İskenderun terör eylemi girişiminin arkasında kim var: Fransa ve ABD'nin açıklamaları

İskenderun'da son anda önlenen ve önlenmesi sırasında teröristin kendini havaya uçurmasıyla sonuçlanan terör saldırısı girişimi, operasyonel anlamda Türkiye'nin gücünü bir kez daha ortaya koydu; ancak arkasındaki soru işaretleriyle. Eylem öncesinde Fransa ve ABD'nin Türkiye için terör uyarılarında bulunmasını uzmanlar Haber7.com'a değerlendirdi.

ABONE OL
GİRİŞ 28.10.2020 08:15 GÜNCELLEME 28.10.2020 09:04 DÜNYA
İskenderun terör eylemi girişiminin arkasında kim var: Fransa ve ABD'nin açıklamaları
İskenderun terör eylemi girişiminin arkasında kim var: Fransa ve ABD'nin açıklamaları

Haber7- Enes Taha Ersen

 

Türkiye terörle mücadelede teröriste göz açtırmıyor. Yurt içinde faaliyet gösteren illegal yapılanma yanlılarını temizleyen güvenlik güçleri, sınır ötesinde de hem istihbari hem de operasyonel faaliyetler ile adeta destan yazıyor. Bunun en yeni örneklerinden biri de Hatay, İskenderun'da yaşandı. Münbiç'te yapılanan teröristler, Amanoslar üzerinden paramotorlar ile Türkiye'ye giriş yaparak eylem yapmaya çalıştı. Teknik ve istihbarat takibiyle eylemlerini yapamadan yakalanan teröristlere göz açtırılmadı.

Emniyet güçlerinin gerçekleştirdiği operasyon ile teröristler hiç bir sivile zarar veremeden etkisiz hale getirilirken, bu başarılı operasyonun öncesinde ABD ve Fransa'nın yaptığı "güvenlik uyarıları" dikkatlerden kaçmadı. Eylem girişiminden sayılı gün öncesinde gelen bu "güvenlik uyarısı" akıllara Batılı devletlerin yeniden Türkiye'yi ve Türk politikalarını terörle dizayn etmeye çalışmaları faaliyetlerini getirdi. Güvenlik uzmanı Emekli Albay Çoşkun Başbuğ, Yusuf Alabarda ve Araştırmacı Gazeteci Mete Sohtaoğlu pek de tesadüfi olmayan bu batılı "güvenlik uyarılarını" Haber7.com'a değerlendirdi.

 

COŞKUN BAŞBUĞ: TERÖRŞE İLİŞKİLİ DEVLETLER

S-400 meselesi nedeniyle ilişkilerde gerilim yaşanan ABD ve İslam düşmanlığının yanı sıra Azerbaycan'ın Karabağ politikalarında Türkiye ile zıtlaşan Fransa'nın güvenlik uyarılarından yalnızca birkaç gün sonra gelen terör eylemi girişimi, bu durumun tesadüf olmaması ihtimalini sorgulattı. Güvenlik uzmanı Emekli Albay Coşkun Haber7.com'a yaptığı değerlendirmede ABD ve Fransa'nın terörle iltisaklı devletler oluşuna dikkat çekerken bu güvenlik uyarılarının da masumane olmayışı ve tehdit niteliği taşımasına dikkat çekti:

"Amerika ve Fransa doğrudan terör ile ilişki devletler olduğunu ortaya koydu. Bu açıklama tesadüf değil. Bu saldırının hazırlığı da tesadüf değil. Amerika ve Fransa kendi aklınca dünyaya mesaj verip Türkiye üzerinde bir algı oluşturmak ve dizayn etme gayreti gösteriyor. Zaten bir tehdit var söyleminin altında bu yatıyor."

"TÜRKİYE'NİN POLİTİKALARI NEDENİYLE HAVLU ATTILAR"

Türkiye'nin son dönemde teröre ve teröriste karşı sıfır tolerans ilkesiyle yürüttüğü iç ve dış güvenlik operasyonlarıyla dünyanın en güvenli ülkelerinden biri haline gelişine dikkat çeken Başbuğ, özellikle son dönemde uygulanan dış politikalara karşı ABD ve Fransa'nın bu eylemler ile Türkiye'ye gözdağı vermeye çalıştığını belirtti.

"Dünyanın en güvenli ülkesi şu an Türkiye, terör anlamında. Bugün bütün insanlar, yerlisi, yabancısı büyük bir güvenle ülkede yaşıyor ve nefes alıyor. Bunun da sebebi terör tehdidinin ortadan kaybolmuş olması. Ama tablo böyleyken Amerika ve Fransa’nın kasıtlı olarak sanki ülkede bir terör tehdidi var ve insanlar da tehdit altında söyleminin arka planında kirli niyet ve maksadın yattığını görmekte fayda var. Ki ben hep söylüyorum. Amerika’nın şu an uygulamış olduğu politikaların çoğu Türkiye’nin uygulamış olduğu politikalar nedeniyle iflas etmiş durumda. Gerek Suriye’de gerek Irak’ta gerek Doğu Akdeniz’de gerek Afrika’da. Tabi burada Amerika’yı dillendiriyoruz ama Siyonist kanat. Siyonist kanat, Azerbaycan Ermenistan denkleminde de havlu attı. Türkiye’nin Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanında durmasıyla. Bunları terse döndürmenin yolu Türkiye’ye karşı bir kamuoyu oluşturmak ve baskı altına almak. Bunu da yapmak için Amerika birtakım oyunlara girişmek zorunda. O oyunlardan en iyi bildiği de terör."

JOHN BASS VE DEAŞ OPERASYONU

Başbuğ şu sözlerle devam etti:

"Hatırlayalım, John Bass Amerikan Elçisiydi bu. Yani sözde elçi. Terör ile doğrudan ilgili biri. Bu kişi 2017’de Afganistan’a yeni görev yerine gönderilirken bir veda konuşması yaptı. O konuşmada çok kritik bir konuyu ele aldı. Konuşmasında küstahça ve alçakça ‘Türkiye eğer DEAŞ üzerinden herhangi bir terör saldırısı yaşamıyorsa bunu Amerika’ya borçludur’ dedi. Bu söylemin haftasına DEAŞ ile ilgili çok büyük bir operasyon gerçekleştirdi emniyet ve istihbarat. 4 DEAŞ militanı Bayrampaşa’da bir AVM’ye tonlarca patlayıcı koyarken yakalandılar. Bu cumhuriyet tarihindeki en büyük terör operasyonlarından biriydi. 69 adet, her biri üçer dörder kilo olan patlayıcı ele geçti ki bunun bir tanesi o AVM’yi yerle bir etmeye yeter. 59 tane ateşleme düzeneği 4 tane de canlı bomba yeleği görüldü. Çift sigorta dediğimiz bir sistem var terörde yani birinci patlamayı bir yerde yaparsın orada etkisiz hale getirdiğin insanlardan ölen ölür kaçanları da ikinci bir patlama ile karşılarsın. Bu gerçekten çok canice bir plandır ama bu plan işte o DEAŞ denen militanlar tarafından uygulanmak istendi. Fakat şükürler olsun emniyet bunu büyük bir başarı ile engelledi, istihbarat anlamında da destekleyerek. Bu bahsettiğim süreçten sonra şunu biz sorgulamadık. Bu John Bass denen kişi gitmeden evvel bu cümleleri kurdu, üzerine böyle bir saldırı gerçekleşebilirdi eğer istihbari anlamda meseleye tam olarak hakim olmasaydık. Bu adam bu tehdit dolu cümleleri bu maksat ile mi kurdu yoksa bu işin arkasında onlar mı var sorusunun sorulması gerekirdi. Sormadık. Şimdi aynı tablo tekrar var. Kopyala yapıştır yöntemiyle Amerika’nın bir anda durduk yerde ‘Türkiye’de yabancılar tehdit altında, güvenilir kaynaktan aldığımız bilgiler ile gördük ki Türkiye’de yabancılar terör saldırısına uğrayabilir’ gibi cümleler kurması akıl alır gibi değil. "

ABD-FRANSA VE AZERBAYCAN DENKLEMİ

"Bir kere şunu sormak lazım; Elinde böyle bir bilgi varsa sen bunu müttefik olarak gördüğün Türkiye ile niye paylaşmadın? Eğer böyle bir tehdit yoksa niye böyle bir yalan ortaya attın? Sorulacak birçok soru var ama Amerika’nın nezdinde bu soruların cevabı ve karşılığı yok. Çünkü burada büyük bir tezgah planlandı, Amerika’nın bu ikazı tutsaydı bir algı oluşturup biz zaten söyledik, tehdidi biliyoruz fakat iktidar ve hükümet bunu takmıyor gibi bir hava oluşturacaklardı. Şükürler olsun etkisiz hale getirildi ve tuzak ellerinde patladı. Ve dikkat edin bazılarına bu komplo teorisi olarak ya da çok uçuk bir tez gibi gelebilir, aynı Amerika Türkiye için kurduğu denklemin aynısını Azerbaycan için de kuruyor. Bir gün sonra Bakü’de de böyle bir tehdit var diye ortalığa çıkan bir Amerika tablosu var. Şimdi bunları üst üste koyduğumuzda bunların tesadüf olduğunu kimse söyleyemez veya söyleyen akıl ile alay etmiş olur. Danışık dövüşlü bir iş var. Bir saldırı olacaktı eğer biz tedbir almasaydık. O hayatını kaybeden insanlardan da Amerika ve Fransa nemalanmaya çalışacaktı. Tablo bu. "

YUSUF ALABARDA: BİR AMACA HİZMET ETMEK İÇİN YAPILAN AÇIKLAMALAR

Güvenlik Uzmanı Emekli Albay Yusuf Alabarda da ABD'nin yaptığı açıklamayı, belli bir amaca hizmet etmek suretiyle, Türkiye'de manipülasyon oluşturarak topluma korku ve panik havası yerleştirilmek istendiği için yapıldığına dikkat çekti:

"ABD’nin Türkiye ve Azerbaycan Büyükelçiliğinden de yapıldı bu açıklamalar. Bu aslında Amerika’nın dünyanın birçok yerinde kullanmış olduğu bir yöntem. İstihbarat teşkilatlarından gelen bilgiler doğrultusunda bu uyarıları yapıyor. Lakin burada eleştirmemiz gereken husus Amerika gibi Türkiye ile ittifak içerisinde olan bir devletin Türkiye’nin istihbarat teşkilatıyla, iç işleri bakanlığıyla koordine etme gereği dahi duymadan bu şekilde Türk halkını rahatsız edebilecek, manipüle edebilecek, korkuya sürükleyebilecek açıklamaları yapmalarını belli bir amaca hizmet etmesi için yaptıklarını düşünüyorum. "

"KABUL EDİLEBİLECEK BİR ŞEY DEĞİLDİR"

"Peki İçişleri bakanlığı dahil olmak üzere koordine edilmedi mi? Evet edilmedi. Çünkü İçişleri Bakanı'nın da bu konuyla ilgili açıklaması var. Dolayısıyla bunu bu iki husus üzerinde değerlendiriyorum. Bir, rutin bir uygulaması vardır evet Amerika’nın birçok yerinde bu şekilde. Fakat bu hususun koordine edilmemesi Türkiye gibi bir ülkede kabul edilebilecek bir şey değildir. İkinci husus ise terör özellikle 11 Eylül saldırılarından sonra Orta Doğu’da mekan düzenlemesi yapmak maksadıyla batılı istihbarat teşkilatları tarafından çok yoğun olarak kullanılan bir argüman olarak gündeme geldi." 

"TÜRKİYE TERÖR İLE MANİPÜLE EDİLEN MEKANİZMAYI DARMADAĞIN ETTİ"

"Sahadaki terör örgütlerinin, Somali’deki terör örgütünden, Suriye, Irak ve dünyanın birçok coğrafyasındaki DEAŞ'a, şimdilerde adı pek anılmasa ve üzerine toprak örtülmüş olsa da El Kaide dahil olmak üzere batı istihbarat teşkilatları ile iç içe girmiş kurumlardır. Dolayısıyla Türkiye’nin terör ile vermiş olduğu mücadele de terör ile manipüle edilebilen mekanizmayı darmadağın etmiş olması batı nezdinde yaratılan huzursuzluğun ana nedenidir diye düşünüyorum."

METE SOHTAOĞLU: MİT'İN MÜSAADE EDECEĞİNİ SANMIYORUM"

Araştırmcı gazeteci Mete Sohtaoğlu da yabancı ülke büyükelçiliklerinin türkiye üzerinde istihbarat girişimlerinin bulunduğunu, fakat buna MİT'in müsade etmeyeceğine değindi.

"Burda tabi başka bir açıdan bakmak lazım neticede TC topraklarında olan bir büyük elçiliğin yabancı bir büyük elçiliğin tabi kendi yine bilgi toplaması ya da bu tarz faaliyetlerde bulunması kendileri açısından yapılabilir ama neticede milli istihbaratın gücünü düşündüğünüz zaman böyle bir istihbarat toplamaları ya da böyle bir istihbaratı almalarına ben Mit’in müsaade edeceğini sanmıyorum. Bunların Mit’in yabancı kuruluşlara yönelik uyarıları vardır tehdit potansiyeli gördüğü kişilere ya da gruplara uyarı yapar. Ve derdi senin veya bu kurumun hakkında böyle bir duyumlarımız var  buna göre önlem al bizde bunun önlemini aldık bilginiz olsun diye bilgi verir. Ama burda muhtemelen büyükelçilikler verilen bilgiyi panik havası yaratmasıyla bilinçli olarak sistematik olarak ben paylaşıldığını düşünüyorum neticede bu benim aklıma ilk gelen milli istihbaratın yaptığı bir bilgi paylaşımıdır bunu bütün büyükelçilikler ya da polislerin istihbaratları yapar neticede bizimde bir başka bir yerde büyükelçiliğimizde normal bir ülkede bizim büyük elçiliğimizle ilgili herhangi bir sıkıntı ya da böyle bir duyum alındığı zaman o yabancı istihbarat servisi de bunu bizim türk büyükelçiliği de paylaşır.

"BİLGİLERİ AÇIK VE DETAYLI OLARAK PAYLAŞIYORLAR"

Ama burda tabi haklı olarak ABD Büyükelçiliğinin yaklaşık son 4 senedir yaptığı açıklamanın özellikle ABD Büyükelçiliğinin ki başka herhangi bir Avrupa ülkesi söylemiyorum ama tamamen ABD Büyükelçiliğinin bu tür açıklamalarının ardından bir ya da iki gün sonra çeşitli örgütler tarafından saldırı düzenlenmesi PKK olabilir, İşid olabilir ya da başka örgütler olabilir tabi akla bu tür şüpheleri doğuruyor. Bu açıklamaların daha önce baktığımız zaman ABD Büyükelçiliği kendi edindiğini iddia etti diyelim ya da Türkiye’den Türk İstihbaratının verdiği bilgileri açık ve detaylı bir şekilde paylaşıyor. Bu tür seyahat yasaklarının paylaşımlarının başka ülkelerde karşılaştırılmasına bakıldığı zaman ABD Büyükelçilikleri genel olarak ülke çapında uyarı yapar ama Türkiye de bu yaptıkları bu uyarılar aşırı detaylı bölge gösteren ya da bölgeleri gösteren mesela son yaptıkları uyarılar bölgelere yönelik burda tabi kafa karıştırıcı bir durum var. ABD Büyükelçiliği edindiği ya da kendi edindiğini düşünebileceğimiz bilgileri sansürsüz bir şekilde ya da belki Türk Güvenlik güçlerine paylaşmadan direkt kendi edindikleri istihbaratı paylaşıyorda olabilir. Bu konuda net bir bilgimiz olması mümkün değil. Ama dediğim gibi Milli İstihbarat Teşkilatının, ABD Büyükelçiliğinin  ya da böyle bir büyük elçiliğinin  Türkiye de böyle bir anlamda istihbarat toplamasına ya da haber elemanları vasıtasıyla kendi başkentlerine bilgi aktarabileceğine ve izin vereceğine hiç sanmıyorum." 

ESAD-PKK İŞ BAĞLANTISI VE AMANOSLAR

Özellikle yurt dışına yaptığı başarılı operasyonları ele aldığımız zaman ülke içerisinde böyle bir büyükelçiliğin faaliyet vereceğini sanmıyorum. Ama tabi dün ki İskenderun meydana gelen meselenin de detayına baktığımız zaman  Esad rejiminin de Hatay’da çeşitli destekçileri var ve bunlar Suriye istihbaratıyla da çalıştığı biliniyor. Son dönemde orman yangınları vs. özellikle buranın mesken tutulması Esad ve PKK arasında bir bağlantıyı açıkçası ortaya koyuyor. Çünkü burda ki yangınların çıkarılması Suriye tarafıyla eş zamanlı çıkarılması aynı zamanda bu bölgede ki muhaliflere ait olan mevzilerinde orman yangınlarında ağ taşınması ve yanarak kül olması gibi arazinin açılması gibi yani açık hedef olabileceği bir şekilde Türkmen dağının yakılarak bir şekilde önünün açılması ve Esad tarafından rahat bombalanmasının önünü açıyor. Ama İskenderun meselesine bakıldığı zaman PKK’ya yönelik operasyonlar vardı uzun süredir buraya sızmaya çalışıyordu. Çünkü biraz önce size söylediğim gibi Esad’ın PKK ile beraber bir iş birliği  yaparak Hatay’da bir takım karışıklar çıkardığını düşünüyorum açıkçası. Bu sebepten uzun süredir Hatay’da operasyonlar vardı Amanos Dağlarında özellikle ve uzun süredir de dün ki operasyonda düşünüldüğü zaman güvenlik güçlerinin bunları takip ettiğini ve en sonunda da operasyon düzenleyerek düzenleme anında meydana gelen olaylar bir aracı takip etmeleri aracı durdurmaları üzerindekilerin muhtemelen bir saldırıya giderken aslında dün bir saldırının engellendiğine şahit olduk. Bu da hem istihbaratın hem de güvenliğin bu bölgeyi kontrol altına altında tuttuğunu gösteriyor. Burda sadece mesele dün ki valinin açıklamasıyla Amanos yurt dışından başka bir yolu da var deniz yolundan da Hatay’a sızmaya çalıştıklarını biliyoruz ya da Suriye’den Hatay’a bir takım patlayıcı botlarla patlayıcı sokmaya çalıştıklarını biliyoruz. Bunlardan dolayı farklı tekniklerle deneme yapılmış olabilir neticede bunların edinildiğini biliyoruz Irak tarafında ama tabi şurda ilginç bir nokta var Ümmiçle-İskenderun arasında Türkiye’nin hava gücü olduğu, askeri birliklerinin olduğu, sınır güvenlik önlemlerinin olduğu bir bölgeden geçmesi Suriye tarafı bir soru işareti yaratıyor.

"EKSTRA TEDBİRLERİN ALINMASI GEREKİYOR"

Kimseye gözükmeden geçmek pek mümkün değil çünkü orası sık sık bombardımana ya da hava saldırılarına maruz kaldığı için özellikle havanın muhalifler tarafından ya da TSK tarafından da gözetlendiği düşünüldüğü zaman  açıkçası buranın detaylandırılması gerekiyor. Neticede kullanılmaz bir şey yok kullanılabilir paramator ama resmi görevlilerin bunu biraz daha açması gerekiyor çünkü bu bizim aynı zamanda başka bölgelerde de Suriye topraklarında ya da Kuzey Irak’ta bu tür bir saldırı girişiminin olabileceğine olasılığına işaret ediyor ve bu da çok riskli bir durum. Ve buna göre de hava kontrolünün, hava gözetlemesinin bu tip alçaktan uçağın hava araçları içinde yani insanların oturabileceği paramator gibi hava araçlarıyla saldırı düzenleme ihtimali de belirdiğine göre buna yönelik bir önlemlerin havada vurulması için ya da havada imhası için ekstra tedbirlerin alınması gerekiyor.

İSTİHBARAT TAKİBİ VE MÜNBİÇ

Sayın Vali'nin Münbiç'ten işaret etmesi İskenderun’a kadar takip edildiğini yani şebekeyi çözmek için bazen takip edersiniz bu dün ki operasyonla beraber Münbiç'ten takip edildiğinin İskenderun da teröristlerin yakalanacak şekilde tertibat alındığını da söylemem mümkün. Çünkü bugün o paramotorların fotoğrafları yayınlandı ve büyük bir sınır ötesi operasyon MİT'in sınır ötesinden Münbiç'ten takip ederek İskenderuna kadar takip ettiğini ve İskenderun da güvenlik güçleriyle beraber bu şahışlara yönelik bir operasyon düzenlendiğini anlayabiliriz. Ama Münbiç ismi geçtiği için bu uluslararası anlamda da Münbiç'te bayrak gösteren ABD’yi ve bir bölümünde Rusya’yı zor duruma katacaktır ve muhtemelen de Sayın Cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi Türkiye’nin önümüzdeki dönemde ki olası harekat rotalarından birisi de net olarak Münbiç'in dahil edildiğini de size söyleyebilirim. 

KAYNAK : HABER7 | ÖZEL
YORUMLAR 12 TÜMÜ
  • Mehmet Emin 3 yıl önce Şikayet Et
    ABD'nin gecen hafta elcilik uzerinden teror saldirisi uyarisini hatirlayan var mi?Isin icinde onlarin oldugunun ACIK ISBATI....
    Cevapla
  • ali 3 yıl önce Şikayet Et
    tabiki abd
    Cevapla
  • abi 3 yıl önce Şikayet Et
    amerikada siyahiler, fransa da yelekliler desteklenmeli.
    Cevapla
  • Hüseyin 3 yıl önce Şikayet Et
    bir kaç ülkeye de artık bizim uyarı vermemiz gerekiyor
    Cevapla
  • C.Türk 3 yıl önce Şikayet Et
    Amerika var. Nokta
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR