Ata Atun: Artık çok geç! Atı alan Türkiye Üsküdar'ı geçti

Haber7 yazarı Ata Atun "Perde Arkasından Türkiye'ye Baskı" adlı köşe yazısında, Doğu Akdeniz'de Yunanistan ve Güney Kıbrıs'ın AB'yi Türkiye'ye karşı kullanma çabalarını ve Ankara'nın attığı adımları yazdı. Türkiye'ye emperyal ambargo usullerinin uygulanmaya çalışıldığını anlatan Atun, Türkiye'nin o eski Türkiye olmadığını hatırlatarak, başta savunma sanayii olmak üzere atılan yerli ve milii adımları değerlendirdi.

ABONE OL
GİRİŞ 23.09.2020 11:14 GÜNCELLEME 23.09.2020 11:14 DÜNYA
Ata Atun: Artık çok geç! Atı alan Türkiye Üsküdar'ı geçti
Ata Atun: Artık çok geç! Atı alan Türkiye Üsküdar'ı geçti

İşte Ata Atun'un yazısı;

 

Türkiye’nin son yıllardaki ekonomik, hafif/ağır sanayi, savunma sanayisi, kültürel, insani yardım, ulaşım ve üretim yatırımları ile yakaladığı bölgesel siyasi güçten açık açık korkmaya başlayan geçmişin sömürgeci ülkeleri, Türkiye’ye uyguladıkları direkt ambargoların faydasını görmeyince, endirekt ve vesayet ambargoları ile Türkiye’yi frenleme ve engelleme çabası içinde girdiler.

Uluslararası yasaların, kuralların ve uygulamaların yanından dolaşıp şeytanın bile aklına gelmeyecek metotlarla Türkiye’nin gelişmesinin önüne -akıllarınca- engeller çıkarmaya ve duvarlar örmeye çalışıyorlar.

 

Halk tabiri ile "atı alan Üsküdar’ı geçti"ği için boşuna çabalıyorlar.

Söz konusu emperyal ülkeler, geçmişte, sözünü dinlemediği için Türkiye’yi cezalandırmak ve terbiye etmek maksadı ile savunma sanayiinde, askeri araçlarının bakımında, yenilenmesinde ve kıymetli madenlerin işlenmesi teknolojisinde gerek duyduğu bilgi ve yedek parçayı vermemekle karşı karşıya bırakmışlardı. Şimdi de Doğu Akdeniz’de kendi hak ve menfaatlerini aradığı için aynı ambargoların bir benzerini uygulamaya koymaya çalışıyorlar.

Bu cezalandırıcıların başında üfürükten birer devlet olan ve üyesi oldukları Avrupa Birliği’nde sahtekar olarak tanınmalarına rağmen AB’ye sırtlarını dayamış olan Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi (KRY) bulunmakta.

Bu üfürükten ve sahtekar iki devlet, Türkiye’ye uygulayabilecekleri herhangi bir ambargo veya yaptırım güçleri olmadığından, düşünüp taşınıp, Türkiye’ye ait sondaj ve sismik gemilerinde çalışan AB vatandaşı personeli baskı, tehditle yıldırma formülünü buldular. (Bilindiği üzere Türkiye’nin Oruç Reis ve Barbaros Hayrettin Paşa sismik araştırma gemileri, Fatih, Yavuz ve Kanuni adı altında da 3 adet sondaj gemisi bulunuyor. Envantere dördüncü sondaj gemisini eklemek için de devletin ilgili tüm birimleri canla başla çalışılmakta.)

İddiaları, kendilerinin tek taraflı ilan edip kendilerine ait olduğunu iddia ettikleri Münhasır Ekonomik Bölgelerinde faaliyet gösteren bir gemide, "kendilerinden izin almadan çalışılması."

Bu nedenle gemi personelini ve onların ailelerini AB Mahkemelerinde dava etmekle tehdit ederek, gemiden uzaklaştırmaya çalışıyorlar. AB ülkesi içindeki herhangi bir devletin herhangi bir mahkemesinin, KRY’nin ve Yunanistan’ın bu hukuk dışı iddiasını dikkate almaları-her ne kadar her konuda arka çıkıyorlarsa da- zayıf bir ihtimal.

Tüm bu olasılıkları hesaplayan Türkiye, bu tür saçma tehditleri sıfırlamak için, hemen kendisi bir dizi sofistike eğitimler organize ederek gerekli personeli yetiştirmeye başladı bile...

İkinci ve asıl olan engelleme daha sinsice: Fatih, Yavuz ve Kanuni sondaj gemisinin bakımı ve parça yenilenmesi için gereksinim duyulan bazı malzemeleri imal eden uluslararası firmaları, Türkiye’ye yedek parça satışı yaptıkları takdirde kendilerinden hiçbir malzeme alınmayacağı tehdidi ile engelleme girişimi başlatmışlar ve engellemişler de...

Özellikle çok yüksek olan sondaj gemilerindeki sallantıyı ve salınmayı durduracak ve dengede tutacak sistemlerin alımının yapılacağı Japon firmasının söz konusu sistemi Türkiye’ye satmak istememesi, bu insanlık ve ahlak dışı engelleme girişimini ortaya çıkardı.

Buna karşılık Türkiye ne mi yaptı? Tabi ki kendi ihtiyacı olan tüm parçayı kendi üretme yoluna gitti. Savunma sanayimizi güçlendirme yönünde önemli bir motivasyon olan Batı, bu kez de yedek parça sanayimize çağ atlatıyor.

Zira bu hadsiz girişimlerden sonra Türkiye, araştırma ve sondaj platformlarının ileri teknoloji parçalan konusunda hemen millileştirilme çalışmalarını başlattı ve alternatif üreticilerden benzer ürünler alarak sondaj gemilerinin bakım, geliştirme ve güncelleme çalışmalarını tamamladı bile...

Sözün özü; "Kötü komşu ev sahibi yaparmış" atasözündeki kötü komşuya teşekkür etmek gerekecek sanki...

KAYNAK : Haber7
YORUMLAR 16 TÜMÜ
  • misafir0571 3 yıl önce Şikayet Et
    "Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım."
    Cevapla
  • Türk 3 yıl önce Şikayet Et
    Artık içerde ve orduda adamları azaldı lawranceler 15 temmuzda deşifre oldu ....bizi sırtımızdan vuracaklardı ama başaramadılar bu saatten sonra canını düşünen soysuz köpektir .yüz yıl önce lawrancelerle osmanlıyı yıkıp askerini .içerden kırdırıp ülkeyi ele geçirdiniz valinizde yönetti ama artık başarmayacaksınız....hanslar yorgiler .....alayınız gelin .... azdan az .
    Cevapla
  • Bozoklu 3 yıl önce Şikayet Et
    Allah'ına cc kurban senin
    Cevapla
  • KIZIL ELMA 3 yıl önce Şikayet Et
    matrikyan sende kına yak davul çal TARİHE bak Büyük TÜRK Milleti her zaman savaşı değil öldüreceği leşleri nereye gömeceğini düşünür
    Cevapla
  • A. Tuncel 3 yıl önce Şikayet Et
    Süper bir tespit. Umarim Türk halki artik oynan oyunu görür.
    Cevapla
  • Matrikyan 3 yıl önce Şikayet Et
    doğudan Ermeni batıdan Yunan güneyden Arap Orduları anadoluyu istila edecek yakında
    Cevapla
  • Asker millet 3 yıl önce Şikayet Et
    Heyecanla tam teçhizat bekliyoruz
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR