Koronavirüsün 3 türünün (A,B,C) yayıldığı ortaya kondu: Çin'den yayılan orjinal tür değildi

İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre; dünyada bir buçuk milyondan fazla insana bulaşan koronavirüsün (Kovid-19), üç farklı türü olduğu ortaya çıktı. Çalışmaya göre virüs, farklı topluluklarda bağışıklık sistemi direncini yenmek için sürekli olarak mutasyona uğruyor.

ABONE OL
GİRİŞ 10.04.2020 17:57 GÜNCELLEME 10.04.2020 17:57 DÜNYA
Koronavirüsün 3 türünün (A,B,C) yayıldığı ortaya kondu: Çin'den yayılan orjinal tür değildi
Koronavirüsün 3 türünün (A,B,C) yayıldığı ortaya kondu: Çin'den yayılan orjinal tür değildi

Cambridge Üniversitesi araştırmacıları, enfeksiyonun genetik geçmişini Aralık’tan Mart’a kadar eşleştirdiler. Yapılan çalışma sonucunda virüsün üç farklı çeşidi olduğunu keşfettiler.

 

ÇİN'DEKİ B TİPİYDİ

Daily Mail’de yer alan habere göre yapılan analizlerde, pangolinler ve yarasalardan insanlara sıçrayan türün, orijinal virüs olan A tipi olduğu gözlemlendi. Ancak Çin’de yayılan tür bu değildi. Pandeminin başlangıcı, aralık ayının sonuna kadar Çin’de dolaşımda olan virüsün B tipi tarafından yayıldı.

 

Araştırma sonuçları, A tipinin Avustralya ve ABD’de yaygın olduğunu ve 400.000 binden fazla vaka kaydedildiğini gösterdi. ABD örneklerinin üçte ikisi A tipiydi.

C TİPİ SİNGAPUR’DAN YAYILDI

Dr. Peter Forster ve ekibi yaptıkları testlerin dörtte üçündeki örneklere dayanarak İngiltere’de B tipi vakaların çoğunlukta olduğunu ifade etti. İsviçre, Almanya, Fransa, Belçika ve Hollanda da B tipi hakim.

Virüsün üçüncü varyasyonu olan C tipi ise, B tipinin mutasyona uğramasıyla ortaya çıktı ve Singapur üzerinden Avrupa’ya yayıldı.

Bilim insanları, resmi olarak SARS CoV-2 olarak adlandırılan virüsün, farklı popülasyonlarda bağışıklık sistemi direncinin üstesinden gelmek için sürekli olarak mutasyona uğradığına inanıyor.

Ancak araştırmacılar, çalışmanın henüz kesin sonuçlar çıkarmak için yeterli olmadığını söyledi. Bilim insanları tarafından incelenen, akademik olarak yayınlanmış çalışmalarda dünya çapında sadece 160 hastanın örneklerini inceledi.

Çalışmada, eski uygarlıkların tarih öncesi göçünü izlemek için kullanılan yöntemler, virüsün yayılmasını izlemek için uyarlandı.

A TİPİNİN YAYILIMI EYLÜL’E KADAR SÜREBİLİR

Öte yandan PNAS dergisinde yayınlanan başka bir çalışmada, Avrupa’da yayılan virüs türünün, C tipi olduğu öne sürüldü. Ancak veriler, B tipinin daha yaygın olduğunu gösteriyor. İsviçre’deki hastalardan alınan otuz bir SARS-CoV-2 örneğinden biri hariç tümü ikinci türe ait.

Cambridge Üniversitesinden bilim adamları, ABD’de incelenen 310 örneğin üçte ikisinin A tipi olduğunu keşfetti.

Veriler, İngiltere’de bir üniversite öğrencisinin ve annesinin virüsün A tipine yakalandıklarını ve virüsü Çin’de kaptıklarını gösteriyor. İngiltere ve İskoçya ve Galler’den başka hiçbir örnek A tipi çıkmadı. Kırk virüsün neredeyse otuzu B tipi olarak gösterildi.

Dr. Foster, A tipinin başlangıçta Çin’de B tipine mutasyona uğradığını söyledi ancak C tipi, Çin’in dışında gelişti. Çin’de B tipi vakalara rastlanılması, henüz ilk onaylanmış vakalar açıklanmadan önce virüsün mutasyona uğradığı anlamına geliyor.

Veri analizi, virüsün orijinal türünün Çin’de Eylül’e kadar dolaşabileceğini gösteriyor.

Foster, C tipinin mutasyona uğramadığını öne sürdü ancak numunenin çok küçük olduğunu ve bulgular konusunda dikkatli olmak gerektiği konusunda uyarıda bulundu.

KAYNAK : NTV
YORUMLAR 24 TÜMÜ
  • Vatandaş 4 yıl önce Şikayet Et
    Çin'e ve Amerika'ya büyük yaptırımlar uygulanması lazım. Vürusu labrotuar ortamında üretip yayıyorlar. Bunlara dur diyecek bir kuruluş yokmu. Bu dünya bunun gibilerin oyuncağımı olacak . Allah korkusu olmayan , insana değer vermeyen, haram olan herşeyi yiyen bu rezillere kim dur diyecek.
    Cevapla
  • A.A.A 4 yıl önce Şikayet Et
    Hasta olan kişileri Tuz Ocaklarının içinde Tedavi edin, Tuzun kokusu Ciğerdeki bütün Virüslardan Temizler
    Cevapla
  • srdr 4 yıl önce Şikayet Et
    bu demek oluyor ki virüsü önce çine bulaştırdılar, sonra farklı ülkelere farklı türlerini bulaştırdılar. demek ki yayılımı hızlandırmak için birileri özellikle gayrette göstermiş. çindeki çözümlerin neden her ülkede işe yaramadığı belli oluyor. eğer mutasyon olsa binlerce çeşit virüs olması gerekirdi. neticede binlerce insandan insana geçiyor bu meret.
    Cevapla
  • Vatandaş 4 yıl önce Şikayet Et
    Bu virüs yıllardır dünya milletlerinin gen haritaları üzerinde çalışmalar yürütülerek geliştirilen bir virüstür,bir çok yeni tipini göreceğiz, ABD tarafından dünyanın çeşitli yerlerinde insanların enfekte olmaları sağlanıyor olması muhtemel.
    Cevapla
  • KRN-19 4 yıl önce Şikayet Et
    Korona virüsü bir çeşit RNA zinciri. Eğer laboratuvar ortamında Şeker, Fosfat, Nükleotit (Adenin, Guanin, Sitozin, Timin, Urasil) moleküllerini uç uca ekleyebilecek bir teknolojiniz varsa ki birilerinde var, yapay bir RNA zinciri oluşturabilirsiniz . Yani bir virüs yapabilirsiniz. Bu bilgisayar programlama dillerinden birini kullanarak kod yazmak, bilgisayar virüsü yazmak gibi bir şey. Buradaki fark bilgisayar dilindeki komutlar yerine Şeker, Fosfat ve Nükleotitlerin hangi komuta denk geldiğini bilmek ve bir kod yazar gibi bu molekülleri mantıklı bir şekilde sıralamak. Bunu sistemi çözenler amaçlarına uygun olarak KORONAnın RNA’sını dizayn edebilirler. Veya bir virüsün kodunu okuyabilirler.
    Cevapla
  • KRN-19 4 yıl önce Şikayet Et
    Programlama, bilgisayarın donanıma nasıl davranacağını anlatan, bilgisayara yön veren kodlar ve komutlar sonunda en basit haliyle ikili (binary) sayı sistemlerine yani 0 ve 1’e dönüştürülüyor. Yani koca bir virüs yazılımı 0 ve 1 lerden oluşuyor yani iki harfli bir alfabeye dönüşüyor. RNA zincirinde ise Nükleotitler kullanılıyor (Adenin, Guanin, Sitozin, Urasil) yani A, G, S, U Dört harfli bir alfabe. Bütün komutları bu dört harfle ifade edeceğiz. Bu günkü teknoloji hangi genlerin neleri değiştirdiğini çözebiliyor. İleri düzeydeki laboratuvarlarda bu Nükleotit dizilimler yapılabiliyorsa RNA ve DNA zincirleri ve dünyanın en küçük canlı akıllı robotları ve antivirüsler oluşturulabilir.
    Cevapla
  • MİSAFİR 4 yıl önce Şikayet Et
    RNA zinciri oluşturmak için hücrelerin içinde bulunan bir ŞEY var zaten. O ŞEY RNA zincirini okuyup Nükleotitleri dizerek RNA’nın kopyasını çıkarabiliyor. Bizim yapmamız gereken O ŞEYin RNA zincirini nasıl okuduğunu ve nasıl kopyaladığını keşfetmek.
    Cevapla
  • MİSAFİR 4 yıl önce Şikayet Et
    Virüs yazılımlarını dünyanın en iyi yazılımcıları rahatlıkla yapabilir. Dünyanın en modern genetik laboratuvarlarında bu yazılımı Neükleotitleri ekleyerek canlı RNA'lara dönüştürülebilir.
    Cevapla
  • Misafir 4 yıl önce Şikayet Et
    Sen nereden biliyor profmusun
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR