Tüp bebek tedavisinde düşük riski!
Sağlıklı gebelik için risk faktörü gösterilen alkol tüketimi, tüp bebek tedavi sürecini de olumsuz etkiliyor.
ABONE OLABD'de yapılan araştırmaya göre, tüp bebek tedavisi sırasında ve sonrasındaki 1 yılı kapsayan dönemde alkol tüketimi, düşüklere yol açıyor ve canlı bebek doğum oranını azaltıyor.
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Yaralı, Türkiye'de çiftlerin yüzde 15'inin çocuk sahibi olmada sorunlar yaşadığını, her yıl on binlerce tüp bebek uygulaması yapıldığını söyledi.
Tüp bebek tedavi sürecini etkileyen faktörler hakkında bilgi veren Yaralı, bu konuda halk arasında doğru kabul edilen yanlışlara dikkati çekti.
OBEZİTE DOĞRUDAN KISIRLIK NEDENİ DEĞİL
Kadınlarda üreme sistemi ve doğurganlıkları üzerinde etkili olan obezitenin adet düzensizliği ve yumurtlama problemlerine neden olduğunu anlatan Yaralı, obezitenin doğrudan kısırlığa yol açmadığını söyledi.
Yaralı, obez kadınlarda tüp bebek tedavi sürecinde kullanılan ilaç dozunun arttığına işaret ederek, "Özellikle, yumurtalık rezervi çok iyi olan ve polikistik over sendromlu hastalarda, doz ayarlaması yapmak güçleşebiliyor" dedi.
Aşırı zayıflığın, doğurganlığa olumsuz etki yaptığını vurgulayan Yaralı, özellikle vücut yağ oranı normalin çok altına inen kadınlarda yumurtlama fonksiyonun geri dönüşümlü ortadan kalktığını; ancak tüp bebekte gebelik oranları üzerinde olumsuz etkisi bulunmadığını ifade etti.
FAZLA EGZERSİZ OLUMSUZ ETKİ YAPIYOR
Sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizin kadının genel sağlık durumunu iyileştirdiğini ve normal kilonun korunmasını sağladığını dile getiren Yaralı, "Yürüyüş, aerobik gibi egzersizlerin olumlu veya olumsuz gösterilmiş bir etkisi yoktur. ABD'de 2 bin 232 kadın üzerinde yapılan çalışmada, 4 saat ve üzerindeki egzersizin, eve canlı bebekle gitme oranları açısından olumsuz etkisi rapor edilmiştir. Ama bu kapsamda ileri çalışmalara ihtiyaç vardır" diye konuştu.
Aşırı alkol tüketiminin gebeliğin düşükle sonuçlanmasına neden olabileceğini belirten Yaralı, "Aşırı alkol tüketen annelerin doğacak bebeklerinde, pek çok fiziksel ve zihinsel gelişim sıkıntısı ile karşılaşılabilir" ifadesini kullandı.
Yaralı, bunun için alkol değerinin ne olduğunun kesinlik kazanmadığını ifade ederek, bu nedenle gebelik döneminde alkolün hiç kullanılmamasını önerdiklerini vurguladı. ABD'de 221 çift üzerine yapılan çalışmada, tüp bebek tedavisi sırasında ve sonrasındaki 1 yılı kapsayan dönemde alkol tüketiminin canlı bebek oranını anlamlı bir şekilde azalttığının tespit edildiğini anlatan Yaralı, alkolün düşük oranını da arttırdığının rapor edildiğini belirtti.
SİGARA KADINLARDA YUMURTALIK REZERVİNİ OLUMSUZ ETKİLİYOR
Yaralı, sigaranın gebeliğin sağlanmasında ve gebe kalındığı takdirde doğacak bebek üzerinde olumsuz etkileri bulunduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Günde 10'dan fazla sigara içimi ağır içicilik kabul edilmektedir. Sigara içen bayanlarda menopoza girme yaşının bir miktar daha erken olduğu bilinmektedir. Ayrıca ağır sigara içiminin, yumurtalık rezervi üzerinde olumsuz etkileri olduğu açıkça gösterilmiştir. Tüp bebek tedavi başarısına olumsuz etkisi olan yumurtalık rezerv düşüklüğü ağır sigara içici olan bayanlarda karşımıza çıkmaktadır.
Gebelik sırasında sigara içimi durumunda ise bebekte gelişme geriliği, düşük doğum ağırlığı görülme riski artmaktadır. Ayrıca bu çocukların ilerleyen dönemlerde, öğrenme kapasitelerinin daha düşük olduğu ve akademik başarılarının da azalabileceği rapor edilmiştir."
Kafein kullanımının gebe kalınma ve tüp bebek tedavi sürecini olumsuz etkilediğine, düşük riskini artırdığına dair yeterli kanıt bulunmadığına işaret eden Yaralı, erkeklerde sigara ve alkol tüketiminin sperm sayı ve hareketliliği üzerine olumsuz etkileri olduğunu söyledi.