Enine boyuna Medreseler Yenidünya'da

Yeni Dünya'da medreselerin Müslümanlar için bir nostalji değil, İslâmî ilimlerin nesilden nesile, nakilden nakile, aynı titizlik, hassasiyet ve tazelikle intikali meselesi olduğu vurgulanıyor.

ABONE OL
GİRİŞ 15.02.2012 13:55 GÜNCELLEME 28.01.2015 21:20 Dergiler
Enine boyuna Medreseler Yenidünya'da
Enine boyuna Medreseler Yenidünya'da

Yeni Dünya dergisi Şubat 2012 tarihli 220. sayısında Medreseler konusunu, kapsamlı kapak dosyasında enine boyuna inceliyor.

Derginin kapak dosyasındaki yazılar, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın açıklamalarıyla gündemin aktüel konuları arasına giren Medrese meselesinin önemi, tarihî misyonu, günümüzdeki hali ve günümüz İslâm coğrafyasındaki konumlarını gözler önüne sermeye gayret ediyor.

Dosyada ana hatlarıyla medreselerin Müslümanlar için bir nostalji değil, İslâmî ilimlerin nesilden nesile, nakilden nakile, aynı titizlik, hassasiyet ve tazelikle intikali meselesi olduğu vurgulanıyor.

Dosya kapsamında dergiye görüş beyan eden ve yazı kaleme alan isimler: Rasim Özdenören, Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci, Prof. Dr. Cahit Baltacı, İlimevi Akademisi yöneticisi Muhammed Yazıcı, Doç. Dr. Abdulhamit Birışık, Prof. Dr. Mehmet Yalar, Maşuk Yamaç, Müfit Yüksel... 

Rasim Özdenören, “Yazık Oldu Medreselere” başlıklı yazısında; "Medrese, zamanın akademisidir. Yüzyıllar boyu, özellikle Türk egemenliğinin yerleştiği İslâm ülkesinde bilim alanında hizmet vermiştir. 1453 yılında İstanbul’un fethedildiğinde ülkede 82 adet medrese kurulmuş bulunuyordu. Kısa bir süre içinde bunların sayısı 100’ün çok üstüne çıktı. Bu, önemli bir rakamdır. Bu medreselerde yalnızca münhasıran dinî bilimler okutulmuyordu. Ayrıca fen bilimleri, tıp, matematik, felsefe gibi dersler de tedris ediliyordu. İşte okutulan dersler: Sarf (Morfoloji, cümle bilgisi), Mantık, Hadis, Tefsir (Kur’ân yorumu), Âdâb-ı Bahis (Konuşma âdâbı), Vaaz, Belagât (Güzel konuşma, retorik), Kelam, Hikmet, Fıkıh, Faraiz (Miras hukuku), Akaid (İnanç esasları), Usul-ü Fıkıh, İlm-i Heyet (Astronomi) vb.

Burada kullandığımız dinî bilimler kavramına dikkat çekmek isterim. Bu kavram, o tarih itibariyle bütün bir hukuk alanını (kamu ve özel hukukun tüm alanlarını) kapsamaktaydı. Dolayısıyla olayı yalnızca Batı telakki tarzı bağlamında teoloji ile sınırlı görmemek lazımdır."
derken, medreselerin nasıl tıkandığından, son günlerin tartışılan konularından Mele meselesine kadar tarihi bir sorgulama yapıyor.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR