Müminlerin insanlara uzanan elini kırdınız
Gerçek er geç ortaya çıkar umarım. Geçmiş olsun Mustafa ağabey. Bayramın kutlu olsun. Umarım gelecek bayram Süleymaniye'de simit-çay yaparız. O zamana kadar sana üç şiir vaat ediyorum
ABONE OLSelahattin Yusuf'un köşe yazısı
Bayramın kutlu olsun, Mustafa Ağabey!
Bizim Meksika Sınırı 24 TV'ye geçtikten sonra Asude'de karşılaşmıştık Mustafa (Çelik) Ağabey ile. İçeri alınmadan önceki son karşılaşmamız olacağını bilememiştim, hissedememiştim. Tophane'nin en güzel kahvehanesi Asude'de oturmuştuk. Kısa süre sonra kapandı gitti zaten o karşılaşmadan sonra kahvemiz de. Yıllardır süren bir davamız vardı onunla. Benim birkaç şiirimi okumuş, çok beğenmişti. Bir keresinde -ömrümün en güzel anlarından biriydi- yüzü kızarmıştı teessürden. Ama sonra içerlemiştim ona bir parça. Çünkü "Kirli Hery"ye (İsmail Kılıçarslan) her yeni şiiri için telif ödüyordu; ama sıra bana gelince tık yoktu Mustafa Ağabey'de. Olsundu. Ben de şiirimi çekmecesinde sakladığı için avunuyordum. Sonra da benim romanı konuşur olduk. Birkaç yıl sadece konuştuk. Hep sordu. Hep söyledim, yazıyorum diye. En sonunda umudu kesti. Bir gün; "Bitmeyecek oğlum bu roman" dedi, "senin romanın aslında onu yazmakta olmanın kendisi.." Dert etmedim. Cesaretim kırılmadı. Yazdım. Bu günlerde sonunu düşünüp taşınıyorum kafamda. Bir gün şurama tak edecek, bitireceğim. Biliyorum. Ankara'da savcılıktan bir yolunu bulabilirsem, gidip dosyayı (ya da kitabı - şimdi kestiremiyorum) önüne koyacağım. Yeni bir yazı, yeni bir şiir, yeni bir şey görmüş olmanın alevi gözlerini sardığında içimi kaplayan umudu hissedeceğim yine diye şimdiden seviniyorum. Dünyanın güncel ve maddi karşılığı olmayan herhangi bir şeyine karşı duyduğu o bitmez tükenmez muhabbeti göreceğim yine gözlerinde Mustafa Ağabey'in.
★ ★★
O Tophane akşamından bir önceki buluşmamızdaydı sanıyorum. Cebinden iki yaprak kâğıt çıkarmıştı; "Bu sefer, aciliyete binaen ben de yazdım..." der gibi gülümsüyordu. "Savcı Bey" başlıklı bir şiirdi. İnşallah yanlış hatırlamadım başlığını. Okudu. O okudukça gırtlağımın sıkıştığını hissettim. Şiirimden utandım. Keşke yazmasaydım, dedim. Kafka'nın "Dava"sı peşindeydi o günlerde. Otel odasının kapısını bir gün esrarengiz bir savcı tıklatmış (Mustafa Ağabey bu esrarengiz elin sahibinin ısrarla Alman istihbaratı olduğunu söylüyordu o günlerde) ve ona "Mahkûm" olduğunu söyleyip gitmişti. Ondan sonra ne arayan vardı ne soran. "Beklenmedik mahkûm" davayı bekliyordu sadece. Beklemenin ızdırap verici bitmezliğiyle işkence ediyorlardı ona. Jozef K. olup çıkmıştı bir günde. Ama konu son derece Kafkaesk olmasına rağmen, final bilindik idi. Mustafa Ağabey'i bir gece ekranda gördüm. O beylik "sivil" adamların arasında yürüyordu. Kravatı ve takımıyla yine şık, dimdik yürüyordu. Saçlarını yana taramıştı. Bütün eski delikanlıların yaptığı gibi. Yüzündeki ızdırap, nihayet dava edilecek olmanın rahatlığıyla karışmıştı. Gitti öyle. Bir daha da görmedim. Görmek için, yeni şiirimi götürmek için, sanırım Ankara'nın uzun, dolambaçlı koridorlarında savcıları aramamız gerekecek. İzin verip vermeyecekleri de belli değil.
★★★
Bilinsin istedim. Muhasebe bilmem. Hesap kitap bilmem. Alman istihbaratı ketçapla mı yenilir, onu da bilmem. İsrail istihbaratı Gazze'ye yapılan yardımlardan rahatsız mıdır, onu da kestiremem. Ama hissettiklerimi buraya yazayım, dedim içimden.
★★★
Zekeriya Karaman, Mustafa Çelik ve arkadaşları, dünyanın dört bir yanındaki açlara, yoksullara yardım götüren bir derneğin faaliyetlerini ekranlarında gösterdiler. Yardım etmek duygusunu
ayakta tuttular. Diri tuttular. Sırf o yardım duygusunun ayakta kalması bile dünyanın dört bir yanındaki aç ve açık insanların gözyaşlarını dindirmiştir. Siz Mustafa Ağabey'i içeri almadınız; bu büyük duyguyu öldürdünüz! Müminlerin insanlara uzanan ellerini kırdınız!
★★★
Gerçek er geç ortaya çıkar
Yeni Aktüel
-
Suphi UÇAK 13 yıl önce Şikayet EtELLERİ KIRILASICALAR İNŞAALLAH. Evet belki amaçları Müminlerin insanlara uzanan ellerini kırmaktı.Ama başaramadılar,başaramayacaklar.Baksana Somaliye,Batı Afrikaya yapılan yardımlara.Kim yapıyor bu yardımları? Deniz Feneri derneğine dağıtmak üzere yardımlarını gönderen saf ve tertemiz inançlı müslümanlar.Elleri kırılasıca zındıklar bu yardımları dumura uğratmak için her şeyi denedi,ama tutmadı.Bu halkın içinden çıkan bu halkın inanç ve iradesine sahip önderleri oldukça bu böyle devam edecek.Allah bütün müminlerin yar ve yardımcısı olsun.Beğen Toplam 4 beğeni
-
Dervişim 13 yıl önce Şikayet EtÜzülme be kardeş,kulun kırdığı el olsun!. Bir gün karşılığı gelir,özlem duyduğun şeyin./Bir gün serbest kalırsam,senin olsun neyim varsa neyim.Bunlar bahçedeki ekinler gibidir,arasında çiçekler./Daha bilendim,daha!Çıkınca görecekler!Beğen Toplam 3 beğeni