Nursaçan Hoca o sahabeyi anlattı: "Onu Peygamberimizin ailesinden zannederlerdi"

Emekli Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Necmettin Nursaçan Hoca, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in (S.A.V.) döneminde yaşamış Abdullah bin Mesud'un hikayesini Haber 7 okurları için anlattı.

ABONE OL
GİRİŞ 13.01.2023 15:54 GÜNCELLEME 14.01.2023 00:32 DİNİ BİLGİLER
Nursaçan Hoca o sahabeyi anlattı: "Onu Peygamberimizin ailesinden zannederlerdi"
Nursaçan Hoca o sahabeyi anlattı: "Onu Peygamberimizin ailesinden zannederlerdi"
  • HABER 7 - ÖZEL

Bir dönem Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı görevini ifa edip emekliye ayrıldıktan sonra Kanal 7'de "Nursaçan'la Sohbetler" programını sunan Necmettin Nursaçan Hoca, sahabe efendilerimizden Abdullah bin Mesud'un hikayesini anlattı.

Necmettin Nursaçan Hoca

Abdullah bin Mesud'un Müslümanlığa giden yolunda Peygamber Efendimizin bir mucizesinin olduğunu belirten Nursaçan Hoca, Efendimizin bu yanını şu sözlerle özetledi:

"Sevgili Peygamberimizin (S.A.V.) sureti, elindeki kitabı, dostunun düşmanının şahitliği, hepsi birer delildir ve mucizedir. Dünyanın en cahil yerinde Peygamber Efendimiz doğuyor ve hayal sayılacak bir medeniyet meydana geliyor"

Oruç tutmanın bilinmeyen faydasını bilim adamları ortaya çıkarttı!Oruç tutmanın bilinmeyen faydasını bilim adamları ortaya çıkarttı!

"BAKIN BİR ÇOBAN SONRA NE HALE GELİYOR"

Nursaçan Hoca, Haber 7 okurları için yaptığı sohbetinin devam eden bölümünde Abdullah bin Mesud ile Peygamber Efendimizin tanışmasından şöyle bahsetti:

“Sevgili Peygamberimizle (S.A.V.) Hazreti Ebubekir Efendimiz (R.A.) bir vadiden geçerken, bir çobana rastlıyorlar. ‘Çoban, susadık… Acıktık… Müsaade eder misin bu koyunlardan birinden süt alalım?’ Çoban ise ‘Burada yatan bir koyun var ama bu kısır’ diyor. Efendimiz ‘Sen müsaade edersen biz alırız’ diyor ve ‘Bismillah’ diyerek sağmaya başlıyor. Getirilen kaplar birer birer doluyor. Peygamber Efendimiz de Hazreti Ebubekir Efendimiz de hatta çoban da bu sütten içiyor. O çoban da Abdullah bin Mesud… Sahabe Efendimiz, Sevgili Peygamberimize hitaben ‘Ne söyledin? Bana da de’ diyor. Peygamber Efendimiz de Abdullah bin Mesud’a ‘Sen muallim olacaksın’ cevabını veriyor. Sonra bu olay üzerine Abdullah bin Mesud Müslüman oluyor. Bakın bir çoban sonra ne hale geliyor…"

"AİLESİNDEN ZANNEDERLERDİ"

Abdullah bin Mesud ile Peygamber Efendimiz arasındaki bağın zaman içerisinde güçlendiğini belirten Necmettin Nursaçan Hoca, o dönemki ahalinin Sahabe bin Mesud'u Efendimizin ailesinden biri olarak gördüğünü anlattı:

"Sevgili Peygamberimizin evine müsaadesiz girip çıkma yetkisine sahip bir insandı. Başkaları onu Peygamberimizin ailesinden biri zannederdi. Peygamber Efendimizin “Kur’an’ı şu dört kişiden öğrenin” dediklerinden birisi de Abdullah bin Mesud’du. Bazen geceleri Efendimizle beraber kalıp namazlar kılardı.”

RAHMAN SURESİ'Nİ HAREM-İ ŞERİF'TE OKUDU

İslam diniyle müşerref olduktan sonra sahabeler arasında 'cesareti' ile tanımlanan Abdullah bin Mesud, o dönem nazır olmuş 'Rahman Suresi'ni Harem-i Şerif'te okuyan kişiydi. Sahabeler 'Kim okuyacak?' diye sorduğunda Mesud Efendimiz hiç çekinmemiş, 'Ben okurum' diye öne çıkmıştı. Nursaçan Hoca o hikayeyi şu sözlerle dile getirdi:

“İslam’ın ilk günlerinde sahabe ‘Rahman Suresi nazır oldu da birisi gidip de bunu Harem-i Şerif’te, Kabe’nin önünde okuyabilir mi?” diye soruyor. Abdullah bin Mesud ‘Ben okurum’ diye çıkıyor. Ama o da zayıf, naif, arkasında gücü olmayan, akrabası olmayan bir insan… Sahabe bunu teklif ederken ‘babayiğit yapılı arkasında gücü olan’ birinin çıkmasını istiyordu. Ama Abdullah bin Mesud ‘Ben okurum’ diye ortaya çıktı ve Harem-i Şerif’te yüksek perdeden bir sesle Rahman Suresi’ni okumaya başladı. “Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân…” (Rabbinizin hangi lütfuna dersiniz ‘Yalan!’) Ebu Cehil de oradaydı. ‘Bu çoban ne diyor? Bize meydan okuyor.’ diye çıkışıp bıçağı eline aldı. Abdullah bin Mesud’u yakaladığı gibi kulaklarını kesti. Üstü başı kan içinde kalıyor Abdullah bin Mesud’un… Kanlar içinde tekrar sahabelerin yanına gidiyor. Sahabeler, “Kâfirlerin huzurunda bu sureyi okurken korkmadın mı?” diye soruyor Mesud Efendimize. O da “Vallahi ayağımın altındaki karıncalar gibi geldi onlar bana. Hatta müsaade ediyorsanız bir kere daha gideyim” cevabını veriyor.”

"YARABBİ BUNLARI SANA HAVALE EDİYORUM"

İnsanlara hakikati öğretebilmek için müderrislik yapan Abdullah bin Mesud, 'İçim yandı ama bir şey yapamadım' diyeceği olaylardan birini, yine Harem-i Şerif'te yaşamıştı. Ebu Cehil ve beraberindeki münafıklar, Efendimizin sırtına deve işkembesi bıraktığında o da oradaydı. Nursaçan Hoca, her Müslüman'ı hüzne boğan o kıssayı şöyle anlattı:

“Bir keresinde şahit olduğu olay da şu… Harem-i Şerif’te Peygamber Efendimizle birlikte ibadet ediyor. Efendimiz Kâbe’nin önünde secdeye kapanmış. Ebu Cehil kâhini de orada. Ukbe bin Ebu Muayt da orada. Muayt, Cehil’e diyor ki “Ben gelirken şurada bir deve işkembesi gördüm. Gidip onu getirsem, secdedeyken onun üzerine bırakır mısın?”… “Bırakırım” diyor Cehil… Gidiyor onu getiriyor, işkembeyi bırakıyorlar Efendimizin üzerine… Abdullah bin Mesud “Yüreğim yandı ama elimden bir şey gelmedi” diyor… O sırada birisi Hazreti Fatıma’ya koştu. O da o sırada gencecik bir kız. Gelip babasının üzerinden onları kaldırıp attı. Bedduaya başladı… Peygamber Efendimiz de bir yandan Kabe’ye bakıyor, bir taraftan da Ebu Cehil’in başını çektiği 7 kişi için “Yarabbi bunları sana havale ediyorum” diyor. Bunlar da korktular. Orada yapılan duanın reddedilmeyeceğini onlar da biliyordu…”

"PEYGAMBER GALİP, SEN MAĞLUPSUN!"

Peygamber Efendimizin "Yarabbi bunları sana havale ediyorum" duasının akabinde Bedir Savaşı gelip çatmıştı. Ebu Cehil ve beraberindeki 6 münafık savaş sırasında bozguna uğramış, Cehil de can çekişir bir vaziyette savaş alanında inlemekteydi. Abdullah bin Mesud, Peygamber Efendimizin 'merhametini' ve Ebu Cehil'in İslam düşmanlığından vazgeçmeyişini şu sözlerle etrafındaki sahabelere ve tabiine nakletmişti:

“Bedir Savaşı’ndan sonra Sevgili Peygamber Efendimiz (S.A.V.) “Ebu Cehil ne vaziyette? Ölüler arasında mı, diriler arasında mı? Biriniz gidin de haber getirin” diyor. Abdullah bin Mesud, “Ben getiririm” diye öne atılıyor. Savaş meydanında dolaşıp Ebu Cehil’i buluyor. Yaralanmış… Son dakikalarını yaşıyor artık… Kocaman başının üzerinde dikiliyor Abdullah bin Mesud… Ebu Cehil diyor ki “Çoban! Yüksek bir yere çıkmışsın”… “Öyledir tabii” diyor Abdullah bin Mesud. “İslam yücedir, onun üzerine bir şey çıkmaz!” diyor. Ebu Cehil bu kez “Çoban! Kim galip kim mağlup?” diye soruyor. O da “Peygamber galip, sen mağlupsun” cevabını veriyor. Ebu Cehil bu kez diyor ki “Bugünkü düşmanlığım, dünkü düşmanlığımdan daha fazla! Bunu ona haber et”… Firavun son dakikada iman etmişti ama bakın bu son dakikada yine iman etmedi. Abdullah bin Mesud, Ebu Cehil’in ölüm haberini Efendimize götürdü. Efendimiz de 5 defa şükür secdesine kapandı. Bin Mesud diyor ki, “Kâbe’nin karşısında Peygamberin sırtına işkembeyi bırakanlar, Peygamberin isim isim saydığı o yedi kişinin ölülerinin güneşin karşısında bozulduğunu gördüm. Ve rahmet Peygamberi onlara da acıdı, kurda kuşa yem olmasınlar diye onları Bedir’de bir kuyuda topladı”…

Necmettin Nursaçan Hoca, sahabe efendimiz hakkında “Abdullah bin Mesud… Peygamber Efendimizin yetiştirdiği insanlardan biri… Bizim için de Kur’an elimizde, Peygamberimizin sünneti önümüzde, öyleyse biz de yükselebiliriz, onların ahlakıyla ahlaklanabiliriz" diyerek sohbetini tamamladı.

KAYNAK : Haber7
Ramazan Dengiz Haber7.com - Editör
Haber 7 - Ramazan Dengiz
YORUMLAR 5
  • Misafir 1 yıl önce Şikayet Et
    Peygamber efendimizin sabrı ile ilgili kaynak önerir misiniz hocam?
    Cevapla
  • #avşarın delisi 1 yıl önce Şikayet Et
    gayserinin müctehidi
    Cevapla
  • Muhammed 1 yıl önce Şikayet Et
    Allah onlardan razı olsun, anlatan hocamızdan razı olsun, dinleyende de razı olsun inşallah ve Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa sallalahu aleyhi ve sellemme layık bir ümmet, cennete de komşu eylesin, amin! Amin! Amin!
    Cevapla
  • Kohapik 1 yıl önce Şikayet Et
    Kimsenin yapmadığı ve yapamayacağı mücadeleyi başta Peygamberimiz olmak üzeri sahabeler verdi ruhları için El fatiha.
    Cevapla
  • hhüseyin 1 yıl önce Şikayet Et
    İslam bir şanlı kurtuluş ve varoluş hikayesidir. Rabbimiz bu mesajı tüm Dünya topluluklarına iletmeyi nasip eyle biz inananlara. Bu vebal ile bizleri karşına çıkartıp utandırma Yaa Rabbi. amin.
    Cevapla

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR