Arakan için Türkiye umudu simgeliyor
Türkiye'ye yaklaşık 10 bin kilometre uzaklıktaki Arakan bölgesinde yaşayanlar, gözden ırak olsa da Anadolu insanının kalbinde ayrı bir yerleri var, Arakanlılar için ise Türkiye umudu simgeliyor.
ABONE OLArakan... Kiminin Burma, kiminin Myanmar olarak adlandırdığı ülkenin Rakhine eyaletinin İslamiyet'e teslim olmuş insanları, inançları nedeniyle yıllardır mallarından, evlerinden hatta canlarından oluyor.
Dünya kamuoyunun dikkatini çekmek için yola çıkan Dost Welfare Foundation Başkanı Muhammed Reyhan Eyüp ve Genel Sekreteri Ahmet Samir, AA muhabirine Arakan'da yaşadıkları dramı ve son gelişmeleri anlattı.
''Şaşkın bir hayat geçiriyoruz''
Samir, Arakanlıların durumlarının çok kritik olduğunu belirterek, düzenli bir hayatlarının olmadığını söyledi.
Okullarda 7 aydır eğitim verilmediğini, mescitlerin, dükkanların kapalı olduğunu ve saat 18.00'den sonra sokağa çıkma yasağının sürdüğünü ifade eden Samir, ''Arakan'da hala olağanüstü hal devam ediyor'' dedi.
Kendilerini en çok özgürce yaşayan insanların etkilediğini ifade eden Samir, ''Dünyaya baktığımızda bizi en çok etkileyen, diğer ülkedeki insanların özgürce yaşamaları. Biz onlardan farklıyız. İnsan gibi yaşayamıyoruz, en temel haklarımızı bile alamıyoruz. Ne zaman katliama uğrayacağız diye şaşkın bir hayat geçiriyoruz'' diye yaşadıklarını özetledi.
''Askerden korkan çocuklar, atladıkları nehirde boğuldu''
Bir yere ateş düştü mü ilk önce oradaki çocukların masum ruhlarında yangın çıkıyor. Arakan'da da durum farklı değil.
Samir, yaşadıkları olaylardan en çok gençlerle çocukların etkilendiğini söyleyerek, gençlerin baskılar nedeniyle kendilerini gizlemek zorunda kaldıklarını, çalışamadıklarını, çocukların ise okula bile gidemediklerini, karamsarlık içinde olduklarını dile getirdi.
Arakan'da da çocukların zaman zaman sokakta oynadıklarını ifade eden Samir, bu oyunların demokrasinin hüküm sürdüğü özgür ülkelerdeki gibi olmadığına dikkati çekerek, birkaç gün öne yaşanan bir dramı paylaştı.
Samir, bir köyde yol kenarında 9-10 çocuk oyun oynarken yanlarına gelen Burmalı askerlerin çocukları korkutmak için silahlarını göstermesi üzerine çocukların kaçmak için can havliyle yol kenarındaki nehre atlayarak can verdiklerini anlattı.
Arakan'daki zulmün, katliamın hala bitmediği, Müslümanların üzerindeki baskıların devam ettiğini kaydeden Samir, 2 hafta önce 480 kişilik bir mülteci gemisinin Malezya'ya ulaştığını, 50 kişilik küçük teknelerle göç etmeyi sürdürdüklerini, köylerde katliam haberlerini aldıklarını ve geride kalan kadınların üzerinde değişik zulümlerin yapıldığını da ifade etti.
''Obama Arakan'da etkili olamadı''
Samir, Arakanlı Müslümanların eskiden beri baskı altında olduğu için şimdiye kadar güç kazanamadıklarını söyleyerek, Haziran ayındaki son katliamdan sonra, ''Özellikle Türk hükümetinin bir tepki göstermesi ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın ziyaretiyle dünya gündemine geldi'' diye konuştu.
''Biz, Türk hükümetinin aracılığıyla Burma'ya baskı kurulmasını istiyoruz'' diyen Samir, bu sayede diğer ülkelerin de tepki göstermesiyle Arakan'daki Müslümanlara uygulanan zulümlerin durdurulacağını söyledi.
ABD Başkanı Barack Obama'nın da Myanmar'ı ziyaretinde Arakan'a destek verdiğini anımsatan Samir, ''Ancak onun ziyaretinin pek fazla etkisi olmadı. Burma, Çin'den yardım aldığı için katliamı biraz durdurdu ama tam olarak bir çözüm gelmedi'' sözleriyle Obama'nın bölgenin sorunlarına yeterince ilgi çekemediğini ifade etti.
''Bir milletin hayatı berbat oluyor''
Dernek başkanı Eyüp de gençliğinde bir mülteci kampında yaşadığını ve mültecilerin hayatını görünce, nasıl yardımcı olabileceğini düşündüğünü anlattı.
Kampta yaşayan çocuklara temel eğitimin verilmesinde bile zorluk yaşandığını, çocukların oradan ayrıldığında da iyi bir eğitim almalarının zor olduğunu belirten Eyüp, kendisini en çok bu durumun neticesinin endişelendirdiğini vurguladı.
Eyüp, kamplarda yetişen çocukların yeterli eğitim-öğretimden yoksun olduğu için sosyal hayata uygun olmayan, yanlış işler yaptıklarını söyleyerek, ''Bir milletin hayatı berbat oluyor. Bu beni daha çok etkiliyor'' diye konuştu.
Arakan'daki sorunların 1942'de 130 binden fazla Müslümanın katledildiği zamandan beri çözülmediğini, çözüm için bu konunun dünya gündemine girmesinin gerektiğini belirten Eyüp, Türkiye'deki çeşitli temaslarını ardından Dubai, Suudi Arabistan, Tayland, Mısır ve Katar'a da giderek Arakanlı Müslümanların sorunlarını dünyaya anlatacaklarını bildirdi.