Ermenistan saldırısının ardındaki uluslararası aktörler: Güvenlik uzmanları değerlendirdi

Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşanan gerilim özellikle sınır bölgelerinde aktif bir şekilde sürüyor. Erivan yönetimine bağlı birlikler sınırda köylere ve askeri bölgelere taciz atışları yaparken, Bakü bu saldırı girişimlerine misliyle cevap karşılık veriyor. İki ülke arasında yaşananları derlediğimiz dosya haber serisinde Güvenlik uzmanları Abdullah Ağar ve Coşkun Başbuğ bölgedeki son gelişmeleri değerlendirdi.

ABONE OL
GİRİŞ 20.07.2020 13:54 GÜNCELLEME 20.07.2020 13:54 DÜNYA
Ermenistan saldırısının ardındaki uluslararası aktörler: Güvenlik uzmanları değerlendirdi
Ermenistan saldırısının ardındaki uluslararası aktörler: Güvenlik uzmanları değerlendirdi

Haber7- Enes Taha Ersen 

Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki 30 yıla varan gerilim, Ermenistan'ın Tovuz bölgesine yönelik provokasyon içeren saldırılarıyla tırmandı. Özellikle tartışmalı Karabağ bölgesinden uzakta, sivil bölgelerini hedef alan saldırılarda 7 Azerbaycan askeri şehit olurken, Azerbaycan ordusu saldırıya misliyle karşılık verdi.

Bakü yönetimi verdiği karşılık ile, Ermeni tacizlerine ve işgalciliğine boyun eğilmeyeceğini ve işgale karşı taviz vermeyeceğini açıkça gözler önüne serdi. Gerilimin ilk gününden bu yana Ermenistan'a misliyle karşılık vermeye devam eden Azerbaycan, Ermeni cephelerini bombardıman altına alırken, sınır bölgesinde uçuş gerçekleştiren SİHA'lar da çok etkili ve kuvvetli mühimmatlar ile askeri üsler, kışlalar, cephanelikler ve askeri sevkiyat yapan konvoyları hedef aldı.

 

Güvenlik Uzmanları Abdullah Ağar ve Coşkun Başbuğ yaşananları askeri açıdan Haber7.com'a değerlendirdi.

30 YILDIR DEVAM EDEN PROVOKASYON

90'ların başından bu yana Ermenistan'ın provokasyon dolu işgalci tutumu, Dağlık Karabağ ve Yedi rayon bölgeleri çözülmez bir düğüme döndü. Azerbaycan'ın yapıcı ve barış yanlısı tutumuna karşılık Erivan yönetiminin devamlı olarak taciz saldırıları, bugün oluşan zemine katkı sağladı.

Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar dünden bugüne yaşanan süreci değerlendirdi:

"Ermenistan ile Azerbaycan arasında 1990'ların başından beri süregelen bir gerilim var. O günden bu güne Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesi ve yedi rayonu haksız şekilde Ermenistan işgali altında. Ve bunu bu şekilde bu güne getirdi Ermenistan. Şimdi tam bu durumun düzelmesini umarken, bu sefer tartışmalı bölgeyle alakası olmayan bir yerde, yani Kuzey Batı Azerbaycan bölgesinde, Tovuz'da yeni bir mütecaviz saldırı kendini gösterdi."

PROVOKASYONUN SEBEPLERİ

Ermenistan'ın saldırılarını askeri yönden değerlendiren Ağar, bu saldırıların pek çok sebebi olduğunu ifade etti:

"Bu saldırının pek çok sebebi var. Burası öncelikle milliyetçi hassasiyetlerinin çok yüksek olduğu bir yer. Buradan Gürcistan üzerinden bir bağlantı sağlanıyor Türkiye ile. Burası Azerbaycan'ın bağlantı kurduğu, dolayısıyla nefes aldığı yer. Hem Gürcistan üzerinden geçen kara yolu burada yer alıyor. Hem de enerji hakları buradan geçiyor. Azerbaycan ile Türkiye arasındaki ekonomik, kültürel ve sosyolojik bağın geçtiği yer burası. İkincisi Dağlık Karabağ'da fiili bir durum söz konusu. Burada bir tahkimat, bir yığınak var. Orada başarı üretemeyen Ermenistan açacak yeni bir cephe arıyor kendisine. Bu cepheyi neden açtığını soracak olursak, konunun Türkiye'nin açtığı cephelerle ilgisi var."

AZERBAYCAN'IN İÇİNDEKİ ENGEL

Azerbaycan'ın da yapısında milli olmayan unsurların yer aldığı ve bu yapılar ile Cumhurbaşkanı Aliyev'in mücadele ettiğine değinen Ağar,bu mücadeleden bazı oluşumların rahatsızlık duyduğunu açıkladı: 

"Neden böyle bir şeyle karşı karşıya kalınmış olabilir: Azerbaycan yapısal sorunlar yaşayan bir ülke. Yani aynı Türkiye kendisini FETÖ'den arındırdıkça güçleniyorsa, Azerbaycan da içerisindeki gayri milli ve manipülatör yapılardan arınması gerekiyor. İçerdeki bu yönde yapılanma, bu duruma sebebiyet vermiş olabilir. Çünkü Aliyev'in devlet ve ordu içerisinde gayri milli olan yapıları temizlemekle ilgili uğraşısı var. Bu birilerini rahatsız etmiş, Ermeniler üzerinden böyle bir etki oluşturmuş olabilir."

"RUSYA, FRANSA VE ABD"

Güvenlik uzmanı, Rusya, ABD ve Fransa'nın da aralarında bulunduğu bir grup devletin Ermenistan Azerbaycan'a karşı kışkırtarak bu saldırıya zemin hazırlandığını ifade etti:

"Bu cesareti Ermenistan'a kim verir, kim kışkırtabilir Azerbaycan'a karşı? Baktığımızda temelde Rusya, Fransa ve ABD görünüyor. Yani şuan her üç ülkeyle de Türkiye'nin özellikle Irak'ta, Suriye'de, Doğu Akdeniz'de ve Libya'da mücadeleleri var. Buradaki mücadelelerden olumsuz yönde etkilenen Fransa gibi ülkeler çok rahatlıkla Ermenileri Azerbaycan'a karşı özellikle bu bölgeden kışkırtabilirler."

AYASOFYA KONUSU

Abdullah Ağar'ın diğer açıklamaları şu şekilde:

"Bir de Ayasofya meselesi var biliyorsunuz. Bu konu da altta yatan sebeplerden biri olabilir. Neden bunu söylüyorum, çünkü Ayasofya Türkiye üzerinde emelleri olan, ihtirasları olan Ermeniler için de bir sembol yapıdır. Belki aynı kilise olmasa bile Ortodoksluk üzerinde örtüşen paydaları var. Hem etnik hem de dini olarak paydaları var. Doğrusal olarak arkasında saklanmış olan daha büyük irade, Ayasofya üzerinden Ermenistan'ı Türkiye-Azerbaycan ortak menfaatleri nedeniyle kışkırtmış olabilir."

ENERJİ KONUSU

"İşin bir başka boyutu da şu. BP (British  Petroleum) ile yapılmış petrol anlaşmasının şartlarının değişmesiyle Azerbaycan'ın petrolden kazandığı gelir çok arttı. Bu gelirin tamamının Azerbaycan'a kalmasını istemiyor olabilirler. Azerbaycan'a karşı bir şantaj uygulayıp, rüşvet isteniyor olabilir. Ermenistan'ı bu şekilde kışkırtanlar bunu amaçlıyor olabilir. Azerbaycan o coğrafyada istikrarlı, huzur içerisinde yaşayabilmek için bir takım bedeller ödeyen bir ülke. Bununla ilgili dengeler bozulmuş olabilir. Bu durum birilerini tatmin etmemiş olabilir. Pay isteme meselesi yani burada söz konusu olabilir."

ERMENİSTAN'IN PLANI

"Ermeni çapulcular bu tür saldırılarla kendi tabanlarını pekiştirir. Etnik düşmanlıktan, mezhebi ve dini düşmanlıktan beslenen bu yapılar, kendi tabanlarını bu şekilde aktif tutar. Ermenistan'ın istikrarı şuan çok bozuk durumda. Gerek ekonomik, gerek siyasi anlamda çok bozuk. Kendi toplumsal tabanını tatmin edecek, diri tutacak, etrafında toplayabilecek gerginliğe, kaosa ihtiyacı var. Bunun için de en güzel adres Azerbaycan'dır. Oraya karşı bir vuruş, etki gösterdiği taktirde kabaran hamasi duygularla toplumsal katmanları  stabilize ve tatmin eder. Bu işin böyle de bir boyutu var."

"ULUSLARARASI HİMAYEDARLAR"

"Hem füzelerle, hem de SİHA'lar ile Azerbaycan topraklarına yönelik gerçekleştirilen bir saldırı var ortada. Azerbaycan'a ait toprakların yüzde 23ü halen işgal altında. Bu nasıl gerçekleşiyor. Bu durum kendi kendine gelişmedi. Bunun arkasında bir askeri kapasite var hem de Minsk grubu gibi uluslararası himayedarlar var. Buralardan okunduğunda işin durumu ortaya çıkıyor. Azerbaycan'ın kuvvetinin bir şekilde Ermenistan tarafından süspanse edilmesi gerekiyor. Birileri bu tür saldırılarla Azerbaycan'a mesaj vermeye, baskılamaya çalışıyor. "Bizim istediğimiz gibi davranmazsan bu tür saldırılarla karşı karşıya kalırsın" diyor. Bizim istediğimiz haraçları vermezsen, istikrarsızlaştırıcı eylemlerle yüz yüze gelirsin diyorlar. Türkiye hemen her coğrafyada etkinlik gösterirken, bu saldırı sonrasında da Azerbaycan'ın üzerinde bir konsantrasyon noktası oluşturuyor."

SÜREÇ NEREYE GİDER?

"Şimdilik mesaj verildi, mesaj alındı. Bundan sonraki sürece bakacağız. 2016'daki Nisan muharebelerine benzer gerekçeler oluşmuş durumda. Ama burada Azerbaycan'ın ortaya koyacağı refleks önemli. Şehitlerin verildiği böylesi bir denklemde gücünü nerede, ne zaman, ne şekilde ve hangi dozajda kullanacağına Azerbaycan karar verecek. Burada gücün nasıl kullanılacağı çok önemli. Bunu tehdit analizleri ve risk değerlendirmeleri yapılarak tuzağa düşmeden karşılık verilecek. Burada çok net bir şekilde tuzak kokusu var. Bedeli mutlaka ödetilmeli. Bu argüman kalıcı bir şekilde Karabağ sorununun çözümü için kullanılmalı. Ancak bunu yaparken atılacak adımlar çok önemlidir."

Azerbaycan konusunda yaşanan gerilimi, Haber7.com'a değerlendiren isimlerden biri de Güvenlik uzmanı Coşkun Başbuğ oldu. Başbuğ özellikle saldırının uluslararası boyutu ve askeri karşılığına dikkat çekti.

"ERMENİSTAN SORUNU"

Coşkun Başbuğ, bölgede yaşanan problemin Dağlık Karabağ sorunu olmaktan çok Ermenistan'ın işgalci yapısı olduğunu belirtti.

"Ermenistan ile Azerrbaycan arasındaki yaşanan problem Dağlık Karabağ sorunu olarak adlandırılıyor ancak bana göre bu sorunun esas ismi Ermenistan sorunu. Çünkü burada işgalci bir Ermenistan var ve bu Azerbaycan topraklarını işgal ettiler. Burada yaşanan sorun son dönemlerde sıcaklığını yitirip, soğuma dönemine evrildi. Ermenistan'ın Tovuz bölgesine bu saldırıyı yapmasını ve tekrar hareketliliği başlatması zamanlama ve gerekçe olarak değerlendirmek gerek."

"İŞİN UCU RUSYA'YA ÇIKIYOR"

"Neden şimdi ve Neden bu saldırı gerçekleştirildi. Değerlendirme yapıldığında ipin ucu Rusya'ya çıkıyor. Zira Rusya Ermenistan'ı başından beri destekleyen Türklük dünyasına tampon bölge olarak yerleştiren devlet. Ta çar zamanından kalma bir plandır bu. Azerbaycan ile komşu olmayalım, birliktelik sağlanmasın diye Türk dünyasının bir arada olmaması için tampon bölge olarak oluşturuldu Ermeni Devleti. Tarih boyunca hep kullanıldılar. Osmanlı döneminde, gerek evvelinde hep kullanıldılar. Halen de kullanılmaya devam ediyorlar."

"NET BİR İNTİHAR SALDIRISI"

Azerbaycan'ın Ermenistan karşısında hem askeri hem de savaş teknolojileri açısından çok daha kuvvetli olduğuna değinen Başbuğ, bu durumun olası bir savaş senaryosunda Erivan yönetimi adına bir intihar saldırısı olacağını ifade etti.

"Ermenistan'ı Azerbaycanlı kardeşlerimizle kıyasladığımda yapılan hareketin bir intihar saldırısı olduğu net bir biçimde ortaya çıkar.Gerek askeri, gerek siyasi, gerek ekonomik güç olarak  Ermenistan ve Azerbaycan'ı kıyaslamak akılla alay etmek olur. 10 milyonu geçkin nüfusu olan Azerbaycan -ki bunun yaklaşık 4-4,5 milyonu her an silah altına alınabilecek insan olarak karşımıza çıkıyor-Aynı rakam Ermenistan'da 3 milyona bile yaklaşmazken çoğu insan acz içinde. Bir savaş gücü, yetkisi, imkanı olmayan bir yapı. Dolayısıyla bu alanda Ermenistan sınıfta kalıyor. Diğer taraftan baktığımızda da askeri olarak Azerbaycan'ın düzenli ordusu, Ermenistan'ınkinden çok daha ilerde bir seviyede. Giderek de büyüyen bir yapısı var. Zaten büyümesini Azerbaycan'ın askeri alanda yapacağı harcamalara ayırdığını görmek mümkündür. Bütün ülke bütçesinin önemli bir kısmını Azerbaycan Savunma'ya ayırıyor. Öyle bir gücü var Azerbaycan'ın. Şimdi bütün bunları tankı, tüfeği, topu alt alta koyduğumuzda Ermenistan'ın yaptığı bu saldırının net bir intihar saldırısı olduğunu görebiliriz. Zira bu saldırıya cevabı anında verildi, büyük yaralar açıldı."

"RUSYA KENDİNE BİR ÇIKIŞ YOLU ARIYOR"

Saldırının Rusya tarafından azmettirildiğini ifade eden Başbuğ, Rusya'nın özellikle Libya'da çıkmaza girişi nedeniyle mesaj vermek adına bu saldırıyı yaptırdığını ifade etti:

"Ermenistan böyle bir saldırıya esasında cüret etmedi, ettirildi. Kim tarafından? Rusya tarafından. Rusya neden bir anda Ermenistan'ı devreye soktu dersek geniş bir okuma yapmak gerek. Birkaç neden ortaya çıkar burada. Nedenlerden ilki Türkiye'nin Libya, Doğu Akdeniz sahasındaki elde ettiği kazanımlar ve ataklar. Bu durum Rusya' yı çok rahatsız etti. Sirte-Cufra düzleminde sıkışan Rusya kendisine bir çıkış yolu arıyor. Bu çıkış yolunu da Ermenistan'ı hareketlendirerek Türkiye'ye yeni bir cephe açmakta buluyor. Bu cephe neden açılmaya çalışılıyor? Çünkü Türkiye ve Azerbaycan birbirlerini karşılıklı olarak iki devlet tek millet anlayışıyla yani kendi kanından, kendi canından olan bir devlet olarak görüyor. Böyle bir saldırıya seyircisiz kalınamayacağını Rusya da çok iyi biliyor. Bizim yaptığımız açıklamalar da keza aynı şekilde bu görüşü destekliyor. Dışişleri Bakanımızın saldırı sonrası yaptığı açıklamada "Kimse Azerbaycan'ı yalnız zannetmesin. Bu saldırıyı nefretle kınıyoruz." demişti. Bu saldırıyı da şu şekilde okumak mümkündür: Azerbaycan'a yapılan saldırıyı Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti özünde kendisine yapılmış kabul ediyor. İşte Rusya bunun farkında olduğu için Türkiye'ye kuzeyde cephe açtırır, odaklanma ve güç bölünmesi yaptırabilir miyim'in arayışı içinde. Bu duruma da hemen cevap verelim. Türkiye gerekirse burada da bir cephe açar ama asla Doğu Akdeniz, Libya ve Suriye'deki uygulayacağı askeri, siyasi gelişmeleri engellemez."

TÜRKİYE İLE AZERBAYCAN'IN YAKINLAŞMASI KONUSU

Rusya'nın saldırıya gerekçe olarak rahatsızlık duyduğu bir diğer konunun da Azerbaycan ile Türkiye'nin ikili ilişkileri olduğunu belirten Güvenlik uzmanı, iki ülke arasındaki samimi ilişkilerin de bu saldırıya sebep olduğunu ifade etti:

"Rusya'nın rahatsız olduğu bir diğer husus ise Türkiye-Azerbaycan yakınlaşması. FETÖ'nün de ihanetiyle geciken ikili ilişkiler canlanmaya başladı. Geçtiğimiz günlerde mecliste alınan bir karar ile Azerbaycanlı kardeşlerimize 200 milyon liralık askeri yardım  yapılabilmesi gündeme düştü. Ve bu rakam karşısında  Azerbaycan ordusu da İHA/SİHA, ATAK helikopterleri gibi silah ve mühimmatlarla ilgili planlamalar yapıyor. Dünyada sınıfının en iyisi olan İHA/SİHA'yı Azerbaycanlı kardeşlerimiz aldığı taktirde, bölgenin en önemli askeri gücü haline gelecek. ATAK keza sınıfının en iyilerinden, bunu da aldığında Azerbaycan'ın operasyonel kabiliyeti önemli ölçüde artacak. Bu da Rusya'nın öncesinde olduğu gibi Ermenistan veya Azerbaycan'ı kullanmasına engel olmuş olacak. Dolayısıyla Rusya'da rahatsızlığa neden olan bir diğer konu bu. İkili iğ birlikleri, ilişkileri yani Türkiye Azerbaycan yakınlaşması."

AYASOFYA MESELESİ VE RUSYA'NIN YAKLAŞIMI

Saldırının üçüncü faktörünü de Ayasofya üzerinden gören Başbuğ şu ifadeleri kullandı:

"Üçüncü konudan bahsetmek gerekirse ben Ayasofya hakkında alınan karardır diyorum. Zira Ayasofya, Ortodokslar için kendilerine simge olarak seçilen bir yer. Ortodoks alemini incelediğinde de iki yer ortaya çıkıyor. Biri Yunanistan, diğeri Rusya. Nüfus olarak bakıldığında, Rusya daha yoğun bir nüfusa sahipken, Ortodoksluk dünyasının merkezi de yine burası olmalı. Fakat bugüne kadar bazı odakların devreye girmesiyle bu merkez Yunanistan olarak adlandırıldı her zaman. Ortodoksluk merkezinin Ayasofya konusunda bir tavır takınmasını bekliyorduk. Ama bu tavır Rusya'dan geldi. Yanlış buluyoruz gibi haddi aşan bir açıklama yaptılar. Normalde bu konu Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenliğine bir saldırıdır. Türkiye Cumhuriyeti istediği kanunu uygular. Yukarıda da bahsettiğimiz denklemleri bir araya koyduğumuzda, Rusya'nın rahatsızlığının net bir şekilde ortaya çıktığı görülüyor. Rusya bu hamleyle Ermenistan ve Azerbaycan üzerinden Türkiye'ye yeni bir cephe açtırmanın gayreti içerisinde."

SONUÇLARINA KATLANMAK ZORUNDA KALACAKLAR

Coşkun Başbuğ'un diğer açıklamaları da şu şekilde:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuda yaptığı değerlendirmesinde "Orada oynanan oyunu görüyoruz, orada yapılmak istenenin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Bununla ilgili gereken tedbirleri alacağız" dedi. Bu Rusya'nın yapmış olduğu hamleye karşı bir meydan okumadır. Bu daha ileri bir safhaya gider mi açıkçası emin değilim. Çünkü Azerbaycan bu saldırıya anında karşılık vererek Ermeni tarafına ciddi kayıplar verdirdi.Dolayısıyla bu gösterilen tepki ve çıkışlarla bu işin pek de arkasının geleceğini düşünmüyorum. Zaten bunun ardından yeniden bir şeyler denemeye kalkanlar, yaptıkları işlerin sonuçlarına katlanmak zorunda kalacaklar."

GERİLİM SÜRECİ VE KARABAĞ MESELESİNİN ÇÖZÜMÜ

"Bu çatışma ortamının çok uzayacağını açıkçası sanmıyorum. Ancak bu durum Dağlık Karabağ sorununun askıda kalacağı anlamına da gelmez. bu veya gelecekte olacak başka çatışmalar ile Karabağ sorunu, Ermenistan sorunu muhakkak çözülmesi gereken bir sorundur. Azerbaycan ordusunun güçlenmesinden bahsettik biraz önce, Azerbaycan gerçekten emin adımlar atıyor. Önemli faaliyetler atılımlar yapıyor. Eninde sonunda Azerbaycan hak ettiği Karabağ'ı alacak. Kuzey Kore-Güney Kore örneğinde olduğu gibi değil doğrudan Karabağ'ı kendi topraklarına katarak çözecek. Bu konuda kimsenin şüphesi olmasın. Ancak şuan için siyasi ve askeri konjonktürün buna müsaade edeceğini düşünmüyorum. Bu durum yılların biriktirdiği bir sorun. Sorunla ilgili bir çok dünya devleti devreye girecektir. Bu devletlerin hiç biri ne Azerbaycan ne de Türkiye'nin istediği kararları destekleyecektir. Azerbaycan'ın kendi toprakları işgal altındadır, Ermenistan da buradan çekilmelidir. Bu işin başka türlü bir pazarlıkla, anlaşmayla çözümü mümkün değildir. Türkiye de Azerbaycan'ı bu şekilde koşulsuz desteklemekte. Dolayısıyla önümüzdeki aylar ve yıllarda gündem de buna müsaade ettiği taktirde Azerbaycan'ın lehine sorunun çözüleceğini düşünüyorum. Aksini ne Türkiye ne de Azerbaycan'ın kabul edeceğini düşünmüyorum."

KAYNAK : HABER7 | ÖZEL
YORUMLAR 22 TÜMÜ
  • Ulkucu 3 yıl önce Şikayet Et
    Isi ruslar karistiriyor.ruslar ermenilere destek veriyor.azerbaycana saldirtiyor.ikiyuzlu rusya.rusya ve amerika ulkeleri bolup parcaliyor ve yonetiyor.rus gizli ajanlari kadinlarda bu isin icindeler.
    Cevapla
  • Medeniyet 3 yıl önce Şikayet Et
    Birleşmiş milletler sorun meydana getiren Ermenistan'ı karabağdan çekilmesi için baskı yapsın.
    Cevapla
  • bir bilen 3 yıl önce Şikayet Et
    türkiye ile rusya arasındaki doğalgaz anlaşmasının sonu geliyor sanırım mavi akım rusya ermenileri kışkırtarak TANAP I BALTALAMAK İSTİYOR. bu kadar basit
    Cevapla
  • Koridor 3 yıl önce Şikayet Et
    Azerbaycan Nahçıvan koridoru güç kullanarak açılmalı
    Cevapla
  • Yüksel ARAN 3 yıl önce Şikayet Et
    Karabağ sorunu güç ile çözülmeli... Çözüldükten sonra sınırlar masaya yatırılmalı... Makul çözümün yanında olanla anlaşılmalı karşısında olana ise asla taviz vermemeli....
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR