Kadınlardaki virüs erkeklerde kanser yapıyor
Bugüne kadar daha çok kadınlarda ölümcül kanserlere yol açtığı görüşü hakim olan Human Papillomavirüs'ün (HPV), erkeklerin de korkulu rüyası haline geldiği açıklandı.
ABONE OLTüm dünyada kadınlarda ölüme yol açan ikinci kanser türü olan rahim ağzı kanseri başta olmak üzere, vulva/vajinal kanserler ile genital siğillere neden olduğu bilinen HPV'nin, erkeklerde de sıklıkla ağız, dil ve anal kanalda kanser yaptığı bildirildi.
Portekiz'in başkenti Lizbon'da düzenlenen EOROGIN 2011 toplantısında, HPV'nin yetişkin kadın ve erkeklerin yanı sıra genç nüfusta görülme sıklığına ilişkin yapılan son araştırmalar açıklandı.
ABD'nin Florida eyaletindeki H. Lee Moffitt Kanser Merkezi ve Araştırma Enstitüsü'nden Prof. Dr. Anna R. Giuliano, erkeklerde HPV'nin neden olduğu kanserler konusundaki araştırmanın sonuçlarıyla ilgili bilgi verirken, bugüne kadar erkeklerin HPV taşıyıcısı olduğu, enfeksiyonu kadınlara bulaştırdıkları görüşünün yaygın olduğunu, ancak bu düşüncenin yapılan bu araştırmayla geçerliliğini yitirdiğini söyledi.
HPV'nin erkeklerde de ölümcül kanserlere yol açtığının netlik kazandığını ifade eden Giuliano, ''HPV, özellikle erkeklerle cinsel ilişkide bulunan erkeklerde cinsel organda, anal kanalda, ağız boşluğunda, dil arkasında ve bademciklerin bulunduğu bölgede kansere yol açıyor'' diye konuştu.
Bu bölgedeki kanserler bakımından erkeklerin kadınlardan 3-4 kat daha fazla risk altında olduğu uyarısını dile getiren Giuliano, erkeklerde bu kanser türlerinin görülme sıklığında artış olduğunu belirtti.
Erkeklerde HPV'nin neden olduğu genital siğillerin görülme sıklığının da kadınlara göre daha yüksek olduğunu vurgulayan Giuliano, ''Bu siğiller kişide büyük bir kaygı ve sıkıntıya yol açıyor. Çünkü başkaları tarafından da görülebiliyor'' dedi.
Erkeklerin cinsel davranışının bayan partnerinin virüsü kapma riskini yakından belirlediğini anlatan Giuliano, HPV'yi bir başkasına bulaştırma riskinin enfeksiyonun süresine bağlı olduğunu bildirdi.
Prof. Dr. Anna R. Giuliano, 18 ülkeden 4 bin erkek üzerinde yapılan araştırmanın sonuçlarıyla ilgili şu bilgileri aktardı:
''HPV'nin 6 ve 11 tipleri genital siğile, 16 ve 18 tipleri de kansere yol açıyor. Araştırmada hem heteroseksüel erkeklere hem de erkeklerle cinsel ilişkide bulunanlara bakıldı. Genital bölgedeki riskler her iki gruptakiler için de eşit. Ancak burada en önemli risk anal kanalda. Çünkü burası enfeksiyona en açık bölge durumunda. Erkeklerle seks yapanlar açısından anal kanaldaki risk diğer gruba göre daha fazla. Buna da daha çok HPV 16 tipi yol açıyor. Bu tipi taşıyanlarda enfeksiyon taşıyıcılığı 2 yıl sürüyor. 30 ay sonunda vakaların yüzde 11'inde enfeksiyonun hala sürdüğünü gördük. HPV 16 daha riskli bir tip olduğu için enfeksiyonun uzaması riski artırıyor.''
Kadınların HPV taşıyıcılığının pop-smear testiyle saptanabildiğini, ancak erkekler için böyle bir testin bulunmadığını kaydeden Prof. Dr. Giuliano, ''Quadrivalent aşı, hem erkekleri hem de kadınları HPV'nin 6, 11, 16 ve 18 tiplerine karşı koruyor. Bu hastalıklardan korunmanın tek yolu HPV aşısı yaptırmak'' şeklinde konuştu.
Giuliano, bir soru üzerine, bilim insanlarının HPV'nin erkeklerde de kansere yol açtığının bir süredir farkında olduğunu, Dünya Sağlık Örgütü'nün de 2007'de bu konuda bir uyarıda bulunduğunu söyledi.
Bu araştırmanın, söz konusu uyarının haklılığını bir kez daha ortaya koyduğunu ifade eden Giuliano, iyi bir tarama programına sahip ülkelerde, hastalığın, kadın ve erkeklerde görülme oranlarının birbirine yakın çıktığını bildirdi.
''ERKEN AŞILAMA ANTİKOR YANITINI ARTIYOR''
ABD'deki Georgia Augusta Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Daron Ferris de, erken yaşta HPV'ye karşı aşılanmanın antikor yanıtını artırmasına rağmen, ebeveynlerde çocuklarının bu aşıyı yaptırması konusunda bir isteksizlik olduğunu belirtti.
9-15 yaş arasındaki bin 800 çocuk üzerinde yaptıkları araştırmanın sonuçlarıyla ilgili bilgiler aktaran Ferris, iki gruba ayırdıkları çocukların bir bölümünü daha önce, kalanları ise daha geç aşıladıklarını anlattı.
Araştırmanın henüz sonuçlanmadığını, 10 yıllık bir süreyi kapsayacağını ifade eden Ferris, ilk bulgulara göre, erken aşılananlarda, virüsle karşılaşma olmaması halinde antikor oluşumunun yüzde 100 civarında bulunduğunu bildirdi.
Aşının cinsellik başlamadan önce yapılmasının büyük önem taşıdığını vurgulayan Ferris, şunlara dikkati çekti:
''Erken aşıladığımız çocuklarda antikor yanıtının yüksek olduğunu gördük. Bu nedenle aşılama için 15 yaşına kadar beklememek gerekiyor. Erken yaşta yaptırmak çok önemli. Bazı aileler, 'kızımın yaşa henüz küçük' diyor, yaptırmıyor ama bekleyince de çok geç olabiliyor. Özellikle kanser yapan tipleriyle maruziyette hücrelerde bozulma oluyor ve kanser ortaya çıkıyor. 23 yaşındaki bir hastamın annesi, kızını daha önce aşılatmadığı için pişmanlığını dile getirdi, ama ne yazık ki artık çok geçti. Burada verilecek en önemli mesaj, çocukların en erken yaşta aşılatılması gerektiğidir.''
RAHİM AĞZI KANSERİ NEDİR?
Hem kadınları hem de erkekleri etkileyen HPV, oldukça bulaşıcı, yaygın ve belirti göstermeyen bir virüs.
Tamamından HPV'nin sorumlu olduğu rahim ağzı kanseri nedeniyle dünyada her 2 dakikada 1, Türkiye'de hergün 2 kadın hayatını kaybediyor.
Kadınlarda görülen HPV hastalıklarının çoğunluğuna 4 tip HPV neden oluyor.
HPV 16 ve 18 türleri rahim ağzı kanseri vakalarının yüzde 75'ine, tip 6 ve 11 genital siğil vakalarının yüzde 90'ına neden oluyor.
Anormal rahim ağzı hücreleri, rahim ağzı boyunca sıralanan ve görünümünde değişiklik yaratan hücrelerdir. HPV'nin tüm tipleri anormal rahim ağzı hücrelerine neden olabilir. Daha ciddi anormalite, rahim ağzı kanseri için daha fazla risk anlamına geliyor. Pap testi, bu anormal hücrelerin kanser öncesi ya da kanser hücrelerine dönüşmeden önce tespitini sağladığı için büyük önem taşıyor.
Ancak bu test sadece kadınlara yapılıyor, erkekler için mümkün değil.
Sağlık Bakanlığı'nın 2003 yılında, Türkiye'deki 8 ili kapsayan (Ankara, Antalya, Edirne, Erzurum, Eskişehir, İzmir, Samsun, Trabzon) çalışmasında, servikal kanser sıklığı yüz binde 4.76 olarak bulundu.
2008 yılında bin 800 kadın üzerinde yapılan güncel bir çalışmada ise katılımcıların yüzde 10.7'sinde genital siğiller tespit edildi.