdir ve nerelidir? Cumhuriyet Dönemi şairlerinden Şükrü Erbaş şiirleri...

Şükrü Erbaş eserleri ile ismini sıkça duyduğumuz şairlerinden biri. Cumhuriyet Dönemi şairlerinden biri olan Şükrü Erbaş'ın hayatı ve edebi kişiliği araştırılan konular arasında. Peki Şükrü Erbaş kimdir ve nerelidir? Şükrü Erbaş'ın eşi kim? Şükrü Erbaş hayatı ve şiirleri haberimizde...

ABONE OL
GİRİŞ 27.12.2021 13:52 GÜNCELLEME 27.12.2021 13:52 BİYOGRAFİ
Şükrü Erbaş kimdir ve nerelidir? Cumhuriyet Dönemi şairlerinden Şükrü Erbaş şiirleri...
Şükrü Erbaş kimdir ve nerelidir? Cumhuriyet Dönemi şairlerinden Şükrü Erbaş şiirleri...

Şükrü Erbaş 7 Eylül 1953'te Yozgat'ta dünyaya geldi. Annesinin adı Lalezar, babasının adı Doğan'dır. 

Çocukluk dönemini Yozgat'ta geçiren Şükrü Erbaş, ilk, orta ve lise öğrenimini de burada tamamladı. Daha küçük yaşlardan itibaren kitaplarla ve şiir ile çok ilgiliydi. Liseden sonra Toprak Mahsulleri Ofisi'nde memur olarak çalışmaya başladı. Yıllar boyunca buradaki görevine devam etti. İlerleyen zamanlarda üniversite okumaya karar verdi ve Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü'nü başarı ile tamamladı. 

Üniversite yıllarında edebiyatla ile daha yakından ilgilenmeye başladı. İlk başta bir dergiye yazmaya başladı. İlk şiiri 1978'de Varlık Dergisinde yayınlandı. 'Yolculuk' isimli bu şiir büyük beğeni topladı. Daha sonra 'Yarın' isimli dergide kurul üyesi olarak görev aldı. 

Üniversite mezuniyetinden sonra, 1993'te, Edebiyatçılar Derneği'nde genel sekreterlik yaptı. 1995'e dek bu görevine devam etti. Daha sonra aynı dernekte başkan olarak çalıştı.

Şükrü Erbaş, şiir, deneme ve antoloji alanlarına yazmaya devam etmektedir.

'KÖYLÜLERİ NİÇİN ÖLDÜRMEYİZ' ŞİİRİ GÜNDEM OLDU

Erbaş'ın 'Köylüleri Niçin Öldürmeyiz' isimli şiiri,1994'te Milliyet Gazetesi'nde bir köşe yazısında yayınlandı. Bu şiiri yayınlanması gündem oluşturdu ve dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından da eleştirildi. İşte o şiir:

Köylüleri Niçin Öldürmeyiz

Köylüleri niçin öldürmeliyiz?
Çünkü onlar ağır kanlı adamlardır
Değişen bir dünyaya karşı
Kerpiç duvarlar gibi katı
Çakır dikenleri gibi susuz
Kayıtsızca direnerek yaşarlar.
Aptal, kaba ve kurnazdırlar.
İnanarak ve kolayca yalan söylerler.
Paraları olsa da
Yoksul görünmek gibi bir hünerleri vardır.
Her şeyi hafife alır ve herkese söverler.
Yağmuru, rüzgarı ve güneşi
Bir gün olsun ekinleri akıllarına gelmeden
Düşünemezler...
Ve birbirlerinin sınırlarını sürerek
Topraklarını büyütmeye çalışırlar.
Köylüleri niçin öldürmeliyiz?
Çünkü onlar karılarını döverler
Seslerinin tonu yumuşak değildir
Dışarda ezildikçe içerde zulüm kesilirler.
Gazete okumaz ve haksızlığa
Ancak kendileri uğrarlarsa karşı çıkarlar.
Adım başı pınar olsa da köylerinde
Temiz giyinmez ve her zaman
Bir karış sakalla gezerler.
Çocuklarını iyi yetiştiremezler
Evlerinde, kitap, müzik ve resim yoktur.
Bir gün olsun dişlerini fırçalamaz
Ve şapkalarını ancak yatarken çıkarırlar.
Köylüleri niçin öldürmeliyiz?
Çünkü onlar köpekleri boğuşunca kavga ederler.
Birbirlerinin evlerine ancak
Ölümlerde ve düğünlerde giderler.
Şarkı söylemekten ve kederlenmekten utanırlar
Gülmek ayıp eğlenmek zayıflıktır
Ancak rakı içtiklerinde duygulanır ve ağlarlar.
Binlerce yılın kalın kabuğu altında
Yürekleri bir gaz lambası kadar kalmıştır.
Aldanmak korkusu içinde
Sürekli birbirlerini aldatırlar.
Bir yere birlikte gitmeleri gerekirse
Karılarından en az on adım önde yürürler
Ve bir erkeklik işareti olarak
Onları herkesin ortasında döverler.
Köylüleri niçin öldürmeliyiz?
Çünkü onlar yanlış partilere oy verirler
Kendilerinden olanlarla alay edip
Tuhaf bir şekilde başkalarına inanırlar.
Devlet, tapu dairesi, banka borcu ve hastanedir.
Devletten korkar ve en çok ona hile yaparlar.
Yiğittirler askerde subay dövecek kadar
Ama bir memur karşısında -bu da tuhaftır-
Ezim ezim ezilirler.
Enflasyon denilince buğday ve gübre fiyatlarını bilirler.
Cami duvarı, kahve ya da bir ağaç gövdesine yaslanıp
Onbir ay gökyüzünden bereket beklerler.
Dindardırlar ahret korkusu içinde
Ama bir kadının topuklarından
Memelerini görecek kadar bıçkındırlar
Harmanı kaldırdıktan sonra yılda bir kez
Şehre giderler!
Köylüleri niçin öldürmeliyiz?
Çünkü onlar otobüslerde ayaklarını çıkarırlar
Ayak ve ağız kokuları içinde kurulup koltuklara
Herkesi bunalta bunalta, yüksek perdeden
Kızlarının talihsizliğini
ve hayırsız oğullarını anlatırlar.
Yoksulluktan kıvrandıkları halde, şükür içinde
Bunun, Tanrının bir lütfu olduğuna inanırlar.
Ve önemsiz bir şeyden söz eder gibi, her fırsatta
Gizli bir övünçle, uzak şehirdeki
Zengin bir akrabalarından söz ederler.
Kibardırlar lokantada yemek yemeyi bilecek kadar
Ama sokağa çıkar çıkmaz sümküre sümküre
Yollara tükürürler..
Ve sonra şaşarak temizliğine ve düzenine
Şehirde yaşamanın iyiliğinden konuşurlar.
Köylüleri niçin öldürmeliyiz?
Çünkü onlar ilk akşamdan uyurlar.
Yarı gecelerde yıldızlara bakarak
Başka dünyaları düşünmek gibi tutkuları yoktur.
Gökyüzünü, baharda yağmur yağarsa
Ve yaz güneşleri ekinlerini yetirirse severler.
Hayal güçleri kıttır ve hiçbir yeniliğe
-Bu verimi yüksek bir tohum bile olsa
Sonuçlarını görmeden inanmazlar.
Dünyanın gelişimine bir katkıları yoktur.
Mülk düşkünüdürler amansız derecede
Bir ülkenin geleceği
Küçücük topraklarını ipoteği altındadır.
Ve birer kaya parçası gibi dururlar su geçirmeden
Zamanın derin ırmakları önünde...

ŞİİR ALBÜMÜ ÇIKARDI

Şükrü Erbaş, 2004'de şiirlerini kendisinin seslendirdiği bir albüm çıkardı. 'Eşikler ve Kirpikler' isimli bu albümü video paylaşım sitelerinde de yer almaktadır. 

ÇOK SAYIDA ÖDÜL ALDI

  • 1987 - Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü 

  • 1996 - Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü 

  • 2002 - Ahmed Arif Şiir Ödülü 

  • 2004 - Homeros Emek Ödülü

  • 2005 - Dil Derneği Ömer Asım Aksoy Şiir Ödülü 

  • 2013 - 17. Altın Portakal Şiir Ödülü 

  • 2015 - Dağlarca Şiir Ödülü 

  • 2018 - Behçet Necatigil Şiir Ödülü 

ŞÜKRÜ ERBAŞ (ŞİİRLERİ) KİTAPLARI

  • 1984 - Küçük Acılar 

  • 1985 - Aykırı Yaşamak 

  • 1986 - Yolculuk 

  • 1992 - Kimliksiz Değişim

  • 1994 - Bütün Mevsimler Güz 

  • 1995 - Dicle Üstü Ay Bulanık 

  • 1995 - İnsanın Acısını İnsan Alır 

  • 1996 - Kül Uzun Sürer 

  • 1998 - Gülün Sesi Gül Kokar 

  • 1999 - Bir Gün Ölümden Önce 

  • 1999 - Derin Kesik

  • 2001 - Üç Nokta Beş Harf

  • 2002 - Sarkacın Kalbi 

  • 2003 - Yalnızlık Heceleri 

  • 2004 - İnsan Sevmezse Ölür 

  • 2005 - Gölge Masalı 

  • 2007 - Unutma Defteri 

  • 2012 - Bağbozumu Şarkıları 

  • 2015 - Pervane 

  • 2016 - Yaşıyoruz Sessizce 

  • 2019 - Kuş Uçar Kanat Ağlar

  • 2019 - Otların Uğultusu Altında

  • 2020 - Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya 

ŞÜKRÜ ERBAŞ'IN EŞİ

Şükrü Erbaş, Hatice Hanım ile dünya evine girdi. Bu evliliği 2015'te son buldu. 

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR