Meis Adası'nda işlenen uluslararası suç: Yunanistan adaları silahlandırıyor
Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'de uyguladığı tahrik politikasının yanı sıra Adalar Bölgesi'nin de silahlandırılması, bölgedeki tansiyonu had safhaya çıkarıyor. Uluslararası anlaşmalarla statüsü belirlenen adaların silahlandırılması gayri hukuki olarak kabul edilirken, Asya Polis Teşkilatı ( ASİAPOL) kurucusu, Milli Güvenlik Uzmanı Talat Çetin bölgede yaşananları Haber7.com'a değerlendirdi.
ABONE OLTürkiye'ye yönelik tahrik dolu adımlara imza atan Yunanistan, geçtiğimiz günlerde Meis Adasına turistik feribotlarla asker çıkarmıştı. Bu çıkarmaya ilişkin görüntülerin ortaya çıkmasının ardından Yunan hükümeti çıkarmayı yalanlarken, bu durumun her zaman gelişen nöbet değişimlerinden farksız olmadığını savunmuştu.
Her ne kadar bu durumun sıradan olduğunu kabul etsek dahi Yunanistan, Adalar bölgesini tam 60 yıldır silahlandırıyor. 12 Ada olarak bilinen bölgedeki askeri yapılanma yıllardır süregelirken, bölgedeki askeri sava uçaklarına uygun inş/kalkış pistleri, üsler ve tam donanımlı askerlerin bölgedeki faaliyetleri yıllardır biliniyor. Uluslararası anlaşmaların da ihlali anlamına gelen bu hamle karşısında Türkiye itidalli davranışların, diyalog yolunu tercih ettiğini devamlı olarak gösterse de Türkiye sabrının taştığı noktaya adım adım ilerliyor. Uluslararası platformların da Yunanistan'ın şımarıklığına himaye olduğu bu ortamı ve Meis üzerinden gelişen gerilimi Asya Polis Teşkilatı ( ASİAPOL) kurucusu, Milli Güvenlik Uzmanı Talat Çetin bölgede yaşananları Haber7.com'a değerlendirdi.
"TÜRKİYE KARŞISINDA ANT İÇİP YEMİNLER ETMİŞLER"
Doğu Akdeniz'deki gerilimin mimarı olan Yunanistan bugünlerde Adalar Bölgesi'nde yürüttüğü yeni tahrikler ile gündemde. Meis Adasına silahlı askeri birlikleri turistik feribotlarla, turistlerin arasında sevk eden Yunan hükümeti, Türkiye'ye sahte kabadayılıklarla göz dağı vermeye çalışıyor. Bu noktada Atina'nın şımarık tavrına ses çıkarmayan Avrupa, Yunanistan'dan taraf tutuyor.
Asya Polis Teşkilatı ( ASİAPOL) kurucusu, Milli Güvenlik Uzmanı Talat Çetin, bölgede yaşananlara sessiz kalan Avrupa için Türkiye'ye karşı duruş için ant içtiklerini söyledi.
"Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin durumuna baktığımızda şunu görüyoruz. Doğu Akdeniz'de Batı'nın, haçlıların tamamı bir olmuş Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki ilerleyişini kesmek üzere adeta ant içmiş, yeminler etmiştir. Bu yeminlerin içinde en çok kullanılacak koz, Batı'nın Ayyaş, uyuşturucu kullanan evladı elbette ki Yunanistan olacaktır. Yunanistan'ı Birinci Dünya Savaşı'ndaki şartlar, coğrafi şartlar ve durumlara baktığımızda, Türkiye'nin başına musallat olmakta en büyük aday olarak gören Batı, şu anda Doğu Akdeniz'deki hızını kesmeye çalışıyor. i bu hız yalnızca Doğu Akdeniz'de değil, Kuzey Afrika'da, dünyanın her yerinde Türkiye vura vura kuvvetle ilerlemektedir. Bunun sebebi Türkiye'nin akıllılığı ve Doğu milletlerinin Türkiye'nin arkasında olmasıdır."
'FİTNENİN BAŞI ABD FRANSA'
Fransa'nın Yunanistan'ın yanında sahada son dönemlerde sesinin gür çıkmaya başlamasına da değinen Çetin, küresel güçlerin Macron'a talimat verip Yunanistan'In yanında öne sürdüğünü ifade etti. Özellikle bu noktada ABD'nin de geri planda olmasına karşılık fitnenin bir parçası olduğunu belirten Çetin sert ifadeler kullandı:
"Özellikle bu fitnenin başı ABD olmakla beraber, ABD burada yine kendini gizlemiştir Türkiye ile olan çıkarlarının kötü yönde etkilenmemesi adına. Fransa'yı küresel güçler öne çıkartmıştır. Macron'un son 1-1,5 aydır Doğu Akdeniz'de Türkiye'ye karşısında yapmadığı kalleşlik ve ihanet kalmamıştır. Zıplarcasına bir Moskova'yı arayıp Putin'e, Doğu Akdeniz'de Türkiye karşısında Fransa-Rusya ittifakı öngördüğünü, en kısa zamanda Moskova'ya gelmek istediğini söyleyip; Mısır'a dönüp, Libya'da Hafter'i desteklediğini belirtip Sisi'ye gaz verip sahada daha çok etkin olması gerektiğini belirtip; Almanya'yı devreye sokup, Merkel'i Fransa'ya davet edip "AB'nin Yunanistan'a yardım etmesi boynunun borcudur" dedirtmesidir bu kalleşlik."
ALMANYA'NIN DEĞİŞKENLİK GÖSTEREN TAVRI
Milli Güvenlik Uzmanı, Almanya'nın gösterdiği tavır üzerinden ABD ilişkisine de değindi. Şansölye Merkel'in ilk başta gösterdiği tavır ile şimdi gösterdiği tavrın farklı olduğuna dikkat çeken Çetin, ABD talimatıyla bu durumun gerçekleştiğini savundu:
"Merkel ilk başta aklıselim olarak bu teklifi reddetti, Yunanistan'ın daha fazla AB'nin başını belaya sokmasını istemesinden. Fakat geçen hafta şartlar değişti. Birdenbire Almanya'da Fransa gibi Türkiye'ye karşı Yunanistan'ı öne atarak bu cepheye katıldı. Bunun sebebi emin olunuz ki ABD'nin talimatıdır. Almanya bildiğiniz gibi ABD güdümünde, ABD sömürgesi, İstihbaratı ABD'nin kontrolünde olan bir ülkedir. Dolayısıyla buradan Meis'e geldiğimizde; öncelikle burada Yunanistan'ın Türkiye karşısında attığı adımlar ile Yunan vekillerden gelen saçma sapan söylemlerin birbiriyle örtüşmediğini görüyoruz. Önce sözde Genelkurmay Başkanı'nın "Buradan geçen herkesi vururuz, sonra bakarız" demesinden sonra birdenbire "Müzakere lazım, konuşabiliriz" denilirken en sonunda "12 mil kırmızı çizgimiz" gibi ifadeler arasında akli git geller yaşandı. Avrupa ve ABD'nin ittirmeleriyle şahlanıp, Türkiye'nin görkemini görünce geri gitmesi gibi olaylar yaşandı. Bir adım ileri iki adım geri pozisyonundan kurtulamamaktadır Yunanistan."
"TÜRKİYE'NİN YÖNÜNÜ BAŞKA TARAFA ÇEVİRMEK İSTEMEKTEDİRLER"
Türkiye'nin bu süreç içerisinde özellikle Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika'da etkin rol almasından duyulan uluslararası rahatsızlığa da değinen Çetin Türkiye'nin dikkatini, konsantrasyonunu dağıtmak için farklı coğrafyalarda, farklı olayların gerçekleştirildiğini, fakat bu olayların Türkiye'nin kararlılığını bozmadığını ifade etti
"Meis Adasına en son asker yığınağı 30 Ağustos'ta-ki çok anlamlı bir tarihte yapıldı. Çıkarmanın özellikle Türk'ün Dumlupınar'da bir kez daha destan yazdığı, Rumu, Yunan'ı ve haçlı uzantılarını Anadolu'dan fırlattığı tarihte yapması oldukça komiktir. Burada şunu görüyoruz ki yegane amaç Doğu Akdeniz'de sebebi, sonucu ne olduğu önemli olmayan bir kavga çıkarmaktır. Yani kavga çıkarsa başkaları gelecektir. Almanya gelecektir, Fransa, ABD gelecektir. Türkiye'nin yönünü başka tarafa çevirmek istemektedirler. Bunun aynısını Fransa önce Türkiye hızla Doğu Akdeniz ve Libya'da ilerlerken, Kafkasya'da Ermenileri Karabağ dışındaki Kuzeyden Azerbaycan'a saldırtarak Türkiye'nin dikkatini sağa doğru çekmiştir. Orada problemi kısaca halleden Türkiye, döndü Beyrut'taki büyük patlamayla yönünü yeniden sağa doğru çevirip, Ortadoğu'da meşgul olması için elinden gelen her şeyi yapmıştır. Fakat Türkiye profesyonel bir şekilde tüm engelleri aşarak hiç durmadan Doğu Akdeniz'deki ilerleyişini sürdürmektedir. Bundan ötürü yeni manevrada artık peş peşe ilan edilen NAVTEX'lere karşı Türkiye'nin kararlı bir şekilde ilerlediğini görenler Yunanistan'a "Artık ne yap, et kendini dövdür" diyorlar. Burada son hareket de burnumuzun ucundaki, 2 kilometre mesafedeki Meis Adası'nda yapılan askeri sözde yığınak yapılmış -ki bu yığınak uluslararası kurallara aykırıdır- Türkiye'ye bu kadar yakın mesafedeki bir kara parçası silahlandırılmıştır."
"TÜRKİYE'NİN DURUŞUNU BOZAMAZ"
Milli Güvenlik Uzmanı Talat Çetin şöyle devam etti
"Yunanistan açıkça "kanunları onlar koydu, onlar bana boz diyorlar, emrederim, bozarım. Ben onların bir kuklasıyım benim amacım kavga çıkartmak. Türkiye'den dayak yersem de acaba yardıma gelirler mi gelmezler mi" endişe ve git gelleri arasında çırpınmaktadır. Bizim burada yapmamız gereken vakur bir şekilde ilerleyişimizi devam ettirmektir. Yunanistan Meis Adası'na gelse ne olur, gelmese ne olur. Yunanistan Türkiye'nin duruşunu, şeklini, hızını hiç bir şekilde bozamaz. Bozması için de hiç bir fırsat verilmemelidir."
"YUNANİSTAN MUHATAP DEĞİL"
Çetin, Yunanistan'a karşı itidalli tavır sergileyen Türkiye, sahada Atina'yı Yunanistan'ın muhatap olarak kabul edilmediğini, problemin direkt olarak Yunanistan'ı yönlendiren devletlerle çözülmesi gerektiğini savundu:
"Yunanistan şuan Türkiye tarafının muhatabı değildir. Türkiye Yunanistan'a "Sen git sahibin gelsin" demektedir. Çünkü Yunan halkı da bu durumdan muzdarip, ızdırap çekecektir. Türkiye'yle gerçekten başı belaya girerse gerçekten mağdur olan Yunan halkı olacaktır. Yunan halkının hala Osmanlı İmparatorluğu'nun iyi günlerinen güzel anıları vardır. Yunanistan Avrupa'dan kovulmuştur. Tarihi iş birliği ve akrabalığa rağmen yaşlı Avrupa'nın mensupları Yunanistan'ın müsrifliğinden ve bölgedeki başarısızlığından bıkmıştır. Çünkü Yunanistan kendilerine bir yüktür ve dolayısıyla kendilerine bir piyon olarak kullanmaktadırlar. Meis ve 12 adadaki hiçbir hamle Türkiye'nin hiç bir şekilde hızını azaltmamalıdır."
RUSYA'NIN TAVRI
Avrupa ve ABD'ye karşı Yunanistan'ın yanında Rusya ile de görüşülmesi gerektiğini savunan Çetin, Rusya'nın Türkiye'ye mahkum olduğunu, her şeye rağmen Türkiye ile birlik olması gerektiğini savundu.
"Türkiye Yunanistan'ı muhatap almamalıdır. Türkiye bu konuyu Yunanistan'In sahipleriyle, Almanya'yla, Rusya'yla, ABD'yle sahipleriyle konuşmalıdır. Her ne kadar Rusya'yla gerçekleşen Esad güçleriyle, PKK/PYD'yi bir yerde buluşturup anlaşma imzalama haberleri çıksa da Rusya'nın uluslararası ve mili çıkarları Türkiye'yle birlikte olmaktan yanadır. Rusya Türkiye'ye mahkumdur. Türkiye bunu doğru kullanmalıdır."
TÜRKİYE VE DOĞU AKDENİZ
"Meis'de de Adalarda da Yunanistan ile Türkiye asla karşılaştırılamaz. Türkiye Avrupa'nın tamamıyla boy ölçüşebilecek bir seviyede güçtür. Dolayısıyla Yunanistanla muhatap olacak olacak olan kendileri değildir. Türkiye'nin Batı Trakyası, Doğu Trakyası Yunanistanla başa çıkmaya, muhatap olmaya yeter de artar. Yunanistan'In en büyük kaygısı; denizde, havada Türkiye'ye oyalama şansları olsa da Türkiye'nin en ufak bir olayda karadan müdahale etmelerinden endişe etmektedirler. Korkulu rüyaları budur. Bu da olmayacaktır. Çünkü Türkiye'nin bölgede derdi Yunanistan'ın üç kuruşluk toprağı değildir, Türkiye'nin topraklarda gözü yoktur. Türkiye'nin derdi dede malı, mirası olan defineyi bulup çıkarmaktır. Anamızın ak sütü gibi helaldir. Türkiye'nin bu yolda dönmesini kimse sağlayamaz. Doğu Akdeniz'deki en büyük kaynağı bulup çıkaracaktır. Sayın Devlet Başkanı Erdoğan'ın söylemek istediği budur. Karadeniz'de bulunan doğalgaz müjde olmakla birlikte; hacim rezervi değeri açısından Doğu Akdeniz'deki tanımlanmış kaynağın Libya sahası da dahil olmak üzere 5 trilyon dolar olduğunu düşünüyoruz. Türkiye'nin buradan alacağı yarı hisse, ya da çıkarabileceği kadarı, Türkiye'nin mevcut olan önemli ülkeler hanesinden, ekonomik olarak kuvvetlenmesiyle dünyanın en güçlü ülkeleri arasına girmesini sağlayacaktır."
Haber7- Enes Taha Ersen
-
Vatan 4 yıl önce Şikayet EtÇok akıllı hamleler yapmamız lazım.Onlarrın bir hesabı varsa.Mevlamın hesabı üzerinde hiçbir hesap yotur.Beğen
-
Korcan 4 yıl önce Şikayet EtAllah bu kenelere fırsat vermesinBeğen
-
bir bilen 4 yıl önce Şikayet Etsakın ama sakın ilk mermiyi sıkan biz olmayalım. fransanın amacı yunanistanı maşa olarak kullanıp savaş çıkarmak. sonrasında alışk olduğu sömürge düzeni.Beğen
-
ekrem 4 yıl önce Şikayet Ettürkiye ak denize odaklanırken libya veya suriyede kötü bir olay ile karşı karşıya kalmayız inşallahBeğen
-
nail erdoğan 4 yıl önce Şikayet EtBİZ DE Abd Yİ HALA DOST BİLİYORUZ HALA AB YE GİRMEYE ÇALIŞIYORUZ DÜNYANIN EN BÜYÜK TERÖRİSTİ ABD en büyük fitneci ise çocuğu israil. müslüman türkiyeyi abd ye almazlar bu sevdadan vazgeçelim onlar haçlı ordusu kurmuşlar hepsi türk düşmanı bu rüyadan uyanıp dostumuzu düşmanımızı iyi seçelim mevlam kafirlerin din düşmanlarının şerrinden vatanımızı milletimizi korusun. aminBeğen Toplam 1 beğeni